VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
KÜNYE
FİRMA REHBERİ
İLAN REHBERİ
BİZE ULAŞIN
YAZARLAR
H24HBR

@ Haber Tarihi : 09 March 2020 13:28:06

0 Yorum

Kez Okundu.

Evrensel Kerbela Erbain Yürüyüşünde Gördüklerim Ve Hissettiklerim...

Evrensel Kerbela Erbain Yürüyüşünde Gördüklerim Ve Hissettiklerim...

Recai Yurdan

On gün süren Erbain merasimine katılmak için İstanbul’dan Bağdat havaalanına indik. Maalesef Ortadoğu’nun olumsuzluklarını havaalanında hissettik. Saatlerce bekletildik. Erbain heyecanından beklememiz bize zor gelmedi.

Bağdat’dan öncelikle Samara’ya geçtik. Orada yatan 12 İmam’dan ikisini ziyaret ettikten sonra niyaz ve dualarda bulunarak yeniden yollara düştük ve Kazimeyn’e gittik. Orada da yatan iki tane ehlibeyt imamlarına da ziyaretlerimizi yaparak Necef şehrine ulaştık.

Necef’ten doksan kilometre sürecek olan Kerbela’ya doğru olan yürüyüş için hazırlık yaptık.

Hz. Zeynep yezit ordusu tarafından serbest bırakıldıktan sonra İmam Hüseyin’i ziyaret etmek için kilometrelerce yürümüştü. O günden sonra günümüze değin sürdürülen bu yürüyüş; Hz. Zeyneb’in anısına tağuta, yezitlere, zalimlere karşı yapılan tevhit ve şirk mücadelesinin evrensel yürüyüşüdür.

Bin dört yüz küsur yıldır süregelen bu yürüyüş kimi zaman yasaklanmıştır. Saddam döneminde yürüyüşe katılanlar katledilmiş buna rağmen kesintisiz süregelmiştir. Özellikle son on yıldır bu yürüyüşe katılanlar katlanarak artarak, yirmi beş milyonu aşan bir katılımcı sayısına ulaşmış bulunuyor.

Bu artış özellikle Siyonist rejimi, haydut Amerika’yı ve yerli işbirlikçilerini rahatsız etmektedir. Çünkü dünyanın beş kıtasından ve çeşit çeşit ırklardan insanların bir araya geldiği bir yürüyüştür.

Zeyneb-i feryat bugün ki emperyalizme karşı şirke karşı bir uyanış, çağrı ve özgürlük mücadelesidir.

Necef’ten vira bismillah diyerek doksan kilometrelik tozlu ve çamurlu yollarda kutlu yürüyüşümüze Şii ve Sünnisiyle başladık.

Bu yürüyüşümüz tam üç gün sürdü. Üç gün boyunca doksan kilometre süren yolların sağları ve solları, sivil toplum kuruluşları ve halk tarafında kurulan ikram stantlarıyla doluydu. İnsanın aklının almayacağı şekilde yedisinden yetmişine adeta yalvarırcasına bazen de tehdit ederek ikrama boğuyorlardı yürüyenleri. Çadırlarına davette oldukça ısrarcıydı insanlar.

Durumu anlata bilmek için bir örnek vermek isterim. İstanbul Mahmutpaşa’da ki esnaf mal satmak için halkı sürekli dükkanlarına davet eder çoğunuz şahit olmuşsunuzdur bu duruma. Yürünen bu yolda bu duruma benzer bir durum hakimdi. Aradaki fark kendi mallarını ikram ediyor oluşlarıydı. Bu gurupların içinde çocukların sayısı oldukça fazlaydı. Onlarda babalarıyla, abileriyle insanlara su ikramında bulunuyorlardı.

Ve bu şekilde yürüyüşümüzü tekbirlerle, salavatlarla dualarla ve Lebbeyk Hüseyin nidalarıyla sonlandırdık.

Milyonlar Kerbelaya gelmişti. İmam Hüseyin'in Altı aylık oğlu Ali Asker’le şehit olduğu yerdi burası. Hz. Abbas’ın su almaya giderken dönüşte lanetli Yezid’in ordusunun kollarını kestiği yerdi burası. İşte biz orada idik.

Zamanın zalimleri ve secere-i melunları tarafında İmam Hüseyin ve ailesi toplam yetmiş iki kişi şehit edilmişti. Kalanlarda esir edilerek Şam’a götürülmüştü. Bizler o mübarek şehitlerin kabirlerini ziyaret ederek onların yolunda olduğumuz ahdini tazeleyerek Lebbeyk ya Hüseyin dedik. Vedamızı yaparak yeniden Necef’e döndük. Belli yerleri ziyaret ettikten sonra Hz Ali’nin İbni Mülcem tarafında şehit edildiği Kufe mescidini ziyaret ederek kendisinin meftun bulunduğu kabri şeriflerini ziyaret ettik.

Onların tertemiz pak kanlarının ümmetin damarlarına kan ve bereket verdiğine şahit olduk. Güzel dostlarımızla o güzel insanların ziyaretlerinde bulunmanın buraların manevi iklimini doyasıya solumanın, Hüseyin aşkı yolculuğunda bir ırmak gibi maşuka akmanın acizane tarifini kısa olarak bu kadar yapabiliyorum.

Selam olsun ehlibeyte ve ehlibeytin ahlakıyla ahlaklanan tüm insanlara…

Henüz Bu Haber İçin Yorum Yapılmamış
Adınız Soyadınız
Güvenlik Kodu
BENZER HABERLER