VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
KÜNYE
FİRMA REHBERİ
İLAN REHBERİ
BİZE ULAŞIN
YAZARLAR
H24HBR

@ Haber Tarihi : 23 June 2020 13:00:28

0 Yorum

Kez Okundu.

Ey Ayasofya Mahsunsun Ağlıyorsun

 

Ey! Ayasofya Mahzunsun Ağlıyorsun 

H24》Makale》Talip AKSOY 

“Ayasofya, Hıristiyanlığın İslâmiyete devir ve tesliminin bir abidesidir. Bunun için kilise iken cami olmuştur. Elbette tekrar camiye çevrilecektir.” Said-i Nursi

Bediüzzaman Said Nursî,  Ayasofya’nın tarih boyunca taşıdığı sıfatları ve temsil ettiği değerleri. Bu sözlerde şeair-i Nasraniye olan Ayasofya’nın şeair-i İslâmiye hâline gelişinin ihtişamı, müze yapılma hezeyanı ve tekrar camiye çevrileceğinin müjdesi var.

Ayasofya'dan  evvel kendi zincirinizi kır'ın.Önder ve lider Ağabeylerinizin yanlışlarına ve duyarsızlığına  karşı  bir silkinin. 

85 yıldır bir kangren, bir sorundur gönüllerde Fatih'in vasiyeti emaneti."Fethiye Camisi" Ayasofya Ayasofya'nın değeri müslümanlar için Kudüs'ten(mescid-i Aksa'dan)  Mescid-i Nebeviden Kabe'den farkı yoktur.

Hıristiyanlar ise "haçlıları" kastediyorum, ayasofya'da bakışları bizim Kudüse bakışımız gibidir. Kudüs ve Ayasofya'nın muhafızı ve aşığı Erbakan Hoca ise Ayasofya "Ayasofya'yı müze haline getiren kararname geçerli değil aslında. Çünkü Resmi Gazete'de hiçbir zaman yayımlanmadı. Oldubittiye getirildi.

Resmi Gazete'de yayımlanmamış bir Bakanlar Kurulu kararı olamaz. Atatürk'ün imzası sahte olduğu söylenmekte. Atatürk hiçbir imzasında K harfini üstten uzatmaz. Üstelik bu imza daha köşeli. Diğer imzalarına uymuyor. Atatürk'ün imzasında 'Atatürk' soyadını kullanarak imza atması da sahte olduğunu ispatlıyor zira bu imzadan 3 gün sonra Gazi Mustafa Kemal'e 'Atatürk' soyadı verildi.

Başvekil olan İsmet İnönü'nün de imzası sahte. İnönü imzasını adı ve soyadını yazarak atıyor. Bu belgede ise öyle bir durum yok. Ayasofya'nın Fatih Sultan Mehmet tarafından kurulan vakfı yok sayıldı. Vakfın belgesi ortadan kaybedildi. Yıllar sonra bulundu ama iş işten geçmiş oldu. Belge bulunmasa bile Fatih'in Ayasofya'yı vakıfsız bırakmayacağı bilinmeliydi.

Müze kararını veren 8 kişilik heyette farklı amaçlarla çalışanlar vardı. Bunlardan bazılarının özellikle ABD ile yakın temasları biliniyordu. Heyetteki tek Alman üye, "Cami olarak kalmalı" görüşünü dile getirirken, incelemeyi yapıp karar verecek heyettekiler baştan zaten cami olmasını istemiyorlardı.

Müze önerisini hem Atatürk hem de İsmet İnönü kabul etmediği halde uygulandı. Atatürk kararı duyduğunda küplere bindi ve "Ne münasebet!" diyerek tepki gösterdi. İnönü de müze kararına kızmış ve bu oldubittinin nasıl olduğu bir türlü anlaşılamamıştır."

' VAKIF YOK ' İDİASINA DA KARŞI ÇIKTI

Yıllar sonra ortaya çıkan belgede Ayasofya Camisi 'Eşsiz bir sanat abidesi" olarak tanımlanıyor. "Müzeye çevrilmesi tüm Şark âlemini sevindirecektir" denilirken, Bizans eseri olduğu ve vakfı bulunmadığı bildiriliyor. Milletvekili Yusuf Halaçoğlu, 481 yıl cami olarak hizmet veren 80 yıldır müze olan Ayasofya'nın vakfının bulunmadığı yönünde kararnamede yer alan ibarelere de karşı çıktı.

Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü'nde Ayasofya ile ilgili Fatih Sultan Mehmet'e ait bir vakfiye bulunduğunu kaydeden Halaçoğlu, vakfiyede Fatih'in, "Bu vakfiyeyi kim değiştirirse, Allah'ın, Peygamber'in, meleklerin, bütün yöneticilerin ve dahi bütün Müslümanların ebediyen laneti onun ve onların üzerine olsun, azapları hafiflemesin onların, haşr gününde yüzlerine bakılmasın" ifadelerinin yer aldığını belirtiyor.

1937 yılında çalınarak ortadan kaybolan vakfiye belgesi, sonradan bulunmuş, TBMM deposunda kaldıktan sonra bu kez de çöpteyken bir memur tarafından gün yüzüne çıkarılmıştı. Bugün Tapu Kadastro Müzesi'nde bulunan vakfiye belgesinde Ayasofya'nın bir cami olduğu belirtiliyor.

Ayasofya aslında ilk gündeme  getiren kişi  üstad  Bediüzzaman  olmuştur.   sadece Milli görüşcülerin derdiydi ve öylede kaldı. Sultanahmette muhammed ali CLAY'ında katıldığı mitingde Milli görüs lideri Merhum Erbakan Hocanın muazzam mitingi ve ideolojisinin ana mihengi Ayazofyanın özgürlüğü ve bir cuma namazını burada kılarak Fatih sultanın Ruhuna selam vermekti. Sayın cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gençliğinde görevli olduğu bu miting ve SİİRT'TE vurgu yaptığı minareler süngü şiiri aslında ayasofya'da atıştır.

Cumhurbaşkanı olduktan sonra kurduğu partinin kadit olmasında, kendisinin de Çankaya’da zehirlenerek vefat etmesinde, başka sebeplerin yanı sıra muhtemelen Ayasofya’yı ibadete açma hususunda gösterdiği ihmalkârlığın da tesiri vardır. Merhum Erbakan muhalefette iken her vesile ile Ayasofya’nın açılmasını gündeme getirdiği, iktidarları suçladığı, her seçim arefesinde Ayasofya mitingleri düzenlediği hâlde, koalisyon hükümeti kurup başbakan olunca hiçbir teşebbüste bulunmadığı için onun da postmodern tabir edilen kansız bir ihtilâle maruz kalması mânidardır.

Şimdi başkan Erdoğan Ayasofya ile imtihanda. Muhalefet yıllarında ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu zamanlarda o da hocası! Erbakan gibi sık sık Ayasofya mitinglerine katılır, ‘Seni ey mabedim utansınlar / Kapayanlar da, açmayanlar da’ diye şiirler okur heyecanlı nutuklar çekerdi. Eski partisinden ayrılarak yeni bir parti kurup seçimlere girince millet onu tek başına iktidara getirdi. Üstelik bunu gittikçe artan rey oranları ile arka arkaya üç dönem tekrarladı.

Her seferinde de verdiği sözde durup Ayasofya’yı ibadete açmasını bekledi.

Bu zamana kadar Erdoğan’ın Ayasofya’yı ibadete açması için eline pek çok fırsat geçti. Azınlık vakıflarının mallarını iade ederken, Heybeliada Ruhban Okulunun açılması için gayret gösterirken, Sümela Manastırında, Akdamar Kilisesinde sembolik de olsa ayine izin verirken, benzer bir kararı Fatih Sultan Mehmed Vakfı’nın malı olan Ayasofya için de alabilirdi.

https://www.4x4bet123.com/ https://www.4x4bet123.com/

Hatta Erdoğan da tıpkı Fatih’in yaptığı gibi Ayasofya’yı ibadete açmaya, Rumelihisarı Camii’nden başlayabilir ve Ayasofya’nın kapısına vurulan kilidin anahtarı mahiyetindeki Hisar Camii’ni tamir ettirip ibadete açarak ilk hamleyi yapabilirdi.

Ne var ki, zahiren ortada hiçbir engel olmadığı hâlde bunları yapmak bir yana, önceki hükümetlerin yapmadığı, ihtilâl hükümetlerinin bile cür’et edemediği bir hareketi yaptı ve Kültür Bakanının marifeti ile Ayasofya’da sefih dans gösterisi sergilenip işret konseri verilmesine müsaade etti. Ayasofya’nın ibadete açılması için yapılan talepleri duymazdan geldi, toplanan milyonlarca imzayı nazar-ı itibara almadı.

Kendisine Ayasofya’nın açılması ile ilgili soru sorulduğunda ‘Sultanahmed Camii çok boş. Hemen Ayasofya’nın karşısında. Sultanahmed dolarsa Ayasofya’yı gündeme alırız’ gibi geçiştirme cevaplar verdi.

Hâlâ cemaat Ayasofya hasret, Ayasofya cemaatten mahrum. Türkiye Cumhuriyeti hükümetlerinin ve milletin reyleri ile iktidara gelen başbakanların Ayasofya ile imtihanları devam ediyor.

Erdoğan’ın; akıbetinin diğer başbakanlara benzememesi için önünde imkân, elinde yetki ve fırsat varken Said Nursî’nin dediğini yaparak ‘Ayasofya’yı müzahrefattan temizleyip ibadet mahalli’ hâline getirmesi gerekir.

O yıllarda Barla’da sürgün olan Said Nursî, Risale-i Nur’u telif ve şeair-i İslâmiyeyi ihya gayretlerinin yanında yetiştirdiği talebeleri ve tesis ettiği Nur medreseleri ile cemiyetteki muttaki mü’min sayısının artmasını sağlayarak Ayasofya’nın açılmasının içtimaî zeminini hazırlamaya çalışmıştı.

Ayasofya’nın ibadete kapatılması siyasî bir karar olduğundan, sadece halkın istemesinin açılmasına yetmeyeceğini düşünerek fırsat buldukça siyasetçilere Ayasofya’yı hatırlatmaya çalışmıştı. Halk Partisi Genel Sekreteri Hilmi Uran’a yazdığı mektupta ‘Bu milletin yüzde doksanı bin seneden beri an’ane-i İslâmiye ile ruh ve kalple bağlanmış’ diyerek ihmal edilmek suretiyle imhasına çalışılan hakikatlerin imar ve ihya edilmesinin lüzumunu hatırlatmışsa da mü

AYASOFYA SEVDASI

Yakup Aslan'in dediği gibi,1970’li yıllardı.. Sanırım sonbahardı. Güzel bir gündü.. Sıcak günlerdi. Mitingden önce yağan yağmur Sultanahmet meydanına güzel bir serinlik kazandırmıştı. Herkesin işinde gücünde, keyfinde olduğu bir zamanda biz Ayasofya Kilisesi’nin önünde toplanmıştık. Otobüsün üstünde davudi sesiyle mikrofonu elinde tutan Tayyip Erdoğan Ayasofya’yı iki sıra halinde kuşatmış askerlere parmağını uzatıp hitab ederek, “biz istesek şu anda zincirleri kırıp Ayasofya’yı açabiliriz ama devletimize karşı böyle bir tutum içerisinde değiliz.

Siyasi mücadele ile açacağız..” türünden şeyler söyledi. Biz ise bir talimatla canımız pahasına o çemberi yarıp Ayasofya’yı açma beklentisi içerisindeydik. O gün o duygu içerisinde olanlar da bugün, vakıf esası üzerinden olaya bakanlar da samimiydi/dirler. Erdoğan’ın bugüne geldiğinde “Bu namussuzlar böyle dedi diye biz adım atmayız.” Hakaretinin pervasızca söyleyebileceğini hiçbirimiz tahmin etmezdik.

Erdoğan, partisinin Tekirdağ'da düzenlediği mitingte konuşurken "Ayasofya cami olarak açılsın" diye seslenen vatandaşa tepki göstererek "Önce Sultanahmet'i doldurun sonra bakarız" diye cevap verdi. Erdoğan mitingde şu ifadeleri kullandı: "Sultanahmet'i bir doldurun ondan sonra ona bakarız. Bak şimdi Büyük Çamlıca Camii'ni yaptık. 4 tane 5 tane Ayasofya eder. O kadar büyük. 60 bin kişiyi alabilecek kapasitede. Ve Anadolu Yakası'nda tüm İstanbul'da ve Türkiye'de en büyük camii oldu, buyurun. Mesele o değil. Bu işin siyasi boyutu var. Yan tarafta Sultanahmet'i doldurmayacaksın, Ayasofya'yı dolduralım diyeceksin. Bu oyunlara gelmeyelim. Bunların hepsi tezgah.

Biz ne zaman, neyi, nasıl yapılacağını çok iyi biliyoruz. Bu namussuzlar böyle dedi diye biz adım atmayız. Adımı nasıl atacağımızı biz çok iyi biliriz." Erdoğan’ın Ayasofya çıkışının ardından, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan istifa ettirilen Melih Gökçek yeni bir hamle yaptı. Gökçek, Yıldız Tilbe’nin “Ayasofya ibadete açılsın. Ayasofya'nın öyle kapalı kalması için hiçbir sebep yok, fakat ibadete açılması için başta Fatih Sultan'ın vasiyeti ve Müslüman aleminin isteği ve bir sürü sayamadığım nedenden dolayı ibadete açılmalı. Açılsın, izin mi alacağız" ifadelerinin yer aldığı paylaşımı takipçilerine aktardı. Melih Gökçek şunları kaydetti: “Yıldız Tilbe, bayan sanatkârların gözü en karası, en yiğidi... Doğru bildiğini söylemekten zerre çekinmeyecek kadar cesur. İşte Ayasofya için söyledikleri ve tepki koyanlara verdiği cevap... Alkışları hak ettin yiğit sanatçı, herkes alkışlasın lütfen.” Gökçek'in Ayasofya çıkışının, Erdoğan'ın sözlerinin ardından gelmesi dikkat çekti. Değerlerin, inancın istismar edilmesinin geldiği nokta bu..

Ayasofya konusunda hakim algının kuşatması altında olduğumuzu ve Fatih bile olsa İslam’ın belirlemiş olduğu sınırların dışında yeni bir hükmü icad edip bunu dinin gerekçesi olarak sunamaz. Bunu bilmiyorduk. Esasen halife gördüğümüz birin nasların aksine hüküm verebileceğine veya şeyhülislamları kılıç zoruyla buna zorlayacaklarına ihtimal vermiyorduk. Geçen yıllarda da ayasofya açılsın diyen tuğba ve akparti gençlere siz önce bi şu camileri doldurun sonra ayasofya açılır demişti. Ayasofya'nın ibadete açılması için 2013 'de MHP kanun teklifi vermişti. Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethetmesinin ardından Ayasofya cami haline getirilmiş ve 1934'e kadar da cami olarak kalmıştı..

Ayasofya nın açılmasının kâr ve zararları iyi tartışılmalıdır. Mecazen haklıydı Reis, çünkü bir çoğu sloganıydı, be namazdı ve laf olsun torba dolsun derdindeydiler. Bir çok ıslamcı Akıncı Mttb'li v.s simdiler de ayasofya ile ilgili zamanlamanın uygun olmadığını seslendirmektedirler. Tamam şimdi değilde ne zaman pekala der insanlar o zaman Yeni zellanda daki terör olayından sonra yükselen tansiyon için bir çok stk ya ayasofya önünde eylem yaptırılarak birazcık gaz alındı yine.... Bir terörist manyak israilde eğitiliyor, iside katılıyor ve müslümanları canlı yayında atari oyunu oynar gibi katlediyor ve müslümanlar sadece havliyor bağırıp cagiriyor affedersiniz.... Izzet ve onurumu heryerde yerlerdedir.

Carli hepo ile Rasullaha hakaret yedik, papa Rasullaha terörist dedi... müslümanlar hep gol yedi kısacası... Filistinde , mısırda, ırakta suriyede somalide afganistanda parçaladılar.... Bağırıp çağırmanın hiç bir harbiyesi yok artık. Icraat yok çünkü. Siz camide namaz kılamaz,ken Leyla Alaton raks eder durur. Yani boşuna kaybeden atarak kimse demogoji yapmasın denilmelidir. Kendi zincirinizi kırmadan, reisimiz iyi bilir, şeyhimiz iyi bilir, partimiz, ırkımız iyi bilir dendikce, Kuran ve imanımızın gereğini yapmadıkça boş konuşulur da durulur. Erdogan 30 yıldır bu gençlerle beraber Ayasofya açılsın zincirler kırılsın Fatih'in bedduasından ülkemiz kurtulsun diye naralar atmıştı. Peki 17 yıl önceki milli görüşcü! R.Tayyip Erdoğan mı doğruları söylüyor şimdiki Tayyip Erdoğan'ın doğruları söylüyor ey milletimiz Bir karar verin.?

Sayin cumhurbaşkanına halkın şu soruları düşündürücüdür. Sultanahmet doldu mu ki Çamlıca'ya cami yaptırdın ? Sultanahmet dolsun Ayasofya'yı açarız diyen Muhterem..!! kiliseler doldu mu ki 47 kiliseyi besmele ile İhya ettiniz?  Denilmez mi?

FETHİYE CAMİSİ (Ayasofya) da Bale yapılıyor. BALE SALONLARI DOLMUŞ ARTIK BALE YAPILACAK YER KALMAMIŞ OLACAK Kİ... BUNA MÜSADE Eden, izin verenler kimler?

ÇamLıca Camii, dörttane beş tane Ayasofya Cami eder ( T.Erdoģan ) Dört bi, beşbin Çamlıca Cami bir Ayasofya etmez ! Erbakan olsa ne derdi demiyorum. Erbakan sağlığında "Ayasofya hilalin haça galibiyetinin simgesidir.Sen kimin evladısın" Demişti. Onlara Müslüman öldürmenin bedelinin sadece kınamalar, protestolar ve gıyabi cenaze namazları olmadığını öğretecek bir sistem, bir düzen, bir yapı kurmadıkça katledilmeye devam edeceğiz... camilerimiz böylece kiliselere müzelere döner. Bu düzenin adı İSLAM BİRLİĞİDİR... Hilafetsiz müslümanlar hergün darmadağın olmaya mahkumdurlar. Çamlıcada ki tüm camiler dolduda mı büyük çamlıca camii ni yaptınız... Bırakın bu ucuz siyasetleri. gücümüz yetmez de canımı ye. Türkiye'nin tam bağımsızlığı Ayasofya'nın ibadete açılmasıyla mümkündür. Ayasofya Fetih'in simgesidir. İslam aleminde değeri büyüktür. Batılı haçlı zihniyeti hiç bir zaman için emellerinden vazgeçmemiştir ve vazgeçmeyecektir. Mahsun Ayasofya 1934'den beri mahsunluğunu koruyor. Ayasofyayı açmanın siyasi boyutu varmış. Sanki Çanakkaleden, Maraştan, Antepten, Urfadan İngilizi, Fransızı ve diğer işgal devletleri söküp atmanın edebiyat boyutu vardı. . . Çanakkale'de ateşle 250000 olup yandık. Sarıkamış'ta 90000 olup soğukta donduk. Halen daha fethin sembolü Ayasofya esir, garip Ayasofya kilisedir... Hemen karşısında da devasa Sultanahmet camii var.. Kadir Mısırlıoğlu'nun dediği 'siyaseten kardeşlerini, beşikteki çocuklarını öldürüyorlardı!' mantığıyla bu izah edilemez. Her ikisinin de dinde yeri yoktu. Irkçılığın köpürttüğü bir ruh halidir. Hangi duygu ve saiklerle bir kilise camiye dönüştürülür ve bunu savunanlar olur onu siz düşünün. Bir şey daha eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürmek Ayasofya karlı bir yatırım haline gelir ve paraya dönüştürülür diye düşünüyorum. Oy isterken ayasofyayı açacağız diye oy istediler sıra açmaya gelince nekadar kapalı kilise varsa onları açtılar.

Bir ayasofya kalmıştı  siyasete alet edilemeyen ve lafla peynir gemisi yürütmeye  milletin gazına toz duman katılmaktadır.

Henüz Bu Haber İçin Yorum Yapılmamış
Adınız Soyadınız
Güvenlik Kodu
BENZER HABERLER