Küçük bir şey için Erbakan’ı üzmeyelim
Fatih Altaylı makalesinde Gündemi Değerlendirdi.
Dün milletin kafası biraz çalışan, az biraz mürekkep yalamış kesiminin en büyük eğlencesi Fatih Erbakan beyefendiydi. Fatih Bey, bir televizyon programında soruları yanıtlarken İstanbul Sözleşmesi’nin topluma nasıl zarar verdiğini anlatmaya çalıştığı bir anda, dünya üzerinde toplumsal çürüme örnekleri vermeye kalkıştı.
Ve sözü nasıl olduysa Fransız yazar, felsefeci Simone de Beauvoir’a getirdi. Erbakan’a göre Beauvoir ahlaksızlığın sağlam bir örneği idi. Çarpık ilişkileri vardı. Ve biseksüel bir erkekti.
İşte zurna burada zırt dedi. Jean Paul Sartre’la farklı bir aşk yaşayan Beauvoir, lezbiyen ilişkilerini saklamayan bir biseksüeldi doğru ama “erkek” değildi. Çünkü lezbiyen erkek ancak temel fıkrasında olan bir şeydi. Gerçek hayatta lezbiyenler kadın olurdu. Cinsel tercih farklığını ahlaksızlık olarak niteleyenler dışında kimse Simone de Beauvoir’a ahlaksız diyemezdi.
Hırsızlığı, yolsuzluğu, nepotizmi görülmemişti. Cinsel tercihlerini saklayarak kendisini farklı biri gibi göstermeye de çalışmamıştı. Üstelik muhafazakar bir annenin kızı olduğu biliniyordu. Katolik okullarında eğitim almıştı.
Yani cinsel kimliğini saklayarak çok iyi bir Katolik pozu da satabilirdi, kendini ahlak ve edep tanrıçası gibi sunabilirdi. Bunu yapmamıştı. Açıktı, netti.