Müsait ortam çalışması

Sevgili okurlarım; Basında Profesör Dr. Necmettin Erbakan'la yapılmış röportajlara münderacatında yer vermiş bulunan 1970 senesinde neşredilmiş ve naşirliğini, Milli Nizam Partisi Gençlik Kolları’nın üstlendiği kitapçıktan, h24hbr.com daki köşemde alıntılar yaptığım söz konusu kitabın, 26. sayfasında merhum yazar Sadun Tanju 'Örgüt Çalışıyor' başlığı koyduğu yazısını, örgüt kelimesinden hoşlanmadığımdan bizim olan teşkilat kelimesinden kaçınıp da örgüt lafzını kullanmak yerine, yazımızın başlığında gördüğünüz manşeti tercih ettim.

Merhum Sadun Tanju şunları yazmış: Bu desteği bulmak için iyi bir örgüt kurmuş.

İslam enstitüsü, imam hatipli, şüpheci, kendini bulamamış cin gibi Anadolu çocukları arı gibi gidip geliyorlar. Havası yapılmadan ön propaganda ekiplerinden hazır işareti verilmeden hiçbir yere gidilmiyor.

Yani öyle çıkagelmek yok. Bir yere gidildiği zaman camide, kahvede, nüfuzlu kişilerin evlerinde, gerekli temaslar yapılmış, oraya gitmenin uygun olduğu anlaşılmış demektir. 'Erbakan'ın komandoları' bunlar gerçekten birer militan, ustalıkla halk arasında şu propagandayı geliştiriyorlar: “Kendi oyunun gücünü bil, ona sahip ol.

Siyasi partiler sana senin istediğini değil, kendi adamlarını seçtiriyorlar. Yukarıda ne oyunlar döndüğünü de bilmiyorsun.” İşte Necmettin Hoca o dalavereleri sana anlattığı zaman ağzın bir karış açık kalıyor.

Ön seçim dedin mi her şey tamam. Bir battaniyeye, bir ziyafete, yüz kağıda, bir odacılığa, bir küçük dalavereye satın alıveriyorlar, delege dedikleri parti esnafının oylarını ve ondan sonracığıma efendim vur patlasın çal oynasın .

Neden karşı çıktı Süleyman bey, bu Necmettin Hoca'ya bakalım? 

Namuslu adam, bilgili adam, elinde zanaatı var, dünyanın neresine gitse aç kalmaz, koskoca Alamanın ordusuna bile tank yapmış, oralarda bile el üstünde tutulmuş, neden böyle bir adamı kabul etmem diyor Süleyman bey?

İşte arkadaş, mademki oy senin elinde, mademki bu devri demokraside halk istediğini çıkartabilirmiş.

Göster bakalım kendini de, Hoca’yı sandıktan çıkar bakalım! Çıkar ki, Süleyman bey bin pişman olsun. Çıkar ki, halkın elinde de güç olduğu anlaşılsın, demek ki halka zıt gitmemek lazımmış densin. Ulan şu Konya'nın adamı da erkekmiş ha desinler. Koskoca iktidara haddini bildirdi de hizaya getirdi desinler.

Hem bu Erbakan kim?

Sözüyle ameliyle, dini bütünlüğü ve imanıyla senden değil mi? Bu önce AP'ye girmek istedi de, Süleyman bey göğüslemedi mi?

Öyleyse ona vereceğin oy asla yabana gitmiyor. Meclise gitse de sesi çıkamaz, gücü yetemez demeleri haşa yalan! Korkuyorlar Hoca'dan efendi!

Bak bu bir kazansın, Allah’ın inayeti, senin desteğinle bir meclise girsin, gör neler eyler. Süleyman dayanabilir miymiş bakalım. Sen bunu bir seç arkadaş, seç de üstüne karışma... Zaten Konyalılar da kıvama gelmişler hani. 1946'dan beri parti oyunlarını göre göre bezmişler.

Hele bu defaki önseçim dalavereleri milletin canına tak demiş. Bir AP'li İlçe başkanı ile belediye meclisi üyesinin konuşmasına şahit oldum, parti listesinin seçilebilir yerindeki bir doktor aday için ellerini masaya vurup besa ediyorlardı: O kazanmasın da kim kazanırsa kazansın arkadaş.

Eğer o da meclise girerse, çek bu işin kuyruğunu! Sadun Bey merhum; Erbakan Hocamız merhum için: ‘Erbakan böyle müsait bir ortamda çalışıyor’ demişti. Nur içinde yatsınlar. Yeniden Refahlılar, bu ifadatı okurlarsa, 48 sene önce nasılmış üzerinde düşünsünler Milli Görüş nerelerden nerelere dağıldı tefekkür etsinler. 

Fiemenillah

#metinhasirci #ERBAKAN #milligorus

• Müsait-Ortam-Çalışması
• metin-hasırcı