AK Parti Alamet-İ Farikalarını Birer Birer Yitirirken

H24/ Makale / Bekir TANK

AK Parti 7. OlaÄŸan Büyük Kongresini de gerçekleÅŸtirdi. Hayırlı olsun.

AK Parti’nin ilk yılları gerçekten Türkiye’ye adeta bir bahar havası gibi esiyordu. Ülke kalkınıyordu. Devletin imkânları bir avuç azınlığın pençesinden kısmen de olsa kurtarılarak halkın hizmetine sunuluyordu. Ä°nançlarını yaÅŸayanlara yönelik sürek avları ve eÄŸitim engeli ortadan kaldırılıyordu. Yolsuzlukların üstüne cesaretle gidiliyordu. Ehliyet ve liyakat genelde aranan ÅŸartlar arasında idi. DüÅŸüncesini ifade etmenin önündeki engeller kaldırılıyordu. Ä°nsanlarda, “düÅŸüncemi ifade edersem, iÅŸimden, aşımdan ve makamımdan olurum” korkusu gittikçe azalıyordu. Belediyeler daha çok hizmetleriyle anılıyorlardı.

DoÄŸrusu AK Parti’nin gerçekleÅŸtirdiÄŸi yenilikler ve hizmetler o kadar fazla ki, buraya sığmaz.

Ancak milletin AK Parti’ye en fazla destek verdiÄŸi ve bu desteÄŸini bir de 15 Temmuz ile taçlandırdığı bir esnada AK Parti’nin hakkı, adaleti, ehliyeti ve liyakati gözetmede ve düÅŸünceyi ifade etme özgürlüÄŸünde daha da ileri gitmesi gerekirken ve beklenirken, bu deÄŸerleri yitirdiÄŸini görüyoruz.

Birer bilim yuvası olması gereken üniversitelerdeki vesayete son vermek yerine baÅŸka bir vesayetin konulması üniversitelerin zaten sorunlu olan seviyesini daha da aÅŸağıya çektiÄŸi bir gerçektir. Ä°nsanlar dile getirmekten korksalar bile, üniversitelerin diÄŸer ciddi bir sorunu da ırkçılıktır. Irkçılık hem adam kayırmada belirleyicidir ve hem de tasfiye etmede. ÖrneÄŸin, kendi özgeçmiÅŸine bildiÄŸi dillerin arasında Kürtçe’yi de yazan bir akademisyene adil davranabilecek üniversite varsa bile, istisnadır. Gerek üniversitelerde ve gerekse diÄŸer kamu kurumlarında -ki bunlara özel kurumlar da eklenebilir- yüz binlerce insan “bildiÄŸi yabancı diller” bölümüne iyi bildiÄŸi halde anadili olan Kürtçe’yi yazmaya korkmaktadır.

Milli eÄŸitim sistemi de içerik olarak millileÅŸtirilemedi. Bu baÄŸlamda ne tarih kitapları resmi yalanlardan arındırılabildi ve ne de ders kitaplarının milletin deÄŸerleriyle çatışan dili düzeltilebildi.

AK Parti, devletin inkâr politikalarına resmiyette son vermekle bu insanlık suçunu biraz hafifletti, ama bunun da devamını getirmedi veya getiremedi. MEB müfredatına dahi koyduÄŸu halde milyonlarca Kürt öÄŸrencinin Kürtçe’yi öÄŸrenmeleri için atadığı öÄŸretmen sayısının iki elin parmaklarını bile geçmemesi, doÄŸal olarak Kürtler tarafından da onur kırıcı bulunmaktadır.

Ä°lk yıllarda hizmetleriyle ve yenilikleriyle anılan belediyelerin yerinde bugün yellerin esiyor olması ve birçok belediyenin de bugün maalesef çeÅŸitli haksızlıklarla anıldıkları bir gerçektir.

Yolsuzlukların üzerine gitmek, hakka ve adalete riayet edip iÅŸi ehline vermek ve ihalelerde ÅŸeffaflık gibi konulardaki güvenilirliÄŸi de hızla irtifa kaybetmektedir.

AK Parti’nin yitirmekte olduÄŸu diÄŸer bir özelliÄŸi de farklı düÅŸüncelere gösterdiÄŸi saygı ve tahammüldür. ÖrneÄŸin, bugün itibariyle hem de AK Parti tarafından kaldırılan Ä°stanbul SözleÅŸmesi üzerinden yaptığı eleÅŸtiriler nedeniyle Sayın Abdurrahman Dilipak hakkında 81 ilde suç duyurusunda bulunulmasını ve Ayasofya Camii imamının hem inancı ve hem de bulunduÄŸu makam nedeniyle görevi olan bir konuda Ä°slam’ın hükümlerini söyledi diye Sayın Özlem Zengin tarafından uyarılmasını toplum böyle deÄŸerlendirmektedir.

Bütün bu olumsuzluklarına raÄŸmen AK Parti’nin hala açık ara ile birinci parti olmasının nedeni ise, muhalefet partilerinin gerek vaatleriyle ve gerekse icraatlarıyla hala AK Parti’den daha geri olmalarıdır.

Fakat AK Parti’nin de bu çapsız muhalefetin verdiÄŸi rahatlıkla kendi yanışlarında ısrar etmek yerine hem yitirdiÄŸi veya yitirmekte olduÄŸu hasletleri yeniden kuÅŸanması ve hem de yeni hasletler edinmesi gerekir. Sarsılan güveni yeniden kazansın. Aksi halde, bir dostumuzun da dediÄŸi gibi, seçmenin de hüsnüniyetinin bir sınırı vardır.

• Bekir-TANK
• akparti