Fırat’ın DoÄŸusu’nda Amerika ile HesaplaÅŸabilmek

Amerika ve Ä°srail, Kaşıkçı cinayetini örtbas etmek ve gündemden düÅŸürmek için özel gayret sarfediyor. Yol kazası olarak gördükleri bu cinayetin Ä°ran yaptırımlarını gündem dışına ittiÄŸine inanıyorlar.

Geçen hafta Çin teknoloji devi Huawei, Ä°ran yaptırımlarını deldiÄŸi gerekçesi ile operasyona maruz kaldı. Åžirketin sahibinin kızı ve mali iÅŸler direktörü Kanada’da tutuklandı. Amerika bu adımı ile hem Çin’e hem Ä°ran’a, hem de yaptırımlara uymayacak tüm ülkelere mesaj vererek bir taÅŸla çok sayıda kuÅŸ vurmanın hazzını yaÅŸadı.

Amerika’nın OrtadoÄŸu stratejisinin Ä°srail’in güvenliÄŸi temeline oturduÄŸu hepimizin bildiÄŸi bir gerçek… Anlaşılamayan ya da da birilerinin anlamamakta direndiÄŸi husus ise bu strateji çerçevesinde hedefe konulanlar…

Amerika’nın net olarak belirlediÄŸi iki hedef var: Birincisi, Ä°ran’ın etkisizleÅŸtirilmesi ya da rejimin deÄŸiÅŸtirilmesi; ikincisi ise Filistin ve Kudüs’ten Filistinlilerin tamamen dışlandığı yeni planın hayata geçirilmesi…

Söz konusu iki hedef birbirinden bağımsız deÄŸildir. Bu hedeflerden birisi gerçekleÅŸtirilirse, diÄŸeri de ya gerçekleÅŸmiÅŸ ya da gerçekleÅŸmeye çok yakın bir noktaya getirilmiÅŸ olacaktır.

Ä°srail bir süredir ‘Sizin düÅŸmanınız ben deÄŸil Ä°ran’dır’ ÅŸeklindeki trajikomik tez üzerinden Arap yönetimlerle yakın iliÅŸki kurmaya çalışıyor. Suud ve Körfez emirlikleri ile doruÄŸa çıkan bu süreç Siyonistleri ziyadesiyle memnun ediyor.

Camp-David sonrası Mısır’ın baÅŸlattığı, sonrasında bazı Arap ülkelerinin gizlice devam ettirdiÄŸi iliÅŸkiler bugün Suudi Arabistan öncülüÄŸünde bütün Arap dünyasını kuÅŸatacak bir meÅŸruiyete dönüÅŸme eÄŸilimi gösteriyor.

Amerika OrtadoÄŸu’da kendi askeri gücü ile karasal operasyon yapma dönemini geride bırakmış görünüyor. Karasal operasyonların insan ve para maliyetinin yüksek olması taÅŸeronlar üzerinden iÅŸ yapma eÄŸilimini güçlendirdi. Bir yandan mevcut üsleri ile deniz ve hava operasyonları yapan, diÄŸer yandan da karada taÅŸeron ülkeler ve örgütleri kullanan bir Amerika ile yüzleÅŸiyoruz. Amerika’nın eski askerlerden oluÅŸan özel güvenlik firmaları da taÅŸeron askerlerin eÄŸitilmesi görevini yürütüyorlar.

Arap dünyası içinden çeÅŸitli taÅŸeronlarla çalışan Amerika, son süreçte Suudi Arabistan’ı baÅŸ-taÅŸeronluk payesi ile ödüllendirdi.

Hadim’ul Harameyn olan Suudi Arabistan artık Hadim’ul Amerika/Ä°srail olduÄŸunu açıktan ilan ediyor. Suud Müftüsü Hamas’ı terörist ilan ederken, Ä°srail’e karşı cihadın caiz olmadığına hükmediyor.

Suud Hanedanı Amerikan menfaatlerini koruyacak bir Arap NATO’su kurabilmek için olaÄŸanüstü gayretle çalışıyor. Mısır, BirleÅŸik Arap Emirlikleri, Ürdün gibi ülkeleri kapsayan müttefikler listesine baÅŸta Sudan, Çad, Fas olmak üzere Arap ülkelerinin çoÄŸunluÄŸunu dahil etme planları yapılıyor.

Bölgemizde; 15 Temmuz darbe giriÅŸiminden Ä°ran’da patlayan bombalara, Irak’ın güneyindeki karışıklıklardan Suriye’nin kuzeyindeki kaosa kadar her taşın altından Suud yönetiminin çıktığını söylemek abartı olmaz.

Müslüman halkların ve yönetimlerin; Amerika’nın bölgemizdeki oyununun ve bu oyunda kullandığı figüranların farkında olması, oyunu bozacak bir duruÅŸ sergilemesi,; Allah’a karşı sorumluluklarının bir gereÄŸidir.

Türkiye’nin Çıkarları

Fırat’ın doÄŸusuna operasyonun konuÅŸulduÄŸu bu günlerde Türkiye’nin siyasilerinin ve medya yorumcularının ifade ettiÄŸi bir husus var: ‘Bizim düÅŸmanız YPG-PKK’dır. Amerika bizim düÅŸmanımız deÄŸildir. Asla Amerikan askerleri ile karşı karşıya gelmek istemeyiz.’

Bu ifadenin daha da ileri götürülerek ÅŸöyle söylendiÄŸine tanık oluyoruz: ‘Bizim itirazımız Fırat’ın doÄŸusundaki Amerikan varlığına deÄŸildir. Fırat’ın doÄŸusu YPG-PKK’dan temizlenip Barzani çizgisinde Kürtlere verilirse Türkiye’nin itirazı ortadan kalkar.’

Her iki yaklaşımda da maÅŸayı elinde tutana deÄŸil, maÅŸaya odaklanıldığını görüyoruz. Ya da asıl iÅŸin patronuna deÄŸil, taÅŸerona kükreyerek sorunun çözülebileceÄŸi zannediliyor.

Bu anlayış bütünüyle yanlıştır. Suriye’de ve Irak’ta Amerikan varlığı devam ettiÄŸi sürece Türkiye’nin rahat yüzü göreceÄŸi mi sanılıyor?

Ya da Amerika Ä°ran’ı etkisizleÅŸtirdiÄŸinde sıranın Türkiye’ye gelmeyeceÄŸi mi düÅŸünülüyor?

Türkiye’nin siyaset yapıcılarının Amerika ile ilgili bir karar vermesi gerekiyor. Stratejik ortaklık masalları artık tat vermiyor, hatta ülkemizi küçük düÅŸürüyor.

Bağımsız olmak zehir içmek anlamına geliyorsa, halkımızın bu zehri içmeye hazır olduÄŸunu düÅŸünüyorum. Yeter ki söylemler ve eylemler tutarlı olsun.

Ä°ÅŸe Suriye’nin kuzeyinden deÄŸil, kendi ülkemizden baÅŸlamalıyız. BaÅŸta Ä°ncirlik olmak üzere ülkemizdeki tüm NATO-ABD üsleri acilen kapatılmalıdır. Amerika’nın vurucu gücü konumundaki NATO’dan çıkılmalıdır.

Amerika Türkiye’nin ve tüm dünya mazlumlarının düÅŸmanıdır. Amerika ile hesaplaÅŸmadan bağımsızlık mümkün deÄŸildir.

HesaplaÅŸma sadece politik ve askeri olarak deÄŸil, ekonomik, sosyal, kültürel tüm alanlarda gerçekleÅŸtirilmelidir.

Amerikan emperyalizmi ile çok boyutlu hesaplaÅŸan bir Türkiye, baÅŸta Ä°slam dünyası olmak üzere tüm dünya mazlumlarına rol model olacaktır.

Gün söylem deÄŸil eylem günüdür.

Türkiye gerekli çıkışı yapar ise, Ä°slam dünyasında bağımsızlık ve birlik ateÅŸini de yakacaktır.

Temel problemi ıskalayıp günlük çıkar hesapları yapılırsa, bu durum Amerika’nın deÄŸirmenine su taşımaktan baÅŸka bir iÅŸe yaramayacaktır.