Kudüs Gününü Anmak Özgür Kudüs Bilincine Sahip Olmaktır…
H24/Makale/Ramazan DEVECÄ°
Müslümanların tarihleri içerisinde karşılaÅŸtıkları en büyük felaketlerden biri kuÅŸkusuz Osmanlı imparatorluÄŸunun yıkılmasının ardından Filistin’in Ä°ngilizler tarafından iÅŸgali ve “Ä°srail” adı altında siyonist bir rejimin Filistin toprakları üzerinde, Ä°slam coÄŸrafyasının ortasında kurulmasıdır.
Filistinli Müslümanlar doÄŸru bir tespitle bugünü ‘Nekbe’ büyük felaket günü olarak ilan etmiÅŸlerdir.
9 Aralık 1917 tarihinde Kudüs ve Filistin toprakları Ä°ngilizlerin eline geçtiÄŸinde, Filistin topraklarındaki nüfusun yüzde 92'sini Müslümanlar ile Hristiyanlar oluÅŸtururken, Yahudilerin nüfusu ise sadece yüzde 8'di.
Ä°ngilizlerin iÅŸgal boyunca süren destekleri ile dünyanın farklı yerlerinden göç ile getirilen Yahudilerle Filistin'deki Yahudilerin toplam nüfusa oranı 1947'de yüzde 33'e kadar yükseldi. 1917'de tarihi Filistin topraklarındaki Yahudi nüfusunun 60 bin civarında olduÄŸu tahmin ediliyor. Ä°ngilizlerin himayesinde gerçekleÅŸen Yahudi göçleriyle bu sayı 1948'de 800 bine ulaÅŸmıştı.
1917 yılında Filistin'de yaÅŸayan Yahudilerin sahip oldukları toprakların oranı yüzde 3 ilen, Ä°ngilizlerin bütün baskı, yıldırma, gasp ve aşırı Yahudi göçüne raÄŸmen 1946’da bu oran sadece yüzde 6’ya yükselmiÅŸti.
Bu gerçekliÄŸe raÄŸmen BM’in 29 Kasım 1947'de kabul ettiÄŸi plana göre, Filistin topraklarının yüzde 55'lik kısmını Yahudilere, yüzde 45'lik kısmını ise Araplara verdi. Tabi ki bu taksimi Arap Hristiyan ve Müslümanlar kabul etmediler ve Filistin topraklarında Siyonist iÅŸgale karşı direndiler. Ancak dünyanın desteklediÄŸi Siyonist iÅŸgalciler Filistin topraklarında iÅŸgallerini artırarak devam ettirdiler.
Ä°ngilizler Filistin'i toprakları terk ederken gayri meÅŸru Ä°srail rejiminin kurulması için her türlü zemini hazırlamışlardı. Ve 14 Mayıs 1948'de büyük felaket gerçekleÅŸti iÅŸgal edilmiÅŸ Filistin topraklarında Siyonist Ä°srail rejimi ilan edildi.
1967 yılında Kudüs’ün Siyonistler tarafından iÅŸgali ile Müslümanların üç kutsal beldesinden biri, üç kutsal mescidinden biri Peygamberimizin miraç yurdu özgürlüÄŸünü kaybetmiÅŸti. Bu iÅŸgalle Filistin halkı tarihin en büyük zulümlerinden birine uÄŸradı, uÄŸruyor. Filistinli Müslümanların canları, malları, namusları heder edildi. Bugün dünyada yaklaşık 6 milyon Filistinli sürgün hayatı yaÅŸamaktadır. Mülteci kamplarında zor ÅŸartlar altında vatanlarına dönecekleri günü beklemektedirler.
Kudüs Ä°slam’ın ÅŸiarı olan kentlerden biridir. Kudüs’ün kurtuluÅŸu Ä°slami mücadelenin önemli hedeflerinden biri olmalıdır. Kudüs özgür olmadan ümmetin özgürlüÄŸü söz konusu olmaz. “Kudüs'ü savunmak gerçek bağımsızlığı savunmaktır.” diyor Nuri Pakdil. Kudüs’ü savunamayan bir Ä°slam ülkesi bağımsızlığını kaybetmiÅŸ demektir.
Onun için Rahmetli Ä°mam Humeyni Ä°slam devrimini gerçekleÅŸtirdikten sonra ilk iÅŸ olarak Ramazan ayının son cumasını Dünya Kudüs Günü olarak ilan etti.
Ímam Humeyni rahmetli Kudüs gününü ilan ederken ÅŸöyle demiÅŸti. "Ben bütün Müslüman devletler ve dünya Müslümanlarından bu gasıp ve destekleyicilerinin aÄŸzının payını verme amacıyla birleÅŸmelerini istiyorum. Keza bütün dünya Müslümanlarına; Filistin halkı için kader belirleyici olabilecek olan ve Kadir günlerinden de sayılan mübarek Ramazan ayının son Cuma gününü ‘Kudüs Günü’ olarak seçip bu günü Müslüman Filistin halkının kanuni haklarını destekleme konusunda dünya Müslümanlarının milletlerarası dayanışma günü olarak belli program ve merasimlerle geçirmeyi öneriyorum. Allah Teâlâ'dan Müslümanları küfür ehline galip kılmasını dilerim.''
O günden sonra dünya Müslümanları Ramazan ayının son Cuma’sını Kudüs günü olarak anmaya baÅŸladılar.
Her yıl bütün dünyada Kudüs Günü dolayısı ile çeÅŸitli etkinlikler düzenlenmekte ve Kudüs'te cereyan eden iÅŸgal, baskı ve zulümler kınanmaktadır.
Dünya Kudüs günü, Ä°slam ümmeti açısından vahdet ve kardeÅŸlik günüdür; Ä°slam’ın ve ümmetimizin azılı ve küstah düÅŸmanlarına karşı yüreklerimizi ve bileklerimizi birleÅŸtirip Kudüs’ümüzle kucaklaÅŸma günüdür. Kudüs günü, Ä°slam’ın mübarek ve mukaddes kıldığı topraklar üzerinde hiçbir gayri meÅŸru yapının duramayacağını, Filistin halkının vatanlarından, haklarından, özgürlüklerinden ve onurlarından mahrum bırakılmasının kesinlikle kabul edilmeyeceÄŸini ve mukaddesatımızın siyonistlerin çizmeleri altında çiÄŸnenmesine göz yumulmayacağını haykırmanın günüdür! Kudüs günü, özgür Kudüs için Allah ile ahitleÅŸme ve Kudüs’ümüzün özgürlüÄŸü uÄŸruna kurban sunduÄŸumuz tüm ÅŸehitlerimizle misakımızı tazeleme günüdür.[1]
Kudüs Müslümanların ortak deÄŸeridir. Kudüs Mücadelesi Müslümanların vahdet vesilesi olmalıdır. Onun için mezhebi ve milli kaygıları bir tarafa bırakarak, Kudüs meselesine yaklaÅŸmak gerekiyor.
Rahmetli Erbakan hoca bütün mitinglerinde Müslümanlardan Kudüs’ün kurtuluÅŸu için çalışacaklarına dair söz alırdı. Böylelikle Türkiyeli Müslümanlarda bir Kudüs bilinci, Kudüs ÅŸuuru oluÅŸturmaya çalışırdı. Ä°ÅŸgalci Siyonist Ä°srail’in sadece güçten anlayacağını söyleyen Erbakan hoca Ä°srail ile mücadelede tek yolun direniÅŸ olması gerektiÄŸini ifade etmiÅŸtir.
Kudüs üç tevhid dini içinde kutsal bir beldedir. Kudüs vahiy yurdudur. Onlarca tevhid peygamberinin mücadele yurdudur. Kudüs, ÅŸehirlerin anasıdır. Tarih boyunca tevhit ve adalete inanlar, Kudüs'ü barış yurdu haline getirmiÅŸlerdir. Kudüs yıllarca Müslümanların hakimiyetinde Yahudiler ve Hristiyanlar için bir barış yurdu olmuÅŸtur. Bugün ise Siyonist Ä°srail’in elinde tam bir zulüm diyarına dönüÅŸmüÅŸtür.
Bizler dünyanın hangi ülkesinden ve beldesinden olursak olalım, hangi kavme, hangi mezhebe ve hangi cemaate mensup olursak olalım; Kudüs’ün özgürlüÄŸü tevhid ve adalet yurdu olması için birlik içerisinde çalışmalıyız.
Kudüs bizim için hem vahdet ve kardeÅŸliÄŸimizin, hem izzet ve zaferimizin teminatı, kurtuluÅŸumuzun kapısı ve hak yolda yürüyüÅŸümüzün pusulasıdır. DoÄŸru yolda yürüyüp yürümediÄŸimizin göstergesi Kudüs davasına olan baÄŸlılığımızla ölçülür. Kudüs’le bağımız gevÅŸedikçe, Kudüs’ü unutup baÅŸka konulara ve gündemlere boÄŸulunca, Kudüs’ü özgürleÅŸtirme mücadelesini bir kenara bırakıp yapay kavgaların ve çatışmaların içine girdikçe, doÄŸru yoldan saptığımızı rahatlıkla anlayabiliriz.[2]
Bugün mezhebi taassup ve milliyetçi kaygılarla paramparça olan Ä°slam Ümmetinin belki de en önemli ortak kaygısı, ortak düÅŸüncesi Kudüs’ün özgürlüÄŸü, Mescid-i Aksa’nın kutsiyeti ve özgürlüÄŸü meselesidir. Öyle ise dünya Müslümanlarına düÅŸen, mezhebi kaygıları bir tarafa bırakıp, ulusal çıkarları bir tarafa bırakıp Kudüs’ün özgürlüÄŸü davasında bir araya gelmek Ä°slami vahdeti gerçekleÅŸtirmektir. Rahmetli Ä°mam Humeyni ifade ettiÄŸi ÅŸu gerçeÄŸi unutmayalım: “Her Müslüman bir kova su dökse Ä°srail’i sel götürür.” Evet Müslümanlar birlik olsa bu kadar basit olan Kudüs’ün özgürlüÄŸü meselesi bizim ayrılığımız yüzünden çok zorlaÅŸmaktadır. Kudüs günü anmaları Ä°slami vahdete giden bir yol olmalıdır. Çünkü Kudüs günün hedeflerinden biride Müslümanların birliÄŸinin saÄŸlanmasıdır. Bugün Dünyanın farklı yerlerinde her renkten ve her ırktan Müslümanlar Kudüs günü anma etkinliÄŸi düzenlerken Ä°slami vahdete katkı sunmaktadır.
Kudüs günü adına Ä°slami vahdete zarar verenler Kudüs günün anlamını ve mesajını anlamamışlar demektir.
Kudüs günün amacı Müslümanlarda özgür Kudüs bilinci oluÅŸturmak, özgür Kudüs davasını diri tutmaktır. Kudüs davasının bir iman davası olduÄŸunu hatırlatmaktır. Kudüs Gününü anmak özgür Kudüs bilincine sahip olmaktır.
Kudüs ÅŸehitlerinin bize verdiÄŸi mesaj budur. Åžehit Abbas Musavi’nin dediÄŸi gibi “Biz Muhammed ordusuyuz, geri döndük ve Kudüs yolunda ilerliyoruz”
Özgür Kudüs bilincine sahip olanlara ve Kudüs ÅŸehitlerine selam olsun…
Tunç Türkiye’de Tutuklu Casus Sayısını Açıkladı
Kerimandan Ebrar’lara Sevinin Başlar Yüksekte 
Van gölü’nde Kayı Tamgalı Haç Taşlar 
Şüheda Sadakat Vefat Etti 
Yrp’de Cumhur İttifakı Depremleri 
Diyanet: Seccadenin Kutsiyeti Yok
