VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
KÜNYE
FİRMA REHBERİ
İLAN REHBERİ
BİZE ULAŞIN
YAZARLAR
H24HBR

@ Haber Tarihi : 04 December 2019 18:05:56

0 Yorum

Kez Okundu.

Kadınlar Ölmesin

Psikolog Büşra Epözdemir'in makalesi

 

Kadınlar ölmesin, yaşasın,
varetsin ve varolsun

Hergün 3.sayfa haberlerinde rastladığımız
kadın cinayetleri,geçen günlerde yine yüreğimizi yaktı. EmineBulut, hayalleri olan, kızı ile bir yaşam kurmak için çabalayan,
yaşamaya var olmaya çalışan bir kadındı.Ne yazık ki, O da ülkemizdeki bir çok kadın gibi cinayete kurban gitti. Bir yaşam gitti, birçocuk annesiz kaldı, bir eş katil oldu.Peki neden? Türkiye sağlam aile temellerine sahip bir ülke olarak bilinirken toplumumuzun yapı taşı olan ailebütünlüğümüz neler oluyor?

Neden parçalanıyoruz, bölünüyoruz? Bu soruları zihnimizde çıtlamaya çalışırken kimimiz kadınları, kimimiz erkekleri, kimimiz sistemi, kimimizise toplumu suçluyoruz. Oysa ki tüm bunları bir taraf olarak değerlendirmek yerine bir bütün olarak değerlendirmemiz gerekiyor. Bu problemi kadın ve erkeği suçlayarak başlayacaksak şayet, karşımıza çıkan ilk, sorun iletişim dili oluyor.

Ne yazık ki aile içerisindeki iletişim dilimiz sevgi, saygı, anlayış değerli hissettirme gibi
duygulardan çoktan uzaklaşmış..Bunların yerine eleştiren, yargılayan, suçlayan, basitleştiren bir iletişim dili sarmış tüm aile bireylerinin sözcüklerini Elbetteki bu cümleler davranışsal olarak aile bireylerini çaresizlik, şiddet, ötekileştirme, aşağılama,

https://www.4x4bet123.com/ https://www.4x4bet123.com/

tehdit etme, hatta öldürmeye varacak kadar korkunç davranışsal sonuçları bitiyor. Biranda canımız, ailemiz, hayatımızı adadığımız insanlar yıpranıyor, tükeniyor ve bazen bir cinayete kurban gidiyor.Bu durumun kadını, erkeği çocuğu yok. Bunu her bir aile üyesi yapabiliyor ne yazıkki. Sonuç olarak dağılmış aileler, kaybedilmiş eşler, evlatlar gündemimize bomba gibi düşüyor.

Peki toplum olarak nerede hata yapıyoruz ?

Ataerkil bir toplum yapısına sahip olmamız ve değişen dünya düzenine ayak uydurmakta zoranışımız aileleri olumsuz
etkileyen başka bir sebep, Evet artık
kadınlarda çalışma dünyasında ve maddi anlamda bir erkeğe ihtiyaç duymadan yaşamını sürdürebiliyor. Ve ne yazıki bir baba tek başına artık bir evi geçindirmek de zorlanıyor. Dolayısıyla erkekler topluma karşı kendilerini yetersiz ve eksik hissederken, kadınlar sırf maddi nedenlerden dolayı sürdürmek zorunda kaldıkları evliliklerini elde etmiş olduğu ekonomik özgürlükle bitirme kararı alıyor.

Bu iki durum eşler arasında çatışmaya neden olan bir diğer önemli konu oluyor.
Toplumsal algıların böylesi bir durumu gurur meselesi haline getirmeside herşeyin üzerine tuz biber oluyor. Birde, kadın erkeğin namusudur' algımız var. Bu algı erkeğe kendince kadına hükmetmeyi hak olarak vermiş bulunuyor. Oysa ki bu algı
Gelelim sistemsel eksikliklerimize. Neyazik ki evlendirme sistemimiz çiftlerin kanuyumunu önemsediği kadar karakter uyumunu, evlilik beklentilerini, yaşamsal problemlerini ekonomik planlarını önemsemiyor. Her sene binlerce çift
bilinç sizce evlilik gerçekleştiriyor.Oysa ki belediyeler en azkan testi sonuçları kadar çiftlerin evlilik öncesi danışmanlığı sürecini de önemsemeli, Gençlere eş olma, karı koca olma, anne baba olma becerileri kazand ırılmalı bireysel problemler çözülmeden evlilik ger çekleştirilmelidir. Aile eğitimleri, evlilik öncesi süreci eğitimleri zorunlu hale gelmeli dirki sağlıklı aileler kurula bilsin. Ve yasalardaki açıklar
...
En büyük kanayan yaramız bu konu olsa gerek. İyi hal indirimleri, aflar ve yasal boşluklar sanki kadın cinayetlerini engellemektense teşvik etme niyetinde. Bu anlamda da yetkililer gerekli düzenlemeleri yapmadıkça daha çok kadın cinayeti haberleri duyarız. Eğer kadına cinayeti durdurmak istiyorsak bireysel toplumsal ve sistemsel olarak üzerimize düşen görevleri yerine getirmeliyiz. 'Kadınlar ölmesin: yaşasın, var etsin ve var olsun. 'Sevgilerle

Büşra Epözdemir Aile Dan. Psk.

Henüz Bu Haber İçin Yorum Yapılmamış
Adınız Soyadınız
Güvenlik Kodu
BENZER HABERLER