VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
KÜNYE
FİRMA REHBERİ
İLAN REHBERİ
BİZE ULAŞIN
YAZARLAR
H24HBR

@ Haber Tarihi : 12 March 2024 14:19:43

0 Yorum

Kez Okundu.

Ramazan ve Cihad

Ramazan ve Cihad

Refah’ın Tel Sultan bölgesine sığınan Filistinliler, yaklaşan Ramazan ayı nedeniyle çadırlarını Ramazan fenerleri ve ışıklı aydınlatmalarla süsledi.

(Basından) Ramazan ve Cihad, tasavvurumuzda yan yana gelmesi zor kavramlar. Zira uzun süredir savaştan uzak yaşanan topraklarda Ramazan, iftar ve sahur sofraları, pideler, enderuni teraviler, hatimler, fitre miktarları üzerinden değerlendirilirken asıl tema sükûnettir.

Anlaşılan o ki işgal altında veya mülteci kamplarında yaşanan Ramazanlar hakkında bir bilgi sahibi değiliz. Bunun farkına varmamızı sağlayan Gazze’de süren soykırım. Tüm yaşanan insanlık dışı katliamlara rağmen Gazze’de Ramazan’ı karşılama heyecanı ise hayret verici…

Kuran’ın indirildiği Ramazan ayında oruç tutmamızı emreden ayet, Hicri 2.yılının Şaban ayının sonlarında iniyor. Oruç tutularak başlanan Ramazan ayının 12. gününde Mekke’den yola çıkan Kervanı basma emriyle çıkılıyor.

17. gününde ise tam teçhizatlı 1000 kişilik bir düşmanla savaşmak zorunda kalıyorlar. 19. gün kazanılan savaşın sonrasında alınan esirler ile ilgili bir imtihan içinde buluyorlar kendilerini. Yani ilk Ramazan orucuna başladıklarında cihad etmek zorunda kalıyorlar. Ramazan’ı cihad içinde geçirmek aslında orucun ruhuna da çok uygun.

Allah için gerektiğinde yeme-içme ve cinsel ilişkiyi terk edebilmenin cihatla yakın bir ilişkisi var. Böyle bakınca gerçek Ramazan Gazze’de yaşanıyor bile denebilir. Kişinin Rabb’i ile arasına hiçbir şeyin giremeyeceğinin ispatı, kendisi için en önemli iki zevkten vaz geçmesiyle ortaya çıkıyor.

Buna bombardıman altında “Gerekirse ölürüm.” düşüncesi de eklenince oruç tam bir feda örneğine dönüşüyor. Şu günlerde ezanın ve tüm ibadetlerin yasaklandığı, insanların kamplarda eziyet gördüğü Doğu Türkistan’da Ramazan’ın gelişi nasıl karşılanıyor?

Yasaklara rağmen ölümü göze alıp tutulan oruçların ecri ne ile ölçülebilir?

Gazze’de, yarına çıkacaklarını bilmeden tutulan oruçlar ve kıt kanat bulunanlarla edilerek aç kalkılan iftar sofraları ne ile kıyas edilebilir?

Bir vücudun azaları gibi beraberce hareket emesi beklenen Müslümanlar, birbirinden bağımsız, umursamaz, kaygısız bir Ramazan geçirebilirler mi?

Her nerede ve ne halde olursak olalım daim Allah’ın gözetiminde olunduğu şuuru ile eğiten oruç ibadeti, bizi kardeşlerimize daha da yakın kılmalı değil mi?

Her gün bir cüz okunmak için oluşturulan halkalarda tilavet edilen Kuran’ın uyarılarına kulak asmadan hatimler indirilebilir mi?

Belediye başkanı seçimlerini yapılacağı Ramazan ayında, adayımızı desteklemeyeni yerin dibine geçirmek ve kötülemek için propaganda yapmak oruçlarımıza zarar verir mi?

Bütün dünya bir avuç Müslüman’ı göstere göstere katlederken, bizi birbirimize düşüren parti tarafgirliği Ramazanın ruhuna uygun mudur?

Seçimlerin de bir cihad olduğunu söyleyenler, Müslümanların birbirini katletmesini cihad sayan Sudan’da yaşanan katliamlardan haberdar mıdırlar?

https://www.4x4bet123.com/ https://www.4x4bet123.com/

İnsanı değil de eşyayı kutsallaştıranların oluşturduğu kapitalist sisteme eklenerek enflasyon üzerinden semirenlerin fitreler ve zekâtları onları cehennemden uzaklaştırır mı?

Hz. Ömer’den (ra) nakledildiğine göre; Resulullah (sav), Bedir savaşında, 1000 kişiden meydana gelen müşrik ordusuna ve yaklaşık 300 kişiden meydana gelen sahabelerine bakmış ve sonra kıbleye dönüp ellerini açarak Rabb’ine şöyle yalvarmıştı:

“Ey Allah’ım bana vadettiğini gerçekleştir. Ey Allah’ım bana vadettiğini gönder. Ey Allah’ım, şayet Müslümanlardan bu topluluğu helak edecek olursan yeryüzünde artık şirk koşmadan sana ibadet eden kimse kalmayacak!” (Müslim, Tirmizî)

Bu makbul duadaki dava tarifi, Resulullah’ın (sav) tüm hayatına şamildir. Burada konu, Allah’ı hakkıyla tesbih, tenzih ve takdis etmektir.

Her zaman ve zeminde Allah’ın kulu olduğumuzu unutmadan sıratı müstakim üzere bu yolda mallarımızla ve canlarımızla mücadele etmektir. İşte oruç bunun daha basit bir kanıtıdır. Taleplerimizde bir çatışma olduğunda Allah’ın tarafını seçmektir.

Mekke’de üç yıl sürdürülen boykotda Bedir’de de daha sonra Hendek kuşatmasında da müşriklerin istediği Tevhid’e sahip çıkanların soyunu kazımaktı.

Resulullah (sav) ve sahabe, bu üç girişimde de açlığa ve tüm yoksunluğa rağmen davalarına sahip çıkarak bu kıyamı sonraki nesillere devredilir.

Hicri 2. yılın Ramazan ayında Bedir ile başlayan cihad, bundan altı yıl sonra hicretin 8. yılının Ramazan ayının 20. gününde Mekke’nin fethi ile sonuçlandı.

Üstelik bu arada üç Yahudi kabilede Medine’yi terk etmek zorunda kaldı. Bugün de Gazze’de sürdürülen soykırımın nedeni, bu davaya sahip çıkanların kıyamıdır.

Mallarıyla, canlarıyla, evlatlarıyla cihad edenler, esirlere adil davranıp onlara merhametli davrananlar bu davanın hâlâ sürdüğünün en önemli kanıtıdır. Onlar Siyonistlerin yıllarca Naziler üzerinden sürdürdüğü “Holokost” isimli mağduriyet edebiyatını da boşa çıkardılar.

Gazze’de, kalan aile fertleriyle belki son oruçlarını tutacak, son namazlarını kılacak olanların kaldıkları çadırlar, Ramazan’ın gelişini kutlamak için bir düğün evi gibi süsleniyor. Kuran’ın inmeye başladığı bu ayı şehadetleriyle taçlandırmayı bekliyorlar.

Ümmetin hem oruçlu hem sâkin, hem oruçlu hem cesur çocukları olarak tarih yazıyorlar. Önce Allah için yemeyi- içmeyi sonra da Rableri adına canlarını terk etmeyi başarabiliyorlar. Bir yandan nefisle mücadele edip diğer yandan zalimlere kafa tutabiliyorlar.

Bu şekilde bizlere ilk orucunu Bedir’de tutan sahabeleri hatırlatıyorlar.  Kaynak TANK 

 

Henüz Bu Haber İçin Yorum Yapılmamış
Adınız Soyadınız
Güvenlik Kodu
BENZER HABERLER