VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
KÜNYE
FİRMA REHBERİ
İLAN REHBERİ
BİZE ULAŞIN
YAZARLAR
H24HBR

@ Haber Tarihi : 06 December 2021 11:40:38

0 Yorum

Kez Okundu.

Ekonomi Çökmüş Ama Ağaların Umrunda Değil!

Onlara faizli kredi verenler onların hangi alanlarda kullanacaklarını onlara söyleyerek yönlendirme sonucu hazinelerinde kaynaklarını kurutmuşlardı. Rahmetli Erbakan kendisinden ayrılıp AKP’yi kuranlar için “Onlar leblebici dükkânını b

EKONOMİ ÇÖKÜMÜŞ AMA AĞALARIN UMURUNDA DEĞİL!

H24/MAKALE / Mehmet Necip YAVUZER

Özlü Söz: Bir memlekette ayaklar baş olursa, başlar ayaklar altında kahrolur.

Hz. Ali (r.a)

___________________ 0 ___________________

Gel de günümüz Müslümanlarının iktidara gelişindeki davranışını İslam’dan nasiplenmemiş kişilere anlat…

Sosyalistinden faşistine, kemalistinden ebucehilistine kadar bize şunu söylüyorlar “Siz konuşurken Kurandan ve Sünnetten söz ederek güzel konuşuyorsunuz ama iktidara gelip icraata geçince Kuran ve Sünnetin dışında hareket ederek zulmediyorsunuz” …

Yıllardır bu ülkeyi hep sağ iktidarlar yönetti. İslam’ı sağın içinde gösteren zihniyet bunu bir algı olarak belleklere yerleştirdi. Oysa İslam’ın ne sağ ile ne de sol ile hiçbir alakası yoktur.

Sağ kapitalizmi, sol ise sosyalizmi hedef alır ve akılla bulunan sistemlerdir. Oysa İslam vahiy yoluyla Allah tarafından gönderilmiş ilahi bir sistemdir ve bu sistemi yürütmekle görevli olanlarda Müslümanlardır.

Özellikle son 50 yılda Müslümanların batı emperyalizmi tarafından sıkı bir markaja alındığı gerçeği ile karşı karşıyayız. Önce ırkçı ve diktacı iktidarlar ile Müslümanları yönettiren batı emperyalizmi daha sonra Müslümanları iktidara getirip onların eliyle emellerini gerçekleştirmeye yöneldi. Buna çanak tutan çok işbirlikçiler ortaya çıktı. İktidara gelmek ve ülkeyi keyfi olarak yönetmek adına yola çıkanlar önlerine konan emrivaki yönetim tarzlarına boyun eğdiler.

Batı emperyalizmi, faşist ve dikta rejimlerin baskıcı yönetiminin miadı dolduktan sonra ellerinde Kuran olan ve din hususunda ciddi anlamda hassasiyet gösteren muvahhit Müslümanların ellerine ileride iktidar erki geçmesin diye işbirlikçilere yönelmesi sonucunda yeni bir döneme girildi. Özelikle ANAP ile yoluna devam eden batı emperyalizmi bu defa AKP ile yola çıktı.

AKP öyle kendiliğinden ortaya çıkmış bir siyasi hareket değildi. ANAP dört eğilimli olarak ortaya çıktığında milliyetçi muhafazakâr ve birazda İslami bir hassasiyeti içinde barındıran kişilerinde içinde olduğu bir siyasi hareket olarak ortaya çıktı. ANAP ile uzun bir müddet yola çıkan batı emperyalizmi gördüğü eksik ve aksaklıkları bir daha yaşamamak için AKP’yi siyaset sahnesine çıkardı.

AKP’nin kadroları İslam Birliği Projesini hayata geçirmek isteyen Milli Görüş hareketinden koparılmıştı. Bu koparılan kişiler önce iyi bir etütten geçirildikten sonra iktidara gelebilmeleri için zemin hazırlandı ve 2002’de iktidara getirildiler.

İlk iktidara geldiklerinde büyük bir destek gördüler. Herkes onları Erbakan Hocanın talebeleri olarak biliyordu. Belediyelerde gösterdikleri başarılar ile halkın büyük takdirini kazanmışlardı. Onlarda iktidara gelirlerse ilk icraat olarak Erbakan Hocayı cumhurbaşkanı yapacaklarını söyleyerek halktan oy isteyerek seçimi büyük bir çoğunlukla kazanmışlardı.

Oysa Erbakan Hocanın yerine ABD ile işbirliği içindeki Fethullah Gülenin rehberliğine soyunmuşlardı. Gülen cemaati ile başlayan işbirlikleri 12 yıl sürdü. Oysa Erbakan bunlar için en sert tavrını koymuş ve onlara oy veren kimseler için “Kim AKP’ye oy verirse cehenneme bilet almış olur” ağır sözünü söylemişti.

İlk sekiz yıl halkın desteğini alabilmek adına güzel icraatlara imza attılar. Daha sonra Gülen cemaati ile ters düşmeye başladılar. Cemaatin arkasında ABD var diye ilişkiler bozulmaya başladı. Oysa bu ilişkiler zikzak düzeyinde yine devam etti ve Erdoğan Bill Clinton, George Busch, Barak Obama ve Trump ile uyumlu olarak çalıştı. Her ne kadar Joe Biden seçim öncesi “Ben iktidara gelirsem Erdoğan’ı indiririm” dediyse de bu sadece seçimi kazanmak için söylenen bir söz olarak kaldı.

Erdoğan yönetimi artık kabak tadı vermeye başladığında ekonomi ve dış politikada atılan yanlış adımların acı faturalarını önlerinde buldular. Her ne kadar yanlışlarını kabul etmeseler bile ekonomide yaptıkları tahribatlar önlerine çıkmaya başladı. Alınan yüksek faizli dış kredilerin ödeme zamanı geldiğinde zorlanmaya başladılar. Aldıkları kredileri gelir getirici yatırımlar yerine toprağa gömerek emperyalistlerin onlara oynadıkları oyuna düşmüş ve sıkıntıya düşmüşlerdi.

Onlara faizli kredi verenler onların hangi alanlarda kullanacaklarını onlara söyleyerek yönlendirme sonucu hazinelerinde kaynaklarını kurutmuşlardı. Rahmetli Erbakan kendisinden ayrılıp AKP’yi kuranlar için “Onlar leblebici dükkânını bile işletemezler, onlar daha çocuktur” dediğinde onların yaşları için değil siyasi tecrübesizlikleri için onlar çocuktur demişti ama bunu bile anlamadılar…

Son on yılda ekonomi alanında gerileme başlayınca muhalefetten ve işin ehli olan insanlardan tepkiler gelmeye başlayınca Erdoğan “Ben ekonomistim” diyerek tepkilere cevap verdi. Ama ekonomik yıkımlar hız kazanınca ve halkın alım gücü azalıp her alanda üretilen mallara zamlar yapılınca pandemi süreci ile bu durum hız kazanmaya başladı. İnsanlarımız bu defa çöpten rızık aramaya başlayınca bunu bile muhalefetin bir oyunu olarak algılayıp gerçeğin üzerine gitmediler.

Erdoğan ile birlikte yola çıkanlar kendisini bir bir terk etmeye başladılar ve siyasi partiler kurarak karşısına dikildiler. Necip Fazıl Kısakürek’in önemli bir sözü vardır der ki; “Yola birlikte çıktıklarını, yolda bulduklarınla değiştirsen hem yolunu kaybedersin hem kendini”. Gerçekten de tamda bu şekilde gerçekleşti. Milli Görüş camiasından birlikte koptukları arkadaşlarını yoldu bulduğu Devlet Bahçeli, Süleyman Soylu ve Doğu Perinçek ile değiştirdi. Oysa çok iyi biliyoruz ki, kendisini hakaret dolu söz ve sert bir şekilde eleştiren Soylu ve Bahçeliydi.

Son üç ayda dövizin yüksek oranda değer kazanması ile birlikte hiçbir ciddi anlamda önlem almayan/alamayan AKP iktidarı halkı yine faiz sarmalına sarılarak aldatmaya başladı. Dövizin yükselmesini durdurmak yerine faiz indirimine gitmesi bütün ekonomistler tarafından eleştirilirken bu görüş ve davranışından taviz vermiyor. Mesela kendisi ben ekonomistim diyor ya oysa yanında ekonomi profesörü Numan Kurtulmuş var. Bir gün olsun onu ekonominin başına getirmedi. Hazineden sorumlu ve Maliye Bakanları ona dayanamıyor…

Yağ fiyatlarının aşırı yükselmesinin yanı sıra dövizin yükselmesi ile birlikte akaryakıt, elektrik ve doğal gaza yapılan zamlarla birlikte bütün ürünlere zamların denetimsiz olarak yansıması AKP iktidarının acziyetini ifade ediyor.

Bordro üzerinden maaş alanlara bugüne kadar verilen zamların enflasyon karşısında erimesi halkı fakirlikten daha aşağı konuma düşürdü. Zinanın ve hırsızlıkların bu dönemde ileri boyutlara ulaşmasının en büyük sebebi AKP’nin yapmış olduğu bu ekonomik istikrarsızlığın eseridir.

Oysa ilk yola çıktıklarında bağlı oldukları İslami düşünce doğrultusunda hareket etmiş olsalardı bugün İslam’dan nefret edenlerin ve ateistlerin sayısı çoğalmazdı. İktidar hırsı ile hareket edip para kaynaklarının başına geçince kendileri kaybedenler bilsinler ki ahiret hayatlarını da kaybetmiş oluyorlar.

Allah Hud Suresi 112. Aletinde “Emrolunduğunuz gibi dosdoğru olun” emrine uymuş olsalardı hem kendileri hem de yönettikleri insanlar dosdoğru yol üzere olurlardı. Ama bunun yerine Allahın onlar sizin düşmanınızdır dedikleri Yahudi ve Hıristiyanları desteği ile iktidar oldular ve hem kendileri kaybetti hem yönettiklerine kaybettirdiler.

Hiç kimsenin uyarı ve nasihatlerine kulak vermeyen ve bildiğini okuyan AKP iktidarı ülkeyi felakete götürdüğünün farkında değil. Çünkü kim onları uyardıysa ciddiye bile almadılar….

Akıbet muttakilerindir…

Selam ve dua ile..

 

https://www.4x4bet123.com/ https://www.4x4bet123.com/
Henüz Bu Haber İçin Yorum Yapılmamış
Adınız Soyadınız
Güvenlik Kodu
BENZER HABERLER