VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
KÜNYE
FİRMA REHBERİ
İLAN REHBERİ
BİZE ULAŞIN
YAZARLAR
H24HBR

@ Haber Tarihi : 17 April 2020 17:53:29

0 Yorum

Kez Okundu.

COVID 19 UN ORTAYA ÇIKARDIĞI GERÇEKLER ve SOSYAL DEVLET ANLAYIŞI

COVID 19 UN ORTAYA ÇIKARDIĞI GERÇEKLER ve SOSYAL DEVLET ANLAYIŞI

SAADET PARTISI'NDEN HÙKÜMETE  ÇAĞRI

KOVİD-19’UN ORTAYA ÇIKARDIĞI GERÇEKLER VE SOSYAL DEVLET ANLAYIŞI

Sosyal Devlet, kadın, çocuk, işsiz, ihtiyar, engelliler gibi sınıflara sağladığı imkânlarla varlığını gösterdiği gibi, sel, deprem, yangın ve salgın hastalıklar gibi olağan üstü afetlerde ise bütün vatandaşlara bütün gücünü ortaya koyarak yardım etmek zorundadır. Ekonomisi güçlü olan ülkeler, vatandaşlarına karşılıksız yardımlarda bulunurken, 18 yıllık Akp iktidarı ise vatandaşlarından dayanışma adı altında yardım toplamaktadır.

Elbette dayanışma tarih boyunca yapılmış ve gerektiği zaman da yapılmalıdır. Millet olarak bizler, bu dayanışmayı hep yapmışızdır. Ancak sorulması veya düşünülmesi gereken; Neden ekonomide güçlü değiliz, ayaklarımız üzerinde duramıyoruz ve hep dışa bağımlı haldeyiz? 2000 yıllarına kadar, birçok alanda dışa bağımlı idik, ancak son 18 yılda AK Parti iktidarı, maalesef tarım ve hayvancılıkta da ülkeyi dışa bağımlı hale getirdi.

Bakıyoruz, Almanya ve Japonya 2. Dünya savaşında ülkeleri yerle bir olduğu halde, bugün dünyaya hükmeden ekonomiye sahipken, 2. Dünya savaşına katılmamış olan Türkiye, neden ekonomide güçlenmemiş ve gittikçe dışa bağımlı hale getirilmiştir? Neden var olan imkânlar, üretime yönlendirilmiyor da betona paralar gömülüyor?

Bir çok örnek var ama sadece üç örnek verecek olursak; neden var olan tütün, şeker ve kâğıt fabrikaları kapatılıp dışarıdan sigara, şeker ve kâğıt ithal ediliyor?

Neden buğday, mercimek, nohut, pirinç, et ve canlı hayvanı dışarıdan ithal edecek duruma getiriliyoruz? Afet zamanlarında ülkeler, afetle mücadele için ayırdıkları bütçe ile güçlerini konuşurlar. İşte en son Koronavirüs salgınında birkaç ülkenin salgınla mücadele etmek için ayırdığı bütçeye bakacak olursak;

ABD: 1 trilyon artı ek 2.2 toplam 3.2 tirliyon dolar, Almanya: 750 milyar Euro İngiltere: 412 milyar dolar Fransa: 373 milyar dolar İspanya: 216 milyar dolar Türkiye ise sadece 15,3 milyar dolar ayırabildi. Hani güçlü ekonominiz? Görüldüğü gibi Türkiye’nin salgınla mücadele etmek için ayırabildiği bütçe, sadece 15.3 milyar ve vatandaştan toplayacağı 2 veya 3 milyar olacak. Halbuki Akp yetkililerinden, “Biz güçlü bir ekonomiye sahibiz”, “İMF bizden borç para istedi, 5 milyar dolar verin dedim”, “Avrupa bizi kıskanıyor” gibi sözleri seçim meydanlarında çok duyduk. Nerede gücünüz? İşte rakamlarla acı gerçekler ortada. Neden bu haldeyiz?

Çok basit; Akp İktidarı ülkemizin kaynaklarını sanayi, teknoloji, tarım ve hayvancılık alanlarında üretime yönelik kullanılacağına, maalesef plansızca betona ve acımasızca israfa, faize ve savurganlıkta kullandı. “Zararın neresinden dönülse kârdır” atasözünü hatırlatarak en azında bundan sonra, kaynaklar üretime odaklı kullanılmalı, her türlü israf ve savurganlıktan vazgeçerek şu tavsiyelerimize kullak vermelidir.

SAADET PARTİSİ OLARAK HÜKÜMETE ÇAĞRIMIZDIR

1. Bu kriz, bir halk sağlığı krizi olarak ortaya çıkmışsa da, ekonomik ve sosyal yönü çok ağırlıklı olan bir krizdir. Bu sebeple meseleyi çok boyutlu ele alıp, aklı selim ile bir “Halk Sağlığı ve Ulusal Ekonomi Programı” hazırlayıp daha fazla zaman kaybetmeden hayata geçirin.

2. Bilmelisiniz ki, yaşanan bu büyük kriz ancak birlik ve beraberlikle atlatılabilir. Bu sebeple ülkede barış ve huzur ortamını temin edecek bir dil ve üslup kullanınız. Asla unutmayınız ki birlik ve beraberliğin inşasında en önemli sorumluluk bizzat iktidarındır.

https://www.4x4bet123.com/ https://www.4x4bet123.com/

3. Artık israfı durdurun. Çünkü zaman itibar kazanma zamanı değil, milletin derdine çare bulma zamanıdır. Kamunun elindeki tüm imkân ve kaynakları, bu süreçte, sadece milletin ihtiyaçları için seferber edin. Çünkü devlet, sadece milleti için vardır.

4. Kriz yönetimleri ancak ehil insanlar eliyle yapılırsa başarılı olur. Bu sebeple görevlendirmelerde torpil ve iltiması değil, ehliyet ve liyakati esas alın.

5. Ülkede diyalog ortamını bir an önce oluşturun. Muhalefeti itelemeyin, bir kere olsun kucaklamayı deneyin. Çifte standart değil adalet ile hareket edin.

6. Üstünlük ve kibir tavrından vazgeçin. Tevazu sahibi olun. Görevi üstlendiğiniz yılları hatırlayın; baskı ve tahakkümü değil, insan hakları ve hürriyeti önemsediğinizi gösterin.

7. Kriz ortamını siyasi fırsata çevirme çabasına girmeyin, fırsatçılığa müsaade etmeyin. Bu mücadeleyi sulandıracak her türlü yanlış tutum ve eylemden uzak durun.

8. Verdiğiniz IBAN numarasını geri çekin, siz IBAN numarası isteyin. Bu süreçte kimsenin aç ve açıkta kalmayacağının umudu olun.

9. “Biz Bize Yeteriz” kampanyasını sürdürmekte kararlıysanız toplanan yardımların yönetimi ve denetimi için, özel bir ’fon yönetimi’ oluşturun. Bu fonun yönetiminde TBMM’de temsil edilen tüm partilerden birer temsilci de bulundurun. Böyle bir adım, kampanyaya olan güveni arttırmakla kalmayacak, göreceksiniz, birlik ve beraberliğimizi de pekiştirecektir.

10. Belediyeler seçimle işbaşına gelmiş, halka en yakın kurumlardır. Belediyelerle kampanya yarışına girmek, onların hesabına bloke koymak yerine, mağdur olan vatandaşlarımıza en hızlı ve en kapsamlı şekilde ulaşmak için çaba harcayın. Merkezi yönetim ile belediyelerin çatışmasını değil, eş güdüm halinde çalışmasını sağlayın.

11. “Evdeyim ama açım” diyen insanlara, devletin sopasını değil, şefkat ve merhamet elini uzatın. Böyle bir dönemde bu milletin görmek isteyeceği en son şey baskı ve tehdittir. Bilin ki millet böyle uygulamaları asla unutmaz.

12. Kapanan iş yerleri ve esnafın kira harcamalarını Hazine Bakanlığı’nca karşılayın. Çiftçilerin borçlarını tümüyle yeniden yapılandırın. Başta çiftçi ve besiciler olmak üzere, küçük ve orta boy işletmelere faizsiz ve uzun vadeli kredi imkanı getirin. Çiftçinin girdilerindeki (tohum, mazot, gübre vs.) vergileri bütünüyle kaldırın.

13. Ülkenin zor duruma düşen stratejik müesseselerinin, yabancılara peşkeş çekilmesine asla fırsat vermeyin.

14. “İşsizlik Fonu” bugünler için vardır. Bu fonu, kimsenin işsiz kalmayacağının garantisi olarak hayata geçirin. Bu ülkenin her bir vatandaşına, ayrım yapmaksızın, 1000 TL ’karşılıksız nakdi destek’ verin. Son olarak, Şeyh Edebali’nin meşhur sözünü hatırlayın; “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın!” 16.04.2020 Fesih Bozan Saadet Partisi Diyarbakır İl Başkanı

Henüz Bu Haber İçin Yorum Yapılmamış
Adınız Soyadınız
Güvenlik Kodu
BENZER HABERLER