VÄ°DEO GALERÄ°
FOTO GALERÄ°
KÃœNYE
FÄ°RMA REHBERÄ°
Ä°LAN REHBERÄ°
BÄ°ZE ULAÅžIN
YAZARLAR
H24HBR

@ Haber Tarihi : 09 March 2023 08:37:52

0 Yorum

Kez Okundu.

Seçimin Kaybedenler ilkesizler Olacaktır!

Cumhuriyetin yüzüncü yılında yapılacak bu seçimin kaybedenleri ilkesizler olacaktır!

H24/ Makale  / Dr. Bekir TANK 

Ä°nsanın niceliÄŸini ve niteliÄŸini ortaya koyan, onu baÅŸ veya ayak yapan yahut birilerine hizmetçi ve köle yapan ÅŸey, onun sahip olduÄŸu ve uÄŸrunda mücadele ettiÄŸi ilkeleridir!

Ä°lkeleri iyi, daha iyi ve mükemmel olanlar her zaman güç ve iktidar sahibi olmayabilirler, olamayabilirler, ama en azından onurlu bir hayatları vardır ve tabiatla barışık, düÅŸmanlarına karşı baÅŸları dik ve insanlara güven verirler. Yüz yılını geride bıraktığımız Cumhuriyet rejimine ve bu rejimin meydana getirdiÄŸi topluma baktığımızda, ana hatlarıyla iki sınıf oluÅŸturduÄŸunu görürüz: Kendilerini ülkenin-rejimin sahibi olarak görenler ve bunların “öteki” olarak görüp ona göre muamele ettikleri tebaaları!

Rejimin kurucusu Mustafa Kemal ve onun izinde gidenler her ne kadar kendilerini “muasır medeniyet” dedikleri ve bireyin özgürlüÄŸünü esas alan o dönem Avrupa’sının takipçileri olarak tanımlasalar bile, hem anayasalarıyla ve hem de icraatlarıyla Orta ÇaÄŸ Avrupası’nın baskıcı ve kanlı bir kopyası olmaktan öte gidemediler.

Kutsal Roma Ä°mparatorluÄŸu’nun Hristiyanlar arasındaki mezhep savaÅŸlarını kontrol altına almak için 1555 yılında Augsburg’da gerçekleÅŸtirdiÄŸi toplantıda “Augsburg Din Barışı” adı ile bulduÄŸu çözüm ÅŸöyle idi: Tercümesi ÅŸöyledir: “Kimin bölgesinde iseniz, onun dinindensiniz!” Yani bir yerdeki kralın veya prensin yahut derebeyinin mezhebi ne ise, tebaası da ya onun mezhebine girecekti ya da öldürülmek ile hicret etmek arasında bir tercih yapacaktı!

Hemen belirtelim ki, o zamanlar, gerek en büyük imparatorluk olan Osmanlı Devleti’nde ve gerekse diÄŸer Müslüman topluluklarda deÄŸil sadece Müslümanlar, Hristiyan ve Yahudilerin yanı sıra diÄŸerleri de kendi inançlarına göre yaşıyorlardı!

Yüz yılını artık geride bıraktığımız Türkiye Cumhuriyeti Rejimini tarihteki ve günümüzdeki rejimlerle kıyaslamayı da ÅŸöyle bir soru ile yapalım:

https://www.4x4bet123.com/ https://www.4x4bet123.com/

Ä°lk 15 yılda Atatürk’ün ve sonrasında ise Atatürkçülerin eliyle Ä°stiklal Mahkemelerinden daraÄŸaçlarına, iÅŸkencelerden zindanlara, darbelerden katliamlara, ezici çoÄŸunluÄŸun dini olan Ä°slam’ı hayatın dışına mahkûm edip Müslümanlara mürteci muamelesi yapmaktan etnik aidiyet üzerinden gerçekleÅŸtirilen inkâr, asimilasyon ve imha politikalarına ve her on yılda bir gerçekleÅŸtirdikleri darbelere kadar oldukça kanlı geçirdikleri bu yüz yıllık rejimin adı, Atatürk’ün iddia ettiÄŸi gibi, “muasır ülkelerin seviyesindeki düzen” mi, yoksa OrtaçaÄŸ Avrupası’nın “Cuius regio, eius religio” düzeni mi?

Olan ve ölen için bir ÅŸey yapamayacağımıza göre, cevabını vermemiz gereken soru ÅŸudur: Cumhuriyetin önümüzdeki yüz yılını nasıl geçireceÄŸiz?

Åžüphe yok ki, önümüzdeki yüzyılı da ilkeleri ve inançları uÄŸrunda mücadele edenler ve gerektiÄŸinde bedel ödemekten de çekinmeyenler ÅŸekillendireceklerdir! Ä°liklerimize kadar yaÅŸadık ve gördük ki, iradelerine sahip olmadıkları ve iradelerini idarelerine yansıtmadıkları sürece seçimlerin de çoÄŸunluÄŸun da ve hatta iktidara gelip hükümet olmanın da bir kıymeti harbiyesi yoktur. Bunun içindir ki, toplumun ezici çoÄŸunluÄŸunu oluÅŸturuyor olmalarına raÄŸmen Müslümanlar hem anayasada, hem rejimin nezdinde ve hem de azgın azınlığın gözünde hala mürtecidir! Ve bunun içindir ki, etnik aidiyet bakımından toplumun ikinci büyük kesimini oluÅŸturuyor olmalarına raÄŸmen Kürtler hem anayasada, hem rejimin nezdinde ve hem de azgın azınlığın gözünde bölücüdür!

Daha açık söyleyelim, dini aidiyet olarak Müslümanlar ve etnik aidiyet olarak Kürtler ülkenin eÅŸit vatandaÅŸları deÄŸildirler. Buna raÄŸmen ne kendilerini Müslümanları temsil eden makamlarda görenlerin ve ne de Kürtleri temsil iddiasında olanların, ülkenin eÅŸit vatandaÅŸları olmak yönünde bir çabaları yoktur!

ÖrneÄŸin, önümüzdeki yüz yılı nasıl yaÅŸamak istedikleri ve ülkeyi nasıl ÅŸekillendirmek istedikleri yönünde saÄŸcısından solcusuna, milliyetçisinden ulusalcısına, Atatürkçüsünden Sosyalistine ve hatta eÅŸcinselinden çevrecisine kadar herkes inancını hayata geçirmenin mücadelesini veriyorken ve birilerinin hatırına olsun evrensel insani deÄŸerlerle çatışan ahlaksız ilkelerinden bile hiçbir taviz vermiyorken ve hele hele malum azgın azınlık her zamanki saldırganlığını, baÄŸnazlığını ve düÅŸmanlığını zerre azaltmadan sürdürüyorken, geçen yüz yıl boyunca en fazla zulme maruz kaldıkları halde, hem inandıklarını söyledikleri deÄŸerlerden kopuk yaÅŸayanlar ve hem de inançlarının aksine en ilkesiz duruÅŸ sergileyenler de ne yazık ki, dini aidiyet olarak Müslümanlar ve etnik aidiyet olarak Kürtlerdir!

Müslümanlar eÄŸer bir yüz yıl daha rejimin ötekileri olarak itilip kakılmak ve mürteci muamelesi görmek istemiyorlarsa ve Kürtler de olmasında zerre kadar bir etkilerinin olmadığı etnik aidiyetleri nedeniyle bir yüz yıl daha hem temel insani haklarından mahrum ve hem de bölücü sıfatı ile yaÅŸamak istemiyorlarsa, inançlarıyla ve iddialarıyla örtüÅŸen bir duruÅŸ sergilemek ve bu duruÅŸu sergilemeyenlerle yollarını ayırmak zorundadırlar.

Sonuç olarak, önümüzdeki seçimin kaybedeni de ÅŸu veya bu ittifak yahut ÅŸu veya bu parti deÄŸil, inançlarını süfli çıkarlara kurban edenler ve bu baÄŸlamda ilkesiz duruÅŸ sergileyenler olacaktır!

Henüz Bu Haber İçin Yorum Yapılmamış
Adınız Soyadınız
Güvenlik Kodu
https://www.facebook.com/rhvmimarlik/videos/557660301802778
Yazar Bilgisi

Bekir  TANK Bekir TANK h24habrgmail.com Tüm Yazıları

BENZER HABERLER