Gelecek Partisi’nin Kadın Ve Sağlik Politikası

H24/ Avrupa Birliği Röportaj

Gelecek partisi Gaziosmanpaşa ilçe başkanlığında şu genel başkan yardımcısı ve gelecek partisi kurucular kurulu üyesi Ayşe Güney hanımefendi var, Ayşe hanım kendinizi tanıtırmısınız ?

Merhabalar ben Ayşe Güney, Gelecek partisi sağlık politikaları kurulu üyesi ve Kurucular kurulu başkanıyım. Genel başkanımızın gönderdiği sağlık kurulu sorumlusu olarak görev yapmaktayım. Çocuk hastalıkları uzmanı ve Gaziosmanpaşa ilçesinden sorumlu’yum.

Geçen hafta Gaziosmanpaşa’da yaptığınız bir kampanya vardı?

Geçim için imza kampanyası programınız vatandaşlarımızın dertlerini dinlediniz?

Malum ekonomide kötü, vatandaşlarımız da mağdur, Ayşe hanım izlenimleriniz nelerdir? Gaziosmanpaşalılar  size neler Dediler?

Geçen hafta Gaziosmanpaşa merkezde bir stant kurduk, geçim için seçim standı partimizin bütün Türkiye’de açtığı bir kampanya, geçtiğimiz hafta İstanbul’da 20 ilçe aynı anda seçim için geçim stantı kurarak imza topladık. Meydanda gördüğümüz yaşlılar, emekliler, kadınlar özellikle mağdurlar evlerini geçindiremediklerinden yakınıyorlar.

Geçinemedikleri gibi evlerindeki kediler, köpekler beraberinde aç kalıyor sonuç itibariyle insanların çok ciddi bir geçim sıkıntısı var.

Gençler sıkıntılı ve kaygılı gelecek noktasında sıkıntıları var Gaziosmanpaşa ve İstanbul’un bir çok merkezlerinde spor yapacak yürünecek ve yahut da bisikletle gidilecek alanları yok bunlar önemli sorunlar olarak gördük. Biz de, imza kampanyası standında  3 saat gibi bir zamanda yaptık , ileriki zamanda tekrar yapmayı planlıyoruz

Evet burada hayvanlardan da bahsettiniz, toplumsal olarak kadınlar da var, siyasette %50 oranında olması gereken aslında Türkiye’de de kadın sorunları var! Kadın problemleri var! Kadınlarla ilgili olarak kadın politikanız nedir?

Bizim parti politikamızdaki amacımız hedefimiz kadın ve erkek eşitliğini sağlamak , Özellikle genel başkanımız temsiliyette eşitliğin sağlanmasını istiyor, eşitlik çok sayıda kadın eğitimci olsun iş insanı olsun sağlık dünyasından kadın olsun bütün bunları partimize kazandırmak için ciddi çabası var, Tabii bu kadınlar için çok kolay bir şey değil çünkü kadınlar sadece mesleki hayat ta değil aynı zamanda evde de çok sayıda sorumlulukları var

Evlerde kadınlar hangi mesleği icra ederse etsinler bir ev işlerini tek başına üstleniyorlar tabii bu zamanla değişecek bir anlayıştır Mesleğim gereği birçok genç insanla görüşüyorum, bu genç kardeşlerimiz çok paylaşımcılar o açıdan ben gelecekten ümitliyim İnsanların evde de çalıştıktan sonra siyasette de zamanları olacaktır

Şiddet Sağlıkta ve Toplumun her Alanında var 

 Kadına şiddetle ilgili ne demek istersiniz, bununla ilgili çözümler nelerdir?

Şimdi şiddet hayatın her alanında var sadece kadına yönelik değil biliyorsunuz, Türkiye’de en büyük saldırı hekimlere yönelik yapılan saldırılardır sağ ol çalışanına yönelik şiddettir bir taraftan da kadına yönelik şiddette önemli önemli olan zihniyetle ilgili olan bir sorun var,Çünkü insanlar suçların cezasını kendileri verme hakkının kendilerinde olduğunu zannediyorlar yani erkekler özellikle kadınlar için işte bu onun annesi olabilir, eşi olabilir, kızı olabilir veyahut yakın olabilir herhangi bir suçu veyahut kusur olduğunda onun cezasını kendisi vereceğini düşünüyor,

Halbuki erkek olsun kadın olsun kim olursa olsun eğer ortada bir suç varsa onun cezasını hukuk verir, kişilerin ceza verme hakkının olmadığını bilmeliler çözüm zihniyet dönüşümü olmalı diye düşünüyorum.

İstanbul sözleşmesi gündemde  halen de yürürlükte olduğu söyleniyor ne kadar kalktı denilse de 6284 sayılı yasanın halen devam ettiği kaldırılmadığı söyleniyor çünkü yürürlükte birçok kesin de bu yasanın kaldırıldığı ile ilgili adete isyanda umhurbaşkanı da ben bir kararname ile İstanbul sözleşmesinden çıktım ayrıldım dedi.  Bununla ilgili azı siyasi partiler biz İstanbul sözleşmesinin arkasındayız hatta altın masa olarak tabir edilen millet ittifakının muhalefetinde İstanbul sözleşmesini desteklediği yönünde açıklamaları var hatta yanlış olmasın sizin  başkanınızın da İstanbul sözleşmesini desteklediği yönünde açıklamalar var.

Milletimiz İstanbul sözleşmesini ne kadar biliyor siz de bir hanımefendi ve bir hekim olmanız Hasebi ile bu konudaki düşüncelerinizi almak istiyoruz?

Evet İstanbul sözleşmesi tam da şiddete yöne yönelik zihniyet dönüşümünü gerçekleştirmek için hazırlanmış bir sözleşme dir. İstanbul sözleşmesi doğrudan bir icra sözleşmesi değildir bir çerçeve anlaşmasıdır ve Uluslararası bir sözleşmedir.

özellikle Avrupa konseyinin hazırladığı ve Avrupa’nın Türkiye’nin Avrupa konseyinde yürüttüğü zamanda İstanbul’da yapıldığı için ismi de İstanbul sözleşmesi olarak adı verilmiştir En sahasında Türkiye’nin bunu hazırlamasında birçok sebep var hatta birçok nedenler var defalarca suç duyurusunda bulunmasına rağmen yardım istenmesine rağmen eşleri tarafından veya çok yakınları tarafından sokak ortasında kurşuna dizilerek gerek Diyarbakır’da gerek dikilitaş’ta ikili’de İstanbul’da çok sayıda kadın öldürüldü ve bu öldürülme dolayısıyla Türkiye çok ciddi cezalar aldı Avrupa insan hakları mahkemesi çok yüksek cezalara maruz kaldı ve Avrupa konseyi konseyi başkanlığı Türkiye’ye geçtiği zaman artık bunu bir çözme noktasında bir zaruret ortaya çıktı.

İstanbul sözleşmesi hazırlandı halkın bilmemesi belki normaldir Evet halk her şeyi okumayabilir oldukça uzun bir metin ve kapsamlı bir metin ama siyasetçilerin eğitimcileri mutlaka bilmesi gereken bir metin bu bu sözleşmenin amacı Şiddeti önlemek her türlü şiddeti psikolojik şiddeti ekonomik şiddeti cinsel şiddeti hepsini önlemeye yönelik hazırlanmış bir sözleşme ve Türkiye’de bu Avrupa konseyi’nin hazırladığı bu 62 84 sayılı kanunu ayrı ayrı daha önce ayrı bir koruma kanunu vardı o kanun feshedilip yeniden 62 84 sayılı kanun e hazırlandı İstanbul sözleşmesine uyumlu olan bir kanun Çekilmesi bu kanunun iptal edilmesini gerektirmez esasında uygulandığı takdirde son derece değerli özellikle kadınları aileleri ve güç sözleri korumaya yönelik bir kanundur.

Cumhurbaşkanının  tek başına Karar vermesi hukuki değildir

Cumhurbaşkanımız birçok kuralı çiğneyerek tek başına İstanbul sözleşmesinden çekilerek çekme kararı çekinme kararı verdi bizim partimiz de sözleşmeden ayrı olarak bu hususta bir dava açtı danıştaya suç duyurusunda bulunarak dava açtı yani cumhurbaşkanının tek başına imza çekme yetkisinin olmadığına dair çünkü bu bir usul yönünden hatadır ama maalesef hukuk farklı işlediği için bu da var reddedildi reddedilmiş oldu İstanbul sözleşmesini çok doğru ve hakkındaki olumsuz yargının veya üzerinde üzerinde üzerinde olumsuz konuşmanın bir manipülasyon olduğunu üşünüyorum.

İstanbul sözleşmesi ile ilgili Türkiye Büyük millet meclisi’nde gönderdiğimiz ve rapor vardı bizatihi  ben raporun hazırlanmasında çalıştım.

Ön metnin ön kısmında bulunan dayanak ve kararları teker teker okuyarak bu karara son derece kıymetli kadınlara hastalara güçsüzlere çocuklara yani herkesi şiddetten korumaya yönelik bir metindir.

Hatta erkeklerde buna dahildir buradaki muhatap herkestir yani toplumdaki herkesin şiddetten korunması gerekiyor ister mülteci olsun istersen savaş mağduru olsun ister göçmen olsun isterse kim olursa olsun şiddetten korunması gerekiyor en önemlisi

 istanbul sözleşmesinin Savaş dönemlerinde de geçerli olması yani savaş ortamında bir kadına bir çocuğa bir güç size hastaya şiddet gösterilemez , sadece sadece savaşta şiddet gösterilebilir bu da zaten askerler arasında olabilir ama güçsüzlere yönelik şiddet olduğunda onu İstanbul sözleşmesine  bağlı olarak ona istinaden hazırlanan kanun önlemesi gerekir.

Ayşe hanım son olarak sormak istiyorum konuşmanızın içerisinde geçtiği için cumhurbaşkanımız bu anlaşmadan ayrılmanın bir anlamda keyfiyet gibi olduğunu anladık.

Kadem denilen kadın derneğinin de kendi kızının ve ailesinin de işin başında olduğu olduğunu biliyoruz Bir de Mehmet Metiner ve Abdurrahman Dilipak ve AK Parti’ye yakın olan işiler bunlar da İstanbul sözleşmesinin bilmeden el kaldırıp imzaladıklarını ve bu işten pişman olduklarını dile getirdiler az önce söylediğiniz gibi bu işte bir çelişki yok mudur sizce?

İstanbul sözleşmesi’ne Karşı Olanlar Manipüle Peşinde 

Evet gerçekten dediğiniz gibi çok ciddi bir çelişki var öyle ki İstanbul sözleşmesi itiraz eden gruplar Abdurrahman Dilipak ve işte Metiner veya benzer pek çok kişi istanbul sözleşmesini manipüle ederek hakkında olumsuz bir yargı, olumsuz bir kampanya oluşturan kişilerdir.

Sanki İstanbul sözleşmesi aile yönelik değil de,  aileyi yıkmaya yahut da ona bağlı olarak çıkan kanunlar aileyi korumuyormuş, işte kadının bir sözüyle erkeği evin dışına atıyormuş gibi gibi pek çok konuyu gündeme getirerek manipüle edenlerdir

 Esasında İstanbul sözleşmesi sadece kadınları değil erkekleri de hastaları kötüleri çocukları göçmenleri herkesi korumaya yönelik şiddetten korumaya yönelik çok önemli ve kapsamlı bir sözleşmedir en önemli vasıfı da zihniyet dönüşümü toplumda zihniyet dönüşümünü yapmaya yönelik yapılmış bir sözleşmedir kadın evet cumhurbaşkanının kızları da orada görevli ve pek çok aile bakanımızla kadem’in üyelerinden biri, Onlar İstanbul sözleşmesinin tarafındalar.

Onlar da imzanın çekilmemesi ve iptal olmaması konusunda çalışma gösterdiler ama cumhurbaşkanı birtakım çevrelerden alabileceği oyu kaybetmeme için tekrar böyle bir kararı verdi ve bu karar hukuka uygun değildir

Son bir mesajınız  varsa alalım

Ben size çok teşekkür ederim çok güzel sorular yöneltiniz için teşekkürler ederim.

Ayşe Güney kimdir?

1961 yılı şubat ayında Avanos’un Karacauşağı köyünde 8 çocuklu bir ailenin 7. çocuğu olarak dünyaya geldim. İlkokulu tek derslikli 65 kişi mevcudu bulunan köy okulunda , ortaokul ve liseyi İstanbul’da Kandilli Kız Lisesi’nde yatılı olarak tamamladım.

1977’de başladığım İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi’ni 1983 yılı eylül ayında bitirdim. Aynı yıl sınıf arkadaşım Dr. Mürselin Güney’le evlendim. Mecburi hizmetimi Kırklareli Aile Planlaması ve Ana-Çocuk Sağlığı Merkezi’nde yaptım. 1991’de İstanbul Haseki Hastanesi’nden Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ihtisasını tamamlayarak mezun oldum.

1 yılı Kayseri merkezde olmak üzere 91 yılından, bugüne kadar İstanbul Fatih’te, özel muayenehane ve çeşitli özel sağlık kurumlarında serbest tababete devam etmekteyim. Biri kız üç çocuk annesi ve Aycan ve Ali Arslan’ın babaannesiyim.

Sosyal Sorumluluk alanında çalışmalarımı bir üst düzeye taşıyacak, ülkeye ve insanlığa hizmet edecek bir alan olarak 2019 yılı Aralık ayında GELECEK PARTİSİ kurucular kurulunda yer alarak siyasi faaliyete başlamış oldum.

• Gelecek-partisi
• ayşe-güney
• dr.-ayşe-güney
• Gaziosmanpaşa
• ahmet-davutoğlu