VÄ°DEO GALERÄ°
FOTO GALERÄ°
KÃœNYE
FÄ°RMA REHBERÄ°
Ä°LAN REHBERÄ°
BÄ°ZE ULAÅžIN
YAZARLAR
H24HBR

@ Haber Tarihi : 20 August 2020 18:12:13

0 Yorum

Kez Okundu.

Beyrut’taki Patlamanın Perde Arkası

Beyrut'taki Patlamanın Perde Arkası

 

 

04.08.20 tarihinde Beyrut limanında meydana gelen patlama sonucu 154 kişi hayatını kaybetmiş 6 bin dolayında insan yaralanmıştı.

2750 ton amonyum nitratın bulunduÄŸu depoda meydana gelen patlama ile çevredeki yüzlerce bina tahrip oldu. Büyük bir infiâle neden olan bu patlama, "Ä°hmâl sonucu meydana gelmiÅŸ bir kaza mı yoksa sabotaj mı?" sorusunu gündeme getirmiÅŸ oldu. Görüntülere bakıldığında, ufak patlamalar esnasında roket gibi bir cisim binaya giriyor ve akabinde büyük patlama meydana geliyor. Yani bu veriden yola çıkarak sabotaj olduÄŸu kesinleÅŸmiÅŸ durumda. Peki bunu hangi güçler veya hangi mihraklar yapmış olabilir? Olayı Lübnan'ın bölge ülkeleri nezdinde ve coÄŸrafî olarak jeo-stratejik konumunu tahlil etmeden önce 2750 ton amonyum nitratın Beyrut Limanı'nda bir depoya nasıl yerleÅŸtirildiÄŸine bakalım! 2013 yılında Gürcistan'ın baÅŸkenti Batum'dan Mozambik'e gitmek üzere 2750 ton amonyum nitrat yüklü gemi yola çıkıyor. Bu gemi Beyrut açıklarına gekdiÄŸinde arıza yapıyor ve Lübnan'dan yardım talebinde bulunuyor. Bu talebe olumlu cevap veren Lübnan hükümeti kendi onayı ile Beyrut Gümrük MüdürlüÄŸü tarafından 2750 ton amonyum nitratı güvenli bir ÅŸekilde limanda bir depoya yerleÅŸtiriyor. Gemi kısa sürede tamir ediliyor fakat nakliye ÅŸirketi ile alıcı firma arasında ihtilaf meydana geliyor. Sorun çözülmeye çalışılsa da bir sonuca ulaşılamıyor ve 2750 ton amonyum nitrat 7 yıla yakın bir süredir söz konusu depoda bekletiliyor...

Patlamadan sonra liman gümrük müdürlüÄŸü yetkililerinin ve Lübnan hükümetinin ihmâlkâr davrandığı üzerinde duruluyor.  Fakat bizim kanaatimize göre, olayın sabotaj olması hasebiyle failin kim ve hangi ÅŸer odağı olduÄŸu ve sabotaj ile nasıl bir amaç güdüldüÄŸü üzerine durulmalıdır. BilindiÄŸi üzere Lübnan üzerinden ABD, Fransa ve Siyonist Ä°srail'in kuyruk acısı var.

Öyle ki, 1982 yılında Siyonist Ä°srail Beyrut'a varasıya dek Güney Lübnan topraklarını tamamen iÅŸgal etmiÅŸti. Bu iÅŸgal esnasında yapılan bombardımanlarla binlerce insan ölmüÅŸtü. Köyler, kasabalar ve Beyrut baÅŸta olmak üzere birçok yerleÅŸim birimi büyük yıkımlar yaÅŸamış nice binalar enkaz yığınına dönmüÅŸtü. Ä°slâm dünyası ve BirleÅŸmiÅŸ Milletler ise bu iÅŸgal ve saldırı savaşını sadece seyretmekle yetinmiÅŸti. Bu sessizliÄŸi, bu vurdum duymazlığı fırsata dönüÅŸtüren Siyonist iÅŸgal çetesinin Genelkurmay BaÅŸkanı Ariel Åžaron Sabra ve Åžatilla kamplarında insanlık dışı vahÅŸet örneÄŸi sergileyerek korkunç katliamlara imza atmıştı.

Bu zalim canavar Ariel Åžaron Batılı gazetecilerin gözleri önünde esir alınmış, elleri/kolları baÄŸlı yüz dolayında kadın, çocuk ve yaÅŸlı insanlara (askerin elinden aldığı taramalı silahla) bizzat kendisi kurÅŸun sıkarak katlediyor. (O tarihte bu vahÅŸete tanık olan Batılı bir gazeteci bu olayı kendi gazetelerinde gündeme getirmiÅŸti.) O esnada Lübnan'da konuÅŸlanmış bulununan ABD Deniz Piyade Birlikleri ve Fransa Askerî Karagâhları ise iÅŸgalci Ä°srail'e muhaberat ve lojistik destek saÄŸlamakla melguldü. Lübnan Ulusal Ordusu ise acziyet içerisinde hiçbir varlık gösteremiyordu. Hatırlayalım Osmanlı dağılma sürecinde iken yedi düvelin saldırıları karşısında bidap düÅŸtüÄŸünde Anadolu halkı seferberlik baÅŸlatarak "Kuvâ-yı Millîye"yi kurmuÅŸ ve düÅŸman denize dökülmüÅŸtü. Lübnan'da da benzeri bir "de fakto" durum olmuÅŸ ve Lübnan'ın Güney bölgesinde meskün bulunan halkın içerisinden bir mukavemet, bir direniÅŸ cephesi oluÅŸturulmuÅŸtu.

Bazı ihtilaflardan dolayı Emel Hareketi içerisinden ayrılan bir kesim insan Hizbullah'ı kurmuÅŸtu. Ä°ÅŸgale uÄŸramış Lübnan halkının doÄŸal olarak Müslüman ülkelerden yardım beklentisi vardı. Ne yazık ki hiçbir Müslüman ülkeden müspet bir cevap gelmemiÅŸti. Uluslararası anlaÅŸmalara göre ve BirleÅŸmiÅŸ Milletler nezdinde Suriye'nin Lübnan üzerinde garantörlük hakkı vardı. Hatta buna istinaden Suriye Lübnan'da kısmî olarak asker de bulunduruyordu. Fakat Suriye de tek başına bir varlık gösteremiyordu. Hizbullah'ın çalacak tek kapısı kalmıştı o da Ä°ran Ä°slâm Cumhuriyeti idi. Hizbullah'ı temsilen bir heyet Ä°ran Ä°slâm Cumhuriyeti mesulleri ile görüÅŸmek üzere Tahran'a gidiyor. Heyet büyük bir memnuniyet içerisinde Lübnan'a geri dönüyor. Hizbullah Kuvâ-yı Millîye örneÄŸini verdiÄŸimiz gibi bir seferberlik baÅŸlatıyor. OluÅŸturduÄŸu gönüllü/nizamî silahlı güçlerle Siyonist iÅŸgal çetesine karşı amansız bir gerilla savaşı baÅŸlatıyor.

BilindiÄŸi üzere Hizbullah ilk eylemini Siyonist çeteye lojistik destek veren ABD ve Fransa karargâhlarına yönelik yapmıştı. ABD Vietnam Savaşı'ndan bu yana ilk defa böylesine büyük bir darbe yemiÅŸ ve 320 dolayında deniz piyadesi askerini kaybetmiÅŸti. Fransa'nın ise 80 dolayında askeri cehenneme yollanmıştı. Hizbullah'ın bu istiÅŸhadî eyleminden dolayı bütün dünya parmak ısırmıştı. Hizbullah kısa sürede yapmış olduÄŸu eylemlerden ve askerî baÅŸarısından dolayı düÅŸmana korku, dosta güven aşısı yapmıştı. Ä°ran'dan ve kısmen de olsa Suriye'den aldığı silah, eÄŸitim ve lojistik destekle düÅŸmana üst üste darbeler indirerek bu savaşı 18 yıl sürdürdü. Tarih 20 Mayıs 2000 yılını gösterdiÄŸinde yenilmez denilen Siyonist Ä°srail tarihinde ilk defa büyük bir maÄŸlubiyet tatarak zillet içerisinde Güney Lübnan topraklarını terk etmiÅŸti.

https://www.4x4bet123.com/ https://www.4x4bet123.com/

BeÅŸ Arap ülkesinin yapamadığını bi iznillâh yapan Hizbullah sadece Lübnan halkının deÄŸil direniÅŸ cephesini temsil eden tüm Ä°slâm dünyasını hatta anti emperyalist ülkelerin sevgi ve takdirini kazanmıştı. Hıristiyanı, Müslümanı, Maruni ve Durzisi ile Lübnan halkı topyekûn haftalarca sevinç gösterilerinde bulunmuÅŸtu. Yenilgiye doymayan iÅŸgalci Ä°srail 2006 Temmuz'unda tekrar Lübnan'ı iÅŸgale koyulmuÅŸ fakat yine çetin bir mukavemetle karşılaşınca hezimet içerisinde geri çekilmiÅŸti. Åžimdi sormuÅŸ olalım, anti emperyalist halkların gönlüne taht kurmuÅŸ Hizbullah'a ABD, Fransa ve Siyonist Ä°srail düÅŸman olmasın da kim olsun?

Bu sabotaj ile güdülen amaç Lübnan halkı nezdinde Hizbullah'ın itibarını sarsmak.. Yıllardır sürdürülen ekonomik ambargolar ve Lübnan hükümeti içerisinde oluÅŸturulmak istenen istikrarsızlık ve kaos çabaları hep bu amaca matuftur. Bakınız patlamanın hemen akabinde uluslararası Siyonist güdümlü medya kuruluÅŸları Hizbullah'ı hedef gösterip suçlamalarda bulunmuÅŸlardı. Hizbullah'a ait silah fabrikası imiÅŸ vs..

Patlamadan kısa bir süre sonra, yani limanda henüz dumanlar tüterken Suudi el-Hades televizyonu Beyrut limanındaki Hizbullah’a ait bir silah deposu patladığını iddia etmesi oldukça manidar deÄŸil mi? Suudi Arabistan sadece rejim olarak deÄŸil medyası ile de Siyonistler'e "kolluk kuvveti" vazifesi yapmaktadır. Bize ve aklı selim her Müslümana, "Ä°hanetin ve alçaklığın böylesine lânet olsun." demek düÅŸer!

Aslında bu sabotajla Hizbullah'ın hedef alınacağı bilinen bir gerçekti. Öyle ki, bu olayın kamuoyu nezdinde psikolojik alt yapı oluÅŸturmak için 2018 yılında Ä°ÅŸgalci Siyonist çetenin başındaki Netanyahu BirleÅŸmiÅŸ Milletler kürsüsüne çıkıp eline aldığı Beyrut limanının krokisi ile Hizbullah'ın hayali yani olmayan silah depolarını gösteriyordu. Aslında gösterdiÄŸi yer Hizbullah ile hiçbir alakası olmayan 2750 ton amonyum nitratın bulunduÄŸu depoydu. Netanyahu'nun hedef gösteren açıklamaları bu iÄŸrenç saldırının gerekçeli kararından baÅŸka bir ÅŸey deÄŸildi. Bir baÅŸka ifadeyle, bu insanlık dışı sabotaj malumun ilamı olarak iki yıl öncesinde BirleÅŸmiÅŸ Milletler kürsüsünde dile getirilmiÅŸti. Oysa Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, 7 AÄŸustos’ta yaptığı konuÅŸmada

Hizbullah’ın Beyrut limanında deÄŸil silah deposu tek bir mermisinin bile bulunmadığını belirtti. Ayrıca patlamadan dolayı ülkedeki tüm kesimlerin zarar gördüÄŸünü ve bu patlamayı bir felaket olarak tanımlayıp, Lübnan halkına dayanışma çaÄŸrısı yaptı... Maksat üzüm yemek deÄŸil baÄŸcıyı dövmek olunca her türlü hile, her türlü tezvirat ve kumpaslar devreye sokulmaktadır. BaÅŸta da belirttiÄŸimiz gibi Hizbullah'ın kuruluÅŸ gayesi ve varlık sebebi bellidir. Hizbullah kurulduÄŸu günden bu yana Lübnan için ÅŸeytanî güçler karşısında muhafızlık ve koruyucu kalkan vazifesi görmektedir. Üstelik bunu ilk günden itibaren durumdan vazife çıkararak gönüllü olarak yapmaktadır. Bu gerçekten basit bir iÅŸ deÄŸil. Bugüne kadar binlerce civanmert evlâdını bu yolda ÅŸehid verdi. Seyyid Hasan Nasrallah'ın oÄŸlu Hadi bizzat ileri cephede savaşırken ÅŸehid oldu...

Hizbullah Lübnan'da sadece askerî varlığı ile temayüz etmiÅŸ bir örgüt deÄŸildir; Hizbullah Lübnan parlamentosunda siyasî grubu olan ve her türlü sivil/sosyal etkinliklerde bulunan faal bir sivil toplum kuruluÅŸudur. Bakınız, Hizbullah bu yönüyle yani bir sivil toplum kuruluÅŸu olarak din, mezhep ve etnik köken ayırımı gözetmeksizin bölgede yapım-onarım, saÄŸlık ve bayındırlık hizmeti vermektedir. Özellikle Siyonistler'in saldırılarında tahrip olan, yıkıma uÄŸrayan köy ve kasabaların onarılması ve yaraların sarılması için Hizbullah büyük hizmetlerde bulunmuÅŸ ve halkın gönlüne taht kurmuÅŸtu.

Hıristiyan bir ses sanatçısı olan Julia Boutros'un ÅŸarkı sözlerinde Hizbullah'a meth-ü senalarda bulunup, Hizbullah'ın Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'a "Vaad'u sadık eÅŸref insan" (vaadini yerine getiren ÅŸerefli insan) demesi bir takdir ifadesi, bir teÅŸekkür deÄŸil de nedir? DoÄŸal olarak ÅŸer cephedekiler Hizbullah'a düÅŸman olmasın da kime olsun? Onun için bir taraftan ekonomik ambargolarla, diÄŸer taraftan bu tür sabotaj ve entrikalarla akılları sıra Hizbullah'ın halk nezdindeki itibarlı imajını sarsmaya çalışıyorlar. NeymiÅŸ efendim, "Hizbullah silahsızlansın!"

Bir ironi yapacak olursak, evet biz de Hizbullah'ın silah bırakmasından yanayız! Ancak bizim bir ön koÅŸulumuz var! Hizbullah'ın silahlanmasına neden olan unsurların ortadan kalkması, iÅŸgalci Siyonist çetenenin gayri meÅŸru varlığı tamamen bertaraf edilmesi koÅŸulu ile.. Kısacası bölgede "Arz-ı Mevud" adına kesintisiz olarak kendisini iÅŸgale kitlemiÅŸ bir ÅŸirret düÅŸman varken Hizbullah'tan silah bırakmasını istemek aymazlıktan deÄŸil küstahlıktan ve ham hayalcilikten ibarettir. Bir atasözü ile ahir kelâm diyelim: "Ä°t ürür kervan yürür."

Henüz Bu Haber İçin Yorum Yapılmamış
Adınız Soyadınız
Güvenlik Kodu
https://www.facebook.com/rhvmimarlik/videos/557660301802778
Yazar Bilgisi

Hazım KORAL Hazım KORAL h24habrgmail.com Tüm Yazıları

BENZER HABERLER