Ulucami'nin Tebliğcisi Ramazan ve Tımarhanelik Toplum

Son günlerde malum gündemlerimiz maalesef sanal ve Covid 19 iken Sosyal medya ve online devam etmektedir yaşantılarımız. Sürekli evde kal denilerek insanlar artık psikolojik, Ekonomik ve bir çok sıkıntı yaşayadururken birde baktık ki Sosyal medyada da fenomen olmuş bir Garip şeklindeki Ramazan gündeme geldi.

Kimdir bu Diyarbakırlı Ramazan ...

Bu günler de Diyarbakırlı Ramazan ismi sosyal medyada ilk konuşulan meseleler arasında yer almakta. Öncelikle “ Ramazan “ kardeşimiz alim , arif , zahid yahut kurumsal hizmeti olan bir şahsiyet değildir. Kültürümüzde büyük ihtimam verdiğimiz, mevlanın aramıza bir ikramı kabul ettiğimiz meczup bir arkadaştır. Dolayısıyla dört tarafı mamur bir tebliğci değildir. Kalbine damlayanları kendince dile getirir. Kendince İnsanlara vaazu nasihatte bulunur. Diyarbakır Ulu Camii meskenidir. Namaz vakitleri gelir, çoğu zaman imamların arkasında namaz kılmaz. Sosyal medyaya sığdırılan sözlerinin yanısıra selefi, vehhabi bir bakış açısı ve dili vardır. Bilemiyoruz belkide geçmişte okumaları bunlarla sınırlı olmuş, sonraki sürecide malum. Lakin tüm bunlar onun hasta olduğu hakikatini değiştirmez. Sözü delil kabul edilmez. Dinlenilir, ancak ittiba edilmeyebilir.

Eksik ve yanlış yönlendirici bir söylemleri var ise rartışılır maalesef Yaşanılan süreç açısından ifade etmeliyiz ki bir kirli hesap var ortada. Bugün 13 gündür Elazığ da hastaneye sevk edilmiş bir vaziyettedir . Kendisiyle görüş her an mevcuttur. Hatta ses ve en son heyetler bile gidip görüşmeler yaptılar. Ailesiyle telefon üzerinden konuşan ak partili nevşehir milletvekili olduğunu idda eden bir troll Ramazan ‘in kız kardeşiyle yaptığı telefon görüşmesinde sizinleyiz ve olayı meclis baskani ve bir cok vekile haber vermişiz v.s heyecanlı anlatmaktadır. Kimiside Fetö ve chp lilere çatacak yer ararken...

Dünyanın ilk dört mabedi olan Diyarbakırın Ulu camiisi'nin kenarında ve 250 üzerindeki sahabi ve 4 nebiye yarenlik eden Amed üzerinde ve bölgede kimler neler yapıyor bi bakmak gerekmezmi...

2000 yıllarında istanbul kadıköy, bakırköy ve bir çok anadolu illerinde ve Diyarbekirde misyonerler ve gizli acılan kiliselere kimse sesini çıkarmıyordu.Halende öyle durumlar. Bazı sorular ve durumlara bakacak olursak

▪ Son günlerde caw bela ve ezan senaryoları ve yeni dönem corona dünya düzeni hazırlıkları mı? Bilemiyorum

▪Camii ve mabetlerde görevli ve güvenlikler bayan ziyaretçilere ziyaret koşullarımı anlatmıyor mu?

▪6284 sayılı rezil istanbul sözleşmesi ve kadının bana tacizde bulundu iftirasına ne demeli?

▪Ramazanın Babasına sorulduğunda benim okumam ve yazmam yok bilmeden polis bana imza attırdı skandalı

▪90 Yaşındaki bir adamın akıl ve ruh durumu imza atmaya tıbben ve hukuken uygunmu dur

▪Savcılığın güya yayınladığı basın açıklamasında babasının bizi aradığını ve evladının ruh ve akıl sağlığının yerinde olmadığını söylemesi açıklaması?

▪Ramazanın kız kardeşi ise Babası ve eniştesinin birlikte gittiğı polise bilmedikleri evraka imza attırdığı ve Ruh ve sınır hastanesine götürülmesini bilmediklerini ve sokağa çıkma yasağından sonra avukat ile birlikte hastaneden getirmesini sağlayacaklarını söylemesi? ▪Elazığ’da 13 gündür tutulan Ramazan ine ve ilaç ile tedavi aldığını ve bu tedavinin acabaları?

▪ilaçlarla bilgi ve birikimine bir vüris yahut bir ayar mı verilmekte...?

▪Son yapılan paylaşım da yarın taburcu olacağı yönünde haberler geliyor. Bekliyecez görecez Bir müslümana fıkır ve halis ibadetleri ve söylemlerinden dolayı deli denilmesi bahtiyarlıktır.Bundan dolayı gocunmak yok. Eğer Ramazan bir bayanı rahatsız etmiş ve sapık konumunda yargısız infazla akıl hastanesine sevk ediliyorsa ve siz erk sahipleri bu kadar duyarlaysanız.

Amed yani Diyarbekirde din ve mukaddesatın altına bombalar konuluyor. Sultan selehaddin in torunları dağlara ve hiristiyanligâ peşkeş çekiliyor.

O zaman neredesiniz.... Jet hızıyla imzaladiğınız rapora birde jet hızıyla misyonerlere versenize Deli olmak varmış, ülkemin akıllılarına inad. Anladım ki zulme gülümsemekmiş asıl sanat. Yaşamak dediğin bir duruştur, bir duruştur gerçek hayat. Mekan saray olsa ne olur, zindan olsa ne olur.

Üstad Adil Avazın dadediģi gibi. Sosyal medyadaki paylaşımlar maalesef doğru ve yanlışıyla son sürat Burada camii adabına uymayan bir bayana uyarıda bulunmak ; kadının kılık kıyafetine, özgürlüğüne saldırı teşkil etmez. Sırf böyle bir uyarıda bulundu diye kimse suçlu da ilan edilemez. Bu hususu ayrıca tartışmalıyız. Bunu doğuran hukuki zemin varsa bir an evvel onarmalıyız. Onarılmadığı her an bir provakatif zemine ve en kötüsü mağduriyetlere yol açılabilir. { 6284 sayılı yasa ve İstanbul Sözleşmesi ile başlayan bu savrulmalar milletin gündeminden, hayatından söküp atılmalıdır. } Bu milleti asırlardır var eden aile ve nesil üzerine oynanan oyunlara sed çekmek neye mâl olursa olsun başta yetki sahibi kimseler olmak üzere vazgeçilmezimiz olmalıdır. Hiç bir siyasî ve ekonomik kaygı bu iki cevherin üzerinde değildir. Çok kirli bir tezgah  önünde toplanmaya milleti davet ediyorlar.

Tv'lerde ne olduğunu bildiğimiz züppeli  ve soytarı hoca! ların cirit attığı bir turkiyede, peygambere de iftira atanlara ve terlik kefen satan şarlatan, ingiliz ehli sunnetçisi muptezellere,  vatani ve ılımlı  ifsatçılara, Kediciklere, Kadınlara  ve Güce  kıymet veren toplum kendisine format atmalıdır. Tımarhanede yaşayan  biz hepimiz tekrar Allahın  ipine ve dosdoğru  Davetcilere ve hakka ram olmalıyız ki Gayretullaha dokunmasın 

Sosyal medyadaki tepkiler üzerine Ramazan dün serbest bırakıldı. Sorulması  gereken  usulsüzlük  varmı? Plan ve  sorumluları kimlerdir?

Ramazan aklen ve ruhen hasta olup olmadığını  tedaviye alınmadan evvel ve sonrasında  uygulanan ilaçlar kontrol edilip Ramazanın da sağlığından sonradan şüphe edilmemelidir. Bu husus ve ailesine imza artıranlar hakkında  ise en üst  mercilerden yasal olarak inceleme yapılmalıdır.

Allaha emanet olun 

Vesselam

• ramazan-deveci
• diyarbakır
• Elâzığ-şehir-hastanesi
• Fethi-sekin
• Ulu-Caminin-Tebliğcisi-Tımarhanelik-Toplum