VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
KÜNYE
FİRMA REHBERİ
İLAN REHBERİ
BİZE ULAŞIN
YAZARLAR
H24HBR

@ Haber Tarihi : 30 January 2023 05:02:45

0 Yorum

Kez Okundu.

Siyasetteki Kirlilik Seçime Yansır mı?

SİYASET’TEKİ KİRLİLİK SEÇİME YANSIR MI?

Özlü Söz:

Dürüst politikacı, birine katıldıktan sonra, öbür seçime kadar başkasıyla pazarlığa oturmayan politikacıdır.

Simon Cmeron

_____________ 0 _____________

Sistemler kendi değerlerini ortaya koyup kendini o değerler üzerine bina etmediği müddetçe başkalarının değerleri ile ancak taklitçi köle olurlar.

Bir sistem ne zaman kendi değerlerini hayata geçirip o değerler üzerine kendini bina ederse o zaman sistemini sağlam olarak temellendirir.

Kuruluşunun 100. Yılına girerken Türkiye Cumhuriyeti sistemini acaba kendi değerleri üzerine kurabildi mi?

Batı tipi demokrasi ve laiklik anlayışını rehber edinen sistem geçen bu kadar süre içinde her iki kurumu hakkıyla sisteme adapte edemediği gibi tamamen taklitçi bir konuma geçti.

Solun hiçbir zaman iktidar olamadığı ülkede iktidarlara hep sağcı partiler işbaşına geldi. Ve bu sağcı partiler hiçbir zaman sağcılıktan kastedilen kendi değerleri ile değil kapitalizm ile özdeşleşen bir sağcılıkla hep iktidar oldular.

Kuruluş döneminde dünyanın paylaşımı iki blok üzerine kurulmuştu. Birinci blok ABD ve diğer emperyalist ülkelerin başını çektiği kapitalist blok, diğeri ise SSCB’nin başını çektiği sosyalist blok.!

Marksist kurama göre dünyanın işçi sınıfı yapacağı eylem ve devrimlerle sistem değişikliği neticesinde kapitalizmi yıkıp bütün dünyaya sosyalizmi hâkim kılacaktır… 1990'lı yıllardan sonra bu Marksist kuram SSCB’de Gorbaçov’un dokunması ile kapitalizme dönüştü. Herkes bunu SSCB’deki sosyalizmin tıkanmasına bağladı. Oysa durum göründüğü gibi değildi.

Dünyanın hâkim güçlerinin almış olduğu karar gereğince paylaşımda iki karşı gücün rakip olarak devam etmesiydi. Üçüncü bir gücün varlığı durumunda dengelerin bozulacağı varsayılarak buna meydan verilmiyordu.

1979 yılındaki İran İslam İnkılâbının gerçekleşmesi hâkim güçlerin bütün oyunlarını ve dengelerini altüst etmişti. Dünyada üçüncü bir gücün ortaya çıkmaması için SSCB’nin devre dışı kalmasına karar verildi ve Gorbaçovun eli ile SSCB tarih oldu. Bunun nedeni İslam’ın bir güç olarak siyaset sahnesine çıkmasına karşı tedbirlerin alınması ve Müslümanların siyasette belirli bir güce sahip olmaması üzerine yeni bir düzen kuruldu. Bu düzene “Yeni Dünya Düzeni” adı verildi.

O tarihten sonra İslam coğrafyasında devinimler, yeni anlayışlar ve sahte devrimler ile yenibaharlara kapılar açıldı. Hatırlanacağı üzere Arap Baharı adı ile sahte devrimler, faşist ve dikta yönetimler yerine İslami kökenden gelen siyasetçilerin yönetimine yeşil ışıklar yakma açılımları…

İran İslam İnkılâbının hemen ardından Türkiye’de askeri bir darbe yapıldı ve bu darbe sonucunda batılılar Kemalist düşünceye sahip olanların yerine milliyetçi ve mukaddesatçı geleneğe bağlı olanların iktidara gelmesine zemin hazırladı. Türkiye’de bunu ilkin ANAP’la yaptılar daha sonra da bu yapılanma AKP ile zirve yaptı.

İşte tam da bu sırada ANAP ile başlayan yeni siyasette “siyasi kirlilik” baş gösterdi. Özal’ın iktidarında solu temsil eden CHP zihniyeti o dönemde Erdal İnönü ile muhalefet olarak mücadele etti. İslam’a ve Müslümanlara karşı Kemalist zihniyetin en katı şeklini ilk dönem iktidarında gösteren CHP, ANAP iktidarına karşı gösterdiği muhalefeti daha da şiddetlendirdi.

https://www.4x4bet123.com/ https://www.4x4bet123.com/

Bunun iki sebebi vardı; birinci sebep CHP kadrolarının katı bir İslam karşıtlığı vardı ve batıya endeksli siyasal görüş ve hayat tarzları buna el vermiyordu. İkincisi ilk defa devlet yönetimine gelen İslami kökenden gelen siyasetçilerin iktidar nimetleri karşısında İslam’dan ziyade nefislerine yenilmeleri neticesinde muhalefete çok malzeme vererek İslam dışı hareket ve yapılarından sıyrılmalarıydı.

ANAP, ABD destekli bir partiydi ve ABD’nin onunla işi bittikten sonra bir kenara fırlatması ile tarih oldu. Dünyadaki siyasal hareketler ivme kazanıp batının istekleri doğrultusunda sermaye ve silah verilerek kurulan cihat canlısı siyasetten uzak örgütlerin kurulması batının İslam coğrafyasında yaptığı en büyük sondajdı. Bu sondaj neticesinde ellerinde dolar ve batının silahları ile ortaya çıkan ve batının onları “İslami teröristler” olarak dünyaya tanıtması bu dönemlerde başladı.

Kuran etrafında Müslümanların bir daha toplanmaması için batılı güçler bu defa siyasi sahada onlarla işbirliğine giren partilerin iktidar olmaları için onları medya, siyasal güç ve kapitallerle destekledi. ANAP ile başlayan bu serüven bugün AKP ile devam ediyor.

Özellikle AKP’nin işbaşına gelmesi ile başlayan “İslam’ı Sorgulama” devresi başlamış oldu. Kuran ile Hadislerin arasını açmaya çalışandan tutun Hz. Âdem (as) baba bulmaya çalışan tiplerin ortaya çıkmasına kadar işi ileriye götürenler ortaya çıktı.

20 yıllık icraatında AKP iktidarının bugün gelinen durumunda en büyük darbeyi İslam’a vurdukları görülmekte. İslam’a ve Müslümanlara sempati ile yaklaşanlar bugün AKP sayesinde İslam’dan ve Müslümanlardan nefret eder hale gelmişlerdir. Onlarla konuştuğumuzda söylediklerin söz “Siz konuşurken çok güzel konuşuyorsunuz ama icraata geçince bunları yapıyorsunuz” demelerine karşı bir ikna etme mecalimiz dahi kalmıyor.

İslam ahlakına ve dünya görüşüne uymayan söz ve icraat'ların AKP ile siyasal hayata geçmesinin ardından bir kirlilik başladı. Önce Erdoğan’ı ilah konumuna getiren sözlerin partili yetkililerin ağzından çıkması hiçbir zaman engellenmemesi bir handikap oldu.

Daha sonra yapılan yolsuzluk ve yandaşlara verilen imkânlar ile birlikte onların vergilerinin silinmesi halkta müthiş bir rahatsızlık meydana getirdi. Pandemi ile başlayan ve gittikçe hızlanan pahalılık, döviz artışı, zamlar ve ücretlerin düşüklüğü siyasetteki kirliliğin ve denetimsizliğin bir yansıması olarak hayatımıza yansıda.

Trolleri ile iftira ve yalan haberlerle siyaseti kirleten AKP bu seçimi almak ve yoluna devam etmek için siyonist rejim ile ilişkilerini kuvvetlendirdi. ABD ile siyasal bağları pekiştiren AKP iktidarı seçime kendinden emin olarak giriyor.

Allah Kuranın Maide Suresi 82. Ayetinde şöyle buyuruyor; “İman edenlere düşmanlıkta en ileri olanlar yahudiler ve müşriklerdir”…

Yahudilerin, Müslümanlara düşman olduğunu beyan edip bizi uyaran Allah elbette ki en doğruyu önümüze koymaktadır. Katil siyonistlerin dostluğuna desteğine ihtiyaç duyan AKP iktidarı acaba ne kadar İslami davranıyor?

CHP’nin bile kabul edemediği AKP icraatlarına diğer İslami siyasetçilerin de hüsnü kabul göstermemesi siyasal bir oluşuma kapı açmış ve bir masa etrafında AKP icraatlarının ülkeyi daha büyük yıkımlara götürmemesi için bir adım atmışlardır.

Siyasetin kirli yüzü ile kendi yıktıklarını düzeltmek ve halkın yeniden güzel bir hayat standardına kavuşması için mücadele edip yan yana gelen siyasi oluşumu her gün kötüleme mitingleri düzenleyerek halkı aldatma yolunu seçmişler.

20 yıllık icraatın başında olan AKP iktidarı sanki CHP iktidardaymış gibi halkı bu yönden motive etme yolunu seçmiş. İcraatları ile halkını fakirleştiren bu iktidar kirli siyaset ve seçim hileleri ile olmazsa bu seçimi kaybedeceği görünüyor.

Temennimiz her partinin yapılacak seçimde kirliliklerin seçimlere ve sandıkları yansımaması ve dürüst bir şekilde bir seçimin yapılmasıdır.

Görelim Mevlâm neyler, neylerse güzel eyler…

Selam ve dua ile…

Henüz Bu Haber İçin Yorum Yapılmamış
Adınız Soyadınız
Güvenlik Kodu
BENZER HABERLER