RAMAZAN ARINDIRIR

H24/ Makale / Mehmet Ali BİÇER 

Hazreti Muhammed (S.A.V.)’in Ümmet’ine ait olan onbir ayın sultanı, “Ramazan’ı Şerif Ay’ı” biz müslümanlar için, iç içe geçmiş üç bölüm ihtiva eder. Dirilme, direnme ve arınma. Taşların arasında Hacer’ül Esved, suların yanında Zemzem, gecenin bir diliminde Seher vakti, günlerin içerisinde Cuma günü, ayların ortasında Ramazan en hayırlısıdır.

Müslümanların manevi yoğun bakıma alındıkları Ramazan’ı Şerif Ay’ında günahların isinden, kirinde, pisinden ve kalbimizin katılığından kurtulup kendimize geldiğimizin, özümüze döndüğümüzün, Kur’an’ı Kerim ile Sünnet’i Seniyye’nin bir arada anlamaya ve kavramaya çalışıldığı

“DİRİLME AY’IDIR”

Ramazan’ı Şerif. İnsanın dünya ve ahiret hayatını karartacak nefsin istek ve arzularına boyun eğmemek. Oruç teknesinde, sabır hamuruyla nefsi bir güzel yoğurmak. Kendine olan özgüveni arttırarak nefsini hiçe saymak ve şeytana gerekli dersi vermek. Kısaca, nefs ve şeytanla yapılan

“DİRENME AY’IDIR” Ramazan’ı Şerif.

Dostlukların arttığı, ziyaretlerin çoğaldığı, İslam kardeşliğinin pekiştiği, manevi atmosferin süzgecinden geçerek filtre örneği temizlenmenin, duyu organları dahil bütün vücudun bakıma alınarak rektefe edildiği, sanki suyun çeşitli aşamalardan geçirilerek arıtıldığı ve dezenfekte edildiği “ARINMA AY’IDIR” Ramazan’ı Şerif.

RAMAZAN’IN HEDEFİ

Ramazan Ay’ının hedefleri arasında;

1)- Güzel ahlâklı insan yetiştirmek. Beyni, kâlbi ve mideyi arındırmak.

2)- Sevgi toplumu oluşturarak “Sevgi Medeniyetini” devam ettirmek.

3)- Kardeşlik ile Ümmet Bilincini güçlendirmek ve yaygınlaştırmak.

4)- Toplumun can, mal, akıl, nesil ve inanç güvenliğini sağlamak.

Davranışlarımızdaki asıl amaç kudret ve kuvvet sahibi, en yüce zirvedeki terbiye edici Cenab’ı Allah’ın hoşuna gidebilmektir. O’nun, bizim oruç tutmamıza hiç ama hiç ihtiyacı da yoktur. Ramazan’ı Şerif’te hedeflenen insanlar için ve toplumsal hayat adına en elzem olan sabır ve takvayı yaparak yaşıyarak, güzel ahlâkı teoriden pratiğe dönüştürebilmektir.

Ramazan Ay’ını, istenilen en güzel şekilde yerine getiren inanç erleri “Yaratıcı” tarafından Dünyada ve Ahirette elbette ödüllendirilirler. Bu bilinçtir ki, Ramazan Bayramı’nı da hak ederler. Atalarımız da emeksiz yemek olmaz dememişler mi? Büyük günahlar tevbe ile küçük günahlar ise oruç ile silinirler.

Bilhassa Ramazan Ay’ında güzel ahlakın bir parçası olan empatiyi (diğergâm olmak), en son haddine kadar kullanmalıdır. Emri altında çalışanların işlerini hafifletmek, toleranslı davranmak, iftar vakitlerini rahatlatmak birer ibadettir. Bir şekilde oruç tutmayanlar Ramazan Ay’ına kesinlikle saygı duymalıdırlar.

RAMAZANIN DEFOLUSU

Asıl olan, gerçek manada Ramazan ve orucun değerini verebilmektir. Günlük hayatımızda defolu mal ve hizmete değer vermediğimiz gibi Cenab’ı Allah da kalitesiz Ramazan ve oruca değer vermez. İbadetlerimizin ahlaki boyutunu yakalamak, içinde bulunduğumuz ortamla ilgili bilgileri öğrenmek ise farzdır. “Kim ki, yalan söylemeyi ve yalanla iş görmeyi bırakmazsa Cenab’ı Allah o kimsenin yemesini, içmesini bırakmasına hiç değer vermez. Nice oruç tutanlar vardır ki, oruçtan onlara kalan sadece açlık ve susuzluktur.” Hadis’i Şerif

Bu duygu ve düşüncelerle bütün okuyucularımızın Ramazan Ay’ını tebrik eder, hayırlara vesile olmasını ve tutacakları oruçların da Cenab’ı Allah’ın katında kabul görmesini niyaz ediyoruz…

• ramazan-deveci
• zekat
• Mehmet-Ali-BİÇER