VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
KÜNYE
FİRMA REHBERİ
İLAN REHBERİ
BİZE ULAŞIN
YAZARLAR
H24HBR

@ Haber Tarihi : 28 September 2021 14:14:17

0 Yorum

Kez Okundu.

Uluslararası Sivil Toplum Kuruluşlarımız

ULUSLARARASI SİVİL TOPLUM KURULUŞLARIMIZ

H24| Prof. Dr. Bayram ALTAN

Bütün gelişmiş toplumların yapısında güçlü ve sağlam Sivil Toplum Kuruluşlarının etkisi vardır. Bu açıdan Sivil Toplum Kuruluşları, Demokrasinin sigortası konumundadır.

Sivil Toplum Kuruluşları, her şeyi devletten beklemek yerine münferit çabaları birleştirerek belirli alanlarda topluma faydalı olma gayretinin bir tezahürüdür. Tarih boyunca var olan TSK’lar, zamana ve şartlara göre güncelleştirilip modernize edilerek günümüze kadar gelmiştir.

Sivil Toplum Kuruluşları, gönüllü insanlar tarafından kurulur. Topluma hizmet sunmak amacıyla hareket eder. Siyasi yönü bulunmaz ve kâr amacı gütmez.

Sivil toplum kuruluşları, pek çok ülkede olduğu gibi ülkemizde de, genellikle toplumun duyarlılıklarını dile getiren kuruluşlardır.

Kurmuş olduğumuz “Uluslararası Üniversiteler Birliği(ULUBİ)”, “İslam Ülkeleri Akademisyenler Birliği (İSAB)” ve “İslam Ülkeleri Akademisyenler Vakfı (İSAK)” da bunlardan bazılarıdır.

Gönüllü bilim insanları olarak; hizmet yarışında yeni, faydalı ve güzel bir çığır açmak için Uluslararası bu birlikleri ve vakfı kurduk.

Yeryüzünde adalet, barış ve huzur ortamının sağlanmasına ve gelişmesine katkıda bulunmak için kurduk.

Özellikle Eğitim, Kültür ve Teknoloji Bilimleri alanında müşterek araştırmalar ve çalışmalar yapmak, projeler geliştirmek ve uygulamak için kurduk.

Biz Uluslararası Üniversiteler Birliği, İslam Ülkeleri Akademisyenler Birliği ve Vakfını, dünyadaki gelişmeleri yakından takip ederek tespit edilen problemlerin çözümüne bilimsel katkıda bulunmak ve bu konuda aydınlatıcı yayınlar yapmak için kurduk.

Uluslararası ortak tarihi ve kültür değerlerimizin tanıtılmasına yönelik bilgi birikimlerimizi paylaşmak için kurdum.

İslam Ülkelerinin gelişmesine, kalkınmasına, bilim ve teknolojik açıdan teali ve terakki etmesine katkıda bulunmak isteyen Akademisyenleri tek çatı altında toplamak, aralarında iletişim kurmak, faydalı projeler hazırlamak; birlik, yardımlaşma ve dayanışmayı sağlamak için bu STK’ları kurduk.

 Ve hepsinden önemlisi genç akademisyenlerin enerjisi ile yılların bilgi birikimine sahip yaşı kemale ermiş saygıdeğer hocalarımızın bilgeliğini buluşturmak için kurduk.

İftiharla kurduğumuz bu Sivil Toplum Kuruluşları aracılığıyla İslam Ülkelerinde adalet, barış ve huzur ortamının sağlanmasına katkıda bulunmaya çalışıyoruz elhamdülillah.

Teknoloji, eğitim, kültür, sağlık ve sosyal alanlarda müşterek çalışmalar yapmak, geliştirdiğimiz yararlı projeleri İslam İşbirliği Teşkilatı ile birlikte İslam Ülkelerinde gerçekleştirmeye özen gösteriyoruz.

İslam Ülkelerindeki gelişmeleri yakından takip etmek ve tespit ettiğimiz problemlerin çözümüne katkıda bulunuyoruz.

Ortak değerlerimizin tanıtılmasına yönelik faaliyetlerde bulunmak ve ilgi alanımıza giren konularda bilimsel araştırmalar yapmak, açık oturumlar, seminerler, paneller, konferanslar ve seminerler düzenlememeye devam ediyoruz.

İşte STK’larımızı, özellikle de İsak Vakfı’nı bu amaçla kurduk ve çok kısa zamanda 57 İslam Ülkesi’nde gönüllü temsilcilerimizi belirlemeyi başardıktan sonra büyük bir teveccüh olduğuna şahid olduk.

Daha şimdiden İsak Vakfı çatısı altında hizmet etmek isteyen Akademisyenlerin sayısı 3.413’e ulaştı. Yakın tarihte bu sayının 5.000’i bulacağına inanıyoruz.

Bu da, sadece İslam Ülkeleri’nin kalkınmasına, birlik ve bütünlüğüne, dayanışmasına, Akademisyenlerin ihtisas alanlarında bilimsel ve teknolojik projeler geliştirmesine, Üniversite öğrencilerinin başarılı olmalarına, Müslümanların huzur ve saadetine hizmet etmek amacıyla kurulan İSAK VAKFI’nın uluslararası düzeyde büyük ilgi gördüğünün bir tezahürüdür.

Açıklama yok.

Genel anlamda akıflar, dirilere “şefkat”, ölülere “rahmet” vesilesidir. Tarih boyunca sosyal hizmetler alanında pek çok katkılarda bulunmuş olan vakıf kuruluşlarının temelinde: şüphesiz, Allah’ın rızasını kazanma inancı vardır.

Bu inanç, insanları hayır alanında yarışmaya, bu konuda daha duyarlı, anlayışlı, fedakar ve daha olgun insanlar haline gelmeye, yararlı ve faydalı işler yapmaya, geride “ Sadaka-i Cariye” hükmünde kalıcı eserler bırakarak hayır ile yâd edilmeye çağırmaktadır.

Bu inancı insanlara tebliğ eden Kur’an-ı Kerim’de Cenab-ı Hak şöyle buyuruyor: “...Hayır işleyin ki kurtuluşa eresiniz” (Hac Suresi, Âyet:77)

“...o halde hayır işlerine koşun!. Hepinizin dönüşü Allah’adır.” (Maide Suresi, Âyet: 48)

“Mallarını Allah yolunda sarf edenlerin durumu; her başağında yüz dane olmak üzere yedi başak veren bir tek tohumun durumu gibidir. Allah dilediğine kat kat verir. Allah’ın lütfu geniştir. O, herşeyi bilendir.” Bakara Suresi, Âyet:261)

Sevgili Peygamberimiz Hazreti Muhammed (s.a.v) de bu konuda şöyle buyuruyor:

“Müslüman, müslüman kardeşinin ihtiyacını karşıladığı sürece, Allah da onun ihtiyacını karşılar” (Sahih-i Buhari, 3/98, Kitabü’l- Mezalim)

“Müslüman, müslüman kardeşinin bir sıkıntısını giderirse, Allah da kıyamet gününde onun sıkıntısını giderir”. (Sahih-i Buhari, 3/98, Kitabü’l Mezalim)

“İnsanlar öldüğü zaman amel defterleri kapanır. Ancak üç şeyi hayatta iken başarmış olanların amel defteri kapanmaz: Sadaka-i Cariye bırakanların, insanların istifade ettiği ilmi bir eser bırakanların ve hayırlı evlat yetiştirenlerin...” (Riyazu’s Salihin, C.2, S.303)

Milletimiz bir dönüm noktasındadır...

Ülkemiz dışarıdan beslenen ve içeriden de yandaşlar bulan bazı terör örgütlerinin ve emin olmadığımız komşuların düşmanlıklarıyla çevrili...

Yeni yetişen nesillerimiz birden fazla tercihle karşı karşıya...

Bu ateş çemberi, bu bulanıklık, bu çok tercihlilik karşısında insanımız, kendilerine istikamet gösterecek kararlı yönlendirmelere muhtaç...

İçeriden ve dışarıdan bir karabasan gibi üzerimize salınan ve insanımızı birbirine düşman eden tehlikelere karşı, “ İyiliği Emir” ve “ Kötülükten sakındırma” görevimiz vardı. Biz de onu yaptık.

Onun için Uluslararası Birliklerimizi ve İSAK VAKFI’nı kurduk.

Amacımız; İslam Ülkelerindeki gençlerin yaptıkları Akademik çalışmaları desteklemek, İslam Ülkelerinin yararına olacak şekilde devam etmesine katkı sağlamaktır.

Her yaştan insanımızı ve özellikle de gençlerimizi teşvik etmek maksadıyla “TÜRK-İSLAM SANATLARI MERKEZİ” kurarak günümüze kadar gelen Türk-İslam Sanatlarının yaşatılmasını sağlamaktır. (Bunun için Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi yerleşkesi bitişiğinde İsak Vakfı adına Türk-İslam Sanatları Merkezi’ni açtık.)

Açıklama yok.

Şimdi de 500 dönüm arazi üzerine İSAK TEKNOLOJİ ÜNİVERSİTESİ’ni kuracağız inşaallah.

https://www.4x4bet123.com/ https://www.4x4bet123.com/

Birliklerimizin ve Vakfımızın bünyelerinde 8 tane MECLİSİMİZ var.

Bunlar:

1- İSTİŞARE MECLİSİ: Yurtiçinden ve yurtdışından bazı Bakanların, Başbkanların, Prenslerin, Yüksek Mahkeme Başkanlarının, Rekrörlerin ve seçkin ve etkin Yüksek sermaye sahibi iş adamlarının yer aldığı bir topluluk.

2- BİLİM MECLİSİ

 3- AR-GE MECLİSİ

 4- EKONOMİ MECLİSİ

5- GENÇ GİRİŞİMCİLER MECLİSİ

6- SAĞLIK MECLİSİ

 7- ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİ MECLİSİ

8- HUKUK MECLİSİ Her Mecliste 50 seçkin dostumuz bulunmaktadır. İnternette yayınlanan www.isakvakfi.org sayfamız, kuruluş tarihine aittir. Yakında güncellenmiş son durumu yayınlanacaaktır.

İslam Ülkelerindeki gençleri kıymetli birer cevher olarak alıp yatırımlarımızı, bu mücevherlerin üzerine yoğunlaştırarak kendilerini İslam Dünyasının faydasına olacak şekilde eğitmek, değerlendirmek ve organize etmektir.

İslam Ülkeleri arasında sosyal, ekonomik, eğitim, kültür ve sağlık alanlarında bilgi ve deneyimlerimizi paylaşmak ve çalışmalarımızı İslam Coğrafyasının tarihi ve kültürel derinliklerini göz önünde bulundurarak sürdürmektir.

İslam Ülkelerinden eğitim için Türkiye’yi tercih eden gençlere yardımcı olmak, Türkçe Dil Kursları ve Yaz Kursları düzenlemek, güvenli öğrenci yurtlarına yerleşmelerini sağlamak, güzel vatanımız Türkiyeyi tanıtmak, kendi ülkeleri hakkında tanıtıcı bilgiler almak ve eğitimlerini tamamlayıp ülkelerine kültürlü ve faydalı birer fert olarak dönünceye kadar yakinen ilgilenmektir.

Uluslararası Sivil Tolum Kuruluşlarını kurmamızdaki niyetimizi yıllarca Rahle-i Tedrisinde bulunduğum Üstadım Merhum Seyyid Avnullah Özmansur’un yaklaşık 40 yıl önce kaleme aldığı “ÖZLEDİĞİM MİLLET“ başlıklı bir şiiriyle ifade etmek istiyorum:

“ Benim gönlüm ne servet, ne şöhret sevdasında,

Benim gönlüm gerçekten bir millet sevdasında,

Öylesine millet ki, Hak ölçüsü tek delil,

İnsanları müsavi seçilmişleri ehil...

Baş gövdeden süzülme, tamam vücuda hakim,

Ömeru’l Faruk gibi hem adil, hem müstakim...

Her an Allah’a hesap vermekte olsun ruhu...

Asla yaklaşamasın dalkavuklar güruhu..

Hükumet Hakka bağlı, halk hükumete meftun,

Minareler yükselsin yer yönde sütun sütun...

Yanı başında ilim kaynağı fakülteler...

İslam nezahetiyle hocalar, talebeler...

Bir akış gibi uygun, bir akış kadar canlı...

Bir topluluk ki teker teker imanlı...

Ceviz kabuğu nasıl korursa öz içini, Teknikleşen bu millet öyle korusun Din’i...

Bugün mensubu olmakla iftihar ettiğimiz büyük Türkiyemizde Bilimsel araştırmalar, çalışmalar ve projeler Devlet eliyle yürütülmektedir.

Ülkemizde son 18 yılda Devlet eliyle yürütülen “Her şehire Bir Üniversite” kampanyası 83 milyon insanımız ve İslam Ülkeleri tarafından büyük ilgi görmüştür.

Çeyrek asra yaklaşan bir rekorla iktidarı elinde tutan istikrarlı, uyumlu ve başarılı Hükumetimiz (AK PARTİ İKTİDARI), bugüne kadar olduğu gibi 2021 yılı Bütçesinden Milli Eğitim Bakanlığına(MEB) ve Yüksek Öğrenim Kurumuna (YÖK) “milyarlar” la ifade edilen yüksek miktarda ödenek tahsis etmiştir.

Bu rakam, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin rekabet ortamında eğitime, kültüre, Yüksek Öğrenime, Akademik çalışmalara, bilimsel araştırmalara ne kadar önem verdiğinin en açık belirtisidir.

Eğitime, kültüre, akademik çalışmalara verdikleri önem ve değerden dolayı Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN Beyefendi’ye şahsım ve 3.413 Akademisyen üyemiz adına şükranlarımı sunuyorum.

Her toplumu bir tek kişi kabul etsek ve toplumu meydana getiren güçleri de o kişinin organları kabul etsek; gençliğin “KALP” makamında olduğunu görürüz....

Kalp, bedene hayat veren kan damarlarının enerji kaynağıdır. Bedenin sağlıklı veya hasta olması, kalbin sağlıklı ve hasta olmasıyla ilgilidir.

Sağlam kalp, hem kendisinin, hem de bedeninin sağlıklı yaşamasını sağlar. Hasta kalp, kendisinin de, bedeninin de ölümünü hazırlar...

Bunun içindir ki Allah, gençlere daha fazla önem vermiş, Peygamberler gençlik üzerinde daha çok durmuş ve milletler en değerli varlıklarını gençlere emanet etmişlerdir.

Bir toplum, gençliğini yetiştirirken onları, midesinden çok ruhunu doyuracak gıdalarla beslemişse; o gençlik, o toplumun her yönden kurtulmasını ve kalkınmasını sağlamaya aday demektir.

Uluslararası Üniversiteler Birliği(ULUBİ), İslam Ülkeleri Akademisyenler Birliği(İSAB) ve İslam Ülkeleri Akademisyenler Vakfı(İSAK) olarak diyoruz ki; Ömrünüzün bahar dönemi olan gençlik günlerinizi, insanın yaratılış gayesine uygun, inançlı, ahlaklı, dürüst bir şekilde yaşamanızı; hayatınızı münferit veya Sivil Toplum Kuruluşları aracılığıyla ülkemize, milletimize ve insanlığa yararlı hizmetler yaparak geçirmenizi diliyorum.

Henüz Bu Haber İçin Yorum Yapılmamış
Adınız Soyadınız
Güvenlik Kodu
BENZER HABERLER