Seçmenler, Din Devletinden Adalet Devletine geçiÅŸin kapısını aralayabilecekler mi?
H24/ Makale / Bekir TANK
Seçmenler, Din Devletinden Adalet Devletine geçiÅŸin kapısını aralayabilecekler mi?
Hemen soruyorsunuzdur; “Türkiye bir din devleti mi, diye… Evet, Türkiye de bir din devletidir. Her ne kadar bilmezden ve görmezden gelsek de bu gerçeÄŸi deÄŸiÅŸtiremeyiz. TBMM'nin duvarında, ''hakimiyet kayıtsız ÅŸartsız milletindir" yazılı olması ve anayasasında, "Türkiye Cumhuriyeti Devletinin demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olduÄŸu" hükmünün bulunması da bu gerçeÄŸi deÄŸiÅŸtiremez. Çünkü bir devlet eÄŸer, içinde, "deÄŸiÅŸtirilemez ve deÄŸiÅŸtirilmesi teklif dahi edilemez" hükmü bulunan bir anayasa ile yönetiliyorsa, bir din devletidir. Dolayısıyla bu durumda cevabını bilmemiz gereken sorular ÅŸunlardır: Bu devletin dini ilahi mi, yoksa beÅŸeri mi?
Bu din ilahi olsun veya beÅŸeri, adil mi? Bütün vatandaÅŸlarının beÅŸ temel hakkını kayıtsız ve ÅŸartsız bir ÅŸekilde güvence altına alıyor mu?
Dinler, bilindiÄŸi gibi, “ilahi” ve “beÅŸeri” olmak üzere ikiye ayrılırlar. Ä°ster ilahi olsunlar ve ister beÅŸeri, dinlerin ortak özellikleri, dokunulamaz ve deÄŸiÅŸtirilemez yönlerinin ve maddelerinin olmasıdır. Bununla birlikte bir din, ister ilahi olsun, ister beÅŸeri, edilgendir. Onu etken hale getiren de insandır. Ve en önemlisi de ilahi bile olsa, hiçbir din tahrif edilmekten azade deÄŸildir. Dolayısıyla haddizatında edilgen olan dinler iki ÅŸekilde etkinleÅŸtirilirler; ya oldukları gibi yaÅŸanarak veya tahrif edilerek... Kur’an da buna açıkça iÅŸaret eder, geçmiÅŸteki kavimlerin kendi dinlerini tahrif ettiklerini bildirir. Bu tahrif eylemi her zaman mümkün olduÄŸu içindir ki, Kur'an ÅŸu uyarıyı da yapar: "Aldatıcılar sizi Allah'ın adı ile aldatmasınlar!"
Türkiye Cumhuriyeti Devleti de anayasasında “deÄŸiÅŸtirilemez ve deÄŸiÅŸtirilmesi teklif dahi edilemez” maddeler içerdiÄŸi içindir ki, bir din devletidir. Bu dinin adı da Kemalizm'dir.
Kemalizm, milletin kendi iradesi ile seçtiÄŸi bir din deÄŸil, aksine, kurucusu tarafından millete kanla, zorla dayatılan ve halefleri tarafından da benzer yöntemlerle yaÅŸatılan bir dindir.
Yani anlayacağımız, ülke olarak yüz yıldır Kemalizm dini ile yönetiliyoruz.
Müslümanlar her ne kadar hala toplumun ezici çoÄŸunluÄŸunu oluÅŸturuyor olsalar dahi, hala inançlarını-iradelerini idarelerine yansıtmanın uzağındadırlar.
Bu uzaklığın da ne kadar olduÄŸu, onların inançlarına olan samimiyetleriyle doÄŸru orantılıdır. Mevcut partilerle ve ittifaklarla ne kadarı yapılabilir, ayrı bir konu. Ama hedef, adalet ve adil bir devlet olmalıdır.
Öyle bir adalet ki, dinine, diline, rengine ve mülkiyetine bakmaksızın herkesin, bütün vatandaÅŸlarının temel haklarını güvence altına alsın.
Seçmenlerin ne kadarı statükodan, despotizmden, inkâr politikalarından, insanlık suçları ile malul anayasadan ve kısaca Kemalizm’den yana oy kullanacak ve ne kadarı, az da olsa adil bir devletin kapılarını aralama yönünde olacak, yaÅŸayanlarımız görecektir.