VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
KÜNYE
FİRMA REHBERİ
İLAN REHBERİ
BİZE ULAŞIN
YAZARLAR
H24HBR

@ Haber Tarihi : 25 September 2023 18:10:24

0 Yorum

Kez Okundu.

Mahmutoğlu Çobanyan Ahmet Cevdet ve Xayali’yi Yazdı

Mahmutoğlu Yazdı: Arşak Çobanyan, Abdulah Cevdet Ve Xelil Xayali

Arşak Çobanyan 1872 yılında, bugün Erzincan sınırı dahilinde bulunan Eğin’in Abuçeh köyünde doğdu. Paris’te kendi kurduğu Anahid adlı dergide uzun yıllar editörlük yaptı. Fransızca dergi ve gazetelerde çalışarak Avrupalılara Ermeni edebiyatını ve kültürünü tanıttı. Ermenilerin maruz kaldıkları sorunları ve özellikle II. Abdülhamit döneminde Hamidiye Alaylarının kıyıma varan uygulamalarını, Ermeni mallarına zorla el koyma hadiselerini gündeme taşıdı. 1913 yılına gelindiğinde Ermenilerin güvenliğiyle ilgili kaygılar artmıştı. Ve bu minvalde reformların uygulanması talep edilmekteydi.

Böyle bir ortamda 3 Haziran 1913’te Paris’te düzenlenen bir konferansta bir konuşma yapar. Konuşma metni 2 Temmuz 1913 tarihinde 68 sayfalık bir kitapçık olarak yayımlanır. Konuşmasının son bölümünde şöyle der: “Ermenilerin istediği ilk şey Kürtler için okullarının kurulması… Ksenophon’un gördüğü gibi kalmış Kürtlerin tek bir okula sahip olmamalarını hayal etmek çok talihsizdir. Türkler Osmanlı Ermenistan’ındaki altı vilayette toplam 150 okula sahiplerdir ve 17,000 öğrenciyle alakadardırlar; halbuki Ermeniler bu bölgede 750’den fazla okula sahipler ve bu rakama öğrencilerin hepsi Ermeni olan yabancı misyonerlerin Katolik ve Protestan okulları dikkate alındığında toplam okul sayısı 82 bin öğrencisiyle 785’e yükseliyor. Ve Türkler mevcut duruma hakimdirler; hükümet onların elindedir; altı yüzyıldır bütün kaynaklar onların idaresindedir; Ermeni okullarının tamamı halkın yardımlarıyla kuruldu ve desteklendi.”

Abdullah Cevdet, Arşak Çobanyan 2 Haziran 1913’te bu konuşmayı Paris’te yaptığında, İsviçre’de bulunmaktaydı. 1894’ten itibaren İkdam gazetesini yayınlamaktaydı.

Abdullah Cevdet, 22 Ekim 1913’te ikdam’da Arşak Çobanyan’ın kitabını değerlendiren bir yazı kaleme aldı. Ve Kürtlerle ilgili kısmını seçip çevirdi. Çobanyan’ın okullar ve öğrencilerle ilgili verdiği rakamları Maarif Nezaretinin dikkatine sunduktan sonra yazısına şöyle devam eder: “Ancak Kürt gençleri için müteessir ve mütehassis olup mensup oldukları kavmin yardımına koşacak zaman gelmiş, geçmiştir” der. Ve halka gitme hususunda Kürt aydınlarına çağrıda bulunmaktadır. Bu çağrıda Ermeni aydınlarını örnek göstermektedir.

Bu çağrı Hetawi Kurd dergisin 1. sayısında yayımlanır.

(Hetawi Kurd) Gazetesi Muharrirlerine diye başlar. Özetle: “Şüphesiz, Kürdlere ve Kürdlüğe hizmet etmek için arak u mürekkep revan ediyorsunuz. Fakat gazeteyi okur-yazar milletler için çıkarırlar. Kürdlerde okur-yazarlar, ben ma’a’t-teessüf, eminim ki parmakla gösterilir. Şüphesiz Kürdleri mütemeddin, mütenevvir, mütehavvil bir kavim görmek isterseniz ve hiç şüphe yoktur ki hamiyyet-i Osmaniye, ya’ni Osmanlı imparatorluğunun kuvvet ve kıvamını arzu eden her unsur efradı mensup olduğu unsurun ta’yin, tenevvür etmesini istemelidir.

Fakat bu istemekden ne çıkar. İstemeyi, yapmak ta’kip etmek lazımdır. Kavmi için yüreğinde kuvvetli bir şefkat ve şefkatli bir kuvvet hisseden gencin besmele-ı hamiyyet ve faaliyeti Anadolu’ya koşmak olmalıdır. Burada, İstanbul’da çene ve kalem çalmaktan kat’iyen bir şey çıkmayacaktır.

Köylere! Köylere’ Darı ekmeği yemek, keçi südi içmek ve köylüleri nur ile ni’am-ı medeniyye ile it’am etmek kemal-ı besalet ve azm ile istetilmelidir.

Sorarım sizlere, ben bilmiyorum bana öğretiniz. Dünyada ne kadar Kürd var, nerede mütemekkindirler? San’atları nedir? Ticaretleri nedir?…

https://www.4x4bet123.com/ https://www.4x4bet123.com/

Okur yazarları yüzde kaç nisbetindedir? … bu suallerin cevaplarını hamiyyetli Kürd kardeşlerimden isterim. …….

Bir Kürd köyünde bir mekteb-i iptida’iyye müessis ve muallim olmayı la-ale’t-ta’yin bir yerde kaymakam ve müdür olmayı tercih edeceğiniz zaman, ey Kürd gençleri ve ancak o zaman düşülmesi lazım gelen yola düşmüş olacaksınız” der.

Xelil Xayali 1865’te, Bitlis ili Mutki ilçesinin Zinder köyünde dünyaya gelir. Çeşitli yerlerde memurluk yaptıktan sonra 1890 yılında İstanbul’a gelir. Kürt kurumlarında etkin rol alan Xayali, bu dönemde yayımlanan Kürd Teavün ve Terakki gazetesi, Roji Kürd, Hetawi Kürd ve Yekbun gibi gazete ve dergilerde yazılar yayımlar.

Xayali, 22 Ekim 1913’te Hetawi Kürd dergisinin 2. sayısında hem Çobanyan’a hem de Abdullah Cevdet’e Babe Naco rumuzuyla cevap niteliğinde bir yazı kaleme alır. Yazısında Abdullah Cevdet’e teşekkür ederek başlar ve Kürt gençlerine yaptığı uyarıların doğru algılanacağından emin olması gereğine vurgu yapar. Çobanyan’ın yazdıklarını ise tari’zat olarak tanımlar. Yazısının devamında; “Çobanyan efendinin dediği gibi, ıslahat esnasında Ermeniler Kürdler için mektep tesisini isteyecek olurlarsa bu pek garip ve garabeti nisbetinde pek çok şayan-ı dikkat olur. (Çünkü aklın, mantığın kabul edemeyeceği bir şeydir.) İcra kılınacak ıslahat sırf Ermenilere mi münhasırdır ki emsali namesbuk bir atafet hakkımızda ibraz buyuruluyor. Yoksa ıslahat-ı mütesavvirede Kürdler için bir hak ve alaka mı tanımıyor ki bu yolda idare-i kelam olunuyor. Vatandaşlarımız bilmeli ve anlamalıdırlar ki ıslahatta biz onlardan ziyade hahişkeriz. Ve sahib-i hakız. Hakkımızı müdafaa ederiz. Biz istemezsek bile hükümetimiz o ciheti nazarı dikkate alacaktır. Ve buna Kürd bir istirahat-ı vicdanla mutma’indir. O halde vatandaşlarımızın ihtiyar-ı zahmetine hacet yoktur. ‘Gölge etme başka ihsan istemem’ meselesini irad ile iktifa eyleriz.” der. Xayali, burada tipik bir dindar refleksiyle devlete arka çıkmaktadır. Devletle sorun yaşamak istememiş de olabilir. Politik bir dil kullanıyor, Çobanyan’la arasına mesafe koyuyor. Yazdıklarına kendisinin de inandığını düşünmüyorum. Xayali yazısında Çobanyan’ın değindiği Ksenophon’ın iddiasını iftira olarak nitelendirir ve şöyle cevaplar: “Kürdlerin Ksenophon’ın gördüğü gibi kaldığı ve bir mektebe bile malik olmadığı sözü pek açık bir iftiradır. Tekzibine bile değmez. Bundan 2313 sene önce Kürdistan’a gelen ve uğradığı hezimet ilcasıyla avdet eden Ksenophon’un yazdığı ‘ Onbinlerin Ric’atı’ nam seyahatnamesinde Kürd ile vatandaşları ne suretle tasvir eylediği erbabınca malumdur. Kürd ırkından Hıristiyanlığı kabul eden biçarelerin bugün hangi ırka mal edilmek istenildiğini de zaman ta’yin edecek” der. Ve Kürdistan’ın her yerinde medreselerin yer aldığını iddia eder. Xayali kitapta Ksenophon’un hezimete uğradığını ve geri döndüklerini belirtiyor ancak kitapta herhangi bir hezimetten söz edilmiyor. Kürd coğrafyasından geçerken Kürtlerle savaşmak ve köyleri yağmalamak istemediklerini buna rağmen Kürdlerin saldırılarına maruz kaldıklarını ve bu saldırılarda ciddi kayıp verdiklerini belirtiyor. Sonunda aldıkları esirler karşılığında ölülerinin cesetlerini Kürdlerden anlaşma yoluyla aldıklarını da yazıyor ve neticede nehri aşarak Ermeni coğrafyasına geçiş yaptıklarını ilave ediyor. Xayali’nin yazısında Ermeniler için Kürd ırkından olup Hıristiyanlığı kabul eden biçareler olarak nitelendirmesi ilginç. Xalil Xayali’nin yazısının bu bölümüne benzer bir görüşü Mevlanazade Rıfat da Hetawi Kürd dergisinin aynı sayısında kaleme aldığı bir yazıda dile getiriyor. Bu yazıda Rıfat, Ermenilere ırkdaşımız olarak hitap ediyor. Mevlanazade Rıfat yazısında: “ Vilayeti şarkiyyenin bu aralık emr’i ıslahı hakkında teşebbüsler, ciddi faaliyetler his olunuyor. Irkdaşımız olan Ermenilerin mevcudiyeti artıyor. Bu ırkdaşlarımızı bilmemiz, tam manasıyla ta’kip etmemiz lazımdır. Ma’lumdur ki Kürdler ve Ermeniler aynı bir kavim-Urdu-Urartu- kavminin ahvadındandırlar…. Hurufatımız, edebiyat ve lisanımız ananat-ı ırkıyemiz bir iken bil-ahire Ermeniler Hıristiyanlığı kabul ettiler. Bizden ayrı bir mevcudiyyet aradılar. Son zamanlarda terakki ettiler, meçhul bir gaye arkasından koşmaya koyuldular. İşte bu nev’i hareketlerdir ki bugün Ermenileri biz Kürdlerden ayrı bir yolda bulunuyor” diyor.

Rıfat yazısının devamında Abdullah Cevdet’in düşünceleri hususunda hemfikir olamadığını, belli başlı bir gaye olmadan Kürd gençlerini Anadolu’ya göndermeyi lüzumsuz ve semeresiz görüyor. Bu tavsiyeyi erken buluyor. Kürd gençlerine öncelikle Kürd lisanını bi-hakkın öğretme gereğine vurgu yapıyor, Ermenileri örnek gösteriyor. Onların münevver gençlerini Anadolu’ya değil Avrupa’ya gönderdiklerini belirtiyor.

Yararlandığım kaynaklar:

Beyiz Karabulut. Toplumsal Tarih Dergisi, Eylül 2018, sayı 297. Ahmet Alan, Hetawi Kürd (1913-1914). Ksenophon, Onbinlerin Dönüşü.

Kaynak Farklı Bakış 

Henüz Bu Haber İçin Yorum Yapılmamış
Adınız Soyadınız
Güvenlik Kodu
BENZER HABERLER