VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
KÜNYE
FİRMA REHBERİ
İLAN REHBERİ
BİZE ULAŞIN
YAZARLAR
H24HBR

@ Haber Tarihi : 13 September 2023 06:36:58

0 Yorum

Kez Okundu.

Oslo Anlaşması Filistin’in Kaybolan Umudu

Oslo Anlaşması 30.yılında

H24/ Filistin Meselesi 

Oslo Anlaşmalarının 30. yıldönümünde Filistinlilerin kaybolan umutları 

Oslo Anlaşmaları’nın 30. Yıldönümü. Barış anlaşmasıyla Filistin Yönetimi kurulmuştu. Sadece beş yıl daha sürecek müzakerelerle sorunun özüne dair meselelerin çözülmesi ve bu sırada da Filistin Yönetimiyle özerklik sağlanacaktı. Bugün, barış görüşmelerinin tamamen çökmesinden neredeyse 10 yıl sonra Filistin Yönetimi hala yerinde, ancak meşruiyetini kaybediyor.

Canlı restoranları, kalabalık alışveriş merkezleri ve sürekli devam eden yeni inşaatlarla, Ramallah kenti Filistin Yönetimi ile eş anlamlı hale geldi. 1993’te Beyaz Saray’ın bahçesinde Oslo Anlaşmaları olarak bilinen bir dizi anlaşmanın imzalanmasından sonra, yabancı yardım parası, Kudüs’ün kuzeyindeki bu Batı Şeria kentine aktı. Kentin sokakları, şık bakanlık binaları ile dolu.

Ancak Filistinliler artık bunun sadece görünen yüz olduğunun farkında. Filistin Yönetimi’nin yerine seçilmiş bir hükümetin gelmesi ve Batı Şeria ile Gazze’de bulunacak, başkenti de Doğu Kudüs olacak bir devletin kurulması gerekiyordu. Bu rüya hiç bugünkü kadar uzak olmamıştı. Ramallah’taki Manara Meydanı’nda alış veriş yapan orta yaşlı Um Nabil “İşler kötü ve geriye gidiyor” diyor. “Yaşamımız şu an istikrarsızlık dolu.

 

Kamuoyu yoklamaları başta Filistin halkının Oslo Anlaşmalarına verdiği desteğin üçe iki olduğunu gösteriyordu. Ancak anlaşmaların yarattığı büyük iyimserliğin yerini derin bir karamsarlık aldı. Filistinli tecrübeli kamuoyu yoklamaları uzmanı Halil Şikaki “Şu andaki en büyük algı, Filistin lider kadrosunun 30 yıl önce büyük bir hata yaptığı yönünde” diyor. “İki devletli çözümün artık yaşayabilecek bir plan olarak görülmemesi de çok ağır bir durum. Birçok insanı depresyona sokuyor.” Filistinliler için yaşamın gerçeği ezici bir askeri işgal. Ramallah’tan dışarı çıkıp, ne yöne giderlerse gitsinler, İsrail kontrol noktaları, askerleri ve Yahudi yerleşimleriyle karşılaşıyorlar. Oslo Anlaşmalarının imzalandığı 1993’te, Doğu Kudüs de dahil, Batı Şeria’da sadece 110 binin biraz üzerinde yerleşimci vardı. Bugünse bu sayı 700 binden fazla. Yahudi yerleşimleri uluslararası hukuka aykırı, ancak İsrail buna hep karşı çıktı.

 Yaser Arafat, Temmuz 1994'ta sürgünden Filistin topraklarına muzaffer bir dönüş yapmıştı. İsrail, 1967 Savaşı’nda Ürdün ve Mısır’dan Batı Şeria ve Gazze’yi aldıktan sonra, askeri valiler bu bölgeleri doğrudan yönetmeye başladı.

Bu arada Doğu Kudüs de İsrail’e ilhak edildi, ancak uluslararası toplum bu ilhakı tanımadı. Oslo Anlaşmaları sayesinde, İsrail tarafından Filistin halkının meşru temsilcileri olarak tanınan Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) liderleri sürgünden döndü. FKÖ de İsrail’in barış içinde var olma hakkını tanıdı. Yaser Arafat’ın başa geçmesiyle yeni kurulan Filistin Yönetimi, Gazze ve Batı Şeria’da sağlık, eğitim ve asayiş gibi temel hizmetleri devralmaya başladı. Batı Şeria’nın % 60’ı tamamen İsrail kontrolü altındaydı ama Filistinliler zamanla bu alanı genişletmeyi umuyordu.

İlerlemenin sona ermesi sadece birkaç yıl aldı. 2000 yılında Camp David barış görüşmelerinin çökmesinden sonra, dönemin İsrailli muhalif lideri Ariel Şaron’ın El Aksa Camiini ziyaret etmesi Filistinlilerde büyük öfke yarattı. Hemen ardından gelen ikinci Filistin intifadasından sonra barış süreci çöktü ve sertlik yanlısı İsrail sağı güçlendi. Daha sonra yine ABD aracılığıyla barış görüşmelerine başlansa da, bu görüşmelerin de son turu 2014’te çöktü. Ramallah’taki konforlu ofisinde Sabri Saidam ile buluştum. farklı çoğunluk, yönetimin çökmesinin ulusal çıkarlara hizmet edeceğine inandığını söylüyordu.

 

Yaser Arafat, Temmuz 1994'ta sürgünden Filistin topraklarına muzaffer bir dönüş yapmıştı.

 

https://www.4x4bet123.com/ https://www.4x4bet123.com/

İsrail, 1967 Savaşı’nda Ürdün ve Mısır’dan Batı Şeria ve Gazze’yi aldıktan sonra, askeri valiler bu bölgeleri doğrudan yönetmeye başladı. Bu arada Doğu Kudüs de İsrail’e ilhak edildi, ancak uluslararası toplum bu ilhakı tanımadı.

 

Oslo Anlaşmaları sayesinde, İsrail tarafından Filistin halkının meşru temsilcileri olarak tanınan Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) liderleri sürgünden döndü. FKÖ de İsrail’in barış içinde var olma hakkını tanıdı.

 

Yaser Arafat’ın başa geçmesiyle yeni kurulan Filistin Yönetimi, Gazze ve Batı Şeria’da sağlık, eğitim ve asayiş gibi temel hizmetleri devralmaya başladı. Batı Şeria’nın % 60’ı tamamen İsrail kontrolü altındaydı ama Filistinliler zamanla bu alanı genişletmeyi umuyordu.

 

İlerlemenin sona ermesi sadece birkaç yıl aldı. 2000 yılında Camp David barış görüşmelerinin çökmesinden sonra, dönemin İsrailli muhalif lideri Ariel Şaron’ın El Aksa Camiini ziyaret etmesi Filistinlilerde büyük öfke yarattı.

 

Hemen ardından gelen ikinci Filistin intifadasından sonra barış süreci çöktü ve sertlik yanlısı İsrail sağı güçlendi. Daha sonra yine ABD aracılığıyla barış görüşmelerine başlansa da, bu görüşmelerin de son turu 2014’te çöktü.

 

Ramallah’taki konforlu ofisinde Sabri Saidam ile buluştum. Saidam eski bir Filistin Yönetimi Eğitim Bakanı ve şimdi de El Fetih Merkez Komitesi’nin Genel Sekreter Yardımcısı. Yönetimin etkisiz olduğu fikrini reddediyor ve kurulmasını bir “dönüm noktası” diye niteliyor.

Saidam, Filistin Yönetimini güçlendirmenin iki devletli çözüm ihtimalini koruduğu mesajını veriyor.Saidam eski bir Filistin Yönetimi Eğitim Bakanı ve şimdi de El Fetih Merkez Komitesi’nin Genel Sekreter Yardımcısı. Yönetimin etkisiz olduğu fikrini reddediyor ve kurulmasını bir “dönüm noktası” diye niteliyor. Saidam, Filistin Yönetimini güçlendirmenin iki devletli çözüm ihtimalini koruduğu mesajını veriyor.

Henüz Bu Haber İçin Yorum Yapılmamış
Adınız Soyadınız
Güvenlik Kodu
BENZER HABERLER