GÜNEYDOĞU’NUN EN BÜYÜK KÖTÜ KADERİ, SİYASETÇİSİDİR

H24/Yaşam Koçu/Murat Çuhadar

 Belediye Başkanlığı Milletvekilliğinden çok daha önemli ve etkin bir makamdır. Ancak ülke genelinde olduğu gibi, güneydoğu bölgesinde de yaşanan en büyük talihsizlik SEÇTİRİLEN Belediye Başkanlarının liyakat ve nitelik açısından vasat olmalarıdır. Kimi boşu boşuna şehrine vakit kaybettirdi. Kimi yedi içti zenginleşti. Kimi kibir sultanlığı yaptı.

Kimi de elinden geleni yaptı ama yetmedi, yettirilmedi. Yakın geçmişe kadar feodal yapının hakimiyeti altında sıkışıp kalan ve insan hakları, demokrasi gibi unsurların çok düşük seviyede yaşandığı Güneydoğu’da aşiretler arası güç dengeleriyle belirlenirdi Belediye Başkanı olacak kişiler, yani özgür gibi görünseniz de birilerinin Belediye Başkanı olsun dediği için Başkan olan kişiler vardı. 84 seçimlerinde bu olguyu Rahmetli Ali İhsan Ensari bir nebze olsa bile kırmıştı. Ama öncesi ve sonrasında süreç 2014 seçimlerine kadar maalesef yine aynı şekilde sürmüştü. Daha sonra HDP’nin bölgede boy göstermesiyle yerel aşiretler sindi ve alanı terk etmek zorunda kaldılar.

Bu konu Milletvekilliğine ve İl Başkanlıklarına da sirayet etti. Artık mücadele eden kazanıyordu o tür makamları. Merkezi Hükümet yapısı şimdiki gibi değildi, yani bir belediye başkanının eğer liyakatı, becerisi, hayalleri varsa istediği her hizmeti herkes için yerine getirebiliyordu. Uzatmayayım yazıyı, bölgede Mardin önemli bir yer teşkil ediyor, hatta sadece bölgede ve ülkede değil, dünya genelinde önemli bir yere sahiptir. Ancak gel gör ki işsizlik, perişanlık, liyakatsız yönetimler, hedefi olmayan seçilmişler, kültür ve eğitim sorunu yaşayan yetkililer yüzünden PARİS ötesi bir şöhrete kavuşabilecek ve ülke ekonomisine en büyük turizm katkısını sağlayabilecek iken maalesef konu ortada. Soracak olursanız her başkan gecesini gündüzüne kattığını, çoluk çocuğuna hasret kaldığını ve en güzel başkanlığı kendisinin yaptığını söyler durur.

Soracak olursanız hepsi proje uzmanı maşallah, hatta dünyaya örnek kaldırım boyama, asfalt dökme gibi tam anlamıyla beceremedikleri projelerin mimarıdırlar. En ufak bir eleştiri yaptığınızda da önünüze elli bahane ile çıkarlar, Ankara para göndermiyor, bölgede terör rahat vermiyor, meclis üyeleri çalıştırmıyor, bla bla bla. Yani osuruktan teyyare hikayesi anlatıp dururlar. Bugün Hasankeyf fırsatı ile BATMAN ihya olabilirdi. Bugün Göbeklitepe ve diğer unsurlarıyla ŞANLIURFA muhteşem bir kalkınış yaşayabilirdi. Bugün saymakla bitmez özellikleriyle MARDİN dünya başkenti olabilirdi. Bugün inanç turizmi sayesinde SİİRT yıldızı parlayabilirdi. Bugün dünyaya sellektör yakacak güce ulaşacak yönleriyle DİYARBAKIR ülkenin gurur kaynağı ve sanat akımlarının beşiği olabilirdi.

PEKİ DÖNÜN ARKANIZA VE ŞİMDİKİ HALİNİZE BİR BAKIN…

Her yer kokuşmuş siyaset kokuyor, herkes ağa paşa zannediyor kendini, herkes makam elde etmek yada makamını korumak için inançlarını satıp yalakalık peşinde. Güzelim bölge ve o bölgenin muhteşem insanları o topraklardan kaçıp duruyorlar, kalanlarda maalesef çirkeflik kültüründen dolayı edeplerini koruyup SUSUYORLAR. Millet aç, gençler işsiz, şehirler köhneleşmiş ama halen aptal siyasetler ve ayrıştırmalar peşinde koşan bir güruh tarafından yönetilmeye devam ediliyor. Yine Mardin’den bir örnek vereceğim, Kayyum atanan ve şimdilerde merkeze çekilen Mustafa Yaman’ın mardin icraatları dosyası bir türlü bitmedi.

Doğruysa

YAZIKLAR OLSUN HEM ONA

, Hemde ona prim verene. Oysa Kayyum yerine o memleketin muhteşem isimleri vardı o makamı şahlandıracak, entelektüel yönleriyle o bölgeyi dünya markası yapabilecek. Her ne kadar beni sevmesede Semih HOCAOĞLU gibi deneyimli, tecrübeli isimler vardı. İbrahim Biter, Kadircan Keskinbora, Nurettin Özdener, Fırat Ensari ve daha onlarca muhteşem isim vardı o makamlara gelip toplumun kalkınmasına neferlik ve mimarlık yapacak. Gelelim Fotoğrafını paylaştığım kıymetli insan ve geçmiş dönem Belediye Başkanı Av. Beşir AYANOĞLU’na. Bu adam bölge tarihinin belki de en muhteşem Başkanlık yapan, bölge vizyonunu güçlendiren, projecilik anlayışını şehre yerleştiren, ama başardığı, ama başaramadığı. Hatası ya da kusuruyla bile olsa çoğulcu demokrasi ve kollektif çalışma anlayışını bölgeye yerleştiren alnı öpülesi bir adamdı. Bir daha seçilemedi ama şöyle bir dönüp şehre kazandırdığı ama gözle görülmeyen icraatlarını bir araştırın. Bakın bakalım o memlekete nasıl bir evlatlık yapmış… Peki şimdi nerede, bir kez daha aday olamadı, olamadı diye yeni seçilenler ondan faydalandılarmı acaba… hiç sanmıyorum, selam bile verdiklerini düşünmüyorum. Genç enerjisi, zekası, edep ve her şeyden öte vefa duygusu taşıyıcılığı ile bu muhteşem insanı kaç kişi hayırla yad ediyor acaba ??? Tüm bölgeye sesleniyorum, artık çok geç ama yine de her şey bitmiş değil. Eğitim, bilim, sanat, kültür, vefa, dayanışma, sevgi, inanç… bunlarla uğraşın artık. BATSIN SİZİN EGONUZ VE KİBİRİNİZ…

KAHROLSUN ÇAKMA FEODAL DÜZENİNİZ…

Ayrıca yine ortada dolaşan ben aşiretim ayaklarıyla kendilerine yer etme çabası içerisinde olan asalaklar çıkmış. Aşiretsin de nesin ? eğitimin ne senin ? hayata kazandırdığın eserin ne ? Nobel aldın da bizim mi haberimiz yok ? Bırakın bu işleri artık, hem rezil, hem de komik oluyorsunuz. En büyük aşiret üreten kişidir, başaran kişidir, eser bırakmayı bilen kişidir. Arkasında ağzı açlıktan kokan üç serseri ile dolaşan, hayatında 2 kitap okumamış, belindeki silah ile adam olacağını sanan, şekilli arabaya binip mekanlarda garsonlardan özel ilgi görünce kendini bir halt sanarak ADAM olunmaz.

ADAMLIK İNSANLIĞA VE MEMLEKETE GERÇEK HİZMET VE ADALET İLE OLUNUR.

• Murat-çuhadar
• Semih-Hocaoğlu
• Beşir-AYANOĞLU
• batman
• Siirt-üniversitesi
• Ali-İhsan-Ensar