VÄ°DEO GALERÄ°
FOTO GALERÄ°
KÃœNYE
FÄ°RMA REHBERÄ°
Ä°LAN REHBERÄ°
BÄ°ZE ULAÅžIN
YAZARLAR
H24HBR

@ Haber Tarihi : 19 December 2021 12:41:46

0 Yorum

Kez Okundu.

Depo Baskınları Geri Dönüşüm şirketleri

Kâğıt toplayıcıları aslında sadece kâğıt toplamıyorlar, para eden geri dönüştürülebilir atıklar. Bunları nereye satıyorlar?

Depo baskınlarının geri dönüÅŸüm ÅŸirketlerinin kuruluÅŸuna denk gelmesi manidar

Türkiye’nin elli yıl öncesine nazaran ÅŸu an çok müreffeh olduÄŸunun iddia edilmesine raÄŸmen o dönemde olmayan geri dönüÅŸüm iÅŸçilerinin ÅŸimdi neden bulunduÄŸunu sorguluyor. MendillioÄŸlu’na göre meselenin kökten çözümü, insanların nitelikli atık bulmak için çöpleri karıştırmak zorunda kalmadığı eÅŸitlikçi bir ekonomik düzenin kurulması. 

 Son bir aydır geri dönüÅŸüm depolarına yapılan baskınlar Türkiye’nin önemli gündem maddelerinden biri. Geri dönüÅŸüm iÅŸçilerini çarşılarda sokaklarda çöp karıştırırken görüyorduk ama bu atıkları nereye sattıklarını ve bu sektörün arka planında olan bitene iliÅŸkin bilgimiz toplum olarak pek yoktu. Meselenin arka planını Geri DönüÅŸüm Ä°ÅŸçileri DerneÄŸi BaÅŸkanı Ali MendillioÄŸlu ile konuÅŸtuk.

’KAÄžIT TOPLAYICALARI SADECE KAÄžIT TOPLAMIYOR’

Kâğıt toplayıcıları aslında sadece kâğıt toplamıyorlar, para eden geri dönüÅŸtürülebilir atıklar. Bunları nereye satıyorlar? Yani hangi iÅŸlemlerden geçiyor, hangi ÅŸirketler alıyor bunları? Önce buradan bir girelim.

Öncelikle depolara satıyorlar kilo hesabı olarak. Tabii ki kâğıt, pet, plastik, hurda, her birinin ayrı ayrı deÄŸeri var, ayrı ayrı ya da karışık bir ÅŸekilde göz kararı depolara satılıyor. Depolarda ayrıştırıldıktan sonra bu mallar kendi niteliÄŸine göre, presçilere satılıyor, pres aÅŸamasına geldikten sonra da fabrikalara gidiyor.

Bunları alan şirketler irili-ufaklı şirketler mi?

Kâğıt son merhalede tabii ki prescilerden çıktıktan sonra az sayıdaki kağıt fabrikası tarafından satın alınıyor. Ama iÅŸ plastiÄŸe gelince granül ve enjeksiyon gibi birçok iÅŸlemlerden geçiyor, genellikle merdiven altı binlerce alıcısı var, oradan keza öyle… ileriye doÄŸru gidiyor.

Bu depolar kimlere ait?

Bu depoların büyük bir çoÄŸunluÄŸu çekçekçilikten baÅŸlayan, sonra iÅŸte metruk binalar, kent dışında görünmeyen yerlerde boÅŸ araziler, gecekondularda kurulmuÅŸ yerler. Çekçekçilerin çoÄŸu burada yaşıyor, çoÄŸu bekar ya da evli olsa bile aileleri Ä°stanbul dışında, onlar burada kalıyorlar.

’MUHTEMELEN MÜDAHALEYÄ° TEÅžVÄ°K EDEN ŞİRKETLERÄ° ÖÄžRENEMEYECEĞİZ’

Peki hükümetin müdahalesinin arkasında sizce hangi ÅŸirketler var? Yani burada ne amaçlanıyor? Birkaç büyük ÅŸirketin bu iÅŸi yapması istendiÄŸi ifade ediliyor. ÖÄŸrenemeyeceksiniz, biz de öÄŸrenemedik henüz, biz de peÅŸindeyiz. KılıçdaroÄŸlu da bu konuda söz verdi. Ama ÅŸunu biliyoruz: Sokakta ayrıştırma iÅŸi olmayacaksa, bu tesislerde ayrıştırma iÅŸinin yapılabilmesi için günlük 19 bin 500 ton çöpün büyük bir kısmının buralara gelmesi gerekiyor. Burada bizde bir muamma var, boÅŸluk var, tesisler bunu yapabilir mi? Yani çöpün içerisinden optik okuyucularla otomatik ayrıştırma yapması lazım, bu kapasitede bir tesis yapılabilir mi, bunları bilmiyoruz. BildiÄŸimiz bir ÅŸey var, Anadolu ve Avrupa yakasında 2 büyük ayrıştırma tesisinin kurulma startının verildiÄŸi, ama hangi ÅŸirketler bunu yaptı bilmiyoruz.

Peki, o ayrıştırıcı atık işleme merkezlerinin devlet tarafından kurulma ihtimali var mı?

Devlet tarafından deÄŸil, yok hayır, gelen bilgiler özel sermaye olduÄŸu yönünde

’ÇÖP VE ATIK MESELESÄ°, BÄ°R Ä°Åž KOLU DEĞİL BÄ°R YAÅžAM TARZI’

Peki, ÅŸöyle bir ÅŸey olabilir mi mesela: Bu çekçekçileri -eÄŸer öyle firmalar varsa, kâğıt toplayıcıları bu ÅŸirketler kendileri istihdam etse… Mümkün deÄŸil. Yani çok az bir kısmı istihdam edilebilir ama, burada temel mantık hatası, atık iÅŸçilerinin bir sektörün çalışanıymış gibi anlaşılması. Atık meselesini bir iÅŸ kolu gibi deÄŸil bir yaÅŸam alanı gibi tarif etmek daha doÄŸru olur. Yani çöple farklı iliÅŸki kurma biçimi olan farklı sosyal gruplar var, kimi 15 saat çalışıyor yerleÅŸik yaşıyor, kimi mevsimlik tarım iÅŸçisi, boÅŸ zamanında gelip çalışıyor, kimi çingeneler, bunların büyük bir kısmı hediyelik eÅŸya, giysi ve benzeri ÅŸeyi toplayıp bitpazarlarında satıyor, kimisi sokakta yaÅŸayanlar, kimisi ek iÅŸ olarak yapanlar vb. çok geniÅŸ bir skalada. Çöpte kimse sana diploma, kimlik, adli sicil kâğıdı, etnik köken sormadığı için yapabilecek hiçbir ÅŸeyi kalmayan insanların hemen bir ÅŸekilde hayata tutunabildiÄŸi bir alan. Dolayısıyla böyle tarif edersen aslında bir sektörden ziyade bir yaÅŸam alanından bahsetmiÅŸ oluyorsun. Ä°kincisi de, bugün alelacele Resmî Gazete’de yönetmelikle ilgili bir deÄŸiÅŸiklik bu sabah hemen yayınlandı, ilk okuduÄŸumda anladığım ÅŸey ÅŸu oldu: Çevre Bakanlığı’nın vermiÅŸ olduÄŸu ruhsatlar var bazı depolara, tehlikesiz atık toplama ruhsatları, bunların da devre dışı kaldığı, yani bunların da iÅŸlevsizleÅŸtiÄŸi anlaşılıyor.

’KAÄžIT Ä°ÅžÇÄ°LERÄ° ÇÖPLE HAÅžIR NEŞİR OLDUÄžU Ä°ÇÄ°N TEDAVÄ° OLAMIYOR’

https://www.4x4bet123.com/ https://www.4x4bet123.com/

Anladım. Peki, bu insanlar kayıt dışı olduÄŸu için baÅŸta saÄŸlık sorunları olmak üzere birçok maÄŸduriyet yaşıyorlar. Yani çöple haşır neÅŸir olma ve bunu yaÅŸam tarzına dönüÅŸtürme bir sürü saÄŸlık sorununu beraberinde getirir. Bununla ilgili bir denetim var mı ya da neler yapılabilir?

YaÅŸanan saÄŸlık sorunları ve Covid-19’la ilgili sorunları öncelikle neler?

Bununla ilgili özel bir çalışma yok. Covid döneminde her gün sokakta olunmasına, toplu yaÅŸanmasına raÄŸmen neredeyse Covid vakasına rastlanmadı, böyle bir realitesi var. Ama diÄŸer taraftan ÅŸimdi doÄŸal olarak eklem rahatsızlıkları yaygın, bu çok anlaşılabilir, yük taşıma, eÄŸilme, kalkma ve benzeri gibi ÅŸeyler var. Mesela bu kot taÅŸlama iÅŸçilerinde rastlanan bir hastalık vardı ya, silikozis. Böyle özel bir araÅŸtırma yapılsa çöple hemhal olmaktan kaynaklı özel bir hastalık, enfeksiyonel bir rahatsızlık bulunabilir ama, aynı zamanda da sürekli mikroplarla ve çöple iliÅŸki biçimi bünyeyi dayanaklı kılıyor. Tuhaf bir ÅŸey söyleyeceÄŸim ama, hastalık çok az, enfeksiyonel hastalıklar falan çok az rastlanan hastalıklar, genellikle eklem hastalıkları daha yaygın. Daha önce Ankara’da bir çalışma yapmıştık, özellikle kadınlarda rahim yolu hastalıklarına rastlanıyor erkeklerden ziyade. Bu insanlar peki nasıl tedavi oluyorlar? Olamıyorlar. 

 ’ÇÖZÜM, Ä°NSANLARIN ONURLUCA YAÅžAYACAKLARI BÄ°R SÄ°STEMÄ° KURMAKTAN GEÇÄ°YOR’

Peki, atık toplayıcıları sence ne olmalı, ideal çözüm nedir?

Åžimdi bak ÅŸöyle düÅŸün: Türkiye’deki yönetmelik 2004 yılında devreye girdi, AB ile uyum yasaları çerçevesinde. Biz o zamandan beri ÅŸunu söylüyoruz: Diyoruz ki, Avrupa’nın hiçbir ülkesinde yüzbinlerce insan çöpten geçinmiyor, bu standartları yakalamaya çalışıyorsun ama, böyle bir realiteyi niye göz ardı ediyorsun? Åžunu da sık sık dile getirdik: EÄŸer böyle bir realite varsa, sen illa yurt dışından bir deneyim edinmek istiyorsan bırak Avrupa’yı da, çünkü orada böyle bir realite yok, Hindistan’a, Mısır’a, ne bileyim Kolombiya’ya bak, oralarda böyle bir realite var. Åžimdi ne olması gerekiyor diye soruyorsun, ne olması gerektiÄŸi çok açık ama, ÅŸöyle bir durum da var ortada: Ä°ktidar ya da sistem bir tercihte bulunmuÅŸ uzun yıllar boyunca, bu tercih yoksulların artık nüfus gibi gözükmesidir. Biraz önce yaÅŸam alanı dedik ya, aslında artık nüfus fazla bir nüfus gibi gözüküyor ve dolayısıyla bunlar zaten gözden çıkarılmış. Bir tercih yapmışlar, dolayısıyla tercih yapmış bir siyasal iktidara "ya gelin buna aklıselim bir ÅŸekilde çözüm üretelim" diyemiyorsun, duymazlıktan gelir. Yani bu anlamda da söylediÄŸimiz her ÅŸey boÅŸa düÅŸüyor, önerdiÄŸimiz bütün çözüm önerileri de boÅŸa düÅŸmüÅŸ oluyor. Çözüm, insanların çöp kutularını karıştırmak zorunda olmadığı bir sistem kurmaktan geçiyor.

’TAM DA Ä°KÄ° ATIK ŞİRKETÄ° KURULDUÄžU SÜREÇTE GERÄ° DÖNÜÅžÜM Ä°ÅžÇÄ°LERÄ°NE SALDIRILAR BAÅžLADI’

Peki, zamanlamaya ne diyorsun? Ä°ktidar neden yıllarca bekledi müdahale etmedi de ÅŸimdi müdahale ediyor?..

Bunu sürekli tartışıyoruz zaten. Åžimdi bakın, 2004 yılında yönetmelik çıktı demiÅŸtim, bu yönetmelik 18. defa deÄŸiÅŸti bu sabah itibarıyla ve yılda bir defa yönetmelik deÄŸiÅŸtiriyor, kendileri de ne yaptıklarını bilmiyorlar, bir türlü bir sistem oturtamıyorlar. Dolayısıyla, niye ÅŸimdi oldu meselesine gelecek olursak, Çevre Bakanı Murat Kurum bugün yaptığı açıklamada ÅŸunu diyor: Sıfır atık sistemiyle, sistemden kaynaklı olarak Sayın Emine ErdoÄŸan Hanımefendiyle bu iÅŸin iliÅŸkilendirilmesinin art niyetli olduÄŸunu söylüyor. Sıfır atık projesi dediÄŸi ÅŸeyi 2017’de baÅŸlamış gibi gösteriyor. Hayır, 2004 yılında entegre atık sistemiyle baÅŸladınız, 2017’de adını deÄŸiÅŸtirdiniz sadece sıfır atık projesi diyerek. Ve bunun Türkiye’nin en çevreci hareket olduÄŸunu söylerken bunun da Emine ErdoÄŸan himayesinde olduÄŸunu söylüyor. Emine ErdoÄŸan bu iÅŸin görünür yüzü, bir vizyon. Ama diÄŸer taraftan ’niye ÅŸimdi’ diye soracak olursak, ben de başında söylediÄŸim ÅŸeyi söyleyeceÄŸim, niye bu iki ÅŸirket, büyük ayrıştırma ÅŸirketi kurulduÄŸu dönemde bu saldırılar baÅŸladı diye sormak lazım. Murat Kurum gene ÅŸunu söylüyor: "Bunlar rutin uygulamalardır." Biz hayatımızda böyle bir rutin uygulama görmedik ve dünyanın hiçbir yerinde bir rutin uygulamada gecenin 3’ünde bin polis, onlarca iÅŸ makinesiyle baskın yapmaz. Bu rutin uygulama falan deÄŸil. 2004’te yönetmelik çıktı, nasıl bir rutin ki son 2 aydır böyle tuhaflaÅŸtı bu rutin; bunu da düÅŸünmek gerekir diye belirteyim.

BAZI ÜRÜNLERÄ°N AMBALAJI, Ä°ÇERİĞİNDEN DAHA DEÄžERLÄ°

 Peki, 2000’li yılların ortalarından ya da baÅŸtan itibaren bu iÅŸin artmasının sebebi ne?

Neoliberal ekonomik modele geçiÅŸle mi ilgisi var?

YönetmeliÄŸin adı ambalaj atıkları kontrolü yönetmeliÄŸi. Yani aslında bizim toplayıcı arkadaÅŸlarımız ambalaj atığı topluyor. Ambalaj atığı dediÄŸin ÅŸey ne zaman hayatımıza girdi? Bu atıklarda inanılmaz bir çeÅŸitlilik var. Alüminyumdan pet plastiÄŸe kadar çok çeÅŸitli ürünler ambalajda kullanılmaya baÅŸlandı. Bunun nedeni çok açık. ÖrneÄŸin su, örneÄŸin gazlı içecekler ve benzeri gibi ÅŸeylerin ambalajı içindeki üründen daha pahalı. Bunun bir tüketim stratejisi olduÄŸu aÅŸikâr, zaten ambalajı satın alıyor, insanlar imajı satın alıyorlar ve dolayısıyla ambalajlar sürekli çeÅŸitleniyor ve deÄŸerleniyor. Dolayısıyla ambalaj çeÅŸitlendiÄŸi, deÄŸerlendiÄŸi oranda, evde gündelik hayatta kullanıldığı oranda bunun bir piyasası oluÅŸuyor, çünkü pahalı bir ÅŸey. Buradan mesela ÅŸeye dönelim, ÅŸimdi 1960’lı yıllarda 1-2 gazete vardı.

Tan Gazetesi ve Sayfam, bir iki tane günlük gazete var ve bunun saman kâğıdı kırpıkları çıkıyor ve kimse toplamıyor bunu. 3-5 tane evsizin yaptığı bir iÅŸ, ekonomik bir deÄŸeri yok. Ama 70’li yıllarda mesela kentleÅŸme baÅŸladığında ve kentleÅŸmeyle birlikte orta üst sınıfların yerleÅŸtiÄŸi mahalleler, alanlar oluÅŸuyor, buradan nitelikli çöp çıkıyor. 1970’li yıllarda kâğıt toplayacak iÅŸçi bulamıyorlar. Bugün toplayıcıların birçoÄŸu Aksaraylı, NiÄŸdelidir. Gidip köylerden Aksaray’ın iÅŸte Keçibor ve benzeri köyünden getirip insanları bu iÅŸi yaptırıyorlar. Bu örnek ÅŸundan dolayı veriliyor: Türkiye 50 yıl önce sokakta çöpleri karıştıracak insan bulamayan bir ülkeydi, bugün yüz binlerce insan var, bugün o dünyanın 19’uncu büyük ekonomisiyiz, o zaman 50 yıl öncesiydi. 90’larda bir patlama oldu sayısal olarak. Neyle iliÅŸkili?

Kürt göçüyle iliÅŸkili. 2000’li yıllarda yurt dışından gelen -özellikle Afgan göçüyle, 2010’lu yıllarda Suriyeli göçüyle burada sayı durmadan artıyor, yani hem ekonomik kriz var hem iç savaÅŸ var, sayıyı tetikliyor. Yani bu ekonomik sistem devam ettiÄŸi sürece, kriz devam ettiÄŸi sürece durmadan sayı artıyor. Sen ÅŸimdi hepsini tespit etsen, hepsine iÅŸ versen bir sene sonra bir bu kadar insan daha çöpe düÅŸecek. Bir de kağıt toplama iÅŸçileri medyanın ÅŸehir eÅŸkıyası demesi hakkında ne düÅŸünüyor? Çok öfkeliler, çok rencide olmuÅŸ vaziyetteler. Biz ÅŸunu beklemiyorduk açıkçası. Åžimdi çok meÅŸru bir yerde duruyoruz, insanlara ÅŸunu diyorsunuz: "Ä°ÅŸte haksız kazanç elde ediyor." Ya bir toplayıcıya bunu söylemek kadar ağır bir vicdansızlık yok. Sabahtan akÅŸama kadar çöpleri karıştıran bir insana önce haksız kazanç elde ediyor diyorsunuz, sonra gelip iÅŸ makineleriyle, binlerce polisle, biriktirdiÄŸi malları almaya kalkıyorsun o insanların canını yakıyorsunuz. Polis çok kötü davranıyor, depolara geldiÄŸinde gerçekten çok tahrik edici bir ÅŸekilde davranıyor. Yani sanki bir suç aleti bulmak için bir ihbar almış gibi. Ä°lave etmek istediÄŸin ek bir ÅŸey var mı? Ben ÅŸunu eklemek istiyorum: Bugüne kadar hep valilik açıklama yaptı, biz de hep ÅŸunu söyledik: Bu sorunun muhatabı valilik deÄŸil. Mevzuat gereÄŸi ve siyaseten muhatap belediyeler ve Çevre Bakanlığı’dır. Sustular sustular en sonunda Çevre Bakanlığı açıklama yaptı. CHP açıklama yaptı ’biz bu iÅŸe dahil deÄŸiliz, onaylamıyoruz’ diyerek.. Åžimdi AK Partili yerel yönetimlerden de bir açıklama bekliyoruz. Yanımızdalar mı? Yani yoksullara yönelik bu müdahaleyi doÄŸru buluyorlar mı, bulmuyorlar mı? Bunu açıklasınlar. Valilik açıklama yaptı, her açıklamasının sonunda ÅŸunu söyledi: "Halkımızın, emniyet görevlilerinin, muhtarların desteklerinden dolayı teÅŸekkür ediyoruz." Böyle iç savaÅŸ konsepti gibi, hepsini birden arkasına almış gibi konuÅŸuyor ama halkımızın valiliÄŸin bu uygulamalarına destek verdiÄŸi falan yok, burada yoksullar var, belki kağıtçılar yoksulluÄŸun en görünür hali. Ama diÄŸer taraftan halkımız da kağıtçılar gibi yoksul. Dolayısıyla, yoksullar size destek vermiyor, bize destek veriyor ve bunu da çok yakında göreceklerini düÅŸünüyoruz, kamuoyu desteÄŸinin arkamızda olduÄŸunu biliyoruz.

Henüz Bu Haber İçin Yorum Yapılmamış
Adınız Soyadınız
Güvenlik Kodu
https://www.facebook.com/rhvmimarlik/videos/557660301802778
Yazar Bilgisi

İslam  ÖZKAN İslam ÖZKAN h24habrgmail.com Tüm Yazıları

BENZER HABERLER