VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
KÜNYE
FİRMA REHBERİ
İLAN REHBERİ
BİZE ULAŞIN
YAZARLAR
H24HBR

@ Haber Tarihi : 12 October 2020 12:26:01

0 Yorum

Kez Okundu.

AKP’nin 18 Yıllık Tek Başına İcraatinde Çıkan Sonuç Geçim mi? seçim mi?

AKP’NİN 18 YILLIK TEK BAŞINA İCRAATINDA ÇIKAN SONUÇ; GEÇİM Mİ SEÇİM Mİ?

H24/Makale/M.Necip YAVUZER

Özlü Söz:

Bir milletin büyüklüğü nüfusunun çokluğu ile değil, akıllı ve fazilet sahibi adamların sayısı ile belli olur.

VİCTOR HÜGO

________________0________________

İnsanın hayatını sürdürebilmesi için lazım olabilecek her türlü bilgi ve materyal günümüzde mevcut olmasına rağmen insanlar mutlu ve rahat değil. Teknolojinin her türlüsü insan hayatına sokulmasına rağmen bugün insanımız mutluluğu bulamamaktadır.

İnsan hayatını düzenleyenler kitleleri sevk ve idare ederken insanların mutlu ve rahat bir hayat geçirmesi yerine onların emek ve çabalarını nasıl kendi menfaatime çevirebilirim algısı hüküm sürmekte. Bunu temeline baktığımızda karşımıza ihtiraslarına gem vuramayan ve sürekli olarak insanları sömürmek üzere kendilerine göre bir inanç belirleyen Yahudileri karşımızda görürüz.

Protestanlık mezhebini dönemin mason Hıristiyan papazlarına kurdurmak suretiyle Hıristiyanları kendi öğretilerine inandırarak bugünün sömürü temellerini kuran Yahudiler gerçek anlamda “insanlık düşmanı” bir millet ve kavimdir. Bugün dünyada bir huzursuzluk ve kargaşa ile siyasi bir istikrarsızlık varsa mutlaka Yahudilerin içinde parmağı vardır.

Bugün her ne kadar terör sonucu kurulmuş bir Siyonist İsrail devleti(!) varsa asıl İsrail emel ve öğretisi ABD’de icraatın başındadır. Sabra ve Şatilla kamplarında yapılan katliamın baş aktörü Ariel Şaron; “Şunu açıkça söylememe izin verin. ABD’nin İsrail’e baskı yapması diye bir şey söz konusu olamaz bundan kaygı duymayın… ABD’yi biz yani Yahudiler yönetiyoruz ve Amerikalılarda bu biliyor” derken önemli bir gerçeği itiraf ediyordu.

İşte aynı Amerika bugün bizim ülkemizde kimleri iktidara getirmek istiyor ve kimleri iktidardan indirmek istiyorsa bunu artık açık açık söylemeyi gizlemeye gerek görmüyor.

Daha geçenlerde ABD’nin cumhurbaşkanı Donald Trump'a rakip olan demokratların adayı Joe Biden, Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef alarak söyle dedi. Biden, Türkiye'nin iç işlerine müdahale edeceğini belirterek "Erdoğan'ı darbeyle değil seçimle devireceğim, muhalefete destek vereceğim." sözlerini sarf etti.

ABD’de bulunan Siyonist lobilerin ülke yönetiminde etkin oldukları bilinen bir gerçek ve bu lobiler vasıtası ile dünya siyaset sistemi onlar tarafından yönetilir. Bunu bilen siyasi liderler kendi ülkelerinde iktidara gelmek için adım atıyorlarsa bunu ABD’ye giderek atarlar. Zira ABD’nin desteği ve gücü olmadan iktidar olmak hayaldir…

Ülkemizde kesintisiz 18 yıldır iktidarda olan ve Erdoğan’ın yönetimindeki AKP iktidarı ABD’ye gitmeden bu iktidarı elde edemedi. Bunu iyi bilen ABD çok rahat ülkemizde iktidarların kaderi üzerinde söz hakkını kendinde çok rahat bulabiliyor. Bu durumu onların eline veren iktidara gelmek için taviz veren liderlerdir.

Erdoğan iktidara gelmek için Milli Görüş saflarında olduğu müddetçe bunu gerçekleştirmesi mümkün değildi. Oda bağlı olduğu davasını ve liderini bir anda terk ederek ABD’nin desteğine sığındı ve bu sığınma ile 18 yıldır fiilen iktidarda.

Ortadoğu projesinde farklı plan ve projelerin peşinde olan ABD, Erdoğan’ın gidişatından hoşnut olmamış ki Joj Biden onu indirmekten söz edebiliyor. Bu onların yapmaya çalıştığı hesaplarıdır. Erdoğan’da ABD’nin bu planına karşı bir plan peşinde midir bilinmez ama iktidar olduğu günden bu yana ülke ekonomisini ileri götürmek yerine geriye götürdüğü herkesin artık çok bariz bir şekilde gördüğü bir gerçek olarak ortada duruyor.

https://www.4x4bet123.com/ https://www.4x4bet123.com/

Necip Fazıl Kısakürek özlü bir sözünde şöyle der; “Yola çıktıklarını yolda bulduklarınla değiştirirsen hem yolunu kaybedersin hem kendini”

Erdoğan Milli Görüşten koparken kendisi ile birlikte birçok kişiyi de kopardı ve bunlarla yola çıktı. Şimdi geldiği noktada “Tek Adam” moduna girerken yola çıktıkları onun bu gidişatını beğenmeyince onları yolda bulduğu Devlet Bahçeli ve Süleyman Soylu gibi kişilerle değiştirdi. Bu kişiler ilk önceleri onu çok sert ve hakaret ederek eleştirenlerdi. Her ne olduysa bu kişiler şimdi onun en hararetli destekçileri oldular…

Tek adam olma hevesi ve başkanlık sistemi ile girdiği yolda ekonominin bir anda çöküşü ve toparlama için çok ciddi adımların atılmadığı bu yolda yapılan ikaz ve felaket haberlerini muhalefetin kötü bakışı olarak gören bir anlayışın hâkim olması ne yazık ki ülkeyi uçuruma götürmektedir.

Muhalefetin bütün ikazlarını düşmanca teklifler olarak gören bir anlayışla hareket eden iktidar elindeki hazineyi bitirdiği gibi borç bulmada da ne yazı ki her gittiği yerden eli boş dönmektedir. Pandemi ile birlikte alınan tedbirler çerçevesinde işlerini kaybeden ve kepenk kapatan esnafın yanı sıra dövizin yükselmesi ile gelirleri düşenlerin bu durumuna çare bulmak yerine onlarla alay edercesine Damat paşanın “maaşınızı dövizle mi alıyorsunuz” demesi her şeyin üzerin tuz biber oldu.

Herkesin geçim derdine düştüğü bu dönemde iktidarın seçime gitmek gibi bir korkusu var. Seçimi çok büyük bir hezimetle kaybedeceğini düşündüğü için seçime gitmekten çok korkuyor. Çünkü içinden iki parti çıktı ve bu iki parti ondan çok oy götürecek. Bunu iyi biliyor ve seçime gitmekten son derece korkuyor.

Halkın geçim derdine düştüğü bu ortamda seçimde AKP’ye büyük bir tokat atma peşinde. Erdoğan ve kurmayları bunu çok iyi bilip takip ettikleri kesin ama seçime gitmemek içinde sıkışmış durumda. Muhalefet seçim için bastırırken o seçime gitmemek için direniyor. Ama bir yandan da ekonomi ve siyasi alandaki başarısızlıklar onu köşeye sıkıştırıyor. Seçime gitse kesin kaybedecek ve başkanlık sistemi çöker yeniden parlamenter düzene geçilecek. Bunun hesabını kurmayları ile en ince detaylarına kadar yapan Erdoğan Yunanistan ile girilen gerilim ve Azerbaycan’ın Ermenistan’la savaşı ona hamaset nutukları atmasına zemin hazırlıyor ama geçim derdine düşen halk artık bu hamaset nutuklarını yemiyor.

Erdoğan her sıkıştığında “Ey Kılıçdaroğlu” diyerek tabanına ajitasyon çekiyordu ama artık buda yenmiyor. Ekonomik darboğaz ve gelir adaletsizliği ve hazinenin tamtakır olması herkesi gelecekle ilgili olarak endişeye sevk ediyor. Onun için yapılacak bir erken seçim ile AKP’nin iktidardan inmesi tek kurtarılmalık yol olarak görülüyor. Peki, bu yıllardır tahrip edilen ekonomiyi düzeltir mi? Çok zor…

Dışarıdan alınan faizli krediler gelir getirmeyen yatırımlara harcandı ve bunun faizlerinin altında iktidar eziliyor. Ezildikçe akaryakıta, elektriğe, doğalgaza ve diğer mallara zam yaparak bunu yılların ezilen halkın sırtına bindirerek onları daha da ezmekten başka bir yol kendine bulamamakta.

Üretim ekonomisini harekete geçirmeyen ve alınan bol faizli kredilerle ölü yatırımlara yönelen AKP iktidarının en kötü icraatlarından biri de birçok yandaş mütaahidine ihaleleri peşkeş çekmesi ile ünlenmesidir. John Perkins adlı ABD’li ekonomist tetikçinin kitabında aynen yazdığı şekli ile icraatları yürürlüğe koyan AKP iktidarı ne yazık ki kendisini iktidara getiren gücün siyasi ve ekonomik çizgisinden çıkamamaktadır. Buda ülkeyi batı emperyalizminin kölesi konumuna getirmekten öteye geçmemektedir.

Milli Görüş gömleğini çıkarmanın acı faturası ne yazık ki halka ödetilmekte ve kendileri saraylarında lüksiyat içinde yaşarken insanlar çöplüklerden yiyecek toplaması adaletin ne kadar ayaklar altına alındığının göstergesi ve işlevsizleştirilmesidir…

Bu durumun tek çözümü Rahmetli Erbakan Hocamızın ortaya koyduğu Milli Görüş iktidarı ile çözülür. Neden mi? Çünkü devletin gelirleri halkın geleceği ve geçimi için seferber edilir de ondan…

Selam ve dua bu milletin geleceğine yatırım yapanlara olsun…

 

 

Henüz Bu Haber İçin Yorum Yapılmamış
Adınız Soyadınız
Güvenlik Kodu
BENZER HABERLER