Seksenli yıllarda rahmetli Timur TaÅŸ hocanın bir vaazını dinlemiÅŸtim. Hoca yüksek bir sesle ÅŸöyle diyordu: "Bir Müslüman kurulmuÅŸ bir saat gibi sabah namazına kalkamıyorsa karşıma çıkıpta bana ben ÅŸeriatçıyım, ben mücahidim demesin sus sahtekar adam ne ÅŸeriatçısı ne mücahidi sen Müslüman bile deÄŸilsin."
Kitleleri etkileyen bu ifadelerin esasen bugünkü anlamda tekfircilikle bir ilgisi yoktu. Hoca hitabet sanaatı içerisinde mübalaÄŸlı bir ifade ile insanları etkilemeye çalışıyordu.
Ä°man amel iliÅŸkisi içerisinde sabah namazına kurulmuÅŸ bir saat gibi kalkamayan bir Müslüman'ın kafir olduÄŸunu iddia etmek elbette doÄŸru deÄŸil.. Ancak iman salih amele dönüÅŸmüyorsa yani bir anlamda bir Müslüman kurulmuÅŸ bir saat gibi sabah namazına kalkamıyorsa o kiÅŸinin Allah'ın istediÄŸi gibi bir Müslüman olmadığını söylemek sanıyorum yanlış olmaz.
Bir Müslüman hayatında bir kez bile Allah'ın kitabı Kuran'ı anlamak için okumamışsa, bir Kuran meali, bir Kuran tefsiri bitirmemiÅŸse, Canlı Kuran olan Hz. Peygamberin hayatını, Peygamberin Ehl-i beytinin hayatını okumamışsa, YaÅŸayan Kuran olan Peygamberimizin hayatından Kuran'ı öÄŸrenme çabası içerisine girmemiÅŸse ve hayatı boyunca, Kuran'ı doÄŸru anlamak, doÄŸru yaÅŸamak için, sürekli olarak meal ve tefsir okuma çabası içerisinde deÄŸilse, Allah'ın istediÄŸi bir Müslüman olması mümkün müdür?
Bir Müslüman hayatının merkezine sevgiyi koymamışsa bütün Müslümanları, bütün insanlığı, bütün calıları hatta bütün yaratılmışı sevmiyorsa, sevginin ve düÅŸmanlığın merkezine Allah'ı, Allah'ın Resulünü, Resulün temiz Ehl-i Beytini koymamışsa, onların dostlarına dost, düÅŸmanlarına düÅŸman deÄŸilse, Allah'ın istediÄŸi bir Müslüman olması mümkün müdür?
Bir Müslüman hayatında Allah Resulünün ahlakını örnek almıyorsa, emin ve güvenlir bir insan deÄŸilse, sözünde durmuyor, borcunu vaktinde ödemiyorsa, insanlar elinden, dilinden ve gözünden emin deÄŸilse, ancak çokça namaz kılıp oruç tutsa bile, hatta her sabah namazına, kurulmuÅŸ bir saat gibi kalksa bile Allah'ın istediÄŸi gibi bir Müslüman olabilir mi?
Bir Müslüman insanların aç ve açıkta olmasından rahatsız olmuyorsa, yada rahatsız olduÄŸu halde kendi hiçbir ÅŸey yapmıyorsa, bir yetimin başını okÅŸamıyor, bir açı doyurmuyorsa, "O inanlar bolluktada darlıkta da infak ederler" ayetini gereÄŸi olarak, Allah'ın kendisinden rızık olarak verdiklerinden infak etmiyorsa, yada Ä°mam Ali'nin dediÄŸi gibi "kırkta bir cimrilerin zekatıdır" cimrilik yapıp sadece kırkta bir zekat vermekle maaşından gelirinden hiç olmazsa yirmide bir, yada onda bir, yada beÅŸte bir infak etmeden Allah'ın istediÄŸi gibi bir Müslüman olabilir mi?
Bir Müslüman "Birilerine olan kininiz ve sevginiz sizi Adaletten ayırmasın" (Nisa-138, Maide-8) ilahi buyruÄŸunu göz ardı ediyor, sevdiklerine torpil, kayırmacılık yapıyorsa, düÅŸmanlarına yapılan haksızlıklardan rahatsız olmuyorsa, hatta adaletsizlik kendisine yapılmadıkça, yapılan adaletsizliklerden rahatsız olmuyorsa ve iktidarların adaletsizliklerine karşı mücadele etmiyorsa, malından çokça inkakta bulunsa bile Allah'ın istediÄŸi gibi bir Müslüman olabilir mi?
Bir Müslüman "Hepiniz Allah'ın ipine sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın. Ve Allah'ın üzenizdeki nimetini hatırlayın. Hani siz düÅŸmanlar idiniz. O, kalplerinizin arasını uzlaÅŸtırıp-ısındırdı ve siz O'nun nimetiyle kardeÅŸler oldunuz" (al-i imran-103) ilahi buyruÄŸuna raÄŸmen, Ümmet kardeÅŸliÄŸini bir tarafa bırakarap milliyetçi ve mezhepçi duygu ve düÅŸüncelere sahipse, Müslümanların birliÄŸini, kardeÅŸliÄŸini vahdetini, deÄŸilde kendi cematini, mezhebini, ırkını önceliyor Müslümanların vahdetine zarar veriyorsa Allah'ın istediÄŸi gibi bir Müslüman olabilir mi?
Bir Müslüman yerel adaletsizliklerden rahatsız oluyor ancak evrensel bir bilince sahip olmadığı için dünyadaki küresel güçlerin, emperyalistlerin yaptıkları adeletsizliklerden, zulümlerden rahatsız olmuyorsa, bu adaletsizliklere karşı mücadele etmiyorsa, emperyalizme karşı, büyük ÅŸeytan Amerika'ya karşı mücadele bilincine ve ruhuna sahip deÄŸilse, Allah'ın istediÄŸi gibi bir Müslüman olabilir mi?
Bir Müslüman küresel zulmün, küresel emperyalizmin en somut ifadesi olan iÅŸgalci siyonist Ä°srail'in varlığından rahatsız deÄŸilse, bu siyonist yapının, siyonist zulmün ortadana kalkması, yok olması için çalışmıyorsa, yetmiÅŸ yıldır mülteci kamplarnda yaÅŸayan yaklaşık altı milyon Filistinlilerin yurtlarına evlerine dönmesini dert edinmiyor bu dava için çalışmıyorsa, vahiy yurdu Kudüs'ün siyonist iÅŸgalden kurtulması için çalışmıyor, özgür Kudüs ideali taşımıyorsa, geceleri teheccüt namazı kılsa, Pazartesi, PeÅŸembe oruçları tutsa, çokça ilim ve amel sahibi olsa bile Allah'ın istediÄŸi gibi bir Müslüman olabilr mi? böyle bir ÅŸey mümkün müdür?
Bu soruları çoÄŸaltmak mümkün. Ancak yazıyı daha fazla uzatmadan bu noktada Hz. Mevlana'nın bir sözünü hatırlatmak istiyorum.
Mevlana "Kimin yüreÄŸinde aÅŸk yoksa yok olsun" der. Bende "YüreÄŸinde özgür Kudüs sevdası taşımayan, küresel ve yerel adaletsizliklere karşı mücadele bilincine sahip olmayan Müslümanlar aÅŸksız insanlardır. Dolayısı ile yok olsalarda bir ÅŸey eksilmez" diyorum.
Bugün için Dünya'da aÅŸkın adı özgür Kudüs'tür. Mücadelenin adı özgür Kudüs'tür. Adaletin adı Özgür Kudüs'tür. DirenÅŸin adı özgür Kudüs'tür.
Selam olsun Özgür Kudüs bilincine sahip olanlara, selam olsun Allah'ın istediÄŸi gibi Müslüman olma çabası gösterenlere...
