YaÅŸar Kemal Efsanesi...
"Ülkelerin türkülerini yaratanlar, kanunlarını yaratanlardan daha güçlüdür... Biyografi YaÅŸar Kemal
Biyografisi YaÅŸar Kemal DoÄŸum Yeri : Adana YaÅŸar Kemal Kimdir? 6 Ekim 1923 Hemite, Osmaniye doÄŸumludur. Tam adı Kemal Sadık Gökçeli’dir. Kürt kökenli Türk romancı, senaryo ve öykü yazarı.
Ä°lk öykü kitabı Sarı Sıcak’ta da yer alan Bebek öyküsü ile ilk romanı Ä°nce Memed, Cumhuriyet’te tefrika edildi. Ä°nce Memed, yaklaşık kırk dile çevrilerek yayımlandı. Kitaplarının yurt dışındaki baskısı yüz kırktan fazladır.YaÅŸar Kemal pek çok yapıtında Anadolu’nun efsane ve masallarından yararlanmıştır. PEN Yazarlar DerneÄŸi üyesiydi.
Nobel Edebiyat Ödülü’ne aday gösterilen ilk Türk yazardır.1952–2001 yılları arasında Thilda Serrero ile evli kalmış, 2002 yılında AyÅŸe Semiha Baban ile 2. evliliÄŸini yapmıştır. 28 Åžubat 2015 tarihinde organ yetmezliÄŸi sebebiyle yoÄŸun bakımda olduÄŸu hastanede vefat etmiÅŸtir. Cenazesi 2 Mart 2015 tarihinde düzenlenen törenin ardından Zincirlikuyu Mezarlığına defnedilmiÅŸtir.
YaÅŸar Kemal, Nigâr Hanım ile çiftçi Sadık Efendi’nin oÄŸlu olarak aslen Van-ErciÅŸ yolu üzerinde ve Van Gölü’ne yakın Muradiye ilçesine baÄŸlı Ernis (bugün Ünseli) köyünden olan bir ailenin çocuÄŸu olarak Adana’nın Osmaniye ilçesinin Hemite (o zamanki adı: Gökçeli ya da GöÄŸceli; bugünkü adı: Gökçedam) köyünde doÄŸdu. Yazarın doÄŸum tarihi hakkında çeÅŸitli kaynaklarda farklı bilgiler mevcuttur. Behçet Necatigil tarafından yazılan Edebiyatımızda Ä°simler SözlüÄŸü’nde 1922;Tuba Tarcar Çandar tarafından hazırlanan YaÅŸar Kemal Fotobiyografi’sinde Ocak 1923 olarak belirtilmiÅŸtir. DoÄŸum tarihinin nüfus cüzdanında 1926 yazdığını söyleyen YaÅŸar Kemal, nüfus cüzdanını ilkokulu bitirdikten sonra aldığını, kendi hesaplarına göre doÄŸum tarihinin 1923 olduÄŸunu ifade etmiÅŸtir. Bu tarihin de hatalı olabileceÄŸini belirten yazar, köylülerin yayladan döndüklerinde doÄŸduÄŸunu, bunun da ekim ayına denk geldiÄŸini söylemiÅŸtir. Kendi anlatımına göre bir Türkmen köyünde tek Kürt ailenin çocuÄŸu olarak doÄŸup büyüyen YaÅŸar Kemal, evde Kürtçe, köyde ise Türkçe konuÅŸurdu.
Luvan aÅŸiretinden olan babası, Birinci Dünya Savaşı çıkınca ailesiyle birlikte ikâmet ettikleri köyden ayrılıp göç etmeye baÅŸlamışlardır. Van’dan Diyarbakır’a, buradan da Çukurova’ya bir buçuk yıl süren göç sonucu gelmiÅŸlerdir.
O zamanlar Kadirli’ye baÄŸlı olan altmış hanelik Türkmenlerin yaÅŸadığı Hemite köyüne yerleÅŸmiÅŸlerdir. "Babam, anam DoÄŸu Anadoludan, 1915’te Rus ordusu Van’ı iÅŸgal edince, oradan bir buçuk yılda Çukurova’ya gelerek bu köye yerleÅŸmiÅŸler. Köyde bizimkilerden baÅŸka Kürtçe konuÅŸan hiç kimse yoktu. Ben kendimi bildiÄŸimde Kürtçe sadece bizim evin içinde konuÅŸuluyordu. Ben doÄŸduÄŸumda babam çok yaÅŸlı, belki elli yaşın üstündeydi, anam da çok gençti. On yedi yaşında. Evde babamın bir kardeÅŸi, onun karısı, bir de akrabaları bir genç kız vardı. Amcamın karısının bir elini Van’da bir top gülle parçası almış götürmüÅŸtü.
Aile bir bey ailesiydi. Ailenin mensup olduÄŸu Luvan aÅŸiretinin son beyi Gulihan Bey babamın amcasıydı." Üç buçuk yaÅŸlarında iken bir kurban kesimi sırasında halasının kocasının elindeki bıçağın kayarak gözüne saplanması sonucu saÄŸ gözü kör oldu. Dört buçuk yaşındayken, babası camide namaz kıldığı sırada Van’dan göç ederken ölümden kurtarıp besleyip büyüttüÄŸü Yusuf adındaki oÄŸulluÄŸu tarafından öldürüldü. Bu olaydan sonra on iki yaşına kadar kekemeliÄŸe tutuldu. "Ben babamın camide, o, namaz kılarken yanındaydım, hançerlendiÄŸi akÅŸamdan sonra, sabaha kadar yüreÄŸim yanıyor, diye aÄŸladım. Ardından da kekeme oldum ve on iki yaşıma kadar zor konuÅŸtum. Yalnız türkü söylerken kekemeliÄŸim geçiyordu. Hiç kekelemiyordum. Kitap okurken de, okur yazar olduktan sonra, hiç kekelemedim. On iki yaşımdan sonra kekemeliÄŸim geçti."
Babasının öldürülmesinden sonra annesi Nigâr Hanım, yazarın amcası Tahir Efendi ile evlendi. Babası varlıklı biriyken ölümü sonrası ailesinin maddi durumu deÄŸiÅŸmiÅŸ ve köyün en fakir ailelerinden olmuÅŸlardır. Sekiz yaşındayken köye gelen çerçinin köy kadınlarının borcunu bir deftere yazdığını gördü ve yazılanın yazı olduÄŸunu öÄŸrendi.
Dokuz yaşındayken Adana’nın Burhanlı köyündeki ilkokula giderek üç ayda okuma ve yazmayı öÄŸredndi. Ortaokul ikinci sınıftayken sınavla Türk Maarif Cemiyeti’nde yatılı olarak okumaya baÅŸladı fakat üç ayı bulan devamsızlığından ötürü yatılı okuma hakkıı kaybetti. Son sınıftayken okuldan tasdikname ile ayrılarak çeÅŸitli iÅŸlerde çalıştı. KuzucuoÄŸlu Pamuk Üretme ÇiftliÄŸi’nde ırgat kâtipliÄŸi (1941), Adana Halkevi RamazanoÄŸlu kitaplığında memurluk (1942), Zirai Mücadele’de ırgatbaÅŸlığı, daha sonra Kadirli’nin Bahçe köyünde öÄŸretmen vekilliÄŸi (1941-42), pamuk tarlalarında, batozlarda ırgatlık, traktör sürücülüÄŸü, çeltik tarlalarında kontrolörlük yaptı. YaÅŸar Kemal, Türkiye’den aldığı birçok ödülün yanı sıra Uluslararası Cino del Duca ödülü, Légion d’Honneur niÅŸanı, Commandeur payesi, Fransız Kültür Bakanlığı Commandeur des Arts et des Lettres niÅŸanı, Premi Internacional Catalunya, Fransa Cumhuriyeti tarafından Légion d’Honneur Grand Officier rütbesi, Alman Kitapçılar BirliÄŸi Frankfurt Kitap Fuarı Barış Ödülü’nün de bulunduÄŸu yirmiyi aÅŸkın ödül, ikisi yurt dışında beÅŸi Türkiye’de olmak üzere, yedi fahri doktorluk payesi almıştır. 1973’te Nobel Edebiyat Ödülü’ne aday gösterildi. Nobel’e aday gösterilen ilk Türk olan Kemal, verdiÄŸi bir röportajda "Ölene kadar da aday olacağım." dedi.
EDEBİ KİŞİLİĞİ
EÄŸitimini düzenli bir biçimde tamamlama imkânı bulamayan YaÅŸar Kemal, hayat okulunda kendi kendini yetiÅŸtirmiÅŸ biridir. Daha çok küçük yaÅŸta doÄŸaya, insanlara ve topluma karşı ruhunda uyanan ilgi, eserlerinin temelini oluÅŸturur. Ä°çinde yetiÅŸtiÄŸi Çukurova’da saf, el deÄŸmemiÅŸ doÄŸayı, karıncadan kartala kadar tüm canlıları gözlemlemiÅŸ ve incelemiÅŸtir.
Yazar doÄŸayla, bitkiler ve hayvanlarla iç içe yetiÅŸmiÅŸtir. Eserlerindeki bitki adlarının tercüme edilen dilde bulunamıyor olması, eserlerini yabancı dillere çevirenlerin en çok yakındıkları konuların başında gelmektedir. Halk kültürü açısından çok zengin bir bölge olan Çukurova’da büyüyen sanatçı için, folklor vazgeçilmezdir. Folkloru kendisinin köken kültürü saymaktadır.
Sadece Çukurova’yı deÄŸil, Anadolu’nun birçok bölgesini de sonradan deÄŸiÅŸik vesilelerle dolaÅŸan YaÅŸar Kemal’in en büyük merakı yine buraların folkloru olmuÅŸtur. Halkın içinde yer alıyor, onları çok iyi tanıyor olması, sanatını en iyi ÅŸekillendiren unsurların başında gelir.
1942-1944 yıllan arasında RamazanoÄŸlu Kütüphanesinde çalışırken okuduÄŸu yüzlerce klasik eser sanatını oluÅŸturan diÄŸer bir unsurdur. SeçilmiÅŸ eserleri okumasında Arif, Abidin ve Güzin Dino’ların yardımları olur. Hatta Güzin Dino, yazara okuması gereken kitapları gösteren ve Fransız klasiklerinden oluÅŸan bir liste verir. Üzerinde derin etkiler bırakmış biri de, gözleri görmeyen ve hayatı halk arasında efsaneleÅŸmiÅŸ bir dengbej olan Abdale Zeynikî’dir.
Adana’da 1940’lı yıllardaki mevcut kültür çevreleri ve aydınları da sanatının oluÅŸmasında önemli unsurlardandır.
Röportajları
Yanan Ormanlarda Elli Gün Çukurova Yana Yana Peri Bacaları Bunların hepsini Bu Diyar BaÅŸtan BaÅŸa Allahın Askerleri Röportaj Yazarlığında Çocuklar Ä°nsandır Hikâyeleri: Pis Hikaye Bebek, Dükkancı Memet ile Memet Sarı Sıcak
Romanları
Ä°nce Memed Teneke Höyükteki Nar AÄŸacı Ortadirek/Dağın Öte Yüzü 1 Yer Demir Gök Bakır/Dağın Öte Yüzü 2 Ölmez Otu/DaÄŸm öte Yüzü 3 Demirciler Çarşısı Cinayeti Yusufçuk Yusuf Yılanı Öldürseler Al Gözüm Seyreyle Salih KuÅŸlar da Gitti Deniz Küstü YaÄŸmurcuk KuÅŸu Kale Kapısı Kanın Sesi Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana Karıncanın Su Ä°çtiÄŸi (2002) Çıplak Deniz Çıplak Ada / Bir Ada Hikayesi Tek Kanatlı Bir KuÅŸ Deneme: Ağıtlar TaÅŸ Çatlasa Baldaki Tuz Gökyüzü Mavi Kaldı AÄŸacın ÇürüÄŸü Sarı Defterdekiler Ustadır Arı Zulmün Artsın
Tunç Türkiye’de Tutuklu Casus Sayısını Açıkladı
Kerimandan Ebrar’lara Sevinin Başlar Yüksekte 
Van gölü’nde Kayı Tamgalı Haç Taşlar 
Şüheda Sadakat Vefat Etti 
Yrp’de Cumhur İttifakı Depremleri 
Diyanet: Seccadenin Kutsiyeti Yok
