VÄ°DEO GALERÄ°
FOTO GALERÄ°
KÃœNYE
FÄ°RMA REHBERÄ°
Ä°LAN REHBERÄ°
BÄ°ZE ULAÅžIN
YAZARLAR
H24HBR

@ Haber Tarihi : 26 September 2021 22:33:39

0 Yorum

Kez Okundu.

Her Gelecek Yakındır

“Her gelecek yakındır”

H24/ Makale | Prof. Dr. Bayram Altan

Çok uzaklarda zannettiÄŸimiz günler, karanlıkları yırtarak zaman tünelini yıldırım hızıyla geçip bize doÄŸru geliyor…

ÇoÄŸu insan, “zaman” adı verilen bu nimetin kıymetini idrak edemediÄŸi için geçen günlerine “ah,vaah!” ederek üzülüp durur. Giden zaman geri gelir mi hiç? Ä°mkansız!

GüneÅŸin batışıyla kaybolan o gün, artık bir daha geri dönmeyecek ÅŸekilde bize ve bütün dünyaya veda ediyor, ömür takvimimizden bir yaprak kopararak geçip gidiyor…

AkÅŸam karanlığı çökerken batıda daÄŸları aşıp ufukları kızıla boyayarak batan güneÅŸe “dur!” diyebilir misiniz?... Derseniz bile sesinizi duyurabilir, onu durdurabilir misiniz? Elbette hayır!

O, Ä°lahi emre boyun eÄŸmiÅŸ, kendisine verilen görevi yerine getirmekle meÅŸgul. Semazenler gibi saÄŸdan sola doÄŸru dönüyor ve bir menzile doÄŸru hızla akıp gidiyor.

Yalnız güneÅŸ mi? Hayır! GörebildiÄŸimiz ve göremediÄŸimiz bütün varlıklar, yaratılış gayelerine uygun olarak hareket ediyor.

Yeryüzünde ve gökyüzünde bulunan bütün yaratıklara bir göz attığımız zaman, hemen hepsinin yaratılış gayelerine uygun hareket edip yeryüzünün halifesi olan “Ä°NSAN”a hizmet ettiklerini görürüz.

Ä°bn-, RüÅŸt’ ün bu konudaki sözleri gerçekten düÅŸündürücüdür:

“Bu dünyada bulunan varlıkların karakter ve tabiatını araÅŸtırınca onların sanki insan için, insanın varlığını devam ettirmek için yaratılmış olduÄŸunu görürüz.

Bu alaka, gaye ve dengenin geliÅŸigüzel, rastgele bir tesadüf neticesinde olması mümkün deÄŸildir. Belki bu denge ve uyum, insana verilen kıymet ve önemi her ÅŸeyin ona hizmet ve faydalı olma gayesini hedef alarak müstakil, irade ve kudret sahibi bir varlık tarafından yaratılmış olduÄŸunu gösterir.

Gece ve gündüz, ay ve güneÅŸ, mevsimler, göklerin yaratılışı, yaÄŸmurun yaÄŸması, denizler ve karalar, ovalar, aÄŸaçlar, otlar, hayvanlar, toprak, su, hava, ateÅŸ hülasa her ÅŸey insanın yaÅŸamasına, rahat ve saadetine hizmet için yaratılmıştır. Bu, ÅŸüphe götürmez bir gerçektir.”

Bir damlacık suyla ÅŸekillenen, kendisine takdir edilen zamana kadar yaÅŸamak üzere dokuz ay sonra dünyaya gözlerini açan insan, her geçen gün geliÅŸiyor, büyüyor; konuÅŸmasını, yürümesini, koÅŸmasını öÄŸreniyor… derken annesinden, babasından, çevresinden birtakım bilgiler alıyor… Gözleri her gördüÄŸü ÅŸeyin üzerine bir film ÅŸeridi gibi dönüyor. Kulakları, duyduÄŸu sesleri kaydediyor. Sonra da gördüÄŸü, zihnine kaydettiÄŸi o ÅŸeyleri aynen uygulamaya çalışıyor ve hemen ardından gençlik dönemi baÅŸlıyor.

Gençlik dönemi hakkında ÅŸimdiye kadar çok ÅŸey söylemiÅŸtir. Gençlik, taÅŸkınlık ve ÅŸaÅŸkınlık dönemidir. Bu dönemde her genç kendini frenleyemez. Hem düÅŸüÅŸ, hem de yükseliÅŸ vardır. Hiç ÅŸüphesiz zaman, insanoÄŸlunun elinden bu günleri de bir anda alıp götürüyor.

https://www.4x4bet123.com/ https://www.4x4bet123.com/

Nihayet o simsiyah olan saçlar, yavaÅŸ yavaÅŸ bir pamuk yığını haline dönüÅŸüyor. O çeviklik, atılganlık, dinamik haller yerini tembelliÄŸe, uyuÅŸukluÄŸa, zayıflığa, yorgunluk ve durgunluÄŸa terkediyor…

Ä°ÅŸte o zaman “hayatın baharı” diye adlandırdığımız gençlik çağı, kapılarını kapatmaya baÅŸlıyor, insanı büyük bir hızla ihtiyarlık çağına itiveriyor. Artık insan, ahiret alemine bir geçiÅŸ yeri olan kabre doÄŸru adım adım yaklaşıyor…

Sanki kara toprak bu dönemde büyük bir kuvvetle kendine doÄŸru çekiyor insanı.

Bir zamanlar cıvıl cıvıl eden, her ÅŸeyi tozpembe gören, damarlarında dolaÅŸan kanın kaynadığını duyan insan; artık zamanını doldurmuÅŸ, dünya hayatından nasibini almış ve yakınlarına, tanıdıklarına, gördüklerine veda ederek ebedi bir aleme göçüyor.

Hiç düÅŸündünüz mü insanın niçin böyle doÄŸup büyüdüÄŸünü, belli bir zaman yaÅŸadıktan sonra öldüÄŸünü?...

Dünya hayatında sayısız nimetler içinde adeta yüzen insan, bazen nimetlerin çokluÄŸunun sarhoÅŸluÄŸuna kapılmak suretiyle bu sorunun cevabını düÅŸünemez olur. Hele o insan, gençliÄŸin vermiÅŸ olduÄŸu bir taÅŸkınlık ve ÅŸaÅŸkınlık içindeyse kolay kolay aklına gelmez bu soru.

Ta uzaklara gitmeye, baÅŸka diyarlarda dolaÅŸmaya hiç gerek yok. Ä°nsanın yalnız kendi vücut yapısına, en azından beÅŸ duyu organına bakması yukarıdaki sorunun cevabını bulması bakımından yeterli olur sanırım. Ä°nsanın beÅŸ duyu organına dikkatle bakması, onları tek tek incelemesi, durmadan dinlenmeden çalışan ve günde 100 bin defa atan, yine günde 10 ton kanı pompalayan kalbini dinlemesi, parmak uçlarına nakÅŸedilen izleri tetkik etmesi, 13 saniye gibi kısa bir zamanda binlerce metreye ulaÅŸan damarlarımızı dolaÅŸan kanın akış hızını düÅŸünmesi bile insanı ister istemez yukarıda geçen soruya cevap bulmaya sevk eder.

Nefes alıp vermemizi saÄŸlayan akciÄŸerin görevlerini, ayrıca karaciÄŸeri, karaciÄŸeri besleyen Vena Porta’ da bulunan bir borudan, aralarında manevi bir engel olduÄŸu için birbirlerine karışmadan bir nehir gibi akıp giden genlerin harika görünümlerini; almış olduÄŸumuz besin maddelerinin ağız deÄŸirmeninde ıslatılıp iyice ezildikten sonra kana karışmasını… vs. düÅŸünen akıllı bir insan, ister istemez kendi kendine ÅŸu soruyu soruyor:

“BEN KÄ°MÄ°M VE NÄ°ÇÄ°N YARATILDIM?”

Ä°nsanın kendi kendini tanıması ve niçin yaratıldığını idrak etmesi sıradan bir konu deÄŸildir. Yukarıdaki sorunun cevabını tam olarak bilen bir insan, ebedi saadet ve bahtiyarlığa ermiÅŸ demektir. 

 

 

 

Henüz Bu Haber İçin Yorum Yapılmamış
Adınız Soyadınız
Güvenlik Kodu
https://www.facebook.com/rhvmimarlik/videos/557660301802778
Yazar Bilgisi

H24 Haber H24 Haber infokariha.net Tüm Yazıları

BENZER HABERLER