VÄ°DEO GALERÄ°
FOTO GALERÄ°
KÃœNYE
FÄ°RMA REHBERÄ°
Ä°LAN REHBERÄ°
BÄ°ZE ULAÅžIN
YAZARLAR
H24HBR

@ Haber Tarihi : 27 August 2020 14:07:41

0 Yorum

Kez Okundu.

Denizlere yelken açarken ırkçılık çukurunda boğulmayalım

Denizlere yelken açarken ırkçılık çukurunda boÄŸulmayalım

 

Denizlere yelken açarken ırkçılık çukurunda boÄŸulmayalım

H24/ Dr. Bekir Tank

Bir yandan varlığını daha güçlü bir ÅŸekilde devam ettirmek; siyasetten diplomasiye, ticaretten ekonomiye ve teknolojiden silahlanmaya kadar dışa bağımlılıktan kurtulmak için kıyasıya mücadele eden bir Türkiye ve diÄŸer yandan vatandaÅŸlarının diline kilit vuran ve resmiyette terk ettiÄŸi inkâr politikalarını pratikte devam ettiren ve bu baÄŸlamda Türkçe deÄŸil diye milyonlarca vatandaşının diline kilit vuran bir Türkiye!

Olayı duymuÅŸsunuzdur, ama yine de hatırlatayım… Geçen hafta Batman’dan bir vatandaşımız Türk Telekom hattının aboneliÄŸini iptal ettirmek için arıyor. Ancak telefonun diÄŸer ucundaki kiÅŸi, “Kürtçe deÄŸil, Türkçe veya Arapça konuÅŸması halinde talebinin karşılanacağını söylüyor. Bunun üzerine hat sahibi yeÄŸenine aratıp sözlerini onun aracılığıyla iletiyor. Fakat karşıdaki kiÅŸi bu kez de, “abone sahibi baÅŸkasının aracılıyla, deÄŸil kendi hür iradesiyle ve Türkçe olarak beyanda bulunmalı” diyor ve iÅŸlemi gerçekleÅŸtirmiyor. Bundan da daha utanç verici olanı ise, yetkili ağızlardan hiçbirinin bu ırkçılığı mahkûm etme erdemini gösterememesidir. Oysa Bulgaristan’daki, Afrika, Avrupa ve Amerika’daki ırkçı eylemleri lanetlediÄŸimiz gibi ülkemizdeki ırkçı eylemleri de lanetlememiz gerekmez mi?

EÄŸer Türk Telekom’unkine benzer bir olay Almanya’da yaÅŸansa, yani Almanca bilmeyen bir Türk meramını Türkçe ile ifade ederken muhatabı da kendisine, “iÅŸleminizi yapmam için Almanca konuÅŸmalısınız” derse ve tercüman kullanmasını bile reddetse, inanın resmi ağızlardan baÅŸlayarak medyaya, siyasilere ve STK’lara kadar her kesimden bu ırkçı eylemi kınayanların ardı arkası kesilmez. Lakin suç mahalli, yani ırkçılığın mahalli Türkiye olunca, çoÄŸu gözler kör, çoÄŸu kulaklar sağır ve çoÄŸu ağızlar kapalı oluyor! Ve üstüne üstlük bunun adı oluyor kardeÅŸlik ve dahi eÅŸit vatandaÅŸlık!

Hatırlarsanız, SaÄŸlık Bakanlığı geçen yıl sayıları en fazla binlerle ifade edilen insanlar da yararlansınlar diye altı deÄŸiÅŸik dilden hizmet vermeye baÅŸladı. Ki gerçekten takdire ÅŸayan bir hizmettir. Ancak bu dillerin içine 20 milyon Kürt vatandaşının dili olan Kürtçeyi de almamış olması sizce ırkçı bir eylem deÄŸil mi?

https://www.4x4bet123.com/ https://www.4x4bet123.com/

Üzülerek ifade edeyim ki, Türkiye’de yaÅŸayıp da bu gibi ırkçı muamelelere maruz kalmayan bir Kürt yoktur! Nedense, mesele Kürt ve Kürtçe olduÄŸu zaman kamu kurumları ve dahi çoÄŸu insan hemen birer Atatürk oluveriyor.

Benzer bir olayı ben de üniversitede öÄŸrenci iken yaÅŸadım. Ä°stanbul CevizlibaÄŸ’da bulunan 10 bloklu Atatürk ÖÄŸrenci Yurdunda (AÖS) kalıyorduk. O zamanlar cep telefonları yoktu. Kendisine telefon gelen kiÅŸi hangi blokta kalıyorsa, oradan anons edilir, “telefonunuz var” diye. Günlerden bir gün benim de adım anons edildi. Dördüncü blokun dördüncü katından aÅŸağıya doÄŸru koÅŸtum. Memurun bana uzattığı ahizeyi alıp soluk soluÄŸa konuÅŸmaya baÅŸladım. Karşımdaki annem idi. Henüz hoÅŸ beÅŸ etmiÅŸtik ki, memur azarlayıcı bir ses tonu ile “Türkçe konuÅŸ, yoksa kapatıyorum” dedi. Ä°lk uyarısını duymazdan geldim ve devam ettim. Tekrar uyarınca, ben de ahizeyi aÄŸzımdan uzaklaÅŸtırarak memura, “annem Türkçe bilmez” dedim. Yine azarlayıcı ve dahi aÅŸağılayıcı bir ses tonu ile “bugüne kadar annenizle Türkçe konuÅŸsaydınız, o da öÄŸrenirdi” demesin mi? Annemle konuÅŸmayı kesmekten baÅŸka çarem yoktu artık. Anneme de, “burada telefon kuyruÄŸunda bekleyen baÅŸka arkadaÅŸlar da var. ÅŸimdi kapatalım, sonra ben sizi ararım” dedikten sonra ahizeyi memura uzattım. Öfkemi içime gömerek sordum memura; burada Arap, Fars, Ä°ngiliz ve Alman arkadaÅŸlar var. Telefon geldiÄŸinde hepsi de kendi dillerinde konuÅŸuyorlar. Neden beni de konuÅŸturmadınız?” O memurun verdiÄŸi cevap hala kulaklarımda çınlar: “Herkes kendi dilini konuÅŸabilir, ama siz burada Kürtçe konuÅŸamazsınız!” Bazıları inanmayabilir, o anları benim gibi hala tap taze hatırlayan bir ÅŸahidim de var.

Peki, bu ırkçılığın üzerine üzerine gitmesi gereken baÅŸta Diyanet camiası olmak üzere üniversitelerin ve TBMM’nin bile yangına körükle gider türünden bir politika izlemelerine ve ırkçılığa çanak tutmalarına ne demeli?

Ä°ÅŸte PKK'yı doÄŸurup büyüterek bugünlere kadar getiren ve on binlerce insanımızın ölümüne sebep olan zihniyet de bu deÄŸil mi? 

Hayır bu millet bu tabloyu hak etmiyor! Onlarca deÄŸiÅŸik milliyetten, dilden, renkten, dinden ve kültürden olan insanları yüzlerce yıl boyunca bir arada ve hem de barış ve güven içinde yaÅŸatan bir milletin torunları olan bizler nasıl oldu da bir ırkçılık çukuruna düÅŸtük ve bir türlü çıkamıyoruz?

Åžu bir gerçek ki, Türkiye’nin her türlü bağımlılıktan kurtulmak için karada, havada ve denizde gerçekleÅŸtirdiÄŸi her eylem nasıl ki, bu vatanı seven her birimizin göÄŸsünü kabartıyorsa, devletin inkâr ve asimilasyon politikalarının devamı anlamına gelen ırkçı eylemlerin her biri de pak alnımıza kara bir leke oluyor.

Dikkat ederseniz, gerek dünyaya verdiÄŸimiz mesajlarda ve gerekse meÅŸru çıkarlarımızı korumak baÄŸlamında bir ayağımız uçsuz bucaksız denizlerde ve okyanuslardadır, ama diÄŸer ayağımız da ırkçılık çukurundadır. Hayır, bu millet bir insanlık suçu olan ırkçılıkla anılmayı hiç mi hiç hak etmiyor! Öyleyse behemehâl bu kötü fiili, yasalarımızdan da çıkaralım hayatımızdan da. Aksi halde adalet esen rüzgarımız kesilir ve ırkçılık çukuru mezarımız olur!

Henüz Bu Haber İçin Yorum Yapılmamış
Adınız Soyadınız
Güvenlik Kodu
https://www.facebook.com/rhvmimarlik/videos/557660301802778
Yazar Bilgisi

Bekir  TANK Bekir TANK h24habrgmail.com Tüm Yazıları

BENZER HABERLER