VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
KÜNYE
FİRMA REHBERİ
İLAN REHBERİ
BİZE ULAŞIN
YAZARLAR
H24HBR

@ Haber Tarihi : 29 August 2020 08:47:29

0 Yorum

Kez Okundu.

Üçüncü Yargı Reformu ve İstanbul Sözleşmesi

Üçüncü Yargı Reformu ve İstanbul Sözleşmesi

Cezalarda indirim yapan 3. Yargı Paketi, AK Parti’nin ittifak ortağı MHP ve muhalefetle yaptığı görüşmeler sonrası kesinleşti. 

Nisan ayının ilk haftasında TBMM’de görüşülecek. Bu yeni paket mevcut cezaların indirimini sağlıyor ve 70 bin ile 100 bin dolayında tutuklunun cezaevlerinden çıkacağı söyleniyor. Şu anda cezaevlerinde 300 bin kişinin olduğu yer sıkıntısı ve koronavirüs salgını korkusuyla bu paketin hazırlandığı biliniyor. Esasında bu cezaevleri niye doluyor?

İnsanlar neden suç işliyor? Bunun sebeplerini doğru tahlil edip gerekli tedbirleri almak gerekir. Yoksa ‘doldur boşalt’la sorunlar çözülmüyor.

Bu paketin doğru yanlışı, kapsadığı suçları ayrı değerlendirmek gerekir. Ben bu yazımda sadece İstanbul Sözleşmesiyle ilgili değineceğim. Hatırlanacağı gibi; İstanbul Sözleşmesi olarak anılan “Kadına Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi”, 11 Mayıs 2011’de İstanbul’da imzaya açılmış ve 1 Ağustos 2014’te yürürlüğe girmiştir.

Ne hikmetse, hep birbirleriyle kavgalı olan Meclisteki AKP, CHP, MHP ve HDP bu kanuna ortak destek vermişler. 3. Yargı paketi vesilesiyle, İstanbul Sözleşmesi de tekrar değerlendirilmelidir. Çünkü sözleşme ve 6284 nolu yasa başta olmak üzere, bağlı yasalardan dolayı on binlerce aile açık bir şekilde mağdur durumda. Çünkü İstanbul Sözleşmesi ve 6284 nolu yasa sonrası boşanmalar, evden uzaklaştırma, kadın cinayetleri, hacizli çocuklar ve dağılan aileler ciddi oranda artmıştır. 

Kadına şiddeti önleyecek tedbirler elbette alınmalı ama yuvaları dağıtarak veya babaları mağdur edecek şekilde olmamalıdır. Elbette bu yasanın kaldırılması için Türk Ceza Yasasında değişiklik yapılması gerekir. Çünkü 3. Yargı paketi mevcut cezalarda indirim getiriyor.

https://www.4x4bet123.com/ https://www.4x4bet123.com/

Bu da İstanbul sözleşmesinin sebep olduğu mağduriyetleri tamamıyla kaldırmıyor. Başta “Genç yaşta evlenmiş” olanların mağduriyetleri olmak üzere İstanbul sözleşmesinin sebep olduğu tüm mağduriyetlerin tamamıyla kaldırılması için, Türk Ceza Yasasının 103, 104 ve 105. maddelerinde değişiklik yapılması gerekir. Mevcut yasada 15-18 yaş arasındaki reşit olmayanlarda cinsel ilişki rızaya dayalı ise dava açılmaz ancak şikâyet üzerine dava açılıyor.

Buradaki maddeye, “kendisi ve ailesinin rızasıyla severek isteyerek evlenmiş “13-18 yaş arası” denilirse hem içerdeki mağdurlar çıkar, hem yeni mağdurlar oluşmaz, hem de çocuk istismarcıları affedilmemiş olur. Tabi bu ifadeyi işin ehli olan hukukçular doğru bir şekilde maddeleştirirler. Her ne kadar 3. yargı paketinin amacı mevcut cezalarda indirim olsa da, TCY 103, 104 ve 105. maddelerini “genç yaşta evlenenlerin” lehine değişiklik yaparak bu paketin içine konulmalı ve artık bu mağduriyetlere son verilmelidir.

Eşler ve aileler rızalarıyla severek isteyerek düğün yaparak ve çoluk çocuk sahibi olmuş 8 bin ailenin mağdur edilmiş olması bunların “çocuk istismarcıları” ve “tecavüzcü” koğuşlarına bırakılması ve aynı statüye konulması kabul edilemez. Elbette biz, kadına yapılan her türlü şiddette ve çocuk istismarına, şiddetle karşıyız.

Bunlara en ağır cezalar verilmelidir. Ancak İstanbul Sözleşmesi ve bağlı olarak çıkartılan 6284 sayılı yasa ile kadınlara yönelik şiddeti azaltmamış daha çok artırdığı istatistiklerle ortada. Bununla beraber yeni mağdurlar oluşturmuştur. O zaman yanlışta ısrar etmemek gerekir. Kaldı ki birçok kanun çıkartılmış beklenen fayda görülmeyince kaldırılmış veya değiştirilmiştir.

Vesselâm.

Henüz Bu Haber İçin Yorum Yapılmamış
Adınız Soyadınız
Güvenlik Kodu
BENZER HABERLER