VÄ°DEO GALERÄ°
FOTO GALERÄ°
KÃœNYE
FÄ°RMA REHBERÄ°
Ä°LAN REHBERÄ°
BÄ°ZE ULAÅžIN
YAZARLAR
H24HBR

@ Haber Tarihi : 22 November 2020 16:20:54

0 Yorum

Kez Okundu.

Ali’nin Adaleti, Muaviye’nin Maslahatçılığı…

Ali’nin Adaleti, Muaviye’nin Maslahatçılığı…

H24/Makale/Ramazan Deveci

facebook sharing button

Merhum Ali Åžeriati, Hz. Ali ile Muaviye’nin mücadelesini dine karşı dinin mücadelesi olarak nitelendirir. Ve der ki; Peygamberimiz küfürle, ÅŸirkle savaÅŸtı ve galip geldi. Hz. Ali ise tevhid gömleÄŸi giymiÅŸ ÅŸirkle, mızrak uçlarına takılan Kur’an yaprakları ile yani hilebazlıkla savaÅŸtığı için görünürde kaybetti.

Üstad Bediüzzaman’a göre Hz. Ali ile Hz. AiÅŸe’nin mücadelesi farklı içtihattan kaynaklanan bir mücadele idi. Hz. Ali ile Muaviye’nin mücadelesi ise, Ä°slami hilafet ile saltanatın mücadelesi idi.

Ä°mam Ali, Hz. AiÅŸe mücadelesini nakisin ile yani biatlerini bozanlar ile mücadele, Muaviye ile mücadelesini, kasitin ile mücadele olarak nitelendirir. Hz. Ali kasitini adalete karşı duranlar zalimler olarak nitelendirmiÅŸti. Kasitin baÅŸarıya ulaÅŸabilmek için her türlü hileye baÅŸvuruyordu. Kasitine göre baÅŸarıya götürecek her ÅŸey mübahtı ve maslahata uygundu.

Hz. Ali ile Muaviye’nin mücadelesi nedense bende adalet ile maslahatın mücadelesi düÅŸüncesini oluÅŸturuyor.

Ä°slam’ın esası tevhid ve adalettir. Allah resulü insanları önce kendisinden baÅŸka ilah olmayan, eÅŸi ve benzeri olmayan Allah’a iman etmeye ve o Allah’a ibadet etmeye çağırdı. Sonra hayatlarında adaleti hakim kılmaya, düÅŸmanlarına bile haksızlık yapmamaya çağırdı.

Allah resulünden sonra Müslümanlar tevhidi anlayışlarını korusalar da adalet konusunda doÄŸru bir sınav veremediler. Ä°slam tarihi maslahat adına iÅŸlenen adaletsizliklere ve yine maslahat adına bu adaletsizliklerin meÅŸrulaÅŸtırılmasına ÅŸahit oldu.

Oysa Hz. Ali maslahatı deÄŸil adaleti esas almıştı. O “bin kez zulme uÄŸrasanız da bir kez zulüm yapmayın” diyordu.  O hilafetini korumak için kimseye haksız yere makam, mevki, para dağıtmıyor adaletten saparsa Ä°slam’dan sapmış olacağını söylüyordu.

Åžam’da adil bir yönetim ortaya koymayan Muaviye’yi, maslahat için görevde tutmasını söyleyenlere, Muaviye gibi adil bir yönetim ortaya koymayan birini, maslahat adına görevde tutmanın adalete uygun düÅŸmeyeceÄŸini söylüyordu.

Muaviye türlü hilebazlıklarla Åžam bölgesinde hakimiyet alanını geniÅŸlettiÄŸinde Ä°mam Ali’ye “Muaviye siyaseti iyi biliyor, sen ise siyaseti bilmiyorsun” dediler. Ä°mam “Allah’tan korkmasaydım insanlar benim nasıl siyaset bildiÄŸimi görürlerdi” dedi. Çünkü siyaset dedikleri ÅŸey, her türlü hilebazlıkla saltanata sahip olmaktı.

Muaviye Ä°slami hilafeti saltanata dönüÅŸtürürken maslahat adına her türlü hileye baÅŸvurmuÅŸtu. Ä°mam Hasan, Muaviye’nin vaat ettiÄŸi para, altın ve makama aldanan Müslümanlar tarafından yalnızlığa itilmiÅŸti. Ä°mam Hasan Müslümanların birliÄŸi için Habil olmayı tercih etmiÅŸ ve hilafeti saltanata dönüÅŸtürmemesi ÅŸartı ile hilafeti Muaviye’ye devretmiÅŸti. Muaviye yaptığı anlaÅŸma maddelerine uymayarak oÄŸlu Yezid’i kendisinden sonra sultan ilan etmiÅŸti.

Evet, görünürde Muaviye kazanmıştı. Muaviye’nin türlü hilebazlıklarla kurduÄŸu aile saltanatı fazla uzun sürmese de Muaviye’nin maslahatçı mantığı kendisinden sonra Ä°slam dünyasında hep belirleyici oldu.

Ä°slam tarihi boyunca Müslümanlar Hz. Ali’nin haklı olduÄŸunu söyleseler de gönülleri Ali’den yana olsa da, çocuklarına Muaviye deÄŸil Ali ismini verseler de Ali’yi deÄŸil Muaviye’yi kendilerine örnek olarak seçtiler. Ali gibi deÄŸil Muaviye gibi davranmayı tercih ettiler.

Çünkü Ali gibi olmak zordu. Ali gibi olmak düÅŸmanına zulmetmemeyi, dostuna, akrabana, yakınına, torpil geçmemeyi gerektiriyordu. Beytül malı adil paylaÅŸtırmayı, yetkiyi emaneti ehline vermeyi gerektiriyordu. Maslahat adına adaletten taviz vermemeyi gerektiriyordu. Ä°yiliÄŸe karşı iyiliÄŸi bırak, kötülüÄŸe karşı bile iyilik yapmayı gerektiriyordu. Ümmetin birliÄŸi vahdeti için kendi hakkından vazgeçmeyi, kardeÅŸine karşı Habil gibi olmayı gerektiriyordu.

Onun için tarih boyunca Müslümanlar Ali’nin adalet anlayışını deÄŸil, Muaviye’nin maslahat anlayışını tercih ettiler. Maslahat adına adaletsizliklerine Ä°slami kılıf bulduklarını zannettiler.

Saltanatlarını korumak adına çocuklarını, kardeÅŸlerini katlettiler. Kur’an masum bir insanı öldürmek bütün bir insanlığı öldürmektir derken, beÅŸikteki bebeklerin öldürülmesine devletin bekası için maslahat adına fetvalar verdiler ve bu fetvaları uyguladılar.

Maslahat adına, insanların mallarına el konuldu, düÅŸüncelerinden dolayı insanlar iÅŸten atıldı ekmeÄŸinden edildi ama haksızlıklara adalet adına karşı çıkılmadı. Çünkü devletin ya da yöneticilerin maslahatı her zaman adaletin üzerinde görüldü.

Dünyadan el etek çekmesi gereken tarikatlarımız, devlet makamlarında kadrolaşırken, adam kayırmacılığına karşı çıkmadıkları gibi kendi adamlarını haksız yere makamlara yerleÅŸtirmeyi tarikatın ve üyelerinin maslahatına uygun gördüler.

Cemaatlerimiz, insanlara tevhidi, adaleti, ibadeti, ahlakı anlatan, anlatması gereken cemaatlerimiz, yine cemaatin maslahatı adına bir baÅŸkasının hakkını yemekten, makamını ele geçirmek için türlü hilelere baÅŸvurmaktan, kendi adamlarını kadrolaÅŸtırmak için adaletsizlikler yapmaktan geri kalmadılar. Tüm bu adaletsizliklere cemaatin maslahatı adına Ä°slami kılıflar buldular.

Dünyevi deÄŸil uhrevi amaçlar uÄŸruna faaliyet yürüten ya da yürütmesi gereken tarikatlarımız, cemaatlerimiz adaleti deÄŸil de maslahatı esas almışken, kalitenin deÄŸil sayıları çoÄŸaltmanın peÅŸine düÅŸmüÅŸken siyasilerin adaleti deÄŸil maslahatı esas almasına ÅŸaÅŸmamak gerekiyor. Ama bir Müslüman, Ä°slami kimliÄŸi ile siyaset yapıyorsa, ya da Ä°slam adına siyasi bir oluÅŸum içerisinde ise, adil olmak, adaleti esas almak zorundadır.

Siyasilerimiz de, Ali’nin adaleti esas alan siyasetini deÄŸil, Muaviye’nin baÅŸarıyı ve maslahatı esas alan siyasetini tercih ettikleri için bugün Müslümanlar, siyasette adaletle deÄŸil, adam kayırmacılıkla, torpille, haksız ihalelerle anılıyorlar.

https://www.4x4bet123.com/ https://www.4x4bet123.com/

Ä°ÅŸin kötüsü Müslüman kitleler tüm bu haksızlıkları adaletsizlikleri alkışlıyorlar. Tıpkı Muaviye’nin Åžamlıları gibi.  

Bir gün Kufe'den, bir Arap, devesiyle Åžam'a gelmiÅŸ. Åžam sokaklarında dolaşırken biri ona yanaÅŸmış: 

- Ver o diÅŸi deveyi bana! demiÅŸ. Kufe'den gelen adam, "Bu deve benimdir, üstelik diÅŸi deÄŸil, erkektir" diye itiraz etmiÅŸse ikna edememiÅŸ, tartışma büyümüÅŸ.

Konu Muaviye'ye yansımış. Halk meydanda toplanmış... Muaviye, Kufe'den gelenle Åžam'da deveye sahip çıkan Åžamlıyı dinledikten sonra, kararını açıklamış:

- Bu dişi deve Şamlınındır!
Sonra toplananlara dönmüÅŸ ve sormuÅŸ:
- Ey cemaat, bu diÅŸi deve kimindir?
Cemaat hep birlikte bağırmış:
- Şamlınındır!
Kufeli ÅŸaÅŸkın bir vaziyette devesinin ardından bakakalırken, Muaviye onu yanına çağırmış:

- Ey Kufeli, dinle! Sen de ben de biliyoruz ki, bu deve senindir ve diÅŸi deÄŸil, erkektir. Ama sen Kufe'ye dönünce gördüklerini Ali'ye anlat ve de ki: "Ey Ali, Muaviye'nin, diÅŸi deveyi erkekten ayırt edemeyen, o ne derse evet diyen 10 bin adamı var! Ayağını denk al!"

Åžimdi sormak istiyorum;

Liderleri, iÅŸgalci Ä°srail ile anlaÅŸma yok deyince alkışlayan, iÅŸgalci Ä°srail’de hiçbir deÄŸiÅŸiklik olmadığı halde, iÅŸgalci Ä°srail ile anlaşıyoruz denilince de alkışlayanlar, kısmen de olsa Muaviye’nin Åžamlılarına benzemiÅŸ olmazlar mı?

Cemaat önderleri, yıllarca müspet hareket dediÄŸinde itaat eden, hiçbir Ä°slami gösteriye katılmayan cemaat üyeleri, bir banka için sokaklara çıkıyorsa, bizim müspet hareketimize ne oldu demiyorsa bu cemaat üyeleri kısmen de olsa Muaviye’nin Åžamlılarına benzemiÅŸ olmazlar mı?

Tarikatlarımızın genel olarak mantığında zaten itaat olduÄŸu için, onlar hiç sorgulamadan tarikat büyüklerinin her yaptıklarını alkışladıkları için, onların Muaviye’nin Åžamlıları gibi olması zaten normal.

Yoktu aslında birbirimizden farkımız. Cemaatçilerimiz siyasetteki Müslümanların bu adaletsizliklere maslahat adına nasıl destek olduklarına hayret ederken, siyasi liderlerini sorgulamayı akıllarına getirmeyenler, yıllarca cemaat ve tarikatlardaki Müslümanları sorgulamadan ÅŸeyhlerine ve hocalarına itaat ediyorlar diye eleÅŸtirmiÅŸlerdi.

Hep baÅŸkalarının yanlışını, adaletsizliÄŸini görüyorduk ama kendimizin ve kendi cemaatimizin, kendi partimizin adaletsizliÄŸini göremiyorduk. Çünkü adaletsizliÄŸimizi izah edecek bir maslahatımız her zaman vardı. Siyasi önderimizin, cemaat liderimizin, hoca efendimizin, tarikat ÅŸeyhimizin yaptıklarında mutlaka bir hikmet vardır diyor, hiç sorgulamıyorduk. Kendimizi sorgulamak aklımıza gelmiyordu ama bizim dışımızdakiler sorgulamayınca hayret ediyorduk.

Sizin cemaatinizin, sizin tarikatınızın, sizin partinizin maslahat adına başkalarına yaptığı adaletsizlikleri eleştirmiyorsanız, ya da eleştiremiyorsanız, o zaman devletin, partinin, cemaatin, tarikatın maslahatı adına size yapılan adaletsizlikleri de eleştirmeyeceksiniz.

Ne yazık ki, Ali’nin adaleti, Muaviye’nin maslahatı karşısında, dünyevi anlamda yenildi. Ä°ÅŸte bu dünyevi galibiyetten midir yoksa insanların iÅŸine geldiÄŸinden midir o günden sonra Ä°slam dünyasında Ä°slam adına Ali’nin adalet anlayışı deÄŸil, Muaviye’nin maslahat anlayışı daha çok belirleyici oldu.

Müslümanların gönüllerinde Ali sevgisi olsa da hayatlarında, düÅŸüncelerinde Muaviye’nin maslahat anlayışı hakim oldu. Onun için adaletsizliklere kendimize yapıldığında karşı çıktık, baÅŸkalarına yapıldığında ise, ‘ama’larla baÅŸlayan bir izahımız oldu.

Ä°slam dünyasının bugün içinde yaÅŸadığı sorunları belki birazda burada aramak gerekiyor.

Müslümanlar olarak, Hz. Ali’nin Maide-8 ve Nisa- 135’te ifade edilen adalet anlayışını hayatımıza hakim kılmadıkça, düÅŸmanlarımıza bile yapılan adaletsizliklere, ‘ama’larla baÅŸlamadan karşı çıkmadıkça, Muaviye’nin maslahatçı anlayışını terk etmedikçe içinde yaÅŸadığımız bu sorunlardan kurtulamayacağımız gibi, rabbimizin rızasına ulaÅŸmamızda zor olacaktır…

Vesselam…

Henüz Bu Haber İçin Yorum Yapılmamış
Adınız Soyadınız
Güvenlik Kodu
https://www.facebook.com/rhvmimarlik/videos/557660301802778
Yazar Bilgisi

Ramazan DEVECİ Ramazan DEVECİ h24habrgmail.com Tüm Yazıları

BENZER HABERLER