VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
KÜNYE
FİRMA REHBERİ
İLAN REHBERİ
BİZE ULAŞIN
YAZARLAR
H24HBR

@ Haber Tarihi : 05 November 2021 00:51:33

0 Yorum

Kez Okundu.

SİYASİ VE EKONOMİK ÇÖKÜŞÜ KİMLER TETİKLEDİ!

SİYASİ VE EKONOMİK ÇÖKÜŞÜ KİMLER TETİKLEDİ!

Özlü Söz:

Yüksek bir mevkiye sahip olmadığından dolayı telaşlanma, ama o mevkiye layık olamayacağından dolayı endişe et! KONFÜÇYÜS

___________________ 0 ___________________

İktidara gelişinin 19. Yılını tamamlayıp 20. Yıla adım atan AKP, geldiği noktada adım adım erimeye doğru gidiyor. Bunun nedeni halkın geçim ve siyasal alanda istikrarsızlığın verdiği endişedir…

Halkın çoğunluğunun fakir olduğu ülkemiz ne yazık ki yıllarca dışa karşı bir bağımlılık ile iktidar olan partiler hiçbir icraatlarında halkın geçim endeksini yükseltmek için gerekeni yapmadılar. Bir tek Rahmetli Erbakan başbakanlığı döneminde ekonomiye beş noktada müdahale ederek hazineye 35 milyar dolar kazandırarak bunu çalışan kesime dağıtımını sağladı.

İşçi, memur, bağ kur, dul ve yetim aylıklarına % 110 ila % 300 oranında zam yaparak hem onları rahatlattı hem de piyasanın canlanmasına vesile oldu. Bunu başaran Erbakan buradaki sırrı dış güçlerin müdahalesine hiç fırsat vermeyerek kendi öz kaynaklarından faydalanmasından dolayıydı…

Erbakan’ın bu başarısı birilerini rahatsız etmiş olmalı ki onu o makamdan indirmek için hukuk dışı yollara başvurdular. Gizli ve işbirlikçi güçler o dönemin cumhurbaşkanı olan Süleyman Demirel’i bile oyunlarına alet ederek temayül dışı bir hükümet görevlendirme işine boyun eğdi. Meşru bir hükümetin yerine görevi başka bir partinin genel başkanına vermesi onun ülkesinin istikrarsızlığına attığı en büyük ihanetti.

O ihanet gibi bir görevlendirmeden sonra ülke bugüne kadar siyasi ve ekonomik istikrarı bir daha yakalayamadı. Gittikçe kötüye giden bu gidişat dış güçlerin yeni bir siyasal oyununu sahneye sürmesi ile mesele başka bir boyuta taşındı.

Yıllarca askeri vesayetin şemsiyesi altında kırık dökük bir demokrasi anlayış altında iktidar olan Kemalist eğimli partilerin yerine özellikle İslam coğrafyasında gelişen olayları kontrol altına almak için ülkedeki İslamcı siyasileri işbaşına getirme projesi devreye sokulmalıydı. Çünkü Kemalistler yıllarca İslami olan her yapılanmaya engel olucu adımlar atarak İslam dünyası ile aralarına set koymuşlardı.

Mustafa Kemali bir ilah konumuna koyan kraldan fazla kralcı Kemalistler diğer halkı Müslüman olan ülkeler ile araları hiçbir zaman iyi olmadı. Bunun için İslam coğrafyasında Türkiye’nin ciddi anlamda yer alması için bir değişimin olması gerekiyordu ve bu konuda adım attılar.

Bu adımı kiminle atacakları üzerinde çok çalışan ekip bu kişinin kim olacağı raporunu vermişlerdi. Bu kişi yıllarca Erbakan’ın yanında yetişen İstanbul belediye başkanı Recep Tayyip Erdoğan’dı…

Erdoğan’ı keşfeden ekip hazırlıklarını yapmış ve ona parti kurdurtarak iktidara gelmesi için bütün kapıları açmışlardı. O dönemde Fazilet Partisinin içinde üç yıldı huzursuzluklar vardı. O huzursuzluk nihayet patlak vermiş ve yenilikçiler ayrılarak parti kurma yoluna gitmişlerdi. Partilerini kurdular ve adına “Adalet ve Kalkınma Partisi” dediler. 2. Kasım 2002’de girdikleri seçimde tek başlarını iktidar oldular.

Erbakan bunlar için olması gereken her şeyi kamuoyuna açıklamasına rağmen dış destek, sermaye ve medya üçgeninden güç alan AKP yapılan anti söylemlere hep gölge düşürdü. ABD ona “Büyük Ortadoğu Projesi” için eş başkanlık görevini vermişti. Bunun duyulması ile birlikte çok sert tepki veren Erdoğan daha sonra yayınlanan bir videoda kendisinin eş başkan olduğunu itiraf edince halk onun ABD tarafından iktidara getirildiğine kani oldu.

İlk sekiz yılında halkın desteğini alabilmek için göz boyayıcı icraatlara imza atan AKP daha sonra F.Gülen ve cemaati ile başlayan mücadele ile onların terör örgütü olduğunu söyleyerek girdikleri her kademede onları oradan söküp atmak için çalışmalar başlattılar. Oysa ABD F.Güleni korumuş ve Erdoğan’ın geri verme taleplerine cevap bile vermemişti.

https://www.4x4bet123.com/ https://www.4x4bet123.com/

O tarihten bu yana AKP iktidarı bütün alanlarda gerilemeye başladı. Almış olduğu kredilerin yüksek faizlerin ödeme zorluğu çekti. Bu faizleri ödeye bilmek için kurum, kuruluş ve fabrikalar satılmaya başlandı. Dış borcun faizlerini ödemede zorlanınca dışarıdan yine borçlanma yoluna giderek faiz yüküne faiz bindirerek ülkenin geleceğini karanlığı soktu.

Bu durum ABD’nin tetikçi Prof.larından olan John Perkins’in 2006 yılında Türkçeye çevrilen kitabında tane tane yazılmıştı. Perkins kitabında bir ülkeyi ele aldıklarında önce orada birilerini iktidara getirdiklerin ve sonra onlara faizli krediler vererek iki alanda kullanmalarını istediklerini yazıyordu. Bu kredilerin kullanılan alanlarda biri otoban, tünel, köprü diğeri de konut alanıydı. Otoban, tünel ve köprüler onların ürettikleri oto ve diğer araçların ülkeye satışını gerçekleştirmek. Konut ise fakir halka ucuz taksitlerle ev satarak onların iktidarda durabilmesi için oy deposu içindi.

Daha sonra bankalarını satın aldıklarını ve bu bankalarla ülkeye sokulan otomobil ve diğer araçların faizli kredilerle satışlarını gerçekleşmesi idi...

Bu plan ve proje ABD’de tetikçi profesörler ile hazırlanmış ve iktidara getirilen partilerin iktidarında bunlar yürürlüğe konuluyordu…

Bu projeler AKP’nin eliyle tek tek gerçekleştirildi. Devletin borçlandırılıp ekonomilerinin zarflatılması bu şekilde sağlanmıştı ve ne yazık ki bu AKP’nin eliyle gerçekleştirildi.

Özellikle son 5 yılda ekonominin çöküşe geçmesi ve AKP’nin halka rağmen her şeye zam üstüne zam yapmasının ardından artık zamların günlük bir hale gelmesi iktidarı altın tepsi içinde CHP’ye kendi eli ile teslim etmesi demektir. Erdoğan’ın “Ben ekonomistim” diyerek ne kadar ekonomiden anladığı artık her kes tarafından bilinir bir duruma geldi. Etrafında olanlar onu çok yanılttıkları gerçeğini gözler önüne seren icraatlar artık halkın hiç gündeminden düşmemektedir.

Tek sığındıkları şey “Dünyada dolar enerji piyasası yükseliyor” yükseliyor sözüdür. Peki, tarım alanında dış ülkelerden ithal edilerek alınan hububat ve bakliyat ile pirinç için ne diyecekler acaba?

Tüm muhalefetin aynı noktada birleştiği AKP’nin istikrarsız bir ekonomi anlayışı ile ülkeyi getireceği felaket olmasına rağmen bu konuda AKP’nin bu konuda sağır sultan rolünü oynamasıdır.

Bunun yanı sıra Erdoğan’ın yürümede zorluk çektiği gerçeği ve hasta olduğu meselesi de gündeme düşerken AKP içinde kazan kaynamaya başladığın sesleri gelmeye başladı.

2023 yılında yapılacak genel seçim bu istikrarsızlık içinde bir erken genel seçime girmesi kaçınılmaz olacaktır. Çünkü bu gidişat belki bir sokak patlamasına yol açmaz ama bu böyle devam ettiği müddetçe AKP ve MHP oylarında dibe vurma çok acı olarak onlara yansıyacaktır.

Bütün bu gelişimin içinde yıllarca Milli Görüş çizgisinden hiç taviz vermeden yoluna devam eden Saadet Partisine çok iş düşüyor. Halkın nabzını çok ciddi anlamda tutarak ve halka İslam Birliği Projesini asil hüviyeti ile anlatarak İslam âleminin birliği ile elde edilebilecek siyasi ve ekonomik güçle ancak bu kötü durum ortadan kalkabilir…

Selam ve dua ile…

 

Henüz Bu Haber İçin Yorum Yapılmamış
Adınız Soyadınız
Güvenlik Kodu
BENZER HABERLER