VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
KÜNYE
FİRMA REHBERİ
İLAN REHBERİ
BİZE ULAŞIN
YAZARLAR
H24HBR

@ Haber Tarihi : 30 November -1 00:00:00

0 Yorum

Kez Okundu.

Seçim Sonrası AKP’nin Hiç Değişmemesi

SEÇİM SONRASI AKP’NİN HİÇ DEĞEŞMEMESİ…

Özlü Söz:

Halkın bozulması devlet adamlarının yüzünden, devlet adamlarının bozulması da aydınlar yüzündendir.

İMAMI GAZALİ

________ 0 ________

ABD’nin desteğiyle iktidara geldiği artık herkes tarafından bilinen AKP’nin son seçimle birlikte siyasi ve ekonomik gidişatından ayrılmadan yoluna devem etmesi hiç şaşırtmadı. İktidara geldiği ilk yıldan beri dikkatle takip ettiğimiz AKP, bugüne kadar ki icraatları ile mahkûmu olduğu ve iktidarını borçlu olduğu ABD’nin seyir çizgisinden hiç ayrılmadı.

Erdoğan bazen tabanına ajitasyon vermek ve desteklerini sağlamak adına ne zaman biraz ABD’ye karşı biraz diklense tabanı anında “İslam halifesi ve dünya lider” gibi ipe sapa gelmez bir niteleme ile kendisini taltif eder ama akabinde ABD’nin bulunduğu her toplantıya gittiğinde ya kendisine çeki düzen vermesini veya aba altından sopa göstermek suretiyle hizaya gelmesini sağlarlar.

Nitekim son NATO toplantısı için gitmeden önce Türkiye’de İsveç’te “Kuran yakılmasına” sert tepki göstermiş ve tabanına bulunmaz lider ajitasyonu göstererek seçime iyi bir kozu eline geçirmişti. Seçimi kazandıktan sonra esip gürleyen Erdoğan yerine Biden karşısında yelkenleri indirmiş bir kişi gördük. Söylediği gerekçeler elle tutulur gerekçeler değildi. F-16’ların alımı için iyimser davranıldı ve Avrupa Birliğine katılmamız için iyimser mesajlar aldık gibi incir çekirdeğini doldurmaz sözlerle İsveç’in NATO’ya girmesine yeşil ışık yaktı ama topu da TBBM’ne atmayı da ihmal etmedi.

TBBM’de alınacak karar İsveç’in NATO’ya girmesine engel bir durum yok. Çünkü AKP ve MHP’nin oyları ile kararı geçirirler. Önemli olan HüdaPar ile YRP’nin bu konudaki tavrıdır. YRP lideri F.Erbakan özellikle babasının net olan çizgisini terk etti ve AKP’nin dümen suyuna adapte oldu. Son demecinde İsveç’in NATO’ya alınmasına yeşil ışık yakan Erdoğan’ın bu kararına cılızda olsa bir tepki gösterdi ama asıl oylamada gerçek yüzünü göreceğiz. HüdaPar’ın bu konudaki tavrı çok net değil çünkü ilk defa meclis yüzü gördüler ve orada dönen siyasal dolapları ve dönen çarkları bilmeleri için zamana ihtiyaçları vardır. Özellikle siyasette teoride çok iyi bilinen şeyler pratikte her zaman yerini bulmuyor. Çünkü kapalı kapılar ardında çok şeyler değişebiliyor.

Eğer HüdaPar, İsveç’in NATO’ya alınmasına oy verirse bugüne kadar karşı olduğu küresel emperyalizme pratik evet diyerek safını belirleyecektir. Bu öyle düzeltilmez bir hata olur ki ileride siyasal hayatlarında hep karşılarına çıkacaktır.

Görebildiğimiz kadarıyla ana muhalefet ve ana muhalefetin himmetiyle meclise giren diğer partiler İsveç’in NATO’ya girmesine karşı oy verecekler gibi bir duruş sergileyecekler. Burada önemli olan Yeşil Sol Parti yani HDP’nin takınacağı tavırdır. Solda yerini aldığını ismiyle müsemma Yeşil Sol Parti yani HDP, ABD ve NATO karşıtı mıdır? yoksa onların siyasal arzu ve isteklerine evet mi diyecektir!

HDP, eğer İsveç’in NATO’ya girmesine olumlu oy verirse sol cenahtaki yerin ve konumunu sorgulamalıdır. Bugüne kadar bildiğimiz kadarıyla sol hep ABD emperyalizmine karşı bir siyaset yürüttü. Varşova Paktının yıkılması ile birlikte NATO’nun varlığını sürdürmesi ve karşısına düşman olarak İslam’ı seçtiği günden beri sağ/sol veya ABD/SOVYET ayrımı yerine NATO/İSLAM düşmanlığı devreye sokuldu.

https://www.4x4bet123.com/ https://www.4x4bet123.com/

ABD’de deki ikiz kulelerin vurulması ve İslam topraklarında başlatılan yalancı devrimlerin yanı sıra Arap Baharının estirilmesi İslam’ı işbirlikçi Müslümanların eliyle kontrol etmek ve enerji kaynakları ile birlikte Siyonist rejimin güvenliği sağlamak için siyasi plan değişikliğine gidildi. Bizdeki yansıması AKP ile başladı ve 21 yıldır da devam ettiriliyor.

Bundan dolayıdır ki Erdoğan ne zaman tabanının desteğini kaybetmemek için esip gürlese ABD tarafından bir şekilde hizaya getiriliyor. Tıpkı rahip Bronson gibi, İsveç’in NATO’ya alınmaması için ilkin gösterdiği tepki gibi. Ama her defasında da kendisine geri adım attırılıyor.

Son seçimde tahminlerimiz bizi yanıltmadığı gibi Erdoğan’ın kazanması bize sürpriz olmadı. Çünkü 6’lı masa kendi içinde barışık değildi. Özellikle Ali Babacanın agresif siyaseti ve Meral Akşener’in dik başlılığı seçimi adeta Erdoğan’a altın tepsi içinde hediye edildi.

Ben ekonomistim diyerek hâlâ kafalarda ekonomi öğretimi aldığı tescil edilmeyen Erdoğan’ın israfa yönelik ekonomik anlayışı ülkeyi batırdı. Faiz sebep, enflasyon sonuçtur gibi hiç ipe sapa gelmez bir formülle ekonomiye yön vermesi çöküşe götürdü. Türkiye’de hâkim olan kapitalist ekonomik modeldir ve kapitalist ekonominin belkemiği de faizdir. Kim kapitalist bir ekonominin hâkimiyetinde faize dokunursa o ekonomik yapı ters teper ve o ülkenin ekonomisini altüst eder. Ve nitekim Erdoğan’ın bulduğu bu formül ülkenin ekonomisini batırdı. Batırdı kelimesini Avrupa ülkelerinin Türkiye ekonomisi hakkında medyaya yansıyan iflas etti açıklamalarına dayanarak söylüyorum.

Aşırı bir israf ile ve devletin gelir getirici kurum ve kuruluşlarını bir bir satan AKP iktidarı hazineyi boşaltırken devletin elindeki ürün ve hizmetlere zam üstüne zam yaparak kaynak bulmaya çalışıyor. Kaç gündür emeklilere verilecek zam konuşulurken dağ fare doğurdu ve %25’lik bir komik bir zam ile emekliler zor bir hayata itildi. Zamlar durmaksızın gelirken ve ücretler komik artırımlar yapılırken sağlıksız ve gerekli gıdayı alamayan bir neslin yetişmesine zemin hazırlıyorlar.

Erdoğan AKP’yi, ABD’nin desteği ile kurarken Muhsin Yazıcıoğlu’na gel birlikte çalışalım dediğinde rahmetli “Bugüne kadar kim ABD ile iş tutmuşsa hep kaybetti” demişti. Erdoğan “İktidar olalım bir müddet sonra ABD’ye dirsek gösteririz” dediğinde Yazıcıoğlu “ABD, dirsek gösterilecek bir ülke değil, Fil ile yatağa girmek gibidir ezilerek çıkarsın” diye cevap vermişti.

Ve gerçekten de 21 yıl içinde ülke Fil ile yatağa girdi ve halende ezilemeye devam ediyoruz… İmana girmek insanın nasıl olumlu yönde değiştiriyorsa, imanda zafiyet göstermekte insanı tüm insanı vasıflardan soyutlayarak ekonomik insan moduna sokuyor.

Allahın mülkünde Allah’ın hukukunu kabul etmeyip akılla bulunan hukuka dayalı her sistem yönettiği insanları mutlu etmek yerine onları hayatın en zor şartlarına maruz bırakarak onların emekleri üzerine saltanat sürerler. Bu insani sistemlerde değişmez bir kuraldır. Müslümanlar olarak ciddi anlamda Kuran ve Kurani bir sisteme geçilmediği müddetçe vahşi kapitalizmin yağlı çarkları arasında hepimiz payımıza düşeni alırız. Çünkü hak ediyoruz…

Selam ve dua ile…

 

Henüz Bu Haber İçin Yorum Yapılmamış
Adınız Soyadınız
Güvenlik Kodu
BENZER HABERLER