VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
KÜNYE
FİRMA REHBERİ
İLAN REHBERİ
BİZE ULAŞIN
YAZARLAR
H24HBR

@ Haber Tarihi : 22 November 2020 01:10:13

0 Yorum

Kez Okundu.

Vefatının 21.Yılında Mehmet Bedri İncetahtacı

21 yıl sonra bile Ölümündeki sır perdesi bir türlü aralanamadı

Ölümündeki sır perdesi bir türlü aralanamadı Fazilet Partisi Gaziantep Milletvekili ve o dönemin en önemli TBMM komisyonu olan Susurluk Araştırma Komisyonu Sözcüsü Merhum M. Bedri İncetahtacı’nın şüpheli ölümünün üzerinden tam olarak 21 yıl geçti.

 

Trafik kazasına ilişkin şüphelerin bir türlü giderilemediği İncetahtacı’nın vefatındaki sır perdesi ise nedense bir türlü aralanamadı. Türkiye 90’lı yılların karanlık yapıları ile mücadele kapsamında 2000 binli yıllarda bir dizi geçmişe dönük siyasi davaya başladı. Başta Ergenekon olmak üzere meçhul cinayetlere kurban gidenler için yapılan çalışmalar neticesinde Türkiye bir arpa boyu yol alamadı.

Bu konuda en dikkat çeken şüpheli kaza ise 21 Kasım 1999 günü Ankara Esenboğa Havaalanı yolunda yaşandı. İncetahtacı’nın ölümünü sebep olan kazadan sonra yaşananlar ise ölüme ilişkin şüpheleri giderek artırmıştı. 1996 yılında Balıkesir’in Susurluk ilçesinde yaşanan bir kaza Türkiye’nin gündemini sarsmıştı. Devlet-mafya-siyaset çarkını adeta gözler önüne seren bu kaza sonrası uzun bir dönem ülke de birçok eylem yaşanmıştı. 1999 yılında TBMM bünyesinde oluşturulan Araştırma Komisyonu konunun üzerine eğilerek, bir çok kişiyi dinlemiş, devletin gizli ve saklı birçok dosyasına ulaşmıştı. O günlerde Fazilet Partisi Milletvekili olan ve TBMM’deki Susurluk Araştırma Komisyonu Sözcüsü görevini yürüten Gaziantep Milletvekili M. Bedri İncetahtacı’da bu kirli ellerin ülkede neler yaptığını gün yüzüne çıkarmak için gece gündüz çalışıyordu.

Etrafındakilere, ülkeyi sarsacak bilgilere ulaştıklarını söyleyen ancak bu konuda resmi hiçbir açıklamada bulunmayan İncetahtacı da elim bir kazaya kurban edildi. Mektup Da Gizli Yapılara Dikkat Çekmişti Bedri İncetahtacı, ölümüne sebep olan kazadan kısa bir süre önce Dönemin Fazilet Partisi Genel Başkanı M. Recai Kutan’a verdiği bir mektup da ülkedeki gizli yapılara işaret etmişti. İncetahtacı o mektubunda, “Birbirinden kopuk ve farklı olarak görülen tüm bu olaylar aynı anlayışın ürünüdür.

Bu anlayış; tüm dünyaya sirayet etmiş olan ve ülkemizde de uzun yıllardan beri egemen olan devlet idaresinin siyasi etik kurullarından arındırılmış her türlü metodu mübah gören menfaate dayalı bir iktidar mücadelesi şeklinde ifade edilir. Bu anlayış iktidara gelebilmek ve iktidarı korumak için; terör, darbe, kara para aklama ve kullanma, tefecilik, kumarhaneler, mafya ve benzeri unsurları kullanmaktadır” ifadeleri ile ülkedeki gizli yapılara işaret etmişti.

Eşi, Kazanın Şüpheli Olduğunu Söylemişti Yaşanan kazadan sonra medyaya açıklamalarda bulunmayan Bedri İncetahtacı’nın eşi Rahaf İncetahtacı ise sessizliğini 2008 yılında Milli Gazete’ye bozmuştu. Rahaf İncetahtacı, o dönemde ülkede yaşanan Ergenekon davaları ile ilgili umutlandıklarını ve geriye dönük eşinin de ölümü üzerinde bulunan sis perdesinin kalkacağını dile getirmişti. Rahaf İncetahtacı, “Dokuz sene sonra ‘evet öldürdüler’ dediler.

https://www.4x4bet123.com/ https://www.4x4bet123.com/

Bu bile bizim için az olsa da bir teselli. Çünkü hem öldürdüler, hem onu suçladılar. Dediler ki hız yaptı ve sekizde sekiz kusurlu buldular. Ve kimin ne için öldürdüğünün araştırılması gerekir” demişti. Rahaf İncetahtacı eşinin kazaya kurban verdiği yıl yaşanan Ahmet Taner Kışlalı suikastine de dikkatleri çekerek, “Ben aynı yıl gerçekleşen iki olaya dikkat çekmek istiyorum. Ahmet Taner Kışlalı cinayeti 21 Ekim 1999’da işlendi, Mehmet Bedri İncetahtacı suikasti ise 21 Kasım 1999’da. Birer ay aralıkla öldürülmeleri sizce bir tesadüf mü?

Zaten Ahmet Taner Kışları suikasti olduğunda, eşim olay hakkında dedi ki, ‘Bu iş burada bitmez’. Bence bunları yapanlar aynı güç ve aynı zihniyet. Cinayeti izlerken eşim çok tedirgin oldu ve dedi ki, ‘Bu iş burada bitmez, mutlaka buna karşılık olarak bir başka kişiyi öldürecekler’ Bunu söyledi. Ve tam bir ay sonra eşimin başına bu olay geldi” diyerek dikkat çekmişti. 21 Kasım 1999 günü yani kazadan birkaç gün önce sıkıntılı bir dönem yaşadığını da açıklayan Rahaf İncetehtacı “Evet, sıkıntılıydı. Sanki son yolculuğuna gitmek istemiyordu. Bu Köln yolculuğu aslında daha önceden yapılacaktı.

Bir ay önce yapılacaktı, ama ertelemeye çalıştı, ancak bir ay erteledi. Gitmek istemiyordu. Ve baktı ki artık kaçış yok, mecburdu, gidecekti. Altıncı his vardır ya, bir şey hissediyor, ama tam anlam veremiyordu. Fakat şunun altını özellikle çizmek isterim, kesinlikle ve kesinlikle uçağa geç kalma, gecikme gibi bir durum yoktur” demişti.

Elkatmış, ‘İt Kapanı İle Öldürüldü’ Demişti Dönemin Susurluk Araştırma Komisyonu’nun Başkanı Mehmet Elkatmış, İncetahtacı’nın ‘it kapanı’ adı verilen bir yöntemle suikaste kurban edildiğini söylemişti. Elkatmış, o dönemde yaptığı açıklamada, “Ergenekon’un bir boyutuydu. Susurluk’un üzeri o zaman örtülmeseydi bugün bu noktaya gelmezdi’ diye konuştu.

Elkatmış ‘Beraber Almanya’ya gidecektik. Sonra plan değişti; o benden 15-20 dakika önce çıkmıştı. Yolda kaza yapılmasına yol açabilecek hiçbir unsur bulunmadığı halde havaalanı yolunda bir ağaca çarpmıştı. Olaydan hemen sonra olay yerine gittim.

Kaza olduğuna inanmak zaten çok zorlama olurdu. Kazadan bir süre sonra bir TSK mensubu, İncetahtacı’ın ‘it kapanı’ diye tabir edilen bir yöntemle, trafik kazası sürü verilerek öldürüldüğünü, bir milletvekili arkadaşımıza söyledi” sözleri de yaşananların bir kaza değil suikast olduğunu kaydetmişti

Henüz Bu Haber İçin Yorum Yapılmamış
Adınız Soyadınız
Güvenlik Kodu
BENZER HABERLER