HUZURLU AÄ°LENÄ°N SIRRI
H24/ MAKALE / Gülnaz KAYNAK
Sevginin sesi , sevginin dokunuÅŸu
Sevginin rengi , sevginin nefesi
Sevginin kokusu var mıdır ?
Ey can ! Kış uykusundan kalkan doÄŸanın yeniden hayat bulması bir rüzgarın nefesiyle deÄŸil mi ?
Bir çicek tozu özünden koparak savrulurken uçsuz bucaksız vadilere
Bir bitiÅŸ yeni bir baÅŸlangıç olmuyor mu özünü bilmeyene özde olanı göstermek için bir temsil deÄŸil mi her bir toz zerresi
Yeni beldeler aşıp , adeta varlığından haberdar etmek ister gibi
Devamlılığını saÄŸlamak için kopması gerekmiyor mu ana vatanından
Ne renk olursa olsun toprağın rengi onun güvenle sarıp sarmalandığı yer olmuyor mu? YaÄŸmur sesinin bir anne ninnisi gibi yankısı duyulurken vadilerde.....
Yine bir su damlasının ÅŸefkatle toprağı öpmesi ile baÅŸlamıyor düÅŸen tohumun kök salmaya baÅŸlaması , filizlenmesi hayatta olduÄŸunun göstergesi deÄŸil mi?
Ey can! Aşıkın maÅŸukuyla buluÅŸması gibi toprağın can bulması GüneÅŸin yapraklarına temas etmesi ve bazen Ay ' ın gölgesinde dinlenmesi katkı sunmuyor mu büyüyüp geliÅŸmesine
Ve sonunda dönüÅŸmüyor mu mis gibi kokan bir limon çiçeÄŸi,limon tarlasına ya da bir lavanta tohumu, lavanta tarlasına ?
Bir tohumu yaratıcısından emanet bilmiÅŸ nankörlük nedir bilmemiÅŸ sahip çıkmış evren , Ä°nsanoÄŸlunu emanet bilmez mi hiç ? Ä°nsana da sahip çıkmış elbet, emir Hak'tan karşı çıkmak ne haddine herÅŸeyde bir nizam. Tüm evreni hizmetine sunmuÅŸ, yeryüzüne halef tayin etmiÅŸ yaradan.
Bir nutfeden var ettiÄŸine bir nutfeden varettigini emanetçi kılmış.
Bir anadan bir babadan aileyi kutsal saymış.
Anne sesi yaÄŸmurun , ÅŸefkatin sesi
Evlat kokusu bir limon çiçeÄŸi ,bir lavanta tarlası Saçlarını okÅŸayan bir anne eli adeta güneÅŸin sıcaklığını ÅŸefkatle sunması .
Kulaklarda babanın güven dolu sesi tıpkı rüzgarın doÄŸaya ÅŸarkısı .
Teması ise sonsuz güveni toprağın tohumu sarması gibi.
Doğa ve insan o kadar benziyor ki bir elmanın iki yarısı sanki
Kainat kitabını okumak gerekli zira ayetler ibret verici . Sevginin sesini duymak ve duyurmaya çalışmak , kokusunu içine çekmek, onu hissetmek ve hissettirebilmek iÅŸte huzurlu ailenin sırrıdır vesselam...
Rüzgârları rahmetinin önünde müjde olarak gönderen O'dur. Nihayet o rüzgârlar ağır bir bulut yüklenince onu ölü bir memlekete sevkederiz. Orada suyu indirir ve onunla türlü türlü meyveler çıkarırız. Ä°ÅŸte ölüleri de böyle çıkaracağız. Herhalde bundan ibret alırsınız. (A'râf Suresi - 57. Ayet)
Gökten su indiren O'dur. (Buyurdu ki:) Ä°ÅŸte biz her çeÅŸit bitkiyi onunla bitirdik. O bitkiden de, kendisinden üst üste binmiÅŸ taneler bitireceÄŸimiz bir yeÅŸil bitki, hurmanın tomurcuÄŸundan sarkan salkımlar, üzüm baÄŸları, zeytin ve nar bahçeleri meydana getirdik; birbirine benzeyeni var, benzemeyeni var. Meyve verirken ve olgunlaÅŸtığı zaman her birinin meyvesine bakın! KuÅŸkusuz bütün bunlarda inanan bir toplum için ibretler vardır. (En'âm Suresi - 99. Ayet)
Sonra meniyi pıhtılaÅŸmış kan (alak) olarak yarattık. Sonra o kanı çiÄŸnenmiÅŸ bir et parçası (mudÄŸa) olarak yarattık. Sonra o et parçasını kemik olarak yarattık, sonra da kemiÄŸe et giydirdik. Sonra onu (sureti, aklı, duyguları olan) bambaÅŸka bir varlık olarak inÅŸa ettik. Yaratıcıların en güzeli olan Allah, ne yücedir. (23/Mü'minûn 14)