VÄ°DEO GALERÄ°
FOTO GALERÄ°
KÃœNYE
FÄ°RMA REHBERÄ°
Ä°LAN REHBERÄ°
BÄ°ZE ULAÅžIN
YAZARLAR
H24HBR

@ Haber Tarihi : 06 July 2020 23:48:08

0 Yorum

Kez Okundu.

Konuşan Kuran Hazreti Ali Kitabını Niye Yazdım

KONUÅžAN KURAN HZ. ALÄ° KÄ°TABINI NÄ°YE YAZDIM?

 

H24》Makale》Ramazan Deveci'nin makalesi  

Bir toplantıda bir dostum Ä°slam tarihinin en acı dönemlerini içeren ‘KonuÅŸan Kuran Hz. Ali Kitabını’ niye yazdım

BilindiÄŸi gibi Sünni dünyanın konuÅŸmaktan kaçındığı, örnek nesil dediÄŸimiz sahabe arasındaki problemlerin, Cemel, Sıffın ve Hakem olaylarının yaÅŸandığı bir dönemi de içeriyordu Hz. Ali’nin hayatı..

Cemel ve Sıffın Ä°slam tarihinin en acı olayları idi. Örnek nesil dediÄŸimiz Ashabı Kiram birbiri ile savaÅŸmış binlerce Müslüman ölmüÅŸtü.

Evet biz konuÅŸmak istemiyorduk ancak bu olaylar tarihi birer gerçeklikti. Ve biz kaçsak ta mutlaka karşımıza çıkıyordu. Peki öyle ise ne yapmak gerekiyordu? Olayları konuÅŸmamak olmamış kabul etmek çözüm mü idi.

Bence deÄŸildi. Olayları yok saymak görmezden gelmek çözüm olmamıştı. Olaylar yeterince ve gerektiÄŸi gibi konuÅŸulmadığı için tarih doÄŸru deÄŸerlendirilmemiÅŸ, tarihten gerekli dersler çıkartılmamış, ve sonuç olarak ta tarih sürekli tekerrür etmiÅŸti Ä°slam dünyasında.

Rabbimiz kerim kitabımızda “Mü'minlerden iki topluluk çarpışacak olursa, aralarını bulup-düzeltin. Åžayet biri diÄŸerine tecavüzde bulunacak olursa, artık tecavüzde bulunanla, Allah'ın emrine dönünceye kadar savaşın; eÄŸer sonunda (Allah'ın emrini kabul edip) dönerse, bu durumda adaletle aralarını bulun ve (her konuda) adil davranın. Åžüphesiz Allah, adil olanları sever.” (Hucurat-9) buyuruyor.

Ayette rabbimiz bir anlamda bir gün Müslümanların birbirleri ile savaÅŸacaklarını haber verirken ne yapmaları nasıl davranmakları gerektiÄŸini de söylüyordu.

Ä°ÅŸte Hz. Ali, Cemel ve Sıffın olaylarında tarafsız kalan sahabeye bu ayeti hatırlatıyor ayetin gereÄŸini yapmalarını istiyordu. Sünni dünyanın en büyük handikaplarından biri sahabeyi çok aşırı överek sahabenin yanlışlarını konuÅŸmak istememesi hatta sahabeyi hatasız insanlar gibi görmesi idi.

Muhtemelen Sünni dünyanın sahabeye karşı böyle korumacı davranması nedenlerinden biride Åžii dünyanın sahabeye karşı hakarete varan yersiz eleÅŸtirel tutumu idi.

Böylece tarih övgü ve sövgü tarihine dönüÅŸmüÅŸ ve tarihi olaylardan gerekli dersler çıkartılmamış/ çıkartılamamıştı.

Tarihin bu acı olayları esasen belki de en büyük dersleri çıkaracağımız esasları barındırıyordu.

Öncelikle Peygamberimizden baÅŸka kimsenin masum olmadığını dolayısı ile sahabelerinde hata yapabileceklerini ve yaptıklarını söyleyen Sünni dünya, teorik olarak söylediÄŸi bu gerçeÄŸi pratiÄŸe dökerek sahabenin yanlışlarından da dersler çıkarmamız gerçeÄŸini görmeli artık.

Ä°ÅŸte Hz. Ali kitabı bizi bu gerçeklikle karşı karşıya getiriyor. Esasen bu kitap, söz konusu bu acı olayların doÄŸru anlaşılmasına katkı sunmak için yazıldı.

Hz. Ali çocukluktan itibaren vahiy evinde Peygamberimizin özel terbiyesinde yetiÅŸmiÅŸ böylece bir anlamda ‘KonuÅŸan Kuran’a dönüÅŸmüÅŸ özel bir ÅŸahsiyettir.

Fatiha suresindeki “Ya Rabbi bizi doÄŸru yola ilet, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna” ayeti Nisa-69 ile birlikte düÅŸünüldüÄŸünde “Kim Allah’a ve Peygambere itaat ederse, iÅŸte onlar, Allah’ın kendilerine nimet verdiÄŸi peygamberlerle, sıddiklerle, ÅŸehitlerle ve iyi kimselerle birliktedirler. Bunlar ne güzel arkadaÅŸtır.” Daha bir anlam kazanır. Hz. Ali’nin kendilerine nimet verilenlerden olduÄŸu, Fatiha suresinde ifade edilen dosdoÄŸru yol için bir örneklik olduÄŸu görülecektir. DosdoÄŸru yolun Kur’an olduÄŸunu bilinen bir gerçeklik. Ama Kuran’ı doÄŸru anlamak için Peygamberimizin ve onun yol arkadaÅŸlarının onu nasıl anladığına bakmamız gerekiyor. Allah resulü “Ben ilmin ÅŸehriyim Ali ise bu ÅŸehrin kapısıdır” buyuruyor. Hz. Ali, Peygamberimizin ifadesi ile nebevi ilim ÅŸehrinin giriÅŸ kapısıdır.

Hz. Ali, ‘KonuÅŸan Kuran’ ve kendisine nimet verilenlerden biri olarak kendisinde bizim için güzel örnekler olan bir öÄŸretmendir. Hz. Ali’nin vahyi esas alan, vahdet ve adalet anlayışı büyük önem arz etmektedir.

Günümüzde Müslümanların en büyük problemlerini sıralayacak olursak vahdetsizlik/tefrika ilk sıralarda yer alır. Yine ilk sıraya yazacağımız konulardan biride adalet anlayışımızdır.

Hz. Ali denilince benim aklıma üç kavram gelir tevhid, vahdet ve adalet. Ancak bunlar içerisinden Hz. Ali’yi ayrıcalıklı kılan vahdet ve adalet anlayışıdır. Onun hayatının çocukluktan sonraki döneminin ifadesi olan tevhid mücadelesi Peygamberimiz döneminde birçok sahabenin de katkı sunduÄŸu, katıldığı, onurlu bir mücadeledir.

https://www.4x4bet123.com/ https://www.4x4bet123.com/

Peygamberimizin tevhid mücadelesinde her sahabenin, muhacir ve ensarın ayrı ayrı bir çok fedakarlığı ve katkısı vardır. Peygamber efendimiz dönemindeki Tevhid mücadelesi her sahabenin yıldızlaÅŸtığı dönemdir. Esasen mutlak ‘Asrı Saadet’ dönemi Peygamberimizin vefatına kadar olan bu dönemdir.

Hz. Ebubekir ile baÅŸlayan RaÅŸit halifeler dönemi, Müslümanlar üzerinden vahyin koruyuculuÄŸunun kalktığı, hatası ile sevabı ile beÅŸer olan insanların vahyi uygulama biçimlerini gösteren bir dönemdir. Bu dönemi bu gözle okumak gerekiyor.

Hz. Ali, hem peygamberimiz döneminde hem de kendisinden önceki halifeler döneminde yaÅŸamış bu dönemlerde ortaya koyduÄŸu tavırlarla, bu dönemde yaÅŸanan olayların ve bu olaylara vahiy merkezli bakışın nasıl olması gerektiÄŸini gösteren bir vahiy öÄŸretmenidir.

Günümüzde Müslümanların en büyük problemlerinden birinin tefrika yani vahdet birlik içerisinde olmama olduÄŸunu ifade etmiÅŸtim.

Ä°ÅŸte Hz. Ali kendisinden önceki halifeler döneminde vahdet konusunda o kadar hassas davranıyor ki, Hz. Ali’nin bu hassasiyetini görünce, bugün Müslümanların tefrika sorunlarının ilacı, Hz. Ali’de diyor insan. Evet, Hz. Ali’nin vahdet hassasiyetinden öÄŸreneceÄŸimiz çok ÅŸey var. Hz. Ali’nin kendisinden önceki halifeler döneminde ifadesini bulan Müslümanların vahdetini koruma, vahdete zarar vermeme hassasiyetinin önemi; özellikle kendi hilafet döneminde, aynı hassasiyeti göstermeyen arkadaÅŸlarının, tavırlarının ümmetin birliÄŸine nasıl zarar verdiÄŸi görüldüÄŸünde, daha iyi anlaşılmalıdır diye düÅŸünüyorum.

Vahyin emrettiÄŸi vahdet ve adalet anlayışı nasıl pratiÄŸe dökülür nasıl yaÅŸanılır iÅŸte Hz. Ali onu öÄŸretiyor bize.

Hz. Ali’nin hilafet döneminin ifadesi olan “adalet” anlayışı, onu ayrıcalıklı kılan asil tavrıdır. Ä°nsanoÄŸlunun en zayıf olduÄŸu nokta, adalet anlayışı, adalet konusundaki tavrıdır. Zira zordur; güce, iktidara nimete sahip olduÄŸunda, düÅŸmanına haksızlık yapmamak, dostlarına ayrıcalık tanımamak. Normal zamanlarda adaletli davranmak da kolay deÄŸildir ancak, zor dönemlerde güvenlik kaygılarının olduÄŸu dönemlerde adil olmak ise daha zordur.

Sizin kendinizi adil görmeniz önemli deÄŸildir. Çünkü insanlar her zaman kendilerinin ve taraftar olduklarının, adaletsizliklerine kılıf bulup, adaletsizliklerini adalet gibi göstermeye zorlanmazlar. Adaletsizlikleri meÅŸrulaÅŸtıracak bir maslahat her zaman bulunur. Ä°ÅŸte burada düÅŸmanlarınız, muhalifleriniz, düÅŸüncelerinizi kabul etmeseler de adaletinize ÅŸahitlik ediyorlarsa siz gerçekten adilsiniz demektir.

Ä°ÅŸte Hz. Ali halife olduÄŸu o zor dönemde bile adaleti her ÅŸeyin üzerinde tutan bir insanlık abidesidir.

Ali Åžeriati’nin Ä°fadesi ile: “Ali, insanlık tarihindeki mazlum adaletin tecessüm etmiÅŸ ÅŸeklidir. Ali sadece konuÅŸan Kur’an deÄŸildir, konuÅŸan özgürlüktür, konuÅŸan adalettir, konuÅŸan aÅŸkın insanlıktır.”

Hz. Ali’nin vahdet ve adalet hassasiyetinin Müslümanlarca yeterince bilindiÄŸi ve anlaşıldığı kanaatinde deÄŸilim. Ä°lahi emir olan Ä°slam’ın iki önemli deÄŸeri vahdet ve adalet anlayışının doÄŸru anlaşılması için Hz. Ali’nin örnekliÄŸine ihtiyacımız olduÄŸunu düÅŸünüyorum.

Hz. Ali kitabını birazda Hz. Ali’nin vahdet ve adalet anlayışına ihtiyacımız olduÄŸuna inandığımdan ve Müslümanların vahdet ve adalet sorunlarına çözüm olacağına inandığım için yazdım.

Kitabı okuduÄŸunuzda sizde Hz. Ali’nin vahdet ve adalet hassasiyetine tanık olacaksınız.

Kitabı hazırlarken hem Åžii hem de Sünni kaynaklardan yararlandım. YapabildiÄŸim kadar her iki kesiminde uydurma rivayetlerinden uzak durmaya çalıştım. Tarihi gerçekleri, rivayetlerin tutarlılığına bakarak sahih olanları almaya çalıştım.

Sonuç olarak tarihi övgü ve sövgü tarihi olmaktan çıkarıp tarihi olayların tahlilini iyi yaparak gerekli dersleri çıkarmak gerekiyor. Tarihimizdeki acı olayları da doÄŸru bir ÅŸekilde konuÅŸmaktan çekinmemeliyiz.

Ä°slam’ın esası tevhid ve adalettir, Müslüman olmanın esası da vahdettir. Tüm bu esaslar için Hz. Ali’de çok güzel örnekler var. Kendi ifadesi ile ‘KonuÅŸan Kuran’ olan Hz. Ali’den öÄŸreneceÄŸimiz çok ÅŸey var.

Kitapla ilgili her türlü eleÅŸtiriye açık olduÄŸumu, iyi niyetle yapılmış her eleÅŸtirinin mutlaka deÄŸerlendirileceÄŸinin bilinmesini isterim. Kitabımı okuma nezaketinde bulunan dostlarımın, okuyucularımın kitapla ilgili deÄŸerlendirmeleri beni çok mutlu edecektir.

Selam Allah’ın Resulüne ve temiz Ehlibeytine, Hz. Ali’ye ve iyi niyetle uyaran dostlara olsun…

 

Konuşan Kuran Hz. Ali Kitabını Niye Yazdım?

Henüz Bu Haber İçin Yorum Yapılmamış
Adınız Soyadınız
Güvenlik Kodu
https://www.facebook.com/rhvmimarlik/videos/557660301802778
Yazar Bilgisi

Ramazan DEVECİ Ramazan DEVECİ h24habrgmail.com Tüm Yazıları

BENZER HABERLER