Malatyalı Efsane HAMİDO
Hamit FENDOÄžLU
Hacı Hamit Fendoğlu kimdir?
Memleket sevdasına düÅŸmüÅŸ, haklının yanında haksızın karşısında durmuÅŸ, Hamido lakaplı siyasetçi Hacı Hamit FendoÄŸlu'nun hayat hikayesidir.
Memleket sevdasına düÅŸmüÅŸ, haklının yanında haksızın karşısında durmuÅŸ, Hamido lakaplı siyasetçi Hacı Hamit FendoÄŸlu'nun hayat hikayesidir.

Halktan, milletten, ama en önemlisi doÄŸruluktan yana olduÄŸu için kendisine halk tarafından Hamido lakabı verilen, haksızlık karşısında demir gibi sert duran, memleket sevdalısı adam, Hamit FendoÄŸlu.
ÇocukluÄŸundan beri içinde taşıdığı Malatya sevgisiyle büyüyen Hamido’nun bu bölgeyi geliÅŸtirmek ve deÄŸiÅŸtirmek hayattaki tek amacıydı. Bunun yolunun da siyasetten geçtiÄŸini biliyordu, ancak ödeyeceÄŸi bedeller çok ağır olacaktı.
Çünkü darbenin yollarına döÅŸenen taÅŸlar elbet onun da ayağına takılacaktı ve düÅŸecekti Hamido...
Hamit’in çocukluk ve okul yılları
Hamit, 1919’da Malatya’ya baÄŸlı Bulgurlu köyünde dünyaya geldi. Varlıklı bir ailenin çocuÄŸu olarak doÄŸmuÅŸtu.
Hamit eÄŸitimini lise mezuniyetine kadar sürdürdü. Bundan sonra saÄŸ görüÅŸle siyasete atılacaktı.
Nüfusun yarısından fazlasının Kürt olduÄŸu bu bölge onun coÄŸrafyası, onun sevdasıydı. Kavgacı ruhuyla siyasete artık giriÅŸini yapacaktı.
Hamido siyasete atıldı
1950’de Adnan Menderes’in Demokrat Partisi ile Hamido siyasete ilk adımını attı. Ancak siyaset sürüncemeli bir süreçti ve hiçbir ÅŸey kolay olmadı.
Gösterilere katıldığı ve Demokrat Parti’yi desteklediÄŸi için hakkında davalar açıldı. Mahkeme salonunda ise savcıya karşı Celal Bayar ve Adnan Menderes’i savunduÄŸu için de madde deÄŸiÅŸikliÄŸi yapılarak, Hamido idamla yargılandı.
1960 darbesi zamanlarını yaÅŸadı. Bu darbeyle Demokrat Parti, askeri yönetimle düÅŸürülmüÅŸtü. Hamido, Adnan Menderes ile Yassıada’da yargılandı. 3 yıl 6 ay ceza aldı. Kayseri ve Adana cezaevlerinde kaldı.
1965’te 13. dönemde Adalet Partisi listesinden Malatya Milletvekili seçildi ve 1969’a kadar TBMM’deki görevini sürdürdü. Ancak Hamido, meclis içi kavgalarında ön saflarda yerini alıyordu. Bu yönünü bir türlü törpüleyemedi ve sonunda Adalet Partisi’nden ihraç edildi.
Ama siyasetten de, kavgasından da, sevdasından da vazgeçemezdi. 1970’te Ferruh Bozbeyli’nin kurduÄŸu Demokratik Partiye geçti. 1973’te Milletvekili Genel Seçimleri’nde bu partiden adaylığını koydu, ancak seçilemedi.
Hamido tutuklandı
15 Åžubat 1975’te Malatya’da meydana gelen saldırıda tabii ki Hamido da vardı. Tutuklandı ve yargılanmak üzere Adana Devlet Güvenlik Mahkemesi’ne çıkarıldı. Sivas’ın Gürün ilçesinde cezasını çekti ve siyasete geri döndü.
alatya Bağımsız Belediye Başkanı Adayı, Hamit Fendoğlu
Hamido, gençliÄŸini, yıllarını, hatta ölüm ÅŸeklini dahi siyasete ve memleketine adamıştı. Onun gözünde Malatya eÅŸsizdi. Bu nedenle her zaman daha iyi olmalıydı ve mümkünse bu Hamido’nun sayesinde olmalıydı.
1977 yerel seçimlerinde Malatya Belediye BaÅŸkanlığı’na adaylığını koymaya karar verdi. Hedefi Malatya’nın deÄŸiÅŸimiydi. Çünkü Malatya'da Cumhuriyet kurulduÄŸundan beri CHP dışında bir partiden hiç Belediye BaÅŸkanı seçilmemiÅŸti. Bu tek parti devrini bitirmek istiyordu.
Onun Malatya sevgisi karşılıklıydı. Åžehrin yeni bir vizyona ihtiyacı olduÄŸu düÅŸüncesini ve çözüm yollarını yakınlarıyla da paylaÅŸtı. Åžehrinin sevgisine ve göreceÄŸi desteÄŸe güveniyordu.
Hamido, artık birçok ve hatta tek sebepten Belediye BaÅŸkanı olması gerektiÄŸini biliyordu. Ama bir partiden aday olmanın iÅŸini zorlaÅŸtıracağını düÅŸünüyordu. Bu sebeple kollarını sıvadı ve ziyaretlere baÅŸladı.
Ä°lk olarak Adalet Partisi Lideri Süleyman Demirel ile konuÅŸtu ve istifasının kabulünü arz etti. Buradan sonraki durağı Necmettin Erbakan ve Alparslan TürkeÅŸ oldu. Artık kararını vermiÅŸti.
Malatya Belediye BaÅŸkanlığı için bağımsız aday olacaktı.
Malatya Belediye Başkanı, Hamit Fendoğlu
Hamido haklı çıktı. 1977 seçim döneminde açık ara farkla Malatya Belediye BaÅŸkanı oldu. Seçimden sonra Adalet Partisi bünyesine tekrar geçti. Ancak bu sadece 4 aylık bir serüven olacaktı.
Bir hediye paketi katliamı hikayesi
Bu, baktığında kırmızı rafyasına aldandığın, heyecanlandığın, umut ve özlem duygularında boÄŸulduÄŸun bir paketin hikayesi ki, sonunda rafyadan daha ağır bir kırmızı tonuna sürükler seni. Sonunun en başından belli olduÄŸu zamanlara beÅŸ kala biten bir hayatın, biten hayatların hikayesidir..
Çünkü 80 darbesi yolunda her metrekareye düÅŸen bir çirkef parçasının, üzerlerine sıçratacaklarını bile bile yaÅŸayan insanların yurduydu burası. Sesini çıkarırsan büyüsü bozulurdu tüm çığlıkların.
Tarih 17 Nisan 1978’i gösteriyordu. Hamido daha 4 aydır Belediye BaÅŸkanı’ydı. Ankara ziyaretinden döndüÄŸünde, sadece kargoda 2 hafta beklemiÅŸ, bir paket uzattı yardımcısı.
Kim göndermiÅŸ diye paketin üzerine bakıp ‘’Kasım Önal’’ adını okuduÄŸunda yüzü aydınlandı. O sert mizacının üzerindeki gölge bir anda dağıldı. Çünkü Kasım, Hamido’nun Yassıada’dan koÄŸuÅŸ arkadaşıydı. Çok severdi onu, güvenirdi de. Ä°ÅŸte bu yüzdendir ki, Kasım Amcaları’nın torunlarına çikolata göndermiÅŸ olacağından baÅŸka bir seçenek düÅŸünmedi.
Hamido Belediye’den gülümseyerek ayrıldı ve evin yolunu tuttu. Onu kapıda iki torunu ve gelini karşıladı. Hediye paketini fark eden çocukları kendisinden önce varmışlardı sedire.
Oturdu. Torunlarını iki yanına aldı ve Kasım’la ortak kaderlerini ve kederlerini aklından geçirerek yavaÅŸça paketin rafyasını çözdü. Kırmızı rafya bukle bukle çözülüp yere düÅŸtü. Paketin içinde şık bir kutu ve bir anahtar vardı.
Hamido, anahtarı deliÄŸine soktu ve çevirdi. O anda duyulan sesten sonra her paçanın görüntüsü, boÅŸlukta dağılan bir dumandan farksızdı. Artık odadaki tek kızıllık hediye paketinin üzerindeki rafyaya ait deÄŸildi. Suda dağılan bütün kırmızı dumanlar adına bu yaÅŸanan olay toplumu bambaÅŸka yerlere taşıyacaktı.
Hamido, gelini, iki torunu, kalbinde taşıdığı umutları, belki odanın köÅŸesinde duran vitrin, içinde duran bardaklar… Ne varsa, evrendeki boÅŸluk içinde uzun bir yolculuktaydı ÅŸimdi.
Hacı Hamit Fendoğlu kimdir
Memleket sevdasına düÅŸmüÅŸ, haklının yanında haksızın karşısında durmuÅŸ, Hamido lakaplı siyasetçi Hacı Hamit FendoÄŸlu'nun hayat hikayesidir.

Halktan, milletten, ama en önemlisi doÄŸruluktan yana olduÄŸu için kendisine halk tarafından Hamido lakabı verilen, haksızlık karşısında demir gibi sert duran, memleket sevdalısı adam, Hamit FendoÄŸlu.
ÇocukluÄŸundan beri içinde taşıdığı Malatya sevgisiyle büyüyen Hamido’nun bu bölgeyi geliÅŸtirmek ve deÄŸiÅŸtirmek hayattaki tek amacıydı. Bunun yolunun da siyasetten geçtiÄŸini biliyordu, ancak ödeyeceÄŸi bedeller çok ağır olacaktı.
Çünkü darbenin yollarına döÅŸenen taÅŸlar elbet onun da ayağına takılacaktı ve düÅŸecekti Hamido...
Hamit’in çocukluk ve okul yılları
Hamit, 1919’da Malatya’ya baÄŸlı Bulgurlu köyünde dünyaya geldi. Varlıklı bir ailenin çocuÄŸu olarak doÄŸmuÅŸtu.
Hamit eÄŸitimini lise mezuniyetine kadar sürdürdü. Bundan sonra saÄŸ görüÅŸle siyasete atılacaktı.
Nüfusun yarısından fazlasının Kürt olduÄŸu bu bölge onun coÄŸrafyası, onun sevdasıydı. Kavgacı ruhuyla siyasete artık giriÅŸini yapacaktı.

Hamido siyasete atıldı
1950’de Adnan Menderes’in Demokrat Partisi ile Hamido siyasete ilk adımını attı. Ancak siyaset sürüncemeli bir süreçti ve hiçbir ÅŸey kolay olmadı.
Gösterilere katıldığı ve Demokrat Parti’yi desteklediÄŸi için hakkında davalar açıldı. Mahkeme salonunda ise savcıya karşı Celal Bayar ve Adnan Menderes’i savunduÄŸu için de madde deÄŸiÅŸikliÄŸi yapılarak, Hamido idamla yargılandı.
1960 darbesi zamanlarını yaÅŸadı. Bu darbeyle Demokrat Parti, askeri yönetimle düÅŸürülmüÅŸtü. Hamido, Adnan Menderes ile Yassıada’da yargılandı. 3 yıl 6 ay ceza aldı. Kayseri ve Adana cezaevlerinde kaldı.
1965’te 13. dönemde Adalet Partisi listesinden Malatya Milletvekili seçildi ve 1969’a kadar TBMM’deki görevini sürdürdü. Ancak Hamido, meclis içi kavgalarında ön saflarda yerini alıyordu. Bu yönünü bir türlü törpüleyemedi ve sonunda Adalet Partisi’nden ihraç edildi.
Ama siyasetten de, kavgasından da, sevdasından da vazgeçemezdi. 1970’te Ferruh Bozbeyli’nin kurduÄŸu Demokratik Partiye geçti. 1973’te Milletvekili Genel Seçimleri’nde bu partiden adaylığını koydu, ancak seçilemedi.
Hamido tutuklandı
15 Åžubat 1975’te Malatya’da meydana gelen saldırıda tabii ki Hamido da vardı. Tutuklandı ve yargılanmak üzere Adana Devlet Güvenlik Mahkemesi’ne çıkarıldı. Sivas’ın Gürün ilçesinde cezasını çekti ve siyasete geri döndü.

Malatya Bağımsız Belediye Başkanı Adayı, Hamit Fendoğlu
Hamido, gençliÄŸini, yıllarını, hatta ölüm ÅŸeklini dahi siyasete ve memleketine adamıştı. Onun gözünde Malatya eÅŸsizdi. Bu nedenle her zaman daha iyi olmalıydı ve mümkünse bu Hamido’nun sayesinde olmalıydı.
1977 yerel seçimlerinde Malatya Belediye BaÅŸkanlığı’na adaylığını koymaya karar verdi. Hedefi Malatya’nın deÄŸiÅŸimiydi. Çünkü Malatya'da Cumhuriyet kurulduÄŸundan beri CHP dışında bir partiden hiç Belediye BaÅŸkanı seçilmemiÅŸti. Bu tek parti devrini bitirmek istiyordu.
Onun Malatya sevgisi karşılıklıydı. Åžehrin yeni bir vizyona ihtiyacı olduÄŸu düÅŸüncesini ve çözüm yollarını yakınlarıyla da paylaÅŸtı. Åžehrinin sevgisine ve göreceÄŸi desteÄŸe güveniyordu.
Hamido, artık birçok ve hatta tek sebepten Belediye BaÅŸkanı olması gerektiÄŸini biliyordu. Ama bir partiden aday olmanın iÅŸini zorlaÅŸtıracağını düÅŸünüyordu. Bu sebeple kollarını sıvadı ve ziyaretlere baÅŸladı.
Ä°lk olarak Adalet Partisi Lideri Süleyman Demirel ile konuÅŸtu ve istifasının kabulünü arz etti. Buradan sonraki durağı Necmettin Erbakan ve Alparslan TürkeÅŸ oldu.
Artık kararını vermiÅŸti. Malatya Belediye BaÅŸkanlığı için bağımsız aday olacaktı.
Malatya Belediye Başkanı, Hamit Fendoğlu
Hamido haklı çıktı. 1977 seçim döneminde açık ara farkla Malatya Belediye BaÅŸkanı oldu. Seçimden sonra Adalet Partisi bünyesine tekrar geçti. Ancak bu sadece 4 aylık bir serüven olacaktı.

Bir hediye paketi katliamı hikayesi
Bu, baktığında kırmızı rafyasına aldandığın, heyecanlandığın, umut ve özlem duygularında boÄŸulduÄŸun bir paketin hikayesi ki, sonunda rafyadan daha ağır bir kırmızı tonuna sürükler seni. Sonunun en başından belli olduÄŸu zamanlara beÅŸ kala biten bir hayatın, biten hayatların hikayesidir..
Çünkü 80 darbesi yolunda her metrekareye düÅŸen bir çirkef parçasının, üzerlerine sıçratacaklarını bile bile yaÅŸayan insanların yurduydu burası. Sesini çıkarırsan büyüsü bozulurdu tüm çığlıkların.
Tarih 17 Nisan 1978’i gösteriyordu. Hamido daha 4 aydır Belediye BaÅŸkanı’ydı. Ankara ziyaretinden döndüÄŸünde, sadece kargoda 2 hafta beklemiÅŸ, bir paket uzattı yardımcısı.
Kim göndermiÅŸ diye paketin üzerine bakıp ‘’Kasım Önal’’ adını okuduÄŸunda yüzü aydınlandı. O sert mizacının üzerindeki gölge bir anda dağıldı. Çünkü Kasım, Hamido’nun Yassıada’dan koÄŸuÅŸ arkadaşıydı. Çok severdi onu, güvenirdi de. Ä°ÅŸte bu yüzdendir ki, Kasım Amcaları’nın torunlarına çikolata göndermiÅŸ olacağından baÅŸka bir seçenek düÅŸünmedi.
Hamido Belediye’den gülümseyerek ayrıldı ve evin yolunu tuttu. Onu kapıda iki torunu ve gelini karşıladı. Hediye paketini fark eden çocukları kendisinden önce varmışlardı sedire.
Oturdu. Torunlarını iki yanına aldı ve Kasım’la ortak kaderlerini ve kederlerini aklından geçirerek yavaÅŸça paketin rafyasını çözdü. Kırmızı rafya bukle bukle çözülüp yere düÅŸtü. Paketin içinde şık bir kutu ve bir anahtar vardı.
Hamido, anahtarı deliÄŸine soktu ve çevirdi. O anda duyulan sesten sonra her paçanın görüntüsü, boÅŸlukta dağılan bir dumandan farksızdı. Artık odadaki tek kızıllık hediye paketinin üzerindeki rafyaya ait deÄŸildi. Suda dağılan bütün kırmızı dumanlar adına bu yaÅŸanan olay toplumu bambaÅŸka yerlere taşıyacaktı.
Hamido, gelini, iki torunu, kalbinde taşıdığı umutları, belki odanın köÅŸesinde duran vitrin, içinde duran bardaklar… Ne varsa, evrendeki boÅŸluk içinde uzun bir yolculuktaydı ÅŸimdi.

Hamido öldü
Hamido, getireceÄŸi tüm yeniliklerle, projeleriyle, kafasının içinde gün yüzüne çıkmayı baÅŸaramamış düÅŸleriyle ölmüÅŸtü. Bu aslında bir cinayet, dört bedenin ölümünden fazlasıyla da bir katliamdı.
Ertesi gün daha cenazeler kaldırılmadan ortalık karışmıştı. Malatya 18 Nisan sabahı karanlık bir güne uyandı. O gün topraÄŸa verilecek dört bedenden daha çok, çıkan olaylar gündemdeydi. Belli ki, birileri sapanını doÄŸru hedefe yöneltmiÅŸ, tek bir taÅŸla istediÄŸi kaos ortamını yaratmıştı.
Hamido, gelini ve torunları bu yaÅŸananların gölgesinde gömüldü. Hamido’nun üzerine serptikleri toprakta zerre olup savrulan düÅŸünceleri, umutları, iyi niyetleri vardı, kimse göremedi. Çünkü ülke yeni bir sürece hazırlanıyordu artık.
20 Nisan 1978, Malatya
Malatya için uyanılması en zor sabahlardan biri, 19 Nisan sabahıydı. Ä°kiye bölünmek istenen bir ÅŸehrin fonunda susmak bilmeyen silah sesleri vardı. 20 Nisan’da çıkan olayları manÅŸetten veriyorlardı yine, çıkan olaylarda tam 8 can hayatını kaybetmiÅŸti.
Malatya 80 darbesine giden yolda en acı tecrübelerini erken yaÅŸamış bir ÅŸehirdi. Birilerinin Anadolu’nun kalbine gönderdiÄŸi bir paketle baÅŸlattığı olaylar, o yıl bu uÄŸurdaki ilk faili meçhul cinayete sebep olmuÅŸtu.
Hacı Hamit Fendoğlu kimdir
Memleket sevdasına düÅŸmüÅŸ, haklının yanında haksızın karşısında durmuÅŸ, Hamido lakaplı siyasetçi Hacı Hamit FendoÄŸlu'nun hayat hikayesidir.
Halktan, milletten, ama en önemlisi doÄŸruluktan yana olduÄŸu için kendisine halk tarafından Hamido lakabı verilen, haksızlık karşısında demir gibi sert duran, memleket sevdalısı adam, Hamit FendoÄŸlu.
ÇocukluÄŸundan beri içinde taşıdığı Malatya sevgisiyle büyüyen Hamido’nun bu bölgeyi geliÅŸtirmek ve deÄŸiÅŸtirmek hayattaki tek amacıydı. Bunun yolunun da siyasetten geçtiÄŸini biliyordu, ancak ödeyeceÄŸi bedeller çok ağır olacaktı.
Çünkü darbenin yollarına döÅŸenen taÅŸlar elbet onun da ayağına takılacaktı ve düÅŸecekti Hamido...
Hamit’in çocukluk ve okul yılları
Hamit, 1919’da Malatya’ya baÄŸlı Bulgurlu köyünde dünyaya geldi. Varlıklı bir ailenin çocuÄŸu olarak doÄŸmuÅŸtu.
Hamit eÄŸitimini lise mezuniyetine kadar sürdürdü. Bundan sonra saÄŸ görüÅŸle siyasete atılacaktı.
Nüfusun yarısından fazlasının Kürt olduÄŸu bu bölge onun coÄŸrafyası, onun sevdasıydı. Kavgacı ruhuyla siyasete artık giriÅŸini yapacaktı.
Hamido siyasete atıldı
1950’de Adnan Menderes’in Demokrat Partisi ile Hamido siyasete ilk adımını attı. Ancak siyaset sürüncemeli bir süreçti ve hiçbir ÅŸey kolay olmadı.
Gösterilere katıldığı ve Demokrat Parti’yi desteklediÄŸi için hakkında davalar açıldı. Mahkeme salonunda ise savcıya karşı Celal Bayar ve Adnan Menderes’i savunduÄŸu için de madde deÄŸiÅŸikliÄŸi yapılarak, Hamido idamla yargılandı.
1960 darbesi zamanlarını yaÅŸadı. Bu darbeyle Demokrat Parti, askeri yönetimle düÅŸürülmüÅŸtü. Hamido, Adnan Menderes ile Yassıada’da yargılandı. 3 yıl 6 ay ceza aldı. Kayseri ve Adana cezaevlerinde kaldı.
1965’te 13. dönemde Adalet Partisi listesinden Malatya Milletvekili seçildi ve 1969’a kadar TBMM’deki görevini sürdürdü. Ancak Hamido, meclis içi kavgalarında ön saflarda yerini alıyordu. Bu yönünü bir türlü törpüleyemedi ve sonunda Adalet Partisi’nden ihraç edildi.
Ama siyasetten de, kavgasından da, sevdasından da vazgeçemezdi. 1970’te Ferruh Bozbeyli’nin kurduÄŸu Demokratik Partiye geçti. 1973’te Milletvekili Genel Seçimleri’nde bu partiden adaylığını koydu, ancak seçilemedi.
Hamido tutuklandı
15 Åžubat 1975’te Malatya’da meydana gelen saldırıda tabii ki Hamido da vardı. Tutuklandı ve yargılanmak üzere Adana Devlet Güvenlik Mahkemesi’ne çıkarıldı. Sivas’ın Gürün ilçesinde cezasını çekti ve siyasete geri döndü.
Malatya Bağımsız Belediye Başkanı Adayı, Hamit Fendoğlu
Hamido, gençliÄŸini, yıllarını, hatta ölüm ÅŸeklini dahi siyasete ve memleketine adamıştı. Onun gözünde Malatya eÅŸsizdi. Bu nedenle her zaman daha iyi olmalıydı ve mümkünse bu Hamido’nun sayesinde olmalıydı.
1977 yerel seçimlerinde Malatya Belediye BaÅŸkanlığı’na adaylığını koymaya karar verdi. Hedefi Malatya’nın deÄŸiÅŸimiydi. Çünkü Malatya'da Cumhuriyet kurulduÄŸundan beri CHP dışında bir partiden hiç Belediye BaÅŸkanı seçilmemiÅŸti. Bu tek parti devrini bitirmek istiyordu.
Onun Malatya sevgisi karşılıklıydı. Åžehrin yeni bir vizyona ihtiyacı olduÄŸu düÅŸüncesini ve çözüm yollarını yakınlarıyla da paylaÅŸtı. Åžehrinin sevgisine ve göreceÄŸi desteÄŸe güveniyordu.
Hamido, artık birçok ve hatta tek sebepten Belediye BaÅŸkanı olması gerektiÄŸini biliyordu. Ama bir partiden aday olmanın iÅŸini zorlaÅŸtıracağını düÅŸünüyordu. Bu sebeple kollarını sıvadı ve ziyaretlere baÅŸladı.
Ä°lk olarak Adalet Partisi Lideri Süleyman Demirel ile konuÅŸtu ve istifasının kabulünü arz etti. Buradan sonraki durağı Necmettin Erbakan ve Alparslan TürkeÅŸ oldu.
Artık kararını vermiÅŸti. Malatya Belediye BaÅŸkanlığı için bağımsız aday olacaktı.
Malatya Belediye Başkanı, Hamit Fendoğlu
Hamido haklı çıktı. 1977 seçim döneminde açık ara farkla Malatya Belediye BaÅŸkanı oldu. Seçimden sonra Adalet Partisi bünyesine tekrar geçti. Ancak bu sadece 4 aylık bir serüven olacaktı.
Bir hediye paketi katliamı hikayesi
Bu, baktığında kırmızı rafyasına aldandığın, heyecanlandığın, umut ve özlem duygularında boÄŸulduÄŸun bir paketin hikayesi ki, sonunda rafyadan daha ağır bir kırmızı tonuna sürükler seni. Sonunun en başından belli olduÄŸu zamanlara beÅŸ kala biten bir hayatın, biten hayatların hikayesidir..
Çünkü 80 darbesi yolunda her metrekareye düÅŸen bir çirkef parçasının, üzerlerine sıçratacaklarını bile bile yaÅŸayan insanların yurduydu burası. Sesini çıkarırsan büyüsü bozulurdu tüm çığlıkların.
Tarih 17 Nisan 1978’i gösteriyordu. Hamido daha 4 aydır Belediye BaÅŸkanı’ydı. Ankara ziyaretinden döndüÄŸünde, sadece kargoda 2 hafta beklemiÅŸ, bir paket uzattı yardımcısı.
Kim göndermiÅŸ diye paketin üzerine bakıp ‘’Kasım Önal’’ adını okuduÄŸunda yüzü aydınlandı. O sert mizacının üzerindeki gölge bir anda dağıldı. Çünkü Kasım, Hamido’nun Yassıada’dan koÄŸuÅŸ arkadaşıydı. Çok severdi onu, güvenirdi de. Ä°ÅŸte bu yüzdendir ki, Kasım Amcaları’nın torunlarına çikolata göndermiÅŸ olacağından baÅŸka bir seçenek düÅŸünmedi.
Hamido Belediye’den gülümseyerek ayrıldı ve evin yolunu tuttu. Onu kapıda iki torunu ve gelini karşıladı. Hediye paketini fark eden çocukları kendisinden önce varmışlardı sedire.
Oturdu. Torunlarını iki yanına aldı ve Kasım’la ortak kaderlerini ve kederlerini aklından geçirerek yavaÅŸça paketin rafyasını çözdü. Kırmızı rafya bukle bukle çözülüp yere düÅŸtü. Paketin içinde şık bir kutu ve bir anahtar vardı.
Hamido, anahtarı deliÄŸine soktu ve çevirdi. O anda duyulan sesten sonra her paçanın görüntüsü, boÅŸlukta dağılan bir dumandan farksızdı. Artık odadaki tek kızıllık hediye paketinin üzerindeki rafyaya ait deÄŸildi. Suda dağılan bütün kırmızı dumanlar adına bu yaÅŸanan olay toplumu bambaÅŸka yerlere taşıyacaktı.
Hamido, gelini, iki torunu, kalbinde taşıdığı umutları, belki odanın köÅŸesinde duran vitrin, içinde duran bardaklar… Ne varsa, evrendeki boÅŸluk içinde uzun bir yolculuktaydı ÅŸimdi.
Hamido öldü
Hamido, getireceÄŸi tüm yeniliklerle, projeleriyle, kafasının içinde gün yüzüne çıkmayı baÅŸaramamış düÅŸleriyle ölmüÅŸtü. Bu aslında bir cinayet, dört bedenin ölümünden fazlasıyla da bir katliamdı.
Ertesi gün daha cenazeler kaldırılmadan ortalık karışmıştı. Malatya 18 Nisan sabahı karanlık bir güne uyandı. O gün topraÄŸa verilecek dört bedenden daha çok, çıkan olaylar gündemdeydi. Belli ki, birileri sapanını doÄŸru hedefe yöneltmiÅŸ, tek bir taÅŸla istediÄŸi kaos ortamını yaratmıştı.
Hamido, gelini ve torunları bu yaÅŸananların gölgesinde gömüldü. Hamido’nun üzerine serptikleri toprakta zerre olup savrulan düÅŸünceleri, umutları, iyi niyetleri vardı, kimse göremedi. Çünkü ülke yeni bir sürece hazırlanıyordu artık.
20 Nisan 1978, Malatya
Malatya için uyanılması en zor sabahlardan biri, 19 Nisan sabahıydı. Ä°kiye bölünmek istenen bir ÅŸehrin fonunda susmak bilmeyen silah sesleri vardı. 20 Nisan’da çıkan olayları manÅŸetten veriyorlardı yine, çıkan olaylarda tam 8 can hayatını kaybetmiÅŸti.
Malatya 80 darbesine giden yolda en acı tecrübelerini erken yaÅŸamış bir ÅŸehirdi. Birilerinin Anadolu’nun kalbine gönderdiÄŸi bir paketle baÅŸlattığı olaylar, o yıl bu uÄŸurdaki ilk faili meçhul cinayete sebep olmuÅŸtu.
Bu ihaneti kim etti
Ä°ÅŸte bu soru hiç sorulmadı. Yapılan soruÅŸturmalar sonuçsuz kaldı. Resmi iÅŸlemler sürdü. Ancak o paketi gönderenin kim olduÄŸu, bugün bile hala bulunamadı.
Mesele belliydi. Mesele, memleket meselesiydi. Bunlar darbenin yolunu açan, küf kokan hareketlerdi. Malatya’da baÅŸlayan bu gerilim, aynı yıl KahramanmaraÅŸ’a, oradan da Çorum’a hat çekmiÅŸti. Artık belli ki, o kabloların üzerine tek bir kuÅŸun dahi konması istenmiyordu…
Bu ülke 2 yıl sonra, 12 Eylül 1980 sabahı bir darbe ile uyanacaktı.
Renkli bir hediye paketinden ülkeye saçılan parçalar aslında bu coÄŸrafyanın hikayesiydi. Çünkü biliyorduk ki, coÄŸrafya kaderdi.
Tunç Türkiye’de Tutuklu Casus Sayısını Açıkladı
Kerimandan Ebrar’lara Sevinin Başlar Yüksekte 
Van gölü’nde Kayı Tamgalı Haç Taşlar 
Şüheda Sadakat Vefat Etti 
Yrp’de Cumhur İttifakı Depremleri 
Diyanet: Seccadenin Kutsiyeti Yok
