VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
KÜNYE
FİRMA REHBERİ
İLAN REHBERİ
BİZE ULAŞIN
YAZARLAR
H24HBR

@ Haber Tarihi : 08 February 2021 01:43:34

0 Yorum

Kez Okundu.

GERÇEK İSLAM KARŞISINDA; UYDURULAN İSLAM, AMERİKANCI İSLAM VE İNDİRİLEN İSLAM SAVUNUCULARI! -3-

GERÇEK İSLAM KARŞISINDA; UYDURULAN İSLAM, AMERİKANCI İSLAM VE İNDİRİLEN İSLAM SAVUNUCULARI! -3-

H24/Makale/M.Necip Yavuzer

Özlü Söz:

Kim olursa olsun, hangi makamda bulunursa bulunsun. Doğu veya Batıyla uzlaşmayı kuran hiç çekinmeden ve zerrece müsamaha göstermeden alaşağı edin.

İMAM HUMEYNİ

Yazı dizimin ilkinde İslam’ın ilk kuruluşunu, saltanata dönüşü ve hilafetin kaldırılmasından sonra gelişen olayları anlatmış sonrasında Siyonist İsrail terör sonucu kuruluşundan söz etmiş daha sonrada Tel Aviv’de kurulan İslam Üniversitesinden ve etkisinden bahsetmiştim.

İkinci yazımda da ideolojik sistemlerin şemsiyesi altında kendilerince bir İslami anlayış ve yaşam tarzı belirleyen tasavvuf/tarikat ehil ile onları “uydurulan İslam” ile suçlayan “indirilen İslam” savunucularını yazmıştım.

İnşallah bu yazımda da Amerikancı İslam adı verilen siyasal platformdaki aktörlerin oynadıkları İslami(!) rolü ve gelişen olayları yazmaya gayret edeceğim…

Deyim yerindeyse “Amerikancı İslam” söylemi Turgut Özal’ın ABD’nin desteği ile iktidar oluşu ile kendinden söz ettirdi. 12 Eylül Askeri darbesi ABD’nin “Bizim çocuklar Türkiye’de darbe yaptı” sözü Amerikanvari bir kimliğe bürünmesi ile vücut buldu. Bundan şunu net anlıyoruz ki her yapılan ekonomik ve siyasi oluşumlar ABD’nin haberi olmadan veya yol göstericiliği olmadan gerçekleşmiyor. Yıllarca Kemalist zihniyetindeki bir çok iktidarla ülkeyi kontrolleri içinde yönlendiren ABD bu defa farklı bir yol izleyerek İslami kökenden gelenleri Kemalistlerin yerine iktidara getirmek için kolları sıvamıştı. ANAP bu girişimin ilk meyvesiydi. Ancak ANAP’ın çok İslami bir gelenekten gelmemesi sadece o cenahta bulunup saygınlık çerçevesi içinde isim yapmış kişilerin ağırlıklı olduğu kişiler yoğunluktaydı.

İran’da yapılan İslam İnkılabı ABD ve yandaş emperyalist ülkeleri çok korkutmuştu. Özellikle İsrail’in ABD ile birlikte hedefe konması bütün bu emperyalistleri tek noktada buluşturmuştu. Zira İsrail terör devletinin bir anda hedefe konması güvenlik sorununu ön plana çıkarmıştı. ABD ilk önce işbirliği içinde olduğu Arap ülkeleri ile temasa geçti ve onların İran’a karşı kendi yanlarında olmalarını sağlamıştı.

Malum olduğu üzere batı emperyalizmi tarafından Siyonist emelleri gerçekleştirmek için yıkılan Osmanlı Devletinin hakim olduğu topraklar üzerinde irili ufaklı İslami(!) devletler kurdurulmuştu. Yıllarca Osmanlı idaresi altında olan bu yerlerde kabilelerden seçilenlere batılılar devlet kurdurtmuş ve onlarını bir yerde velinimeti olmuşlardı. Halen devam eden bu ilişki İslam’ın simgesel olarak kalmasına yol açan batı hayranlığı ve batı yaşam tarzının hakimiyeti yerini bulmuştu. Kurulan devletlerin ayakta kalması ve silahlandırılması gerekiyordu ve batılılar bunu gerçekleştirdi. Ayrıca o topraklarda petrolün bulunması işleri daha ileri boyutlara taşınması yol açtı. Yılların birikimi ile ilişkilerin her alanda gelişmesi bugün gelinen noktada kendini çok açık göstermektedir. Bu durum böyle devam ederken İran İslami İnkılabı onların bütün planlarını ve gelecek ile ilgili bütün hayallerini altüst etti. İran İslam İnkılabının emperyalist güçlere vermiş olduğu tedirginlik İslam coğrafyasında ABD’nin daha çok müdahil olmasına yol açtı. İşbirliği içinde olduğu ülkeleri kendi cephesinde bir araya getirdi.

İran İslam İnkılabı 1979 yılanda gerçekleşmişti. Bunun için hiçbir fırsatı kaçırmayan ABD Türkiye’de kendi çocuklarına askeri bir darbe yaptırarak İran’la sınır komşusu olan Türkiye’yi kendi açısından sağlama almıştı. Amacı askeri darbe ile İran’a savaş açmaktı.

1974 yılında yapılan Kıbrıs Barış Harekatı ile ekonomik olarak çöken Türkiye, İran ile savaşabilecek gücü kendinde bulamamış ve ABD’ye de güvenememişti. Kıbrıs meselesinde Yunanistan’dan yana tavır alan ABD askeri darbe yapmış generallerden güven alamamıştı. ABD’nin bu isteği yerine gelmeyince Irak’ta Saddam’a yöneldi. Saddam petrol ile zengin ve şımarık olmuştu. Almış olduğu silahlar ve ülkeyi sert bir biçimde yönetmesi onda kendine çok güvenme algısını oluşturmuştu.

Çok fazla dış gezi yapmayan sınırlı ve kısır siyasi döngü içinde kendini üstün görme zafiyetine düşmesi sonucunda ABD’nin onun bu zayıf noktası ile vurması savaşa yol açtı. İran’a saldırması için ABD onu ikna etmiş ve bu güçle bu topraklarda tek güçlü sen olursun hikayesine kanmıştı. İran ile 8 yıl savaştı ama sonunda giden kendisi ve ülkesi oldu.

https://www.4x4bet123.com/ https://www.4x4bet123.com/

ABD, İslam topraklarında İsrail’in güvenliğini sağlamak ve bu topraklarda bulunan enerji kaynaklarına sahip olabilmek için artık Müslümanların iktidara gelmesi için İslamizasyon projesini başlattı. Büyük Ortadoğu Projesi olarak bilinen Siyonist emellerin gerçekleşmesi uğruna yapılan bu organize Türkiye’de ANAP ile başlamış daha sonra AKP ile devam ettirildi.

İran İslam İnkılabından sonra en büyük tehlike olarak gördükleri Erbakan Hocaydı. Çünkü Erbakan batı emperyalizmi tarafından çizilen sınırları bir yerde tanımıyor ve İslam Birliği Projesinden söz ediyordu. Bu proje eğer bir gün gerçekleşirse ve Müslümanlar Kuran’ın etrafında birleşirse İsrail yok olacak ve enerji kaynakları ellerinden gidecek korkusu ile bu konuda hızla hareket etmeye başladı. Erbakan’ın önünü kesmek için her yol denedi ve partileri hukuksuz olarak kapatıldı. Bunda da başarılı olmayınca bu defa Erbakan’ı iktidar getirme ve iktidarda imha yoluna başvurdular. DYP ile iktidar yapılan Refah Partisi ancak 11 ay ayakta kalabildi. Onları iktidar yapanlar bu konuda hedefine ulaşamayınca kirli işere başvurdu ve bu koalisyonu bitirdi.

Amerikancı İslam’ın hedefine ulaşması için Refah Partisini kapattırmaya bizzat Refah Partisinde milletvekili olanların mecliste oy kullanmamaları neticesinde parti kapatıldı. Bu durum onlara sorulduğunda biz bir parti kuracağız eğer Refah devam etseydi kimse bizim partimize gelmezdi dediler. Bunu yapan Refah Partisinin milletvekilleri ve daha sonra AKP’nin kurucularıydı.

AKP’nin kurulması çok şaşalı olarak yansıtılmıştı oysa Erbakan Hoca bu konuda net olarak şunları söylemişti; “Kim AKP’ye oy verirse cehenneme bilet almış olur”. Daha sonra onları hararetle destekleyen Abdurrahman Dilipak; “AKP, ABD, İngiltere ve İsrail’in ortak proje partisidir” demişti. Buna rağmen Erdoğan İslam alemini lideri olarak lanse edilmişti. Ona o kadar inananlar ne Erbakan Hocanın ne de Dilipak’ın sözlerini duymak bile istememişlerdi.

ABD bu topraklarda hakimiyeti sağlayabilmek için savaş çıkarmak ve gelecek ile ilgili kurmuş olduğu hedeflerine ulaşmak için oynadığı kartlardan biride Kürt kartıydı. Kürtleri; Araplara, Farslara ve Türklere sosyalist olarak göstererek aralarında savaş çıkarıp birbirine kırdırma projesini devreye soktu. Kurdurduğu IŞİD bu konuda tamamen ABD’nin çıkarları doğrultusunda hareket ederek Kürtlere saldırdı. Bununla da yetinmeyen ABD bu defa “Arap Baharı” adı altında bir fitne ateşi daha yaktı. Bu proje ile faşist ve dikta rejimlerin yerine İslami kökenden gelen organizeleri iktidara getirmek için yalancı devrimler başlattı. Buna kanan bazı saf insanlar yapılan ayaklanmaları devrim zannettiler. Özelikle Mısırda Müslüman Kardeşlere iktidara gelme fırsatı verdiler. Onların gittikçe İslami bir hal üzere oluşlarına bir müddet müsaade ettiler ama daha sonra askeri bir darbe sonucunda meşru olan bir iktidarı hukuksuz bir şekilde yıktılar.

Bu islamizasyon projesinin en önemli ayaklarından biri AKP’nin işbaşına getirilmesiydi. Çünkü Erbakan gibi bir lideri ve onun İslam Birliği gibi projesine hayatiyet hakkı verilmemeliydi. Bunun gerçekleşmemesi için onu kendi içinden vurdular. Erdoğan onlar tarafından keşfedilmiş ve onunla yol almaya karar vermişlerdi. Gerçekten de iktidara gelmesi için onun mutlaka ülke bazında herkesin tanınması ve desteklenmesi için sansasyonel bir olaya ihtiyaç vardı ve onu da çok geçmeden buldular. Siirt’te okuduğu bir şiir ile belediye başkanlığı elinden alınmış ve bütün ülkeye mazlum bir belediye başkanı imajı verilmişti. Ve dediklerini aynen yaparak islamizasyon projesinin AKP ayağı ile bugün 18 yıllık bir iktidarı ayakta tutmayı başardılar.

Erbakan her zaman derdi Haim Nahum adlı papazın ülkeyi aç bırakma ve güçsüz bırakma emelini AKP’nin eliyle gerçekleştirmeleri işin en acı tarafı ve yıkımıydı.

İşlenen ve kabul ettirilen islamizasyon projesinin gerçek adı Amerikancı İslam projesidir.

Allahın kitabı elimizde ve kitabımıza baktığımızda bugün uygulanan İslam ile Allahın İslam’ı birbiri ile hiç örtüşmüyor.

İslamizasyon projesine baş olmaktansa Allahın İslam’ında çaycılık çöpçülük bile yaparız….

Selam ve dua ile….

 

Henüz Bu Haber İçin Yorum Yapılmamış
Adınız Soyadınız
Güvenlik Kodu
BENZER HABERLER