VÄ°DEO GALERÄ°
FOTO GALERÄ°
KÃœNYE
FÄ°RMA REHBERÄ°
Ä°LAN REHBERÄ°
BÄ°ZE ULAÅžIN
YAZARLAR
H24HBR

@ Haber Tarihi : 24 August 2022 23:41:08

0 Yorum

Kez Okundu.

Siyonist Çete İle Büyükelçilik Mevzusu

SÄ°YONÄ°ST ÇETE Ä°LE BÜYÜKELÇÄ°LÄ°K MEVZUSU

H24/ MAKALE/ Hazım KORAL 

 DışiÅŸleri bakanlığı açıklama yaptı: "Ä°srail ile karşılıklı olarak büyükelçiliklerimizi açacağız."

Halk dilinde bir tabir var: "PerÅŸembe'nin geliÅŸi ÇarÅŸamba'dan belli olur."

Demek oluyor ki, 29 Ocak 2009 Davos'taki "One Minute" çıkışı ile Perez nezdinde katil çetenin telin edilmesi ve 31 Mayıs 2010 yılındaki Mavi Marmara katliamı sonrasında kopan ipler yavaÅŸ yavaÅŸ tamir edildi ve gelinen nokta itibariyle en üst seviyeden iliÅŸkilerin devreye girmesi için karşılıklı büyükelçiliklerin açılmasına karar verildi.

 

Hatırlayalım, ErdoÄŸan Davos Zirvesi'nde yaptığı "One minute" çıkışı ve Siyonist çete lideri Peres'e, "Siz öldürmesini çok iyi biliyorsunuz, siz plajdaki çocukları katlettiniz.

Dünyada size alkış tutan ülkeler de var.

Biz bunları çok iyi biliyoruz" diyerek yüreÄŸimize su serpmiÅŸti. Siyonist çete en vahÅŸi ve en barbar ÅŸekilde katliam ve iÅŸgale kurgulanmış bir terör organizasyonudur. Ä°srail denizden nehire bütün Filistin topraklarının iÅŸgalcisidir ve Ä°srail devlet deÄŸildir. Onu devlet olarak tanıyan ülkeler iÅŸgale çanak tutmaktadırlar. Siyonist çeteyi BirleÅŸmiÅŸ Milletler devlet olarak tanısa da biz Müslümanlar imanımızın gereÄŸi olarak bu haydut ve katil sürüsünü asla devlet olarak tanıyamayız.

BildiÄŸiniz üzere akidemize raÄŸmen Türkiye iÅŸgalci Ä°srail'i tanıyan ilk Müslüman ülkedir. T.C ulus ve seküler bir devlet yapısına sahip olduÄŸu için iÅŸgal çetesini devlet olarak tanımakta bir behis görmedi. Filistin topraklarında her Allah'ın günü iÅŸgal ve katliamlar devam etse de, "Bizim ulusal çıkarlarımız var, bizi Filistin'deki zulüm ilgilendirmez, biz menfaatimize bakarız" dediler ve bu katil sürüsünü ilk günden itibaren tanıdılar.

Elbette sadece tanımakla kalmadılar, diplomatik ve ticarî iliÅŸkiler de geliÅŸtirdiler. Hatta iÅŸ o raddeye vardı ki askerî alanda da iÅŸbirliÄŸine gidip Konya Askerî Hava Üssü'nü bu canavara peÅŸkeÅŸ çektiler.

Onlar da her Allah'ın günü Konya'dan kaldırdıkları uçaklarını Van ilimizin topraklarına kadar sortiler yaptılar. Bir taraftan kanserojen içerikli/korozyonlu egsoz gazını tahıl ambarı olan Konya ovasına püskürtüp kanser patlamalarına sebebiyet verdiler, diÄŸer taraftan manevra kabiliyetlerini geliÅŸtirip Gazzeli mazlum kardeÅŸlerimizin üzerine bombalar yaÄŸdırıp ölüm kustular. Evet, ilk defa ulusal çıkarlarımız adına bu ihaneti Ä°smet Ä°nönü yapmıştı. Sonrasında katmerli olarak hep arkası geldi.

Siyonist çete kurulduÄŸu ilk günden itibaren sürekli olarak iÅŸgal ve katliamlara devam etmesine raÄŸmen diplomatik ve ticarî iliÅŸkilerimiz kesintisiz bir ÅŸekilde devam etti. Ta ki ErdoÄŸan'ın Davos Zirvesi'ndeki "One Minute" çıkışına kadar. Bakınız, Davos hadisesinden bir yıl dört ay sonra (31 Mayıs 2010 tarihinde) katil çete yapacağını yapıp katliamlarına bir yenisini eklemiÅŸti.

Davos'taki azarlanmaktan ders çıkarmamışlar ve rezil/rüsva edilmelerinden zerrece taaccüp etmemiÅŸler ki katliamlarına bir yenisini eklemiÅŸ oldular. Evet, Siyonist çete uluslararası kara sularında seyir halinde olan Mavi Marmara gemimize korsanlara özgü bir yöntemle baskın yapıp 10 vatandaşımızı ÅŸehit etmiÅŸti.

DüÅŸünebiliyor musunuz?

Siyonist çetenin ablukası altında olan mazlum Gazze halkına gıda ürünü ve tıbbi malzeme götürmekte olan gemimize baskın yapılıyor ve acımasızca/en vahÅŸi yöntemle 10 insanımız katlediliyor. Müslüman kamuoyumuz bu durumdan son derece rahatsız olmuÅŸ ve belirli ÅŸehirlerde tepkilerini/telinlerini dile getirmek için mitingler düzenlemiÅŸti. Siyasîlerimiz de tepkilerini dile getirmiÅŸti.

Ancak o dönemde hükümetin üstü örtülü koalisyon ortağı olan cemaatin hain lideri ve FETÖ elebaşısı, "Otoriteden izin alınmalıydı" diyerek Mavi Marmara'yı organize edenleri suçlamıştı. Sonrasında üzücü bir baÅŸka beyan da bizzat ErdoÄŸan'dan gelmiÅŸti.

ErdoÄŸan, "Gazze'ye giderken bana mı sordunuz ?" diyerek Müslüman kamuoyunu rencide etmiÅŸti. Anti parantez hemen ÅŸunu da belirtmiÅŸ olalım ki, Mavi Marmara organizatörü Ä°HH BaÅŸkanı keÅŸke ErdoÄŸan ile görüÅŸüp gemiye gönüllü birkaç milletvekili alsaydı. Belki Siyonist çete baskın yapmaya cesaret edemezdi. Belki tabi!)

https://www.4x4bet123.com/ https://www.4x4bet123.com/

O günden sonra köprünün altından çok sular akmış ve maatteessüf ki geçen zaman içerisinde buzlar erimeye baÅŸlamıştı. Artık eskisi gibi karşılıklı ziyaretleÅŸmelerle diplomatik iliÅŸkiler ve ticaret devreye sokulmuÅŸtu. Hatırlayalım, iki sene kadar önce hükümet sözcüsü Ömer Çelik basın toplantısında yaptığı beyanatla, "Ä°srail'in bize, bizim Ä°srail'e ihtiyacımız var" türünden talihsiz sözleri dile getirmiÅŸti. Bu üzüntü verici beyanattan kamuoyumuz oldukça rahatsız olmuÅŸtu.

Bir müddet sonra aynı sözleri ErdoÄŸan da dile getirmiÅŸti. Davos çıkışı ile tezat teÅŸkil eden sözlerdi bunlar. Ä°nsan gayri ihtiyari düÅŸünüyor, acaba tahakkümü ve iÅŸgali altında olduÄŸumuz ABD perde arkasından siyasîlerimize talimat ve ayar mı veriyor?

Her ne kadar ErdoÄŸan, "Biz Milli GörüÅŸ gömleÄŸini çıkardık" demiÅŸ olsa da, halkımızın çoÄŸu bunun maslahat icabı dile getirildiÄŸine inanıyor. Ama ÅŸu da acı bir gerçek ki talimatlara ve yönlendirmelere teslimiyet göstermek akidemize tezat teÅŸkil eden onur kırıcı tavizleri ve omurgasızlığı beraberinde getirmektedir. En son Siyonist çetenin cumhurbaÅŸkanı Türkiye'yi ziyarete geldiÄŸinde üst düzeyde devlet töreni ve atlı seramonilerle karşılanmıştı.

Biz de "Kudüs Gönüllüleri Platformu" olarak Siyonist çetenin konsolosluÄŸu önünde protesto eyleminde bulunup bildiri okumuÅŸtuk. (Orada bildiri okumak da bu satırların sahibine nasip olmuÅŸtu.) Bildiri okuduÄŸumuz o protesto eyleminde sadece Siyonist çeteyi telin etmemiÅŸtik, aynı zamanda hükümetin Siyonist çete ile normalleÅŸme sürecine girmesini de kınamıştık. (Bu eylemi Kudüs TV'de canlı yayın olarak vermiÅŸtik.)

Biz bir taraftan Arap ülkelerinin iÅŸgalci Siyonist katil sürüsü ile "Yüzyılın AnlaÅŸması" ve "Abraham SözleÅŸmesi" adı altında tam bir zillet elbisesi giyerek normalleÅŸme sürecine girmelerini kınayıp telin ederken bakıyoruz ki başımızdaki hükümet de aynı normalleÅŸme sürecine girivermiÅŸ. Bu giriÅŸ bodoslama mı yoksa kerhen mi onu bilemeyiz. Fakat ÅŸu bir gerçek ki, Müslüman kamuoyu olarak bu tutum bizi ziyadesiyle rencide etti. Açık bir ÅŸekilde ifade etmiÅŸ olalım ki, Merhum Erbakan hayatta olsaydı, bunları sert bir dille azarlardı.

Elbette olayın bir de ÅŸu boyutu var, ulus ve seküler bir devlet yapısı içerisinde siz iktidara gelmiÅŸsiniz ve anayasal bir kural olarak siz devletin resmi ideolojisine uygun icraatlarda bulunma dayatmasının muhatabısınız. Böyle bir devlet yapısı tabiri caiz ise sizin hareket alanınızı kısıtlıyor ve halkın aidiyet deÄŸerlerine uygun yapacağınız manevralara engel oluyor.

Sırf bu yüzden dolayı Merhum Erbakan Hocamız'ın kurmuÅŸ olduÄŸu dört parti kapatıldı. Yani kaba tabirle perde arkasındaki derin devlet veya omuzu demirliler, "iktidar oluyorsunuz ama muktedir olamazsınız" diyorlar. Bu durumu gözönünde bulunduran mütedeyyin halkımız hükümetin aidiyet deÄŸerlerimize mugayir olan icraatlarına tahammül gösterme ihtiyacı hissediyor.

Fakat halkımızın ekseriyeti bu karşılıklı ziyaretleÅŸmelerden ve büyükelçilik atama giriÅŸiminden son derece rahatsız oldu. Åžimdi açıkçası Müslüman kamuoyumuz "ya bu kadar da olmaz ki" diyor. Ne yazık ki bu konuda Türkiye olarak Güney Amerika ülkeleri kadar olmadık.

BaÅŸta Venezuela, Peru ve Colombia olmak üzere birçok Güney Amerika ülkesi Siyonist çete ile diplomatik ve ticarî iliÅŸkilerini kesmiÅŸ vaziyette.

Bu ülkeler Siyonist çeteye ve onun hamisi olan büyük ÅŸeytan ABD'ye karşı onurlu bir ÅŸekilde dik duruÅŸ sergiliyorlar.

Ya biz Osmanlı'nın bakiyesi olarak ne hallardeyiz? 

 

 

 

 

Abdülhamit Filistin'den toprak isteyen Siyonist çete lideri Theodor Herzl'e, "Kanla alınmış topraklar kanla verilir" diyerek huzurundan kovmamış mıydı? En zor koÅŸullarda son askerimize kadar biz Filistin topraklarını korumamış mıydık? Osmanlı'yı parçalamak adına yedi düvel Çanakkale'ye saldırdığında bile biz Filistin'i bir tabur askerimizle korumaya devam ediyorduk. Åžimdi büyük ÅŸeytan ABD istiyor diye karşılıklı olarak büyükelçilikler açıyoruz. Biz Siyonist çete ile her türlü diplomatik ve ticarî iliÅŸkilerimizi kesmemiz gerekirken ve Gazze'ye barış gücü göndermemiz icab ederken nereden nereye savrulduk? Hatırlayalım, Mavi Marmara baskının akabinde biz Gazze sahiline liman yapacaktık. Mazlum kardeÅŸlerimizin ihtiyaçları o liman üzerinden kendilerine ulaÅŸtırılacaktı. Güvenlikleri için ise oraya barış gücü gönderecektik. Ne yazık ki o tumturaklı laflar havada kaldı.

 

Henüz Bu Haber İçin Yorum Yapılmamış
Adınız Soyadınız
Güvenlik Kodu
https://www.facebook.com/rhvmimarlik/videos/557660301802778
Yazar Bilgisi

Hazım KORAL Hazım KORAL h24habrgmail.com Tüm Yazıları

BENZER HABERLER