HİCRET’İN BOYUTU

H24 / Makale/ Mehmet Ali BİÇER 

İlâhi bereketin, bolluğun ve iyiliğin çoğaldığı anlamındaki Muharrem Ay’ı, Ay (Kamer) Takvimine göre aylarının birincisidir. Zilkade, Zilhicce, Receb ve Muharrem Ayları savaşların yasak olduğu aylardandır. Ay’ın dünya etrafındaki hareketlerini esas alan Hicri takvim 355 gündür. Medine’de Adil Düzen’in kurulması için yapılan yolculuğun adına Hicret denir.

HİCRİ TAKVİM

Hazreti Muhammed (S.A.V.)’in Mekke’den Medine’ye Hicretinden onaltı yıl sonra Devlet başkanı Hazreti Ömer (R.A.)’ın Meclis (Şur’a) kararı sonucu takvim başlangıcı “HİCRET” kabul edilmiştir. Teravih namazının cemaatle kılınması da Hazreti Ömer’in (R.A.) içtihadı ile günümüze kadar gelmiştir. Rumi ve Miladi Takvim Batılılaşmanın, modernleşmenin bir ürünüdür.

HİCRET ve DEVLET

Hazreti Muhammed (S.A.V.)’ın doğumunda, vefatında olağan üstü olaylar yaşanmış olması, Kur’an’ı Kerim’in ilk Ayet’inin indiği gün ile Mekke’i Mükerreme’nin feth edildiği gün Hicri Takvimin başlangıcı olarak uygun görülmemiştir. Hicret Olayı; Kaliteli insan yetiştirmenin, şuurlu cemaat kurmanın ve yolculuğu göze almanın sonunda “Adil Devlet” kurmanın adıdır.

GÖNÜL YOLCULUĞU

Onüç yıl hazırlığın ardından 450 kilometre çöl yolunu Dünya’da devlete, Ahiret’te Cennet’e götüren HİCRET Duygusu İslâm Dini’ni özgürce yaşamak için, yardan geçenlerin, doğup büyüdükleri memleketten vazgeçenlerin Cenab’ı Allah’a tevekkül ederek yanlarına yalnız canlarını ve imanlarını alarak yola düşenlerin, İlâhi davası uğruna serden geçenlerin şanlı destanıdır.

ÇAĞLARÜSTÜ HİCRET

İnsana kulluktan, Allah’a kulluktur Hicret. Zulümden adalete, fuhuştan iffete, zilletten izzete, öldürmekten diriltmeye, köşe dönmekten dağıtmayadır Hicret. Kalblere huzur aşısıdır, Kıyamete kadar devam edecek olan bir yolculuktur Hicret. Örnek rol modelimiz Hazreti Muhammed (S.A.V.)’in Hadis’i Şerif’i İle “Muhacir; Allah’ın yasaklarından uzaklaşan ve onları terk edendir.”

HİCRETE HAZIRLIK

Her Hicretin bir ön hazırlığı olmalıdır. Ana rahminden Dünya’ya, Dünya’dan mezara, mezardan Ahiret’e doğru Hicret yolculuğu ilmik, ilmik beyinlere, kalblere oradan da davranışlarımıza yansımalıdır. Müslümanlar; Onüç yıl Mekke’de maddi ve manevi işkenceyle, ekonomik ve sosyal boykotla Hicrete aday olmuşlardır. Hamasi konuşmalar boş sözden ileri geçemez.

HİCRETTEN ALINACAK DERSLER:

1)- ÖNCÜ LİDER:

Örnek rol model, öncü lider Hz.Muhammed (S.A.V.) Mekke’den en önce değil, en son ayrılmıştır. Geriye kalan az miktardaki yaşlı ve hasta müminler istisnadır.

2)- LİDERE İTAAT:

Hazreti Ali (R.A.)’ın “Hayatımda en güzel, en feyzli, en lezzetli yatışım” dediği Peygamberimiz (S.A.V.)’in yatağında ölüme hazır duruşu ve canını hiçe saymasıdır.

3)- SADIK DANIŞMAN:

Öncü liderlerin emirlerine itiraz etmeyen, donanımlı, sadık ve güvenilir bir danışmana sahip olmak gerekir. Hazreti Ebubekir Sıddık (R.A.) gibi.

4)- GENÇ KADRO:

Aralarında ahenkli işbirliği bulunan Hz.Ebubekir (R.A.)’ın çocukları (Esma ve Abdullah), yolculuk izlerini silen ve mağaraya süt getiren çoban (Amr bin Füheyre), ücretli genç müşrik uzman klavuz (Abdullah bin Ureykıt, sonra müslüman oldu.) genç kadro idiler.

5)- TEŞKİLATLANMAK:

Musab bin Umeyr (R.A.) Medine’de teşkilat çalışmaları ve lidere biat etme örnekleri günümüze taşınmalıdır. “Allah’a isyan edilen yerde, kula itaat yoktur.” (Hadis’i Şerif)

6)- KURUMLAŞMAK:

Cemaat olma ruhuyla aidiyet kazandırmak. Hazreti Muhammed (S.A.V.) işçi olarak çalıştığı ve Medine’ye 3 Kilometre uzaklıkta Küba Mescidi’nin yapımı bir kurumlaşmadır.

7)- ÖNLEM ALMAK:

Hazreti Muhammed (S.A.V.) ve Hazreti Ebubekir Sıddık (R.A.) Hicret için evlerinin arka kapısından veya arka penceresinden dışarıya çıkmaları bir önlemdir.

8)- HEDEF SAPTIRMA:

Medine istikameti olan kuzeye değil de güneye (Yemen’e) doğru ayak izleri bırakmak, düşmanları yanıltmak, hedef saptırmak bir savaş taktiğidir.

9)- RUH EĞİTİMİ:

Hicretin iç dinamiklerinden tasavvuf ve ruh eğitimin temelleri Hira Dağı’nda atıldı. İhlas, ihsan ve zühd eğitimi Hz. Ebubekir (R.A.)’a “Hafi Zikir” kurucu üstadlığı verildi.

10)- GÜZEL AHLÂK:

Yardımlaşma ve dayanışmanın zirvesi muhacir ve ensar kardeşliği ile zirveye taşındı. Müminler tarağın dişleri gibi eşit olduklarının farkına vardılar. Büyüklük ve küçüklük komplekslerini hayatlarından silip attılar ve iki dünya saadetine kavuştular.

11)- ALLAH’IN YARDIMI:

Önlemlerin tükendiği, acizliğin doruğa çıktığı zamanlarda mucizeler yaşandı. Sevr Mağarası’nın girişinde güvercin, örümcek ile Suraka’nın atının tökezlemesi, evden ayrılışta sis bombası ile ulaşan “Allah’ın Yardımı” sevinçle karşılandı. (Muhammed Suresi:7)

SÖZÜN ÖZÜ

(1.)- Şeytani düzenlerde de Hicret anlayışı vardır. Katil, hırsız, yankesici, kanun kaçağı Avrupalı serserilerin Amerika’ya gidişleri, Kızılderilileri soy kırımına uğratmaları Batılı’nın çirkin yüzüdür.

(2.)- Müslüman her an Hicreti yaşamaya, muhacir veya ensar adaylığına hazır olmalıdır. Savaşlar, doğal afetler ve zalim rejimler bizi Hicrete zorlayabilir.

(3.)- Hicret edenler, yanlarına sadece canlarını almışlardı. Canlarını da imanları uğruna feda etmeyi arzuluyorlardı. İşte bu anlayış çok iyi kavranmalıdır.

(4.)- Hayatımızı güzel niyetli davranışlarımızla, yaz tatilimizi, yaylaya çıkışımızı, ticari seyahatimizi, üniversite dönemimizi, memurluğa atamamızı HİCRET ibadetine dönüştürebiliriz.

(5.)- Bugün, Hicretin içinde miyiz? Dışında mıyız? Yoksa, teğet mi geçiyoruz? Sorgulamalıyız.

• Hicret
• Mehmet-Ali-BİÇER
• Uhud
• Tela-al-bedeu
• Haccetepespor