VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
KÜNYE
FİRMA REHBERİ
İLAN REHBERİ
BİZE ULAŞIN
YAZARLAR
H24HBR

@ Haber Tarihi : 28 December 2019 00:52:14

0 Yorum

Kez Okundu.

ÇANAKKALE KIRAZLI SIYANÜRLÜ ALTIN STK ve MEDYANIN ALAMOS HİSSE SENETLERİNİ YÜKSELTMESI

ÇANAKKALE KIRAZLI SIYANÜRLÜ ALTIN STK ve MEDYANIN ALAMOS HİSSE SENETLERİNİ YÜKSELTMESI

 

PROF. DR. DOĞAN AYDAL

 

Çanakkale Kirazlı altın madeni ile ilgili olarak birçok gazete, dergi ve TV’de çeşitli yayınlar yapıldı. Özellikle belli STK’lar bilerek veya bilmeyerek yabancı maden şirketlerinin ekmeklerine yağ sürdüler. Çanakkale ile ilgili olaylar başladıktan ve basında yeterinde yer bulduktan sonra Alamos şirketinin hisse değeri 29 Mayıs 2019’da 5,99 Kanada dolarından (CAD), 8 Ağustos 2019’da 9,89 CAD değerine çıkarak yaklaşık iki ayda yüzde 60 arttı. Son zamanlarda kamuoyunu oldukça meşgul eden konulardan biri de, Çanakkale- Kirazlı ve Ağı köylerinde Alamos adlı isimli Kanadalı şirketin çalıştıracağı altın madeni. Altınca zengin cevherden-kayadan Altın’ın çıkarılabilmesi için siyanür kullanılıyor olması, orman arazilerinin tahrip edilmesi ve bu çalışmalarla su kaynaklarının da kirletilebileceği ihtimali, ülkeyi düşünen her yurttaşın büyük tepkisini çekti. Tepkilerin ortaya konulması esnasında, bölge köylüleri ve çeşitli STK’ları temsil eden kuruluşlar birçok medyatik gösterilerin bir parçası oldu. Olay geçmişte de ülkemizi, özellikle Bergama olayları sırasında bir hayli meşgul etti, birçok mahkeme olayına konu oldu ve nihayet Danıştay’ın aldığı bir kararla Eurogold şirketinin faaliyetleri durduruldu. Olayın başladığı günlerde gösterilen tepkileri sempati ile karşılamamak mümkün değil. Bu tepkilerin sonucu, amacı mutlaka daha çok kâr etmek olan yabancı sermayeli bir şirket, kazancından bir miktar daha fedakârlık ederek, bölgedeki emniyet tedbirlerini normal standartların da üzerine çıkartmış ise, bu şeref, elbette Bergama’daki, Kirazlı’daki sade vatandaşların ve onlara öncülük edenlerin olacak.Bu yazının amacı mahkeme kararlarını tartışmak değil. Meslekten bir bilim adamı olarak, eldeki veriler ve dünyadaki genel uygulamalar ışığı altında varılan sonuçları ve gerçekleri kamuoyuna duyuruyor.Ancak, bu tepki dozajını çok iyi ayarlamak ve ülkeye zarar verecek sınırlara çekmemek de vatandaşlarımızın görevi olmalı. Aksi halde, bu noktadan sonra yapılacak eylemler, 1970’li yılların “Yabancı Sermaye ’ye Hayır!” kampanyalarının bir türü olmaktan öteye bir anlam taşımayacak.Zira aksine devam edecek gelişmelerden sadece Çanakkale-Kirazlı ve çevresi etkilenmeyecek. Bu olayın olumsuz sonuçları, bugün Türkiye’de altın madenciliği ile uğraşan yerli ve yabancı şirketleri de bu çalışmalarından alıkoyacak. Son yıllarda dünyada esen Liberalizm politikasını benimseyen ülkelerin içinde bulunduğu ekonomik şartlar, her ilgili vatandaşımızın malumu. Bugün artık yerli, yabancı sermaye ayırımı yapılmıyor, hatta dünyadaki bütün ülkeler yabancı sermayenin ülkelerine girişi için özel ekonomik ve siyasi tedbirler alıyorlar. Hal böyleyken, halen ülkemizde faaliyet gösteren şirketleri köşeye sıkıştırıp, ülkeden kaçırmanın, hiç kimseye bir faydası olmayacak. Aksine davranışlar ve olumsuz sonuçları, sadece yabancı şirketleri ülkeden kaçırmayacak, altın aramak için gayret gösteren Türk şirketlerini de altın madenciliği ile uğraşmaktan alıkoyacak. O halde yapılması gereken, önümüze konulan bütün verileri değerlendirmek ve madenin işletilmesiyle ilgili bir yanlış veya bir eksiklik varsa, giderilmesine yardımcı olmak. Ne olursa olsun “istemezük” demenin, ülke gerçekleriyle bağdaşan bir tarafı olmayacak. Dün Bergama-Ovacık, Narlıca ve Çamköy’de yaşayan, bugün Çanakkale Kirazlı ve Ağı’da yaşayan vatandaşlarımız, olumsuz bir durum gelişirse, bundan en çok etkilenecek olanlar bu kardeşlerimiz ve tabi ki ülkemiz olacak. Dolayısıyla hassasiyetlerini anlayışla karşılayıp, bu kardeşlerimizin endişelerini en aza indirecek tedbirleri almak da, pek tabidir ki, öncelikle devlete ve ilgili kurumlarına düşüyor. Bu yazımızda, konu, mümkün olduğu ölçüde sadeleştirilerek anlatılacak. Niyetimiz, olayı bütün çıplağıyla, anlaşılabilir sade bir dille, öncelikle Çanakkale-Kirazlı ve Ağı’daki kardeşlerimize, bir başka üslup ile duyurmak. Daha sonra da, bu konu da etkili olabilecek bütün kamu kuruşlarının, bütün etkili ve yetkililerinin, ülke çıkarlarına çok ters düşebilecek, “madenleri kapatma” gibi bir yanlıştan dönebilmelerine yardımcı olmak. Öncelikle Madencilik yapan şirketler aleyhine düşünebileceğimiz ne kadar unsur varsa dile getirip, bu problemler hakkında neler yapabileceğimize birlikte bakacağız. MEDYATİK YAYINLARIN VE GÖSTERİLERİN YABANCI ŞİRKETE OLAN DOLAYLI EKONOMİK KATKILARI Daha önceki yıllarda Bergama olaylarında, bu yıl da Çanakkale Kirazlı altın madeni ile ilgili olarak birçok gazete, dergi ve TV’de çeşitli yayınlar yapıldı. Özellikle belli STK’lar bilerek veya bilmeyerek yabancı maden şirketlerinin ekmeklerine yağ sürdüler. Çanakkale ile ilgili olaylar başladıktan ve basında yeterinde yer bulduktan sonra Alamos şirketinin hisse değeri 29 Mayıs 2019’da 5,99 Kanada dolarından (CAD), 8 Ağustos 2019’da 9,89 CAD değerine çıkarak yaklaşık iki ayda yüzde 60 arttı. Bu işlerin, ilgili Alamos adlı firmanın manipülasyonu olduğunu söylemek, elde delil olmadan haksızlık olur. Ancak sonuçlara baktığımızda şirket değeri, daha maden çalışmadan yüzde 60 artmış oldu. Şirket, Çanakkale’de yapacağı bütün masrafları iki ay gibi kısa bir sürede karşılamış ve hatta kazanç sağladılar. Bazı şahıs ve/veya STK’ların kasıtlı olarak böyle bir ortam oluşturup oluşturmadığını araştırmak da sanırım Devletin görevleri arasında. Geçmişte, İrlanda uyruklu bazı şirketlerin Ülkemizde çeşitli madenler bulduklarını basın yoluyla yayıp, kendi ülkelerinde hisse değerlerini çok yükselttikten sonra hisselerini Devam edecek.....

https://www.4x4bet123.com/ https://www.4x4bet123.com/
Henüz Bu Haber İçin Yorum Yapılmamış
Adınız Soyadınız
Güvenlik Kodu
BENZER HABERLER