VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
KÜNYE
FİRMA REHBERİ
İLAN REHBERİ
BİZE ULAŞIN
YAZARLAR
H24HBR

@ Haber Tarihi : 29 August 2023 13:28:02

0 Yorum

Kez Okundu.

Vefa Nedir

VEFA NEDİR?

H24 / Makale / Mehmet Ali BİÇER 

Vefa, İstanbul’da bir semtin adıdır. Fatih, Unkapanı, Süleymaniye yerleşim üçgeninde yer alan bu bölgeye “VEFA” denir. Asıl adı Muslihiddin Mustafa olan Allah dostu Ebu’l Vefa’nın (Vefanın Babası) yaşadığı bu bölgeye Vefa ünvanını veren de Osmanlı Padişahı Fatih Sultan Mehmet Han’dır. Bugün dahi Vefa esnafı Ebu’l Vefa (K.S.)’un ruhuna vefa borcu olarak her gün bir fatiha gönderir ve Besmele’i Şerif’i ile işyerini açarlar. Evliya Muslihiddin Mustafa (K.S.)’un en dikkat çeken özelliği vefalı olmasıdır.

VEFA İBADETTİR

Dostuyla sevgi bağını devam ettirmeye, gördüğü en ufak bir iyiliği dahi unutmamaya, geçici olmayan gerçek sevgiye “vefa” denir. Öyle ki bu vefa, dostunun ölümünden sonra da yakınlarıyla irtibat kurma, fatiha gönderme, dua etme, hasenat ve kabir ziyareti ile devam eder. Onun içindir ki atalarımız, “Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır.” demişlerdir. Vefalı olmak erdemli insanların davranışıdır. Dostlarına vefa duygusunu hissettirmek bir ibadettir. Karşılıklı vefa, Allah (C.C.) katında çok daha kıymetlidir.

VEFADA ÖRNEK MODELİMİZ

Bir gün, Hz. Peygamber’in (S.A.V.) kapısı çalınır. Gelen yaşlı bir kadındır. Hz. Peygamber (S.A.V.) onu görünce yüzünde sevinç belirir. Kapıda karşılar içeriye buyur eder. Sırtındaki hırkasını çıkarıp yere serer ve gelen misafiri onun üzerine oturtur. Kısa ziyareti esnasında hâl-hatırı sorulan bu yaşlı misafire, muhabbetle ikramlarda bulunan Hz. Peygamber (S.A.V.), bir müddet sonra misafirini yine güler yüzle yolcu eder. Bu yaşlı kadına yapılan ikramı merak eden Hz. Ayşe (R.A.) Annemizin sorusuna, Peygamber’imiz (S.A.V.)’in cevabı çok anlamlıdır: “O yaşlı kadın, Hz. Hatice’nin çok sevdiği yakın bir arkadaşıydı.”

VEFA SINAVINDAYIZ

Dost bildiklerimize, bizim elimizden tutanlara, sıkıntı anımızda yardımcı olan tanıdıklarımıza, arkadaşlarımıza vefa borcumuzu ödeyebiliyor muyuz? Nişanımız, düğünümüz gibi mutlu günlerimizde, hastalık, musibet durumunda hısım ve akrabalarımıza ne kadar vefalıyız? Aşçı, temizlikçi, hizmetçi ve çocuk bakıcılığı görevini usanmadan yapan anneler ve para kazanmak için o kadar çileye katlanan fedakâr babalar eş olarak birbirlerine vefakâr davranıyorlar mı? Veya bizi büyütüp bu günlere getiren haklarını dahi ödeyemeyeceğimiz anne ve babalarımıza ne kadar vefalıyız? Kendimizi vefa sınavından geçirmeliyiz. İmam’ı Şafi (R.Aleyh) diyor ki; “Kul’a vefası olmayanın, Hakk’a da vefası olmaz.”

AHDE VEFA İMANDANDIR

https://www.4x4bet123.com/ https://www.4x4bet123.com/

Ahde vefa; verdiği sözünde durmak, sözünü yerine getirmek, sözünde güvenilir olmak ve yaptığı sözleşmeye sadık kalmaktır. Ahde vefada dost ve düşman, büyük ve küçük ayırt edilmez. Örnek modelimiz (S.A.V.) ömründe bir defa olsun “ahde vefasızlıkta” bulunmamıştır. Ahde vefasızlık bir ahlâksızlıktır. Peki, Cenab’ı Allah’a karşı emir ve yasaklara riayet ederek kulluk ile Örnek rol modelimiz Hazreti Muhammed (S.A.V.)’in sünnetlerine uymada titiz davranışla kendimizi vefalı hissediyor muyuz? Bu geçici Dünya hayatında belki başkalarını yanıltabiliriz ama kalbimizin sahibini asla.

SÖZ NAMUSTUR

Sözünde durmamak kul hakkına girer ve günahtır. Ahde vefasızlıkta bulunmak haramdır. Olumsuz şartlar gereği sözünü yerine getirememek ise mekruhtur. Kelime’i Şehadet’i söylemek de bir sözleşmedir. Sözünde çokça duramayanlara güvenilmez, görev ve sorumluluklar verilmez. Günümüzde erozyona uğrayan ahde vefa, atalarımız tarafından çok hassas görülmüş söz ve davranışlarına yansımıştır. Ve Atalarımız diyor ki; “Söz namustur. Allah bir, söz bir. Koç boynuzundan, insan sözünden tutulur.”

VEFANIN ZITTI

Vefanın zıddı nankörlüktür. Gördüğü iyiliği çabuk unutan, kendisine yapılmış iyiliklerin teşekkürünü dahi yerine getirmeyen egoist kişilere vefasız veya nankör denir. Nankör; Yapılan iyiliği inkâr eden anlamında Farsça bir kavramdır. Nankörlüğü güzel göstermeye çalışan kimseler “Öküz öldü, ortaklık bitti. Köprüden geçinceye kadar ayıya dayı de.” sözleriyle haklı çıkmak istemişlerdir. “Besle kargayı, oysun gözünü.” Atasözümüz ise nankörler için söylenmiştir. Er-Rahim zikrini çeken kediler nankör değildir, “Kedilerin Babası” lâkabı ile ün kazanmış Sahabe’i Kiram Ebu Hureyye (R.A.) bu konuda bize ışık tutmaktadır.

NANKÖRLÜK HASTALIKTIR

İnsanın yaratılışında nankörlük vardır. Nankörlük; İnsanın zayıf noktasıdır, beyni ve kâlbi hasta demektir. İnancımız açısından vefasızlık ahlâksızlıktır. Nankörlük iman ve ruh potasında eritilir, terbiye edilirse kişi değişerek vefalı karaktere dönüşebilir. “Cennet Bahçesi” olarak nitelendirilen manevi sohbet meclislerine katılmayı Peygâmberimiz (S.A.V.) önermiştir. Nankörlüğü şahsen yaşayanlar, Allah’ın (C.C.) kendisini sınava tabi tuttuğunu düşünmeli, bu durumu hayra yorumlamalıdır.

 

Henüz Bu Haber İçin Yorum Yapılmamış
Adınız Soyadınız
Güvenlik Kodu
https://www.facebook.com/rhvmimarlik/videos/557660301802778
Yazar Bilgisi

Mehmet Ali  Biçer Mehmet Ali Biçer H24ajansgmail.com Tüm Yazıları

BENZER HABERLER