Hakan Ece Yengec’in ardından
H24/Talip AKSOY
Eski güzel insanlar hep sırayla Rabblerine kavuşuyor.. Hayat doğum yaşam ve ölümle mutlak sonsuzlukta Ebediyet nihayete varır. Hepimiz bir imtihan sonrasında hesap vermeye ve Rabbimize kavuşacağız günler elbette vardır.
Allah Teala Bakara Suresi 156. Ayeti kerimesinde
ٱلَّذِينَ إِذَآ أَصَٰبَتْهُم مُّصِيبَةٌ قَالُوٓا۟ إِنَّا لِلَّهِ وَإِنَّآ إِلَيْهِ رَٰجِعُونَ
Ellezîne izâ esâbethum musîbetun, kâlû innâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn(râciûne).
Onlar; başlarına bir musibet gelince, “Biz şüphesiz (her şeyimizle) Allah’a aidiz ve şüphesiz O’na döneceğiz” derler.
“Yengeç” ismi ile tanınan Hakan Ecey’i tanıtmak ve kendisi ile olan bazı anılarımızı yazmak istedim.
6 yıl önce başlayan tanışmamız sonunda kendisiyle 2 yıla yakın bir iş yapma sürecine gittik. Kah üzüldük kah sevindik kah direniş ve Ehlibeyt i sevdik...
Hakan Ece YENGEÇ 1970’ lerden sonra radikal İslamcı tabiriyle gruba dahil olmuştu. Daha sonrada mezhep olarak ta Ehlibeyt sevgisi ağır bastığı için Şii olmuştu.
Bir çok arkadaşı vardı. Şehremi’nde ikamet ediyordu. Eminönünde kadirgada sohbet cemaati vardı artık. Eski ve samimi dostu Selami YURDAN Bosnaya cihada gidecekti ve Selamiye gitmeden evvel hem ilaç hemde cepheye azık olarak bir çok paket hazırlamıştı.
O'da Gedikpaşa da selami yurdan gibi “Ayakkabı üreticisi” sayacıydı. Daha sonralarıları eczacılık yapmıştı.
Elektrik malzemeleri ve uygulama proje işlerini yapıyordu. Rahmetli Hasan Çınar ile tanışıyor ve onuda elektrik işlerine dahil etmişti. Hatta işyerini Hasan Çınar’a devretmişti.
Yetimleri ve Ailelerini Çok Severdi.
Merhametli ve iyilik sever birisiydi. Yetimlerin babasıydı. Bir Müslümanın ihtiyacına koşardı. Narindi kırılgandı, Ehlibeyt sevgisiyle doluydu kalbi.
Küçüklüğünden beri bir ayağındaki zayıflıktan dolayı engelli olmasına rağmen hayata ciddi ve hızlı sarılmıştı. Şii ve Birçok insana göre Kürtleri çok seviyordu Toplumumuzda hatta İslamcı gözüken abilere göre ümmetçi ve ırkçılığa karşıydı.
Hayatın her anında her kesimden arkadaş çevresi vardı. İnsanlarla pozitif yaklaşan bir yapısı vardı.
Kürtleri Çok Severdi
En çokta Kürt arkadaşları vardı ve Kürtleri tanıdığı için sempatisi fazlaydı Kürtlere... Kürtleri sevdiğini hepde bizlere deklere ederdi. Anlamadığı halde Zembilfiroş,Hey dilberi, yar Fatmayê gibi Kürtçe ezgileri hep dinlerdi. Onu tanıyan Kürt arkadaşlarda. Hep ona destek ve doslukta eksik kalmadılar.
Irkçılıktan ve dalkavukluk tan uzak bir anlayışı vardı. Mert ve çömertti. Masasına, Yanına gelen herkese bir ikramı muhakkak vardı. Fatih’te, Zeytinburnu’nda velhasıl her yerde bir “sinyalci”, Bir miskin varsa muhakkak bir katkısı olurdu. Yemeyi severdi, giyinmeyi ” jantın” tabiriyle giyinirdi.
Yemek yerken hep birilerini sofraya davet ederdi. Yapısı ve konuşma üslubu rahattı ve yetiştiği ortamlar birazda İstanbul semtleri olunca biraz ağır abi gibiyse de o iyiliksever ve merhametliydi. Herkes gibi oda bir kul idi hatası günahı olabilir! Ama biz Müslümaniz derdi.
Çevresinde bir çok boş adamlar vekil, belediye başkanı vali ve yardımcısı bile oldu....
Gel gör ki vefatında cenazesinde bir çoğu yoktu her nedense...kimisi şehir dışındaydı! Kimisinin parti işi vardı, kimisinin işine gelmiyordu. Çoğu zaten unutmuştu vefayı. Hiç kimse yoksa bile, Recai Kankası Ali Hoca vardı. Arkadaşları vardı. Yanında hiç ayrılmayan kuzeni Ertuğrul vardı. Eyüp Ensari abi hep Hakan’ın yanındaydı. Kudüs Gönüllüleri hep yengeç ile birlikteydiler.
Son yıllarında maddi ve bazı sıkıntıları yaşadı. Bir çok insan onu terk etti. Dah sonra banyoda bir düşme sonucunda artık değnekle yürümeye başladı. Pandemi yasakları ve O halde bile Kudüs için konsolosluk önüne eylem yapmaya gitmeyi ihmal etmedi. Yaptığı danışmanlık işlerinde bazen gelen işler para kazandırsada yine Ehlibeyt ahlakına göre yapmazdı.
O’da Ebuzer gibi birazda toplumdan uzaklaştı bazı sıkıntılar yaşadı son yıllarında ve hakka yürüdü 4 hafta önce...
Rabbim O'nu da bizleri de, Rasullah’ın ve Ehli beytin bayrağı altında buluşmayı nasip eylesin. Amin