VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
KÜNYE
FİRMA REHBERİ
İLAN REHBERİ
BİZE ULAŞIN
YAZARLAR
H24HBR

@ Haber Tarihi : 26 August 2021 08:30:43

0 Yorum

Kez Okundu.

TALİBANIN DÜNYA EMPERYALİSTLERİNE VERDİĞİ ENDİŞE!

TALİBANIN DÜNYA EMPERYALİSTLERİNE VERDİĞİ ENDİŞE!

Özlü Söz:

Hüküm verişte susmakta hayır olmadığı gibi, bilgisiz söz söylemekte de hayır yoktur.

Hz. Ali (r.a)

Afganistan tarih boyunca topraklarına göz dikenlere karşı direniş gösteren ve topraklarını şanlı direniş ile teslim etmeyen bir yapısı vardı. Özellikle 11 Şubat 1979 tarihinde gerçekleşen İran İslam İnkılâbından sonra İslam topraklarında emperyalist güçlerin fiili müdahale ve işgalleri ivme kazandı.

Afganistan gibi dini yaşam tarzı ve anlayışının hâkim olduğu bir yerde dönemin SSCB yanlısı solcular ve komünizm yanlıları iktidar yarışına giriyordu. 1964 yılında Nur Muhammed Taraki, daha sonra Afganistan Komünist Partisi’ne dönüşecek “Hal” adlı bir dergi çıkardılar. Bu dergi etrafında Afganistan komünistleri toparlanıyor bir yıl sonra milliyetçi sosyalist olduğunu savunan “Halk Grubu”, Terakki’nin liderliğinde kalırken Moskova yanlısı “Perçem” yani “Bayrak” grubu Babrak Karmal’ın yönetimine giriyordu.

Afganistan’da 27 Nisan 1978’de muhalif solcular tarafından demokratik cumhuriyet ilan edildi. Yönetim ve ordu, Sovyetlerle yakın temas içindeydi. Afganistan’da Rusya yanlısı siyasilerin iktidara gelmesi ve halk karşıtı gelişmelerin yaşanması sorunlara neden olmuştu. İktidarın sol bir yol izlemesi Müslüman halk tarafından benimsenmemiş ve mukavemet göstererek bir halk hareketi başlatmışlardı. Bu halk hareketini önleyemeyeceğini düşünen sol iktidar hamilerini yardıma çağırdı. Halkın kendini ifade etmeye çalışması iktidarı elinde bulunduran güçleri rahatsız etmiş ve olası bir halk hareketinin önüne geçmek için Rusya’dan yardım istenmişti.

Durumdan rahatsız olan Sovyetler 27 Aralık 1979’da Afganistan’ı işgal etmişler ve 10 yıl süren bu işgalde insanlık dışı katliamlara imza attılar. 1,5 milyon Afganlının hayatını kaybettiği tahmin edilen işgal sebebiyle 5 milyon Afganlı da mülteci kamplarına sığınmıştı. O dönemde Rus ordularına karşı Gulbeddin Hikmetyar, Burhaaneddin Rabbani önderliğinde başlatılan mücadelede en nihayetinde Rusları ülkelerinden atmaya muvaffak oldular.

O dönemde Afganistan’da tarihe şan verecek bir mücadele sergilendi. O dönemde Ahmet Şah Mesut gibi komutanlar Pençşirde destansı mücadele ile bütün dünya Müslümanlarının gözünde yüceldi. Prof. Dr. Burhaneddin Rabbani kendi ifadesi ile yürüttükleri siyaset ve savaş stratejisini Prof. Dr. Necmeddin Erbakan’dan aldıklarını dile getirmişti. Bu taktik ve siyasi duruş ile SSCB’ye karşı savaş kazanılmıştı.

Afganistan topraklarında bulunan madenler emperyalistlerin iştahını çekip onların buralara gelmesini sağlamıştı. Bu madenler boksit, bakır, demir cevheri ve lityum gibi trilyon dolarlarla ifade edilen madenler yer alıyor. Sanayi ve teknolojilerin ilerletebilmek için enerjiye ve madenlere ihtiyacı olan batılı güçler bunları elde edebilmek için ülkeleri işgal eder milyonlarca insanını katleder ve sömürüsünü insanların kanı ve gözyaşı üzerine bina eder.

Sömürü için Afganistan üzerinde yürütülen politikalar sebebiyle ülke bir iç savaşın içine çekilmişti. Dünyanın gözü önünde soykırıma tabi tutulan Afganistan 2001 yılında da ABD tarafından işgal edildi ve bu işgalini Suudi rejiminin desteği ile gerçekleştirdi. Taliban yani anlayacağımız haliyle talebeler olarak bilinin medrese temelli bir hareket oluşturuldu ve bunlar Sovyet işgalinde tek mermi atmamış ama bir müddet sonra ABD ve Suud rejiminin desteğiyle iktidara geldiler. Taliban’ı oluşturan ağırlık Peştun aşiretindendir. Orda deyim yerindeyse Peştun olmak onlar için İslam’dan önce gelir gibi bir algı var. Suudi rejim anlayışının dayandığı Vahhabilik bunlarda hüsnü kabul görmektedir. Mezhebi olarak Sünni hanefidirler ama düşünsel yapı Vahhabilik ağır basmaktadırlar.

Taliban ve ABD arasında 2011 tarihinde ihtilaf çıktı ve bu ihtilaf yüzünden Taliban iktidar erkini kaybetti. ABD daha sonra ülkesinde eğitim gören Zalmay Halil Zad ve Hamit Karzai ile iktidara yön vermeye çalıştıysa da gelinen noktada Taliban’ın ilerlemesi karşısında durumun kötüye gittiğini iyi hesap eden ABD her ne kadar çekilme karar aldıysa da Taliban bunu dinlemedi. Bu kararını 31 Ağustos'ta gerçekleşeceğini bildirdiyse de Taliban 15 Ağustos'ta yönetime el koydu.

Herkes kendi cenahından olayı analiz etmeye başladı. Kimi ABD yenildi ve Taliban ülkeye hâkim oldu. Kimi ABD ve Taliban anlaştı ileride İran ile bir savaşın eşiğine getirmek için çekildi yorumu yapıldı. Her ne olursa olsun ABD oradan gitti ve bundan sonra Afganistan üzerinde hâkimiyet ve söz hakkı Taliban’ındır…

Afganistan’da Taliban ile karanlık günler yeniden başladı. Kadınlara hak ve özgürlükler tanınmayacak. Katliamlar başlayacak ve özgürlükler şimdiden askıya alındı şeklinde yorumlar yapılmaya başlandı bile…

Oysa Taliban yetkilileri yıllardan ders ve tecrübeler almış olmalılar ki ABD yetkilileri ile görüşmeye başladıkları bildirildi. İşte o haber…

Taliban Siyasi Büro Sözcüsü Zebihullah Mücahid, CIA Başkanı William Burns’ün Taliban Siyasi Büro Başkanı Abdulgani Berader’le pazartesi günü gizli bir görüşme yaptığına ilişkin Amerikan basınında yer alan haberleri doğrulayamayacağını belirtti. YDH’nin haberine göre; Zebihullah Mücahid, CIA Başkanı William Burns ile görüşme haberini yalanlamamakla birlikte “Bu haberi teyit etmiyorum. Amerika’nın ve diğer ülkelerin Afganistan’da elçiliği var, diplomatik görüşmeler yapılıyor” dedi. Taliban Sözcüsü Zebihulah Mücahid basın toplantısında Kabil havaalanından yabancıların gidebileceğini; ancak Afgan vatandaşlarının gidemeyeceğini belirterek “Halka işine ve normal hayatına dönmelerini söylüyoruz. Size yönelik bir tehlike yok. Amerikalılar, havaalanı çevresine halk toplanınca ateş açıyor. Biz onlardan Afganları tahliye etme çağrısını durdurmalarını istedik” dedi.

“Bir kez daha halktan normal hayatlarına evlerine dönmelerini istiyoruz. Onlara yönelik bir tehlike söz konusu değildir. Kabillilerin sorunu havaalanındaki izdihamdır. Biz kaosu kontrol altına almak istedik; ama Amerikalılar bizim önemli kadrolarımızı Afganistan dışına çıkarmaya çalışıyor” diyen Zebihullah Mücahid, Taliban’ın yabancı elçiliklere ve yabancı kurumlara kaygılanmaları için bir sebep olmadığını bildirdiklerini söyledi.

Taliban’ın yabancı elçilikleri ve kurumları koruyacağını ve onlara yönelik herhangi bir tehlikenin bulunmadığını belirten Mücahid, yabancıların ülkeden ayrılması için bir sebep olmadığını söyledi.

Pencşir Vadisinde Ahmed Mesud liderliğindeki güçlerin Taliban otoritesine karşı direnişine değinen Zebihullah Mücahid, “Bu, küçük bir sorundur, bu sorunun görüşmeler yoluyla çözülmesi için çaba gösteriliyor. Taliban savaşı bitmiş olarak görüyor” dedi.

Zebihullah Mücahid, Amerikalıların tahliye süresini uzatmaları halinde tavırlarının ne olacağına dair bir soruya da şu cevabı verdi: “Amerikalıların kendilerine verdiğimiz sürede gitmeleri gerekiyor. Yoksa bu, onlarla yaptığımız anlaşmaya aykırı olur. Amerikalılar ve onlarla işbirliği yapan Afganlar, kendileri için belirlenen sürede gitmeliler.”

https://www.4x4bet123.com/ https://www.4x4bet123.com/

Kaynak: Taliban’dan CIA ile görüşme açıklaması - İslami Analiz (islamianaliz.com)

Her ne kadar İran İslam Cumhuriyeti ile mezhebi farklılıkları varsa da Taliban uzun bir süreden beri İranlı yetkililerle görüşmelerini sürdürdüklerini açıkladılar. Geçmişten ders alınmış olmalı ki, İran gibi ABD ile hasmane tutum içinde olmasına rağmen görüşmelerin başlaması ve Taliban yetkilisinin bir İran televizyonuna dostane röportaj vermesi sevindirici bir olaydır.

Konu ile ilgili olarak İranlı akademisyen Seyyid Muhammed’in kaleme almış olduğu yazıyı sunalım…

İşte Taliban’ın İran’la yaptığı 4 maddelik anlaşma! İranlı akademisyen Seyyid Muhammed Marandi, El Meyadin için kaleme aldığı yazısında Taliban-İran ilişkilerine dair önemli detaylara yer verdi.

İranlı akademisyen Seyyid Muhammed Marandi, El Meyadin için kaleme aldığı yazısında Taliban- İran ilişkilerine dair önemli detaylara yer verdi. Marandi, ABD’nin Afganistan’ı işgali sonrası Taliban-İran ilişkilerin gündeme geldiğini ve Kasım Süleymani liderliğindeki Kudüs Gücü ile Taliban’ın son 20 yıl içinde irtibatta olduklarını vurguladı. Medya Şafak’ın aktardığına göre Marandi, 2011 senesinin ilişkilerde dönüm noktası olduğunu, bu tarihten itibaren Taliban heyetlerinin sürekli İran’a gidip geldiğini belirtti. Kasım Süleymani’nin şehadetinden sonra Taliban’dan bir heyetin Süleymani’nin evine taziye ziyareti yaptığını anımsatan Marandi şöyle devam etti: Hem İran istihbaratı hem de Taliban, hızla çöken IŞİD içindeki ABD bağlantılı grupların Suriye'den çıkarılıp Afganistan'a yerleştirildiğini biliyordu. Taliban, Kudüs Gücü'nden varoluşsal bir tehdit olarak gördüğü IŞİD’i yenmesine yardım etmesini istedi. İran, bu tür bir işbirliğinden memnun olmayan Afgan hükümetini bilgilendirdi, onlar da buna itiraz etmediler.

4 MADDELİK ANLAŞMA

Sonuçta Taliban, Kudüs Gücü'ne 4 taahhütte bulundu. İran sınırında istikrarı koruyacak, yabancı güçlerin varlığına muhalefetinden taviz vermeyecek, diğer etnik grupları veya mezhepleri hedef almayacak, “kardeş kardeşi öldürmeyecekti”. Taliban içinde çok farklı görüşlere sahip farklı hizipler olsa da, İranlılar bu yıllardaki mevcut Taliban liderliğinin vaatlerine bağlı olduğu değerlendirmesini yaptılar.

Bu ilişki, işgal güçlerinin geri çekilmesinin iç savaşa yol açmamasını sağlamak ve yeni hükümeti tüm Afganları kapsayıcı olmaya teşvik etmek için İran İslam Cumhuriyeti'nin son haftalarda ve aylarda etkili bir arabulucu olmasına yardımcı oldu. Kaynak: İşte Taliban’ın İran’la yaptığı 4 maddelik anlaşma! - İslami Analiz (islamianaliz.com)

Diğer bir yandan yıllarca Ruslara karşı şanlı bir direniş gösteren efsane bir komutan olan Ahmet Şah Mesut’un Penşir vadisindeki direniş güçleri ve onların başında onun oğlu Ahmet Mesut ile ilgili bir bilgiyi aktaralım. Çünkü hem Taliban’dan hem de Ahmet Mesut’tan barış ve savaş konusunda beyanlar oldu. Ama diyalog ile barışın sağlanması en büyük temennimizdir. Ahmet Mesut ile ilgili o yazı…

Ahmed Mesud kimdir?

Kaç yaşında?

Afganistan’da ne istiyor?

Taliban’ın iktidarı ele geçirdiği Afganistan’da, Taliban’a karşı direniş çağrısıyla ismi öne çıkan Ahmed Mesud kimdir?

Taliban’ın iktidarı ele geçirdiği Afganistan’da, Taliban’a karşı direniş çağrısıyla ismi öne çıkan Ahmed Mesud kimdir? İşte Ahmed Mesud’un kısa biyografisi: Ahmed Mesud, 10 Temmuz 1989'da doğdu. İlk ve Orta tahsilini İran'da tamamladı. İngiltere'ye giden Ahmed Mesud, Sandhurst Kraliyet Askeri Akademisi'nde bir yıl eğitim gördü. 2012 yılında başladığı King's College'den 2015 yılında mezun oldu. Ahmed Mesud, Savaş Araştırmaları ve Uluslararası İlişkiler alanında yüksek lisans yaptı.

Eğitimi bittikten sonra, Afganistan'a döndü ve Mesud Vakfı'nın başına geçti. 2019'da Babasının Pençşir Vadisi'ndeki kabrinde yapılan törende, babası Şah Mesud’un halefi ilan edildi. Ahmed Mesud, babasının Afganistan için uygun gördüğü İsviçre modelini destekliyor.

2019 Afgan Barış sürecine itiraz eden Ahmed Mesud, Taliban'ın ilerlemesi üzerine 2021'de İkinci Direniş isminde yeni bir yapı kurdu. Eşref Gani'nin yardımcısı Emrullah Salih'le Pençşir'de bir araya geldi. Taliban'ın Kabil'i alması sonrası Batılı ülkelere, İkinci Direniş örgütüne silah ve lojistik yardım yapma çağrısı yaptı. Ahmed Mesud, Taliban'ın Kabil'in kontrolünü ele geçirdikten sonra Washington Post'a yazdığı makalede, Taliban'a karşı savaşmak için Amerika'dan silah ve lojistik destek talep etti.

Ahmed Mesud son olarak, Arap Baharı’nın kara kutusu olarak bilinen Siyonist Filozof Bernard Henri Levy ile görüştü. Levy, Libya’nın devrik lideri Muammer Kaddafi ve Suriye rejimi lideri Beşşar Esad’a karşı söylemleriyle gündeme gelmişti. Levy, hem Hafter’e, hem de Suriyeli muhaliflere verdiği destekle tanınıyor. Levy, aynı zamanda Kürdistan Bağımsızlık Referandumu’nun destekçileri arasında yer almıştı.

Kaynak: Ahmed Mesud kimdir? Kaç yaşında? Afganistan’da ne istiyor? - İslami Analiz (islamianaliz.com)

Taliban’ın ülkeden yabancı güçlerin çekilmesini istemesi en doğal haklarıdır ve bu bir an evvel gerçekleşmesi gereken bir durumdur. Türkiye’nin almış olduğu olumlu karar ile askerlerini oradan çekmesi sevindiricidir. Gelişmeleri yakından takip ederek sorunun İslami ve insani boyutu ile son bulması için dua ederiz…

Henüz Bu Haber İçin Yorum Yapılmamış
Adınız Soyadınız
Güvenlik Kodu
BENZER HABERLER