VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
KÜNYE
FİRMA REHBERİ
İLAN REHBERİ
BİZE ULAŞIN
YAZARLAR
H24HBR

@ Haber Tarihi : 23 March 2020 14:58:43

0 Yorum

Kez Okundu.

Şeyh Fethullah Ayte Bediüzzamanı Anlattı

SEYDA FETHULLAH AYTE EFENDİ'DEN ÜSTAD BEDİÜZZAMAN'LA ALAKALI HATIRALAR

Oxin Medresesi Müderrisi Alim Fethullah Ayte ile yapılan roportajdır.

Soru: :Dedeniz Şeyh Alaaddin Efendi'nin üstadla alakalı hatıralarından bizimle paylaşabilecekleriniz var mı efendim? -

Babamdan işittiğim bir hatıra var. Gerçi amcam Şeyh Asım da bundan bahsediyordu. Dedem şöyle anlatırmış, "Rus muharebesinde(Birinci Dünya Savaşı) 'Bu Rus Bitlis'e girer mi giremez mi' diye öğrenmek istedim. En yetkili kişi valiydi. Valiye gidip durumu sormak ve ona göre tedbir almak arzu ettim. Bu niyetle valiye gittim. Vali dedi ki; "Yok, sıkıntı olmaz. Güç ve tedbirlerimiz yerinde, askerlerimiz fazladır. Ruslar mümkün değil Bitlis'e giremez. Rahat olun, endişeye gerek yok." Valilikten çıktığımda baktım Molla Said yoldan geliyor. Ben çok sevindim. Çünkü 'Molla Said validen daha haberdardır. Hem araştırması çoktur, hem de maneviyattan haberi vardır. Onunla müzakere ederek Rus'un girip giremeyeceğini öğrenirim inşallah" dedim.

O da beni görünce çok sevindi ve hemen yanıma geldi, merhabalaştık. Meğer o da beni arıyormuş. Dedi ki; -Ben de seni arıyordum. Sen nereden geliyorsun? Dedim; -Vali beyin yanından geliyorum. -Hayırdır? -Ben bu Ruslarla ilgili bir haber almak istedim. Acaba geliyor mu gelmiyor mu? Tedbirimiz ne olacak öğrenmek istedim.

-Vali ne dedi? -Tedbirimiz iyidir, askerimiz fazladır, onlar buraya giremez' dedi. Bunun üzerine Molla Said dedi ki; -Valla hiç onları dinleme. Onlar bir şey bilmiyorlar. Üç- dört gün içinde Ruslar Bitlis'e girecek. Ben de seni arıyordum.

Benim üstadımın(Şeyh Fethullah) çocukları, hanımları Rus askerlerinin çizmesi altında pişman olmasınlar. Ben bir başımayım, yanımda iki talebem var. Savaşırız; ya esir düşeriz, ya şehid oluruz, ya kurtuluruz. Bizim için hiç önemli değil. Acele Nurşin'e de haber sal. Nurşin'deki aileleri de alın, dağlık bir yere çekilin. Kesinlikle burada kalmayın." Bunun üzerine ikinci gün Nurşin'den dağlık bir yere çekildik. Hakikaten 4. gün de Ruslar Bitlis'e girdi." Bir de izninizle Nurşinli Şeyh Masum Efendinin oğlu Şeyh Maşuk'un bir hatırasını anlatayım.

-Estağfurullah, buyurun efendim..

-Amcam Şeyh Asım, Şeyh Maşuk'tan rivayet ediyordu. Şeyh Maşuk, Üstadı ziyaret için Isparta'ya gitmiş. Amcama bu ziyareti şöyle anlatmış; "Ben Isparta'daki evini buldum. Talebeleri kapıyı açtılar. Dedim ki; "Ben Üstadı ziyaret etmek istiyorum." Dediler ki; "çok hastadır, Kesinlikle ziyaretçi kabul etmiyor." "Bakın ben Bitlis'ten buraya kadar geldim. İlla görmem gerekiyor." "Valla mümkün değil" dediler. "O zaman ben bir yazı yazayım, kendisine verin" dedim. Yazıyı yazdım, ismimi de altına kaydettim. "Selam ve hürmetlerimi söylersiniz" dedim. Fakat oradan ayrılmadım. Biliyordum ki, haberi olsa beni hemen alacak. Biraz sonra talebeleri beni hemen içeri aldılar.

Onlara kızmış; "Nurşin'den buraya gelen birisi var, siz nasıl almazsınız?" İçeri girdim. O kadar sevindi ki..İki aileden de sağ olan, vefat etmiş olan herkesi teker sordu. Sonra dedi ki; - Gel, talebelerimle aramda hakem ol. -Hayırdır dedim. Buyurdu ki; "Ben diyorum ki benim mezarım belli olmasın, bilinmesin. Talebelerim "belli olsun, bilinsin" diyorlar. Ben de cevaben dedim ki; -Estağfurullah, üstad ne diyorsa öyledir. Ama ben de talebeler gibi, belli olmasını isterim. Ta ki ziyaret edebilelim. Ama Üstadın emri neyse öyle olsun." O konuda öyle geçti.

Hatta Şeyh Asım diyordu ki; "Üstad vefat ettiği zaman, Urfa'ya gömüldü, mezarı belli idi. Şeyh Maşuk şaştı, kaldı. "Üstad 'belli olmayacak' diyordu, bu nasıl olur?' diyordu.

https://www.4x4bet123.com/ https://www.4x4bet123.com/

Sonra İhtilalcilerce üstadın kabri kırılıp naaşı bir meçhule götürüldüğü zaman Şeyh Maşuk; "Tamam, Üstadın kerameti şimdi yerini buldu" dedi. Bu Şeyh Maşuk, Şeyh Masum Mutlu'nun oğlu..

Said Nursi'nin Felsefeye Bakışı Nasıldı

Felsefe, maddeyi, hayatı ve bunların çeşitli tezahürlerini, sebeblerini, ilk unsurları ve gaye cihetinden inceleyen fikri çalışma ve bu çalışmaların neticelerini toplayan ilimdir.

Üstad Hazretleri felsefeyi müspet ve menfi olmak üzere iki kısma ayırmıştır. Menfi kısmını şiddetli bir şekilde tenkit ederken, müspet kısmına da sıcak bakmıştır.

Üstad Hazretleri Risale-i Nur'un çok yerlerinde menfi felsefenin bozuk ve esassız temellerini kati deliller ile çürütmüştür. Menfi felsefe aklı esas alıp, vahye meydan okuyan, dine muarız bir yoldur.

Müspet felsefe ise vahye tabi, onun terbiye ve rehberliği ile hareket eden, din ile barışık bir yoldur.

Risale-i Nurlarda muzır ve dalalet olarak gösterilen menfi felsefedir. Menfi felsefe kainata ve mevcudata manay-ı ismi ile bakar.

Yani menfi felsefeye göre kainat Allah’ın isim ve sıfatlarının talim edildiği bir mektep değil, kendi hesabına manasız ve sanatkarsız bir tesadüf yumağıdır.

Menfi felsefe, insanın kendine itimat ve benlik duygusuna kuvvet vermesini telkin eder. Kur’an ise insana Allah’a itimat ve tevekkülü tavsiye eder ve benlik davasından da vazgeçmesini ders verir.

Bunların muvazene ve mukayesesi Risale-i Nur'un çok yerlerinde geçiyor.

Henüz Bu Haber İçin Yorum Yapılmamış
Adınız Soyadınız
Güvenlik Kodu
BENZER HABERLER