VÄ°DEO GALERÄ°
FOTO GALERÄ°
KÃœNYE
FÄ°RMA REHBERÄ°
Ä°LAN REHBERÄ°
BÄ°ZE ULAÅžIN
YAZARLAR
H24HBR

@ Haber Tarihi : 01 November 2020 12:44:59

0 Yorum

Kez Okundu.

ÜMMET OLARAK OLMAMIZ GEREKEN YERDE DEĞİLİZ

İslâm Birliği’ imâna taallûk eden bir vecibedir. Müslümanların pek çoğu bu bilince sahip olmadıkları için dünyanın çehresi bir türlü değişmemektedir.

ÜMMET OLARAK OLMAMIZ GEREKEN YERDE DEĞİLÄ°Z

H24/Makale/Hazım Koral

Aç gözlü ve kötü niyetli insanların yüzünden dünyada yaÅŸayan her canlı ve tabiat âlemi büyük darbe ve fizikî örselenmelere maruz kalmaktadır. Bu durum tarih boyunca olduÄŸu gibi günümüzde de insanlık camiasına ve içerisinde yaÅŸadığımız tabiat âlemine çok pahallıya mal oldu. "Onlara 'yeryüzü yaÅŸamaya elveriÅŸli kılınmışken orada bozgunculuk yapmayın' dendiÄŸinde. 'Bilakis 'biz ıslah edicileriz' derler. Hâlbuki onlar bozguncuların ta kendileridir, ama farkında deÄŸiller." (Bakara:11-12) Ayet-i kerimede geçen "bozgun" sözcüÄŸü sadece ekolojik dengenin tahribatına iliÅŸkin bir uyarı için kullanılmıyor.

"Bozgun" kelimesi sosyal ve siyasî hayatla ilintili her türlü olumsuzluÄŸu da kapsamaktadır. Ekolojik sorunlardan gelir dağılımdaki adaletsizliÄŸe, fırsat eÅŸitliÄŸinden eÄŸitim sisteminin çarpıklığına, hukukun üstünlüÄŸünden yasama, yürütme ve yargı organlarının sosyal adaleti teminat altına alamayışına; huzur, güvenlik ve sosyal ahlâka olan ihtiyacın tavan yapmasına, uluslararası iliÅŸkilerin mütekabiliyet esasına dayalı olması gerekirken zenginliklerimize göz koyan emperyalist ülkelerin tahakkümcü ve terör estirici tutumuna kadar, her alandaki sorunların asıl nedeni ümmet olarak olmamız gereken yerde olmayışımızdan kaynaklanmaktadır. EÅŸyanın tabiatı boÅŸluk kabul etmediÄŸi gibi hakkın olmadığı yeri de batıl istila eder. Ancak hak ikâme edilince batıl yok olup gider.

"Hak gelince batıl zail olur." (Ä°sra:81) Evet, içerisinde bulunduÄŸumuz ahval ve ÅŸeraitten dolayı ümmet olarak biz mesûl ve suçluyuz. Åžöyle ki, Yüce Rabbimiz biz Ä°slâm ümmetine bir misyon, bir sorumluluk yüklemiÅŸ. Öncelikle ÅŸunu belirtmiÅŸ olalım ki, Yüce Rabbimiz kaldıramayacağımız bir yükü bize yüklememektedir. (Bakara:286) Bu ayet aynı zamanda mazeretleri de ortadan kaldırmaktadır.

Åžu hâlde Yüce Rabbimiz'in bize medeniyet ve uygarlık adına yüklemiÅŸ olduÄŸu misyonun temel bileÅŸenleri ve temel dinamikleri nelerdir ona bakalım. Yukarıda söz konusu ettiÄŸimiz olumsuzlukların bertaraf edilmesi, bozgunun önü alınması ve olması gerekenin tesisine iliÅŸkin ilk muhatap olunan temel ilke: "Siz insanlar için çıkarılmış hayırlı bir ümmetsiniz, iyi olanı tesis eder ve kötü olanı bertaraf edersiniz." (Âl-i Ä°mrân:110)

Yapılabilir, pratize edilebilir bir mükellefiyetin mazereti olmaz, olamaz. Dünyaya örnek (rol-model) olacak, ümmet genelinde evrensel birlikteliÄŸimiz anlamına gelecek kurumsal bir yapıya sahip deÄŸiliz. BildiÄŸiniz üzere 1939 tarihinde Avrupa'da geliÅŸen faÅŸizan eÄŸilimlerden dolayı Ä°kinci Dünya Savaşı patlak vermiÅŸ ve bu savaÅŸta milyonlarca insan ölmüÅŸtü. Neticede koskoca Avrupa kıtası enkaz yığınına dönmüÅŸtü. Sonra ne yapıp edip bir araya gelmeyi baÅŸardılar ve ulus devlet sınırlarını kaldırarak Avupa BirliÄŸi'ni tesis ettiler. GeçmiÅŸte de aralarında 30 yıl savaÅŸları yaÅŸandı. Hatta 100 yıllık mütarekesiz savaÅŸlarla birbirlerini yediler. Sonuçta dünyevî çıkarlar uÄŸruna aralarındaki duvarları yıkıp tek bayrak altında Avrupa BirliÄŸi'ni kurdular. Aslında Ä°slâm ümmeti olarak bizim de birliktelik oluÅŸturmamızın önünde hiçbir engel yok. Aksine akidemize taallûk eden baÄŸlayıcılık var. Yüce Rabbimiz, "Toptan Allah''ın ipine sarılın, tefrikaya düÅŸmeyin, dağılıp ayrılmayın." (Âl-i Ä°mrân:103) diyor. Bir baÅŸka ayet-i kerimede ise ÅŸöyle bir ikazda bulunuyor: "EÄŸer birlik olmazsanız gücünüz gider (düÅŸman karşısında zelil duruma düÅŸer) yılgınlaşırsınız." (Enfâl:46)

Böylesine baÄŸlayıcılığı olan ayetlerin hilafına 57 ulus devlete bölünmüÅŸ vaziyetteyiz. Dünya sahnesinde, uluslararası arenada olmamız gereken yer burası mı? Elbette dünya beÅŸten büyüktür ancak iki milyara varan nüfus potansiyelimizle ümmet olarak biz neredeyiz? Yerel ve etnik sorunlar karşısında neden ırkçı eÄŸilimlere kapılıyoruz? Neden faÅŸizan yaklaşımlar sergiliyoruz? Neden ulus devlet deÄŸerlerini ve sınırlarını kutsuyoruz? Bizim ümmet olarak dünya genelinde, bütün yeryüzü ölçeÄŸinde sorunlarımız varken lokal ve bölgesel sorunları milliyetçilik/ulusalcılık paradoksu ile çözüm yolları arıyoruz. Kırk küsur yıldan beri Kürt kimliÄŸi üzerinden terör estiren PKK'ya karşı Türk milliyetçiliÄŸi ile tepki veriyoruz. Çözüm bu mudur? Asla! Bizim üst kimliÄŸimiz, bizim asli aidiyetimiz Ä°slâm ise ve bunlar bizim ortak deÄŸerlerimiz ise çözümü neden baÅŸka yerde arıyalım? Tek çare Ä°slâm'dır. Ä°slâm bizim asli üst kimliÄŸimidir. Ä°slâm bizim sadece çimentomuz deÄŸil, Ä°slâm bize hayat bahÅŸeden deÄŸerdir: "Ey imân edenler! Hayat bahÅŸeden deÄŸerlere çaÄŸrıldığınızda Allah ve Resulü'ne icabet ediniz." (Enfâl:24)

Bakınız, sorunlarımız sadece aktardıklarımızla sınırlı deÄŸil. Bireysel ve ailevî olarak da içler acısı bir durumdayız. "TezeÄŸe konan, tezeÄŸin üzerine üÅŸüÅŸen sinekler gibi dünyaya dalmış bir ümmet var karşımızda." Belki ağır bir itham oldu ama iÅŸin acı gerçeÄŸi bu! Aile reisleri sadece maiÅŸet ve kahvehane derdinde, gençlerimiz futbol, diploma, kariyer ve racon peÅŸinde, kadınlar dizi müptelası, genç kızlar lay lay lom havasında. Siyasîler ise günübirlik lokâl sorunlarla haşır neÅŸir. En büyük dertleri beka ve siyasî ikbâl. Ne bireysel olarak ve ne de siyasî anlamda ümmetin sorunlarını, ümmetin konum ve durumunu düÅŸünen ve bu hercümerç hâlimizi dert edinen yok adeta. Ä°çerisinde bulunduÄŸumuz bu ahval ve ÅŸeraitten kurtulmanın yollarını aramalıyız.

https://www.4x4bet123.com/ https://www.4x4bet123.com/

Bu konuda hem STK'larımıza hem siyasîlerimize büyük mükellefiyetler düÅŸmektedir. Halkımız gerçek manada aidiyet deÄŸerlerimize sahip çıkan siyasîleri tercih etmelidir. Siyasîlerimiz olaylara lokal ve bölgesel zaviyeden bakmamalı. Bizim teritoryal alanımız bütün bir Ä°slâm coÄŸrafyasıdır. Hatta ümmetin genel mesuliyet alanı bütün yeryüzüdür. (Âl-i Ä°mrân:110; Bakara:193)

Bu zaviyeden ve bu minvâl üzere Türkiye Cumhuriyeti siyasî tarihine baktığımızda, Ä°slâmî deÄŸerlerin hayata hakim kılınmasına ve bütün ümmetin sorunlarına iliÅŸkin uÄŸraÅŸ ve çaba içerisinde olan Merhum Erbakan Hocamız'ı ve onun kurmuÅŸ olduÄŸu Millî GörüÅŸ TeÅŸkilatı'nı görmüÅŸ oluyoruz. Erbakan Hocamız'ın kurmuÅŸ olduÄŸu partilerin kapatılma gerekçelerine bakın meseleyi anlayacaksınız! Neden seküler yapıyı eleÅŸtirip Ä°slâmî yasalardan söz etmiÅŸ?

Neden ümmetin sorunlarına eÄŸilmiÅŸ?

Neden Ä°slâm BirliÄŸi'nden söz etmiÅŸ? Neden Filistin davasını dert edinmiÅŸ? Neden Ä°mâm Hatip Okulları açmış? Neden baÅŸörtüsünü serbest bırakmak istemiÅŸ? Oysa Müslüman bir toplum adına, hukukun üstünlüÄŸünü esas alan bir anayasal düzen kurmak için Kûr'ân ve Sahih Sünnet'in referans alınması kadar doÄŸal baÅŸka ne olabilir ki?

Yüce Rabbimiz ÅŸöyle buyuruyor: "Yeryüzünde adaleti kaim kılmanız için Kûr'ân'ı ve mizanı indirdik." (Hadid:25)

Merhum Erbakan Hocamız 40 küsur yıllık siyasî hayatı boyunca, "Adil düzen" sloganını kullanması bu ayete mebniydi. Erbakan Hocamız'ın kullanmış olduÄŸu ilk slogan ise, "Önce ahlâk ve maneviyat" idi. Bu sloganın asıl referans kaynağı âlemlere rahmet olarak gönderilen Sevgili Peygamberimiz'dir. Zira Allah Resulü, "Ben yüce bir ahlâkı tamamlamak için görevlendirildim." diyordu. Ä°slâm'ın ahlâk öÄŸretisi ailevî yaÅŸamdan toplumsal düzenin tanzimine kadar hayatın her alanını kapsamaktadır. Biz bunu Sevgili Peygamberimiz'in, 52 maddelik anayasa metni ile Medine'de tesis etmiÅŸ olduÄŸu Ä°slâm Devleti'inde görüyoruz. Demek istediÄŸimiz o ki, Erbakan Hocamız Sevgili Peygamberimiz'in örnekliÄŸini referans almaya çalışan bir ÅŸahsiyetti. "Allah'ın Resulü'nde sizin için güzel bir örnek vardır." (Ahzab:21)

Açık yüreklilikle ifade etmiÅŸ olalım ki, Merhum Erbakan Hocamız sadece bu topraklarda yaÅŸayan insanlarımızı deÄŸil bütün bir ümmeti olması gereken yere taşımak isteyen vizyon ve erdem sahibi bir siyaset adamıydı. Ve sadece bu nedenle, bu saikle D-8'i kurmuÅŸtu. BildiÄŸiniz üzere Merhum Erbakan, BaÅŸbakan olduÄŸunda (ABD'nin itirazına raÄŸmen) ilk yurtdışı ziyaretini Ä°ran'a yapmış ve D-8'in ilk somut adımını böyle atmıştı. Çok açık bir ÅŸekilde ifade etmiÅŸ olalım ki, biz Ä°slâm ümmetini olmamız gereken yere taşıyacak olan bu projedir. Müslümanların başındaki siyasîler bu projeye behemehâl ve ivedilikle sahip çıkmalıdır.

Ki, Ä°slâm BirliÄŸi' imâna taallûk eden bir vecibedir. Müslümanların pek çoÄŸu bu bilince sahip olmadıkları için dünyanın çehresi bir türlü deÄŸiÅŸmemektedir. Ümmet olarak içerisinde bulunduÄŸumuz bu ahval ve ÅŸerait bizim deÄŸiÅŸtiremeyeceÄŸimiz makus talihimiz deÄŸildir. Yüce Rabbimiz buyuruyor ki: "Bir toplum kendi durumunu deÄŸiÅŸtirmedikçe Allah da onların durumunu deÄŸiÅŸtirmez." (Râd:11)

Henüz Bu Haber İçin Yorum Yapılmamış
Adınız Soyadınız
Güvenlik Kodu
https://www.facebook.com/rhvmimarlik/videos/557660301802778
Yazar Bilgisi

Hazım KORAL Hazım KORAL h24habrgmail.com Tüm Yazıları

BENZER HABERLER