VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
KÜNYE
FİRMA REHBERİ
İLAN REHBERİ
BİZE ULAŞIN
YAZARLAR
H24HBR

@ Haber Tarihi : 18 January 2023 12:40:04

0 Yorum

Kez Okundu.

Siyaset Korkakların Ve Pısırıkların Meydanı Değil!

SİYASET KORKAKLARIN VE PISIRIKLARIN MEYDANI DEĞİL!

H24/ Makale/ Mehmet Necip YAVUZER

Özlü Söz:

Mülkü tahrip eyledik zevk-i siyaset namına Adli yıktık, halkı mahvettik siyaset namına.

Şair Salih Reşit Paşa

_________________ 0 __________________

Malik Bin Nebi der ki “Siyaset, tarihin maddi ve manevi şartlarını hazırlamak, insanı tarih yapmaya hazırlamaktır”…

Muhammed İkbal “Siyaset dinden ayrılırsa öldürücü bir zehir, onun hizmetine girerse koruyucu bir ilaç olur”…

Mahatma Gandi “Dinin siyasetle ilgisinin bulunmadığını söyleyenler, dinin ne olduğunu bilmeyenlerdir”…

Siyaset, insanların belli ilke ve kurallar çerçevesinde sevk ve idare edilme organizesidir. Bu din adına yapılacağı gibi akli sistemler içinde yapılabilir. Bugün her ne kadar siyaseti bilinen gerçek kimliği ve olması gereken icrası ile tarif etsek dahi ne yazık ki uygulanan siyaset temel amacından net bir biçimde amacından ve mecrasından saptırılmıştır.

Batı Avrupa medeniyeti örnek alınarak kurulan sistemin siyasi uygulama ve ortaya çıkan neticeleri ne yazık ki istenilen temele bir türlü oturmamış, istenilen demokratik seviyeyi bir türlü tutturamamıştır.

İslami bir hayat tarzı ve hükümleri ile yönetilen bir sistemden kopup yeni ve yabancısı olduğu bir hayat tarzına zoraki sokulan milletin, dünyada hiçbir millette uygulaması görülmeyen köklerinden koparılması harflerin değişimi ile ilk adım atılmıştır.

Ardından gelen ve alışık olmadıkları yeni ve başka dinlerin uygulamalarıyla geçen 100 yıla yaklaşan sürede oluşan toplum, İslam ve Hıristiyanlık arasında bocalamıştır.

İslam dinine bağlı Müslümanların batıdan alınan bu hayat tarzına karşılık mücadele etmesi bütün alanlarda olurken ihmal ettikleri siyaset ne yazık ki ancak Erbakan’ın gayretleri ile 1960’lı yıllardan sonra hayatiyet bulmuş ve zorluklarla kendini kabul ettirmişti. Erbakan’ın yaptığı cesurca bir adımda ve bu adımla İslam’ın siyasi yönü zorluklarla da olsa ortaya konmuştu.

Yeni sistem kurulurken kendisine içte iki düşman belirledi. Bu düşmanlar şeriat yanlısı Müslümanlar ile siyasal hakları verilmeyen ötekileştirilen ve varlıkları inkâr edilen Kürtlerdi.

Sistem, o günden bu yana bu iki unsura karşı sert tutum takınmış ve sistemin bekası için aldığı dış destekle bu konuda kendince tedbir almıştı.

Son yıllarda siyasetin gücünün farkına varan bu iki unsurun bağlıları siyasi konularda ciddi anlamda adımlar atarak siyaset sahnesinde varlıklarını zorda olsa kabul ettirdiler.

Ancak İslami siyaset konusunda dış güçler her zaman mevcut batı yanlısı bu sistemin bekası için destek vermiş ve İslam’a dayalı bir siyasetin var olmaması için işbirliğine girmiştir.

Kürtlere gelince onları İslami köklerinden koparmak, sınırlarla birbirinden ayırdığı Müslümanları işbirliğine girdiği yönetimlerin eliyle Kürtlere karşı başlattıkları inkâr, asimilasyon, hak mahrumiyeti ve katliamlar neticesinde Kürtleri bu hale İslam’ın sebep olduğu algısı ile hedefine vardı.

İslamizasyon projesi ile İslam topraklarını kontrol etmek ve İsrail’in güvenliğini korumak adına Müslümanların İslami bir çerçeve içinde birliğini engellemek için çeşitli organize ve siyasi oyunlara başvuran batılı güçler bu konuda hiçbir boşluğa müsaade etmediler.

https://www.4x4bet123.com/ https://www.4x4bet123.com/

Kemalist zihniyete sahip siyasi ve askeri oluşumun yerine kendi kontrolleri içinde olan ve İslami kökenden gelen siyasileri iktidara getirme yoluna gittiler. İlkin bunu Turgut Özal ile başlattılar ve ardından Erdoğan ile devam ettirdiler. Kürtlerin siyaset platformuna çıkmaları Özal zamanında başlatıldı ve AKP ile ciddi anlamda devam ettirildi. Özellikle Erdoğan ile başlayan iktidarda Kürtlere bazı hakların tanınması üzerine anlaşmalar yapılmıştı. Ama daha sonra AKP bu anlaşmalardan vazgeçti ve ülkenin bir barış ortamına girmesi istenilirken tam aksi bir siyaset izlendi. Muhalif olan her siyasi oluşum ya hain ilan edildi ya da terörist…

20 yıllık icraatını bitirip 21. Yılına giren AKP iktidarı yapmış olduğu icraat ve uygulamaları ile ülkenin temel değerlerini dış sermayeye kaptırarak almış olduğu yüksek faizli kredileri kapatmak uğruna heba etti. Ülke bir anda fakir ülkelerin safına geçti. Siyasette de rakiplerine zindanlara gönderme yoluna gitti.

Özellikle Kürt siyasasında mücadele eden siyasetçileri tutuklamak ve gerilim siyaseti ile bir kaos peşinde olmayla gelinen noktada bir seçin sathı mahaline girildi.

Saadet Partisinin fikriyatı ile ülkenin kötü giden siyaset ve ekonomisini kurtarma adına 6 siyasi partiden oluşan bir masa oluşturuldu. Bu 6’lı masayı oluşturan siyasi partilerin her birisinin fikriyatı birbiri ile örtüşmüyor. Ancak onları yan yana getiren temel mesele ülkenin batma tehlikesidir. Ülkeyi bu ekonomik girdaptan kurtarmak adına yan yana gelen bu siyasileri kötülemek ve beceriksizlikle suçlamanın yanı sıra onların HDP ile bir araya gelmemelerini sağlamak için özel bir siyaset güdülmektedir.

Hiçbir dönemde siyaset bu kadar kirlenmemişti ve kirlenen bu siyasetin bir yandan da uyuşturucu baronları ile mafyavari ilişkilerin varlığı siyaseti olması gereken mecrasından çok uzaklara götürdü.

Mevcut kanunlar ile kurulan partileri ötekileştirmek ve sürekli terörle iç içe olarak ilişkilendirmek iktidarın bugüne kadar sürdürdüğü siyaseti olarak yansıdı. Bundan etkilenen ve HDP ile yan yana gelmemeye özen gösteren siyasi partilerin bu tutumu korkakça ve pısırıkça bir siyasettir.

Herkeste çok iyi biliyor ki, HDP’nin oyları cumhurbaşkanını belirleyecektir. Onun için korkakça bir siyaset izlemek yerine HDP ile ülke menfaatleri doğrultusunda siyasi bir adımın atılması bir elzemiyettir. AKP’nin size terörist damgası vurma iftirasından korkmayın. Siz siyasi ilke ve dik duruşunuzdan emin değil misiniz?

HDP ile yan yana gelince terörist olacağınızdan mı korkuyorsunuz!

Korkmayın, onlarda bu ülkenin çocuklarıdır ve siz onları barış elinizi uzattığınız müddetçe onlarda bu ülkenin menfaatleri için sizin uzattığınız eli tutacak ve geri çevirmeyeceklerdir. Onların meclis kürsüsünden cesurca yaptıkları konuşmaları meclis televizyonundan izliyoruz. Onlara sürekli kin ve düşmanca bakışlar yerine dostça ve barışa gidecek ellerinizi uzatın…

Yoksa siz siyasetinizden emin değil misiniz?

HDP ile ülke menfaatleri üzerine siyasi bir adım atarsanız terörist olacağınızdan mı korkuyorsunuz?

Eğer böyle düşünüyorsanız siyasi görüş ve gidişatınızdan emin olmadığınız gibi korkakça ve pısırıkça bir siyaset izliyorsunuz!

Korkmayın ve cesurca bir siyaset izleyerek HDP ile siyasi bir oluşuma doğru adım atın.

Devletin çok güçlü ve büyük bir devlet olduğunu her siyasi söyleminizde dilinizden düşürmeyen muhalefet siyasileri korkunun ecele bir faydası yok. Atacağınız cesurca adımlar ve kararlar neticesinde ülkeyi mevcut duruma düşüren bu iktidara seçim ile büyük bir hezimet yaşatabilirsiniz.

Unutmayın dünyanın hiçbir ülkesinde korkakların heykelleri dikilmemiş ve pısırıklar hiçbir dönemde insanların geleceğini inşa etmemişlerdir. Özellikle Temel Karamollaoğlu ve Kemal Kılıçdaroğlunun cesurca adımlar atmasını bekliyoruz.

Fazla zaman kalmadı…

Ülke insanı gerilim ve kin kokan siyasetten bıktı…

Barışa ve kardeşliğe atılacak adımlar ülkenin yeniden inşasına katkı sağlayacaktır…

Selam ve dua ile…

Henüz Bu Haber İçin Yorum Yapılmamış
Adınız Soyadınız
Güvenlik Kodu
BENZER HABERLER