VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
KÜNYE
FİRMA REHBERİ
İLAN REHBERİ
BİZE ULAŞIN
YAZARLAR
H24HBR

@ Haber Tarihi : 29 August 2023 15:00:35

0 Yorum

Kez Okundu.

Me Lez Gırt

Me Lez Gırt

H24/ Makale / Talip AKSOY 

Türklerin   Bin yıllık  Kürtlerle olan diyaloğu ve Malazgirt Savaşı

1071 den evvel Anadolu dediğimiz coğrafyada yaşayan kadim bir millet olan Kürtler vardı.

Tarihsel olarak ta Gutiler. Asurlar, Eyyubiler , Zendler,  Urartular, Medler, tigris ve bir çok Hanlık ve hükümdarlıklar Kürt ulusunun oluşturduğu yapılardır.

Daha sonra da Mirler beyler Ağalar ile toplumsal idare bir hiyerarşide devam etmiştir.

Hakkari miri 1386 yılında Timur Lenk ile yaptığı savaşta, her savasta galibiyet alan Timur bu kez Mir İzzettin Şêr tarafından binlerce askerini kaybeder, daha sonra. Birebir yapılan mücadelede yaralanır ve esir düşer.

Van kalesinde tedavi edilirken, ihanet ederek kaledeki herkesi öldürmüş Hakkari miri bunun üzerine ordusunu alıp Van kalesi ne doğru giderken Timur Lenk (Timuri topal)  kaçmıştır

Bunları neden anlatıyoruz.

Tarihsel ve bölgesel olarak 10 bin yıllık bir geçmişi kimse inkar edemez artık. Kendinize tarih başkalarının tarihinde silgi çekerek inkarcılıkla  bir yere varamazsınız.

Alparslan ve Selçuklunun yayılmacı politikaları ile girişilen savaşta Anadolu’ya açılma yolunda en büyük destek Kürtlerden geliyor.

Birleştirici unsur din ve ümmet kavramı olunca birlik sağlanmaktadır. 1071 Malazgirt Savaşı öncesinde Bizans İmparatoru Romen Diyejon, Doğu Roma ordusunda Frenk, Ermeni, Norman, Slav, Abaza… gibi farklı uluslardan ve Müslümanlığı kabul etmeyen Hıristiyan Peçenek, Uz Türk boyların içinde bulunduğu ve dünyanın en büyük ordusunu kurup Anadolu’ya sefere çıkar.

Müslümanları Anadolu’da çıkaracaklarını, Anadolu’yu kendi valilikleri arasında paylaşacaklarını, bütün camileri kiliseye çevireceklerini ve Müslüman devletlerine kendi ülkem gibi hâkim olmadan geri dönmeyeceğini bildirmişti.

Kürtler, savaştan bir gün önce 25 Ağustos 1071’de Molla Yahya (Mele Yahya) 10 bin Kürt süvari savaşçı genciyle Alparslan’ın yanında yer alır. Kürtlerin ileri geleni Mele Yahya (İmam Yahya) “Din kardeşlerimizin yanında cihat etmeye geldik.” demiştir

Sultan Alparslan Mele Yahya’ya sarılır amcaoğlum “Kürt-Türk amca çocuklarıdır.” der.

Malazgirt Savaşı’nın kazanılmasında Kürtlerin büyük etkisi olmuştur. Tarihte ve günümüzde maalesef birçok kişi Kürtlerin, Batılı emperyalistlere karşı Türklere verdiği desteği yok saymakta ve Kürtlerin varlığını bile inkâr etmektedir.

Kurtuluş Savaşı’nda ve her zaman Kürtler ihanet eden değil, yok sayılan üvey evlat muamelesi görmektedir. Bunu yapanlar gayrısız herkes ve her kesimdir. Kimi Arap , Sünni Caferi alevi türk laz Kürt deyince hepsinin migreni yükselir kan dolaşımları hızlanır. Bu durum İnançlı Kürtleri derinde yaralamakta ama kendilerini özen söylemlere karşı elli kolu bağlı seyirci kalmaktadır.

Zaman zaman görmüşüz ve şahit olmuşuzdur; en saf içten duygularla “Kürtler vardır, ben de Kürt’üm” dediği zaman; hemen bazı çevreler “Kürt yoktur, bunlar dağlı Türklerdir” deyip ayrılıkçı hareketler ve Kürt Milliyetçiliği etiketini yapıştırmaktadır. Bu gibi benzer durumlar 1970 yıllarında inançlı, aydın Kürtleri sosyalizm kucağına atmışlardır. Bugün bazı aydın Kürtlerin materyalist düşünmesinin altında bu ayrıştırıcı düşünce yatmaktadır.

Aslında böyle düşünen ve Kürtler üzerinde tahakküm kuran çevrelerin amacı Kürtler arasında seküler anlayışı yaygınlaştırmak ve Kürtleri İslam dininden uzaklaştırmaktır.

Örnek vermek gerekirse; bir televizyon Program sırasında "Malazgirt'te Kürtler yoktu" şeklinde ısrarla tweet atan takipçilere sinirlenen Murat Bardakçı, Malazgirt Savaşı'nda Kürtlerin rolüyle ilgili en önemli bilgi 13. yüzyıl yazarlarından Sıbt İbnü'l-Cevzi ismiyle tanınan Ebu'l-Muzaffer Yusuf'un "Mir'atü'z-zeman fi Tarihi'l-âyan" isimli eserinde şu şekilde geçtiğini söyler: "Az önce 10 bin Kürt de Sultan'a katılmıştı. Bununla beraber (sultan) Tanrı'dan sonra buyruğundaki 4 bin kişilik hassa askerine güveniyordu". Şam'da yaşayan Sıbt İbnü'l-Cevzi, Malazgirt'ten yaklaşık 180 yıl sonra tarihini kaleme almıştır.

Sıbt, 11. yüzyılın ikinci yarısına ait bilgileri 1088'de ölen Garsunni'me'nin "Uyunü't-Tevârih" isimli eserinden almıştır. Malazgirt Savaşı'na katılan Kürtlerle ilgili bilgi muharebeden yaklaşık 260 yıl sonra Kenzü'd-Dürer ve Câmiü'l-Gurer isimli bir eser yazan Memlük tarihçisi İbnü'd-Devaddari'de de vardır. Kenzü'd-Dürer'de bu konu "Sultan Alparslan'a Kürtlerden ve sâir kavimlerden olmak üzere 10 bin kadar insan da katılmıştı." şeklinde geçer.

Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu, Malazgirt savaşında Türklerin yanında Kürtlerin de olduğunu söyledi. Türk Tarih Kurumu eski Başkanı ve MHP Milletvekili Yusuf Halaçoğlu sadece devşirmeler vardı, diyerek Davutoğlu’nu yalanladı.

Dolayısıyla MHP Milletvekili Yusuf Halaçoğlu Kürtleri yok saymıştır. Bu yok saymanın herhangi bir tarihî kaynak ve belgesi bulunmaktadır. Bir ırkı geçmişinden koparmak, yok sayma düşüncesi, Kürtleri asimile etme politikaları ve Kürt’e dilini yasaklamak Kürt halkına savaş açmaktır.

1071 Malazgirt Savaşından önce de Malazgirt topraklarında Kürtler yaşıyordu. Malazgirt adı da Kürtçedir. Malazgirt adının kelime kelime ayırıp sonra bir araya getirdiğimizde gerçek ortaya çıkmaktadır. Kürtçe 3 kelimeden ortaya çıkmaktadır.

Kürtçe de 1) Me (biz) 2) lez (tez, çabuk, erken) 3) girt (aldık) kelimelerinden oluşur.

https://www.4x4bet123.com/ https://www.4x4bet123.com/

Yani 4 kelime anlamı ‘Biz erken tuttuk’ anlamına gelmektedir.

Şimdi Kürtleri yok sayanlara soralım eğer Kürtler olmasaydı Selçuklular Malazgirt Savaşı’nda Bizans İmparatorunu yenebilirler miydi?

İdris-i Bitlis’inin önderliğinde Kürtler olmasaydı Osmanlılar Çaldıran Ovasında Safevileri yenebilirler miydi?

II. Abdulhamit döneminde Kürt Aşiretlerinden oluşan Hamidiye Alayları etkisiyle doğu sınırı güvenlik altına alınabilir miydi?

Türkler, Çanakkale Cephesinde, Sarıkamış ve Kurtuluş Savaşı’nda amcaoğulları olan Kürtlerin desteğini görmüşlerdir.

Cumhuriyetin kuruluşunda rol oynamışlar ama Cumhuriyetten sonra Kürtler yok sayılmış, Kürtlerin âlimleri darağacında astırılmış, Kürtçe yer isimleri değiştirilmiş ve Kürt sözü unutulsun diye Doğu ve Güneydoğu Anadolu şiddetli önlemler alınmıştır.

Kürtlerin dilleri, kültürleri yok sayılmış ve kurmuş oldukları devletlerinde azınlıklardan daha az haklara sahip olmuştur. Türkiye’de azınlıklar, Fransızlar, İngilizler, Ermeniler kendi dillerinde gazete ve dergi çıkarabiliyorken Kürtler kendi dillerinde gazete ve dergi çıkardıklarında yakalanıp yargılanmışlardır. Kürtlerin kendi ülkelerinde yabancılar ve azınlıklar kadar hakları olmadığı ortaya çıkmıştır.

Bu düşünce Türkiye’de Milli Görüş ortaya çıkana kadar sürmüştür. Erbakan’la beraber Kürt-Türk ayrımı yapmamış Kürt milletvekilleri bakanlıklara getirilmiş ve yatırımlar doğu batı ayrımı yapılmamıştır. 1991 yılında Refah Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan Kürt Raporu hazırlaması için İstanbul İl başkanına görev vermiştir.

Milli Görüş tarafından kurulan tüm partiler öncelikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde örgütlemesini gerçekleştirmiştir. Örneğin Milli Nizam Partisi ilk örgütlenme çalışmaları Muş/Malazgirt ilçesinde başlamıştır. Bunun sebebi de 1071 Malazgirt Savaşı’yla Anadolu kapıların İslam’a açılmasıdır. Sembol alarak önem verilmiştir.

Milli Selamet Partisi Anadolu’da yaptığı mitinglerde Türkiye Cumhuriyeti hükümetlerinin ırkçı politikaların özellikle Kürt kökenli yurttaşları küstürdüğü tezi sürekli gündeme getirmiştir. Milli Selamet Partisi de tüm yurttaşların ayırım gözetmeksizin eşit değerlendirileceğini, etnik kökenin üstünlük aracı olarak görülmeyeceğini vurgulanmıştır.

Milli Görüş iktidarında özellikle Kürt kökenli yurttaşların ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmekten kurtulacağı söylemi çok sıklıkla kullanılmıştır

Kürtler, Milli Görüş tarafında kurulan partiler için “işte bu benim partimdir” demiştir. 1991 yılında yapılan ve bugünlerin projesi olan akp ve yıkım projesi devreye konulmustur.

Merhum Erbakan a dayatilarak MCP ve Aykut Edebali olarak faşist partiler ittifak yapılarak meclise gönderilmiş ve milli goruste artik Kürt realitesi de kırılma oluşmuştur. Erbakan hocada bu yapılanları asla tasvip etmemistir.

Çevresindeki kriptolukar ve genel projeleri engelliyememişti. Ülke genelinde Milli Görüş partilerin oy oranları Doğu ve Güneydoğu Anadolu da hep yükselmiştir.

Kürtleri alavere delavere nöbete mantığıyla hep kullandılar. Lafta 1000 yıldır kardeşiz yalanlarını atarlar. Ben şahsen artık inanmıyorum bu sözlere inanamam varsa kekoluk yapsın. Ahlatta yapılanlar ve yeni bir tarih oluşturma altın para aktarmanın adıdır Alparslan artık.

Osmanlıcılıkla din devşirmenin adıdır Türkçülük burada Turancılık ve beka! demenin başka bir boyutuda,  yalaka rtklarin Ahlatı tavaf seansları ve kendilerini türk yapma seansları boşunadır.

Ahlat'ta lgbt sevici Hande Yeneri çıpıldak çıpıldak çıkaranlar, Bitlis’te Tatvan’da keza kurtuluş günlerinde ahlaksızlıklarını milletin parasıyla show yaptıranlarin Romen diyojen yalanına artık tokuz.

Ahlatta, Bitlis'teki erenlerin ruhları sızlıyor maalesef! Ruslar Bitlisi işgal etse idi şu belediyelerin yaptığı organizasyonlar kadar etkili olmazları.

Romen diyojen bu toplrakalri istila etseydi acaba sizler kadar topluma dine zarar verirmiydi.

Galiçyada Çanakkale’de anzakkar Başarılı olsaydı acaba bu toplum bu kadar değiştirilir miydi soru işaretleri.

Bin yıllık kadim dostluklar maalesef artık ister dış güçlerin ister siz şamanist ve Turancı muhafazakarlar eliyle bitmiştir.

Artık inkarlariniz da para etmez sahte tarihimizde

Allah’a emanet olun vesselam

Henüz Bu Haber İçin Yorum Yapılmamış
Adınız Soyadınız
Güvenlik Kodu
BENZER HABERLER