VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
KÜNYE
FİRMA REHBERİ
İLAN REHBERİ
BİZE ULAŞIN
YAZARLAR
H24HBR

@ Haber Tarihi : 21 December 2020 17:10:01

0 Yorum

Kez Okundu.

Siz hiç Ahlatı Gördünüz mü?

SİZ HİÇ AHLATGÖRDÜNÜZ MÜ?

13YAŞINDA, 60 YIL SONRASINDAKİ AHLAT’I YAZDI SİZ HİÇ AHLATGÖRDÜNÜZ MÜ?

Güneşli bir yaz sabahıydı. Ağustos Ayının son haftası... Ahlat’ta Kültür Haftası etkinliği düzenleniyordu. Bu sebepten bana da Ahlat Alparslan Üniversitesi Kültür Sitesi’nde bir konuşma yapmam teklif edilmişti. Uzun yıllar yurt dışında eğitim aldığım için Ahlat’a hasret kalmıştım.

Bu benim için bulunmaz fırsattı. Hemen uçak biletimi aldım yola koyuldum. Rahva’da bulunan hava alanına indim. Alparslan üniversitesinde çalışan arkadaşım beni karşıladı. Uzun zamandır görüşmüyorduk, kucaklaştık. Hal hatır sorduktan sonra taksiye binip Tatvan’a geçtik. Vaktimiz boldu. Vapurla yolculuk yapmak istedim. Sahil boyunca sıralanan ilçelere yolcu taşıyan bir vapurdu bu. Biraz bekledikten sonra göle açıldık.

Mavi ile yeşilin bütünleştiği sahil şeridinden ilerliyorduk. Kıyıda koylara gizlenmiş şirin köyler gördük. Köylerin yukarısında koyunlarını otlatan çobanlar vardı. Bembeyaz kumu olan bir koyda çocuklar gölde yüzüyorlardı. Büyük bir burunu dönünce küçük ve şirin adacıkla karşılaştım. Ada sanki insan eli ile yapılmış üzerinde birkaç ağaç ve bir kulübe… Arkadaşım yaşlı bir balıkçıya ait olduğunu söyledi.

Özellikle bu aylarda teknesile gelip burada kalırmış. Sahil boyunca ceviz ağaçları vardı hatta ceviz ormadı diyebilirim. Kanada’da olduğunu duymuştum ceviz ormanının. Ahlat’ta Van Gölü’nün kıyısında da görmek beni ayrıca mutlu etti. Ahlat’a yaklaştıkça şirin bahçeler gözüme çarptı: elma, şeftali, kaysı, badem, armut, dut… Hatta arar ara üzüm bağları da gözümüzdan kaçmamıştı.

Ben küçükken burada bu kadar bahçe yoktu. Arkadaşım bir proje yapıldığını ve ahlat’ta bu meyveleri işleyecek fabrikaların olduğunu söyledi. Feribotumuz şehrin biraz dışında kalan liman’a bizi bıraktı. Eşyalarımızı evimize bıraktıktan sonra hemen dışarı çıktık. Ceviz ormanının arasında güzel bir yemekevi yapılmıştı. Kahvaltı yapmak isteyenlerin tercih ettiği bu yerde güzel bir kahvaltı yaptık. Limanda küçük tekneller ssahil turu düzenliyor ve kuş cennetini gezdiriyordu. Hemen atladık tekneye sahil boyunca dikilen çam ağaçlarının yanından kuş cennetine ulaştık. Göçmen Kuşlar rahat etsin diye ana yol Ahlat’ın kuzeyine taşınmış, sahil şeridi ağaçlandırılmıştı. Orada küçük kayıklarla kürek çekerek gezebiliyorduk. Motorlu taşıtlar telle koruma latına alınmış bu yere giremiyordu.

https://www.4x4bet123.com/ https://www.4x4bet123.com/

Ayrıca giriş çıkışlar kontrollüydü. Bir çok kuş çeşidi vardı. Benim en çok beğendiğim ise telli turnaydı. Telli tornalar suyun üzerinde dans ediyrlardı. Gezimize oradan sonra faytonla devam etti ağaçlarla ötrtülü kocaman bir yoldan birkaç kilometre süren yolculuk yaptık. Yolumuza ahlat taşından yapılmış kocaman bir heykel çıktı. Altıns kir kitabe vardı üzerinde kocaman “ALPARSLAN” yazılıydı.

Eliyle bir yeri işaret ediyordu. İşaret ettiği yöne döndük. Muhteşem bir bahçe... Güllerin binbir çeşidi ve yine aynı güzellikte bir müze… Arkasında da Selçuklu Mezarlığı… Mezarlıkta hummalı bir çalışma var. Bilim adamları bir tarafatan bir taraftan da Oranın bakım ve temizliği ileuğraşan işçiler… Nerdeyse üç saatimizi aldı gezmek. Ahlat’tan ayrılalı uzun zaman olmuştu. Bu kadar değişeceği aklımın ucundan geçmezdi. Geniş caddeler… Tertemiz sokaklar… Ara sokaklar taşlarla yapılmış. Caddeleri asvalt. Şehrin ortasına meydan yapmışlar. Cadde boyunca birbirinden güzel dükkanlar. Fabrikalar açıldığı için nüfus da artmış.

Şehrin nüfusu tabelada doksan iki bin yazıyor. Nüfusun çoğu sahildeki çam ağaçlarının arasına yapılmış şirin evlerde oturuyor. Yine sahil boyunca uzanan çay bahçeleri ve yemekevleri, türkü evleri var. Yemekevlerinde ahlat yemekleri ağırlıkta. Türküevinde ise yine Ahlat türküleri. Şenlikler olduğu için her yerde eğlence ve mutluluk... Lunaparktaki çocukların neşesi şehrin içinden duyuluyordu. Çarşı meydanına kurulmuş tezgahlarda Ahlat’a özgü yerel eşyalar satılıyordu: En çok rağbet gören Ahlat bastonuydu.

Ahlat Doğal güzellikleri ve doğayla bitinleşmiş tarihi yapıları ile beni bir kez daha kendine bağladı. Bundan sonra her kültür şenliğinde işlerimi bir tarafa bırakıp buraya geleceğim. Buradan ayrılalı yirmi sene olmuş. Yirmi sene de Ahlat yeniden doğmuş.

(NEDEN OLMASIN?) HABER SELCUKLU GAZETESİ (Samet ADIYAMAN)

Henüz Bu Haber İçin Yorum Yapılmamış
Adınız Soyadınız
Güvenlik Kodu
BENZER HABERLER