28 Şubat tüm hızıyla sürerken, bir isim diğerleri arasından sıyrılıp manşetleri süslüyordu: Salih Mirzabeyoğlu. Siyasete genç yaşlarında giren, Necip Fazıl’ın “Yıllardır aradığım ses” dediği, İslam şuurunu teoriye dökmek gayretinden, 28 Şubat sürecinde işkencenin somutlandığı isim haline gelen Salih Mirzabeyoğlu’nun bu kez geçirdiği beyin kanamasıyla gündeme geldi. Onunkisi yıllarca tecrit edildiği hücrede bile aklını ve imanını korumaya çalışan bir adamın hikâyesi.
Onlarca eser üretti. Eserleri binlerce insana ulaştı. Yaşadıklarını anlatmak, ümit etmekten hiç vazgeçmedi. Üstadının öğrencisi olma gayretiyle yaşadı. Ve onun Çile şiirinde anlattığı gibi:
Diz çök ey zorlu nefs, önümde diz çök!
Heybem hayat dolu, deste ve yumak.
Sen, bütün dalların birleştiği kök;
Biricik meselem, Sonsuza varmak…