DÖRDÜNCÜ KUVVET

H24 / Mehmet Ali BİÇER

İngilizce kökenli medya sözcüğü yazılı, sözlü, görüntülü kitle yayın araçlarını içermekte olup gazete, dergi, radyo, televizyon, internet ve sosyal medyayı kapsamaktadır. Demokratik ülkelerde yasama organı (Parlamento) birinci, yürütme organı (Hükümet) ikinci, yargı organı (Mahkeme) üçüncü, kitle iletişim araçları (Medya) dördüncü, Sivil Toplum Kuruluşları (Dernek, Vakıf, Birlik, Meslek Odası, Kulüp, Sendika, Fikir Hareketi) beşinci kuvvet olarak nitelendirilmiştir. Bazen medya, yönetim organlarını ve kamuoyunu belirgin bir şekilde etkilediği konumlarda birinci sıraya oturur. İşyerinde, kahvehanede, evde sürekli haberler ve manşetler konuşulur. Yani, toplum ister-istemez olumlu-olumsuz refleks vermek durumunda kalır. Narkozlanan halk reaksiyon gösteremez.

DOĞRU HABER, HAKTIR

Toplumun huzuru ve barışın korunması için; Haber alma, doğruyu öğrenme, bilgilenme, bilinçlenme insanın doğal ihtiyacı, yasal hakkıdır. Medyanın da asıl görevi bu olmalıdır. Ne yazık ki çoğu zaman bu anlayışı görmek mümkün olmaz. İstenilen anlayış topluma dikte edilerek insanın ne düşüneceğini, nasıl düşüneceğini, nelerle meşgul olması gerektiğini, hangi şeylere öfkeleneceği, nelere sevineceğini belirlemek ister. Çoğu defa toplumun öz kültürü baskı altında tutularak, beyinlere ideolojiler enjekte edilmektedir.

ENFORMASYON ÇAĞI

Global köy haline gelen Dünya’mızda insanlar, medyanın bilgi bombardımanı altında tutulmaktadır. Enformasyon (Bilgi, haber, haberleşme) çağa damgasını vurmuştur. Komşusunu tanımayan insanoğlu internet sayesinde Dünya’yı tanıyabilmektedir. Güdümlü kartel medyası, rahatlıkla çokuluslu şirket, holding ve reklam ajansları ile işbirliği yaparak ucuz, masabaşı ve kolay habercilik, yalan-dolan magazin, bağımlılık kazandıran şiddet ve cinselliği içeren seviyesiz manşetler halktan gerçekleri gizlenmektedir. Kişi temel hak ve özgürlüklerine yapılan saldırıları sıralamaya kalkışsak ciltler dolusu kitap olur.

KUVVET ATMAKTIR

Örnek rol modelimiz, Hazreti Muhammed (S.A.V)’in “Kuvvet atmaktır, atmaktır, atmaktır.” söylemi ve bunu üç defa tekrarlaması, konumuzun ne kadar önemli olduğunu gösterir. İlk insanlardan günümüze kadar yapılan savaşlarda sırasıyla taş, sapan, ok, mancınık, mermi, top, füze atılmış bugün ise medya (Siber saldırı) atılarak elde edilmek istenen “Egemenlik Mücadelesi” sessiz savaş adıyla kültür savaşlarına dönüşmüştür.

MEDYANIN GÜCÜ

Medya; Yetişkinlerin yanında, bilhassa çocukları, gençleri ve mutlu aile yuvalarını etkilemekte onların konuşma üsluplarını, davranışlarını, yaşama tarzlarını değiştirebilmektedir. Yaşadığımız toplumda sonuçlara hep beraber şahit olmaktayız. Medya gündemi oluşturmakta veya değiştirmekte, milli ve manevi değerlere yön vermekte, hükümetleri iktidardan düşürmekte, liderlerin değişmesinde, yönetimlerin kurulmasında gücünü gösterebilmektedir.

EMBESİL ve MANKURT ARACI

Meşhur Çin işkencesinde: Kişinin elleri ayakları bağlı, sabit durumda tutulur, saçı ustura ile tıraş edilir, tepesine sürekli buzlu su damlatılır. Bozuk musluğun ayni yere devamlı su damlası granit kayayı dahi deler. Suyun her damlası katlanarak oluşan kuvveti ile birkaç saat sonra, sanığın suçu kabullenmesine veya itiraf etmesine neden olur. Bizler her gün damla, damla medya bombardımanı altında hala sağlıklı düşünebiliyor isek bu bizlerin kuvvetli inancımızdan ve sağlam aile yapımızdan kaynaklanmaktadır. Eski Çin Yöneticileri insan beynini kontrol altına alarak, halkı embesil köle veya iradesi tüketilmiş mankurt haline getirmişler, böylece zulüm düzenlerini ayakta tutmuşlardır.

MEDYA, SİYONİZMİN GÜDÜMÜNDEDİR

Medya istediği yasaların çıkarılmasında veya çıkarılmamasında, kamusal rantların, ihalelerin, kredilerin kendi lehine akmasına çalıştığı görülmektedir. Yoksa, şantaj mekanizmasını çalıştırır ve ortalığı kasetlerle, cv’lerle bulandırırlar. Medya zarar görenlere ödediği manevi tazminat, devede kulak misali küçük bir meblağdır. Gerçek medya kuruluşları ise dürüst, güçlüden yana değil, haklıdan yana olmalı, yabancıların ve çıkar çevrelerinin yerine kendi ülke insanlarının çıkarına hareket etmelidir. Fedakar, işini seven, fikir vermek isteyen anlayışa sahip olmalıdır ki “Milli Kimlik” korunabilsin. Irkçı Siyonizm; Bilgi, medya, para gücünü kontrolü altında tutar.

MİLLİ MEDYANIN ÖNEMİ

Basın-yayın organları okuyucusu ve tirajıyla, radyo ve televizyonlar da dinleyicisi ve seyircisi ile kendini güçlü hissettirir. Birinci derecede en etkili unsur okuyucu-dinleyici kesimdir. İkinci sırayı reklamlar alır. Reklam Ajansları medyanın sesini kısmak veya ayakta tutmakta için varlıklarını sürdürürler. Toplumun idealist, vatansever, aydın, düşünür, öncü kesimi olarak nitelendirilen, fedakarca çalışan yazar ve çizer emekçi kadroları Milli Medyayı savunurlar. Geniş Bilgi İçin; “İslâm ve Medya” adlı yirmiüçüncü makalemizi h24hbr.com’da okuyunuz.

• dördüncü-kuvvet
• sosyal-medya